- 707 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
KUTLU ORTAKLIK
Zülküfül bana dedi
Sen su ver ben yemek vereyim
Sen can ver ben kan Vereyim
Sen sağı çağır ben şehidi çağırayım
Sen ovaya in ben dağda oturayım
Ne kutlu ortaklıktı o
KUTLU ORTAKLIK
Sami bey büyük bir holdingin hissedarı, yönetim kurulu üyesi ve danışma kurulu
başkanıdır.Hafta içinde bazı günler korumalarını yanına almadan gezmeye çıkardı.
Sinemanın ilk seansına gider ve muhtemelen halk günü olduğu için düşük ücret ödeyerek
3-5 kişiyle bazen yalnız başına film seyrederdi. Sonra bir lokantaya gider yemek yer sonra amaçsız şekilde dolaşırdı. Yeni insanlarla tanışmak ona zevk verirdi. Aslında iş arkadaşları dışında pek arkadaşı da yoktu.
(Birkaç gün önce)
Emlakçı Metin bey telefonla Sami beyi arar:
-Sami bey
-buyurun metin bey
-iyi günler
-size de
-efendim çorludaki şahsi yatırımız olan fabrika binası için 2 trilyon lira teklif ediyorlar
-satmayı düşünmediğimi söylemiştim.
-ama daha önce 2 trilyona satabileceğinizi söylemiştiniz.Üstelik siz burayı 1 750 ye almıştınız. 2 ayda 250 milyar kar edeceksiniz. Ayrıca orayı satın almak isteyen Gürcan tekstilin oraya çok ihtiyacı var. Satmazsanız art niyetli olduğunuzu düşünecek.
-Ama ben burayı satınca elde edeceğim parayı ne yapacağım konusunda henüz bir karar vermedim yani oradan gelecek paraya şu anda ihtiyacım yok. İhtiyacım olun ca elbette satacağım.
-oradan gelecek parayı başka yatırımlarda değerlendirebilirsiniz.Sizin faize olan hassasiyetinizi biliyorum.Fakat başka yatırım araçları da var. Sizin oraya ihtiyacınız yok fakat Gürcan tekstilin var.
-peki satalım.
Yine kaçamak yaptığı günlerden birisiydi. Saat 11: 30 da sinemaya gitti.
Güzel bir film seyretti.Ara verildiğinde bir genç dikkatini çekti. Okul kıyafetliydi.
Okulu kırmanın kötü olduğunu anlatmak için diyalog kurmak istiyordu. Ama kendi de pek çok kez okulu kırmıştı.
Gencin yanına yaklaştı:
- merhaba
- merhaba
- nasıl film? Diye sordu
- güzel. Dedi genç
- Okulu kırdın galiba Dedi Sami bey
- Evet ilk iki ders boştu diğerlerini de ben kırdım
- Ama baban seni okulda biliyor ve okulda harcaman için para veriyor.
- Ben kendi paramı harcıyorum
- Nasıl yani
-borsada oynuyorum. Alış satış yapıyorum.2milyarım var. Haftada 150 milyon falan kazanıyorum bir kısmını tekrar hisse senedi alıyorum bir kısmını harcıyorum
-demek ki senede %100 kazanıyorsun öylemi
-evet
-Olsun sen yinede okulu fazla kırma
-peki efendim
Bu sırada filmin 2. yarısı başladı.
Film sırasında Sami bey fabrika binasının satışından gelen parayı borsada
değerlendirmeyi düşündü bunu yapacak biriyle de tanışmıştı.
Film bitmişti. Salonda 6-7 kişi vardı.
Film sonunda salondan çıkarken gencin yanına yaklaştı.
- genç bakar mısın? Müsaitsen birer çay içelim seninle bir konu hakkında konuşmak istiyorum.
- Peki olur ne hakkın da konuşacağız?
- Borsa hakkında
- Peki tamam
- Adın ne bu arada?
- Selman efendim
- Bende Sami tanıştığımıza memnun oldum
- Bende
Sinemanın karşısındaki kafeteryaya oturdular.Sami bey Selman’ın borsa bilgisini ölçmek için birkaç teknik soru sordu..Selman soruları yaşından beklenmedik biçimde doğru cevaplandırdı. Sonra Selman borsayla ilgili –kendine has – teorilerini- anlattı.
Kendi teorisine göre her gün yayınlanan “kazandıran ilk on hisse” yi takip edip o sektördeki diğer hisse senetlerine yatırım yapıyordu. Bunun gibi birkaç stratejisi vardı.
Sami bey Selman’ın anlattıklarından etkilenmişti.
Sami bey:
-seninle ortak iş yapalım mı?
-ne gibi
-benim bir miktar param var bunu senin borsada işletmeni istiyorum ama kazanacağın parayı üniversite eğitimin için harcayacaksın.
-Olur ne kadar bir paradan söz ediyoruz.
-2 trilyon.
Selman şaşırdı bu büyük bir paraydı.
-ben bu parayı senin emrine vereceğim.Sen bu parayı borsada işleteceksin
kar ve zararın bir kısmına ortak olacaksın ve anlaşma sona erdiğinde sen payını alacaksın
-benim payım ne kadar.
Sen belirle benim aklımdaki oran %10 ama ayrıca sarf ettiğin emek karşılığında bir de maaş alacaksın. Sözleşmemizin sonunda ana para ve yaptığım masrafları ben alacağım kalan karın ve zararın %10 u sana %90 ı bana ait olacak,mesela 2 trilyon yatırdım bunu sen 2 yıl içerisinde 4 trilyon yaptın ve 30 milyar lira masraf yaptık sözleşme sonunda ben ana para ve masraflar yani 2,030 trilyon alacağım diğer kısmı sözleşmedeki gibi paylaşacağız.
-hep kar edeceğimizi konuşuyoruz ya zarar edersem.
-zararında % 10 una ortaksın ve paranın tamamını kaybetmeyeceğini düşünüyorum.
Diyelim ki 100 milyar zarar ettin bunun %10 unu ödeyeceksin buda 10 milyar yapar.
Ama bu parayı ömrünün sonuna kadar herhangi bir zamanda ödeyebilirsin . Bu konuda seni zorlamayacağım.
-Ama ben sana hiçbir teminat ve kefil gösteremem
-borcunu ödemeye niyeti olanın kefili Allah ‘tır Selman
-Peki kabul ediyorum dedi Selman
-tamam o zaman detayları konuşalım.
- senden ilk olarak istediğim banka, içki ve turizm kağıtlarını almaman
2.olarak zarar edeceğini anladığın zaman “zararı durdur emri” emri vermen
3. olarak bankada hesap açtıracağım bu hesap havale emirlerine ve benden başka kişilerin çekim işlemlerine kapalı olacak. İnternet üzerinden ve telefonla alım satım yapabileceksin.
4.sana aylık 500 milyon lira maaş vereceğim bu efor sarfettiğin için ama bunu masrafa
sayacağım.
5. derslerini aksatmayacaksın ve sağlığına dikkat edeceksin.
-peki kabul ediyorum. Fakat sormak istiyorum neden banka kağıtlarını almıyorsunuz.
-Ben dini hassasiyetleri olan birisiyim bu benim kişisel tercihim.
-anlıyorum
-Yarın ofisime gel anlaşmayı imzalayalım.Gerçi 18 yaşından küçük olduğun için bu anlaşma kanunen seni bağlamayacak. Bu arada kaç yaşındasın?
-16
-kaçıncı sınıfa gidiyorsun
-lise 2 1yıl hazırlık okudum
-senden istediğim bir şey daha var. Anlaşmamızı bir sır olarak saklayacaksın. Bu senin güvenliğin için gerekli. 2 trilyon parayı idare ettiğini duyan kötü niyetli kişiler seni rahatsız edebilir. Bundan bende rahatsız olurum
- Anlıyorum.
Ertesi gün Sami bey’in ofisinde anlaşmayı imzaladılar. Sami bey Selman’a internet hesabının şifresini ve telefonla alım satım yapabilmesi için gerekli bilgileri verdi.
Selman işe koyuldu. Önceleri yaptığı gibi küçük alım –satımlar yapıyordu .
Gittikçe daha da ustalaşmaya başladı. Daha cesur ve daha büyük alım-satımlar
yapıyordu.Bunun için okulun yakınındaki internet cafeye gidiyor seansı izliyor alım- satım yapıyordu. Fakat bazı hisse senetlerini ilk seans ta satması gerekiyordu. Bunun için tenefüste aracı kurumu arayıp talimat veriyordu. Bazen de aracı kurum danışmanı onu arıyor tavsiyeler de bulunuyordu. Selman bu tavsiyelerin bazılarını dikkate alıyor,
bazılarını almıyordu.
İlk seansı da takip edebilmek için internete bağlanabilen avuçiçi bilgisayarı Sami bey’den istedi.
Sami bey:
-Bu gerekli mi? Diye sordu
-evet gerekli dedi Selman.
Bunun üzerine Sami bey 2000$ lık bir avuç içi bilgisayar gönderdi.
Selman’ın bazı hareketleri okulda dikkati çekmeye başladı.Teneffüste gizli telefon konuşmalar, avuç içi bilgisayar bunlar diğer öğrencilerin dikkatini çekiyordu.
Telefonda kiminle konuştuğunu soranlara “bir arkadaşla” cevabını veren Selman’ın bu cevabı pek tatminkar bir cevap değildi. Ayrıca maaş aldığı için ekonomik durumu iyi olan Selman oldukça rahattı. Bir iş adamı gibi davranıyordu. Adeta 10 yaş birden büyümüştü.Gerçi Selman’ın okulunda da zengin çocuklar vardı ama o başkaydı.
Selman hakkında efsaneler üretilmeye başlandı. Kimisi onun mafyaya katıldığını söylüyor kimisi ise istihbarat teşkilatına katıldığını olduğunu düşünüyordu.
Yine bir gün Selman yatırım danışmanı ile konuşurken danışman banka kağıdı tavsiye etti.
Selman:
-banka almıyoruz dedi.
Buna kulak misafiri olan sınıf arkadaşların birisi hemen sınıfa gelerek
- Selman banka alacakmış dedi diğer arkadaşlarına
Dedikodu gazetesi sür manşetten haberi yayınladı
“Selman banka alacakmış. Selman’ın bir banka alacak kadar parası varmış. En az 1 milyar doları varmış. Kendini belli etmemek için devlet okuluna gidiyormuş” . Günlerce
konuşuldu. En yakın arkadaşına bile sır vermeyen Selman söylentilerin bazılarını duyuyor ama kulak asmıyordu .
Zengin çocuklarının da bulunduğu okulda Selman’ın her hareketi taklit edilir olmuştu. Bazı zengin öğrenciler sırf geri kalmamak için babalarına avuç içi bilgisayar aldırmışlardı.Gerçi bu onların pek bir işine yaramıyordu ama olsun.
Selman günlük 2-3 tane gazete almaya başladı. Birisi ekonomi gazetesiydi. Okulda gazete okuma modası başladı. Herkes gazete okuyordu. Kızlar magazin erkekler spor sayfalarını okuyordu.Oysa Selman siyasi ve ekonomik gelişmeleri takip ediyordu.
Bir gün sınıftan arkadaşları onu bilgisayar oyunu oynamaya davet ettiler.
-Selman counter oynayacağız gelsene.
-ben sıkılıyorum bu oyundan hepinizi yeniyorum
-iyi ya seni ondan takıma aldık iyi oynuyorsun diye.
-peki gelirim
Okulun yakınında ki bir internet cafeye gittiler.
Oyun oynuyorlardı ki Selman’ın telefonu çaldı.Aracı kurumun yatırım danışmanı arıyordu:
-Selman bey Karabük hisselerini istediğiniz fiyattan sattık ne alalım?
-Erdemir 10 000 lot al
-Tamam
Konuşmayı duyan arkadaşı:
- Erdemir ne Selman
- Yassı çelik üreten bir fabrika
- Fabrikayı mı satın alacaksın?
- Hayır oğlum hissesini satın alacağım hani borsada oynuyordum ya biraz param vardı o olay
- Haa anladım
Annesi de Selman’daki değişiklikleri fark etti. Hele avuçiçi bilgisayarı nasıl aldığını harçlığından daha fazla nasıl harcama yaptığını anlamıyordu. Derslerindeki başarısını devam ettirebilmek için Selman’ın daha fazla efor sarfetmesi annesinin gözünden kaçmıyordu. Tırnaklarını yemeye başlaması bile annesinin dikkatini çekti.
Bir akşam annesi Selman’a:
-Oğlum ne oluyor sana böyle
-Ne gibi anne
-Ne bileyim oğlum ekonomi gazeteleri okuyorsun, avuç içi bilgisayar almışsın.
-Anne borsada oynuyorum ya
-oğlum sünnetin den kalan1,5 milyar için mi bu kadar yoruluyorsun ?
-evet anne
Annesi Hatice Hanımı bu konuşma tatmin etmemişti. Birgün Selma’nın cep telefonunu karıştırdı.Rehberde tanımadığı bir isim arıyordu. “Samibey” yazan bir numara buldu.
Telefon açtı:
- alo
- buyurun
- Sami bey’le görüşecektim
- Buyrun benim
- Ben Selman’ın annesiyim
- Evet buyurun size nasıl yardımcı olabilirim
- Ne işle meşgulsunuz
- Ben bir holding’te yöneticiyim
- Selman’ın sizinle ne gibi bir ilişkisi var
- Ortağız
- Nasıl yani?
- Borsada paramı işletiyor
- Peki iyi günler. Sizinle yüz yüze görüşmemiz mümkün mü?
- Tabii İkitelli de Boryak holdinge gelin
- Oldu tekrar iyi günler.
Ertesi gün Hatice hanım Boryak holdinge gitti. Yönetim katına çıktı. Kapıdaki sekreter
Sami beye haber verdi. 10 dakika bekledikten sonra Sami beyin odasına girdi.Sami bey onu samimi bir şekilde karşıladı
- Buyrun hoş geldiniz
-hoş bulduk
-ne içersiniz
-kahve alayım
Sami bey telefonla:
-2 kahve kızım
Hatice hanıma dönerek:
-Buyrun, size nasıl yardımcı olabilirim
-Oğlumla nasıl bir ilişkiniz var?
-Oğlunuzla bir sinemada karşılaştık.Biraz sohbet ettik. Borsadan iyi anlıyormuş. Bende elimde fazla bulunan bir miktar parayı işletmesi ona teslim ettim.
-Ne kadar bir para bu?
- 2trilyon lira
-ne!!
- 2 tilyon lira. Bunda şaşılacak bir şey yok. Bu benim için fazla bir miktar değil.
-ortaklığınız nasıl peki
-Masraflar ve ana para düşüldükten sonra kar ve zararın %10 u oğlunuza ait
oğlunuz paramı çok iyi idare ediyor şu anda 200 milyar kardayız.2 sene sonunda tahmin ediyorum bu kar 2 trilyon olacak.
-peki neden oğlum
-Aslını isterseniz benim bu paramı idare edebilecek nitelikte pek çok danışmanım ekonomistim var, belki oğlunuzun kazandıracağından daha fazla para kazandırabilirler
ama ne var ki sadece para kazanmak bana mutluluk vermez zira benim yeterince param var.Oğlunuzu seçmemdeki asıl neden oğlunuzun eğitim hayatına katkıda bulunmak.
Oğlunuzla olan anlaşmamda kazandığı parayı üniversite eğitimi için harcayacağı konusunda anlaştık. Yani ben oğlunuzun iyi bir üniversitede okuması konusunda
Yardımcı olmuş oluyorum.Bence bu bir öğrenciye burs vermekten daha etkili bir yöntem.
-Fakat oğlum ekonomi gazeteleri okuyor.Derslerini yetiştirebilmek için gece 12 lere kadar
ders çalışıyor.Stresten tırnaklarını bile yemeye başladı.
- her şeyin bir bedeli var zenginliğinde
- derslerini ve sağlığını etkilemediği sürece izin veriyorum
- emin olun derslerini ve sağlığını etkilerse anlaşma sona erer.
- Teşekkür ederim zaman ayırdığınız için.
- Rica ederim.
Hatice hanım eve döndü. Akşam olayı eşi ismet beye anlattı ismet bey olayı duyunca çok şaşırdı. İsmet bey’le Hatice hanım, Selman’a oyun oynamaya karar verdiler.
Pazar günü İsmet bey’le Hatice hanım konuşuyorlardı.Selman’da odadaydı
-Hanım bir arsa var kaçırılmayacak fırsat ama ne var ki o kadar nakitim yok
-konut arsası 1,5 trilyonum olsa hemen alırım, 3 trilyona hemen satarım alıcısı hazır
2 ayda %100 kar
-yapma ya bey, keşke birikmişimiz olsaydı
Selman hemen lafa girdi:
-baba gerçek mi bu arsa işi?
- gerçek tabi yalan mı söyleyeceğiz
- ben o kadar parayı temin edebilirim
İsmet bey gülmeye başladı
- hemen de sazan gibi atladın .Yok oğlum öyle şey.2 ayda %100 kar nerde görülmüş.
Oğlum sen delimisin. Nasıl cesaret edersin elalemin parasını işletmeye. Hemde az bir para değil tam 2 trilyon
- siz nerden öğrendiniz
- annen anlattı
Hatice hanım:
- oğlum Sami beyle görüştüm. Bana her şeyi anlattı
- sen Sami beyi nerden biliyorsun
- cep telefonunu karıştırdım
- ama cep telefonum benim özelim
- ailede özel olmaz hem bu olağan üstü bir durum
babası :
-oğlum bir işe girişirken babana danışsana ben yinede arkandayım.
O günden sonra tüm aile( annesi babası abisi ve ablası) olayı öğrendi. Selman maaş aldığı için ekonomik durumu çok iyiydi. Üniversitede öğrenci olan abisi bazen ondan borç istiyor şaka yollu ona takılıyordu.
Selman kendini daha güçlü hissediyor ve kendini işe daha çok veriyordu.
Selman’ın okulunda bir kız öğrenci lösemi hastası olmuştu. Ameliyat olması gerekiyordu. Okulda yardım kampanyası açıldı. Herkesten para toplanıyordu. Selmanın sınıfında da bir kişi bu işi organize ediyordu.Selman’a yardım edip edemeyeceğini sordular
Selman:
- Biraz bekleyin ne kadar yardım edebileceğime bir bakayım.
Dışarı koridora çıktı. Sami bey’e telefon açtı
- Sami bey iyi günler
- İyi günler Selman, buyur
- Bizim okulda Zehra SARITAŞ isminde bir kız var, kız lösemi hastası ve kemik iliği nakli yapılacak yardım toplanıyor da yardım edebilir misiniz diye soracaktım
- Bak Selman artık sende zengin birisin. Senin yardım etmen gerek. Herkes sürüsünden mesul dür sende kendi süründen mesul sün . Elinden geldiğince yardım et. Senin sorumluluk alanına giremem.
- Peki teşekkür ederim
- Derslerinde başarılar
Selman biraz düşündü. Sınıftaki organizasyonu yapan çocuğa
- yarın yardım yapacağım dedi.
Ders çıkışında bankaya gitti kendi hesabından1 milyar lira çekti ve organizasyonu yapan çocuğa verdi. Tabi bu büyük bir miktardı. Herkes 50-100 milyon yardım ederken onun 1 milyar yardım etmesi dikkati çekmişti.
Bu arada bu olay rehberlik hocasının kulağına da gitmişti.2 gün sonra Rehberlik hocası Selman’ı odasına çağırdı. Selman kapıyı vurup rehberlik odasına girdi.
Selman:
- buyurun hocam beni istemişsiniz
- otur Selman biraz konuşalım. Nasılsın bakalım
- Hamdolsun iyiyim. Siz nasılsınız
- Bende iyiyim sağ ol Selman. Sana bir şey soracağım
- Buyrun hocam
- Biliyorsun Zehra arkadaşınız için yardım toplamıştık. En yüksek yardım edenlerden biri sensin
- Evet
- Ailenle teşekkür etmek için görüştüm bugün fakat onların bundan haberi yoktu. Sana bu parayı nerden bulduğunu sorabilir miyim
- Hocam bundan 2 hafta önce 10-B sınıfından Orkun doğum günü partisi vermek için 1,5 milyar vererek bir kafeyi kapattı. Neden onu sorgulamıyorsunuz? Oysa ben paramı iyi bir şey için harcadım ve ben sorgulanıyorum .Kırıldım. Bilmek istiyorsanız söyleyeyim borsadaki hisse senetlerimin bir kısmını sattım.
Başka bir şey söylemeden odada çıktı
Akşam annesi Selman’a sordu:
- oğlum bu gün rehber öğretmenin aradı Bir kıza 1 milyar yardım etmişsin
- evet anne
- Parayı Sami bey mi verdi?
- Hayır kendi paramdan yardım ettim.
- Sünnet paranı mı verdin
- Bir kısmını, sünnet param 1,5 milyar o hala duruyor
- Sana kızmıyorum çünkü o senin paran istediğin gibi harcayabilirsin
Birkaç gün sonra okuldan birkaç kişi Zehra’yı hastanede ziyarete gittiler.Selman’da aralarındaydı. Bir çiçek götürdüler. Zehra’nın morali yerindeydi. Selman Zehra’nın halini görünce sağlıklı olduğu için Allah’a şükretti.
Ziyaret sonrası Zehra’nın annesi ile de görüştüler. Selman kendini tanıttığında Zehra’nın annesi gülümsedi.Selman’a:
- Oğlum çok iyi bir patronun var Allah ondan razı olsun bize çok büyük yardım etti
Onun yardımı sayesinde çok rahatladık dedi.
Aradan günler geçiyor Selman borsa işi ve dersleri arasında koşturup duruyordu.
Bir gün Sami bey Selman’a tele fon açtı
- buyrun
- Selman ben Sami
- Buyrun Sami bey
- Yarın saat 5:30 da büyük derya otelinde yemekli bir tanıtım toplantısı var. Efor tekstil halka açılıyor. Seninde katılmanı istiyorum. Büyük yatırımcılar davetli
- Peki Sami bey okuldan sonra giderim
Okul sonrası biraz arkadaşlarıyla takıldıktan sonra minibüsle otele gidi. Kapıdaki görevliye toplantının nerde yapılacağını sordu sonra onun tarif ettiği yere doğru ilerledi. Salonun kapısında ayrıca görevli bekliyordu. Kapıdan tam geçiyordu ki salon görevlisi onu durdurdu.
- buyur genç yardımcı olayım
- Efor tekstilin halka açılım toplantısı varmış.
- Evet de bu toplantı büyük yatırımcılar için öğrenci harçlıklarıyla yapılan yatırımlar için değil
- Sence 2 trilyon büyük sayılırmı? Ben Sami OKUR’u temsil ediyorum
- Peki geç bakalım
İçeri girdi. Nereye oturacağını seçmeye çalışırken üstünde çalıştığı aracı kurumun ismi olan bir masaya rastladı. Masada biri bayan üç kişi oturuyordu. Yaklaştı.
- iyi akşamlar aranızda Tolga bey var mı?
- Buyrun benim dedi 30 yaşların da takım elbiseli bir.
- Ben Selman Sami bey’in yatırmcısı
- Aaa O sen misin, hoş geldin, buyur otur dedi.
Yanındaki bayana 25 yaşlarındaki bayana dönerek:
- bu yaşta 2 trilyonu yönetiyor dedi.
Bayanın ilgisini çekti ve Selman’la yakınlaşmaya çalıştı.
İlk önce yemek yenildi, daha sonra toplantıya geçildi. Yüksek gürültülü bir müzik çalıyordu. Konuşmacının biri kürsüden inince hemen gürültülü bir müzik çalıyor şirket personeli olan kişilerce alkışlanıyordu. Selman bu durumdan rahatsız olmuştu. Bir şeyler yanlış gidiyordu. Ona göre bu daha ciddi bir toplantı olmalıydı.
Saat 9 gibi toplantı bitti. Salon çıkışında ön talep toplanıyordu. Görevliler Selman’a da talepte bulunup bulmayacağını sordular.
Selman:
- ben ön talebimi daha sonra bildireceğim dedi
Eline tanıtım broşürünü ve bilançoyu alarak eve gitti. Odasına çekildi. Elindeki bilançoyu anladığı kadarıyla incelemeye başladı. Her şey normal gözüküyordu. Fakat yanlış olan bir şey olmalıydı. Ağabeyside ekonomi okuyordu. Abisine bu bilançoları incelettirmeye karar verdi. Abisinin odasına gitti.
Selman:
- abi senden bir şey istesem yapar mısın?
- Söyle bakalım
- Şu bilançoları inceler misin? bir hata var ama bulamıyorum
- Peki ver bakalım.
Selman bilançoları abisine verdi. Abisi incelemeye başladı . Sayfaları tek tek gözden geçiriyor bazen de hesap makinesiyle hesap yapıyordu. Sonunda Selman’a döndü:
- 2 hata var 1.si sermaye artırımına gitmişler yani arttırdıkları kısmı satmışlar yani olmayan kısmı . Bu genelde yapılan bir şey. 2. si ise makinelerin çoğunun amortismanı bitmiş yenileme yatırımı yapmamışlar , amortisman için ayırdıkları fonları kar olarak dağıtmışlar oysa tekstilde teknoloji çok önemlidir
- sonuç
- sonuç bu şirket yakın zamanda yenileme yatırımı yapması gerekiyor buda kar etmeyecekleri anlamına geliyor.
- Sağol abi yani bu şirketin hissesi alınmaz
- Bilemiyorum ben sadece fikrimi söyledim.
Selman odasına gitti ve paralarını sakladığı kutudan 50 milyon alıp tekrar abisinin odasına gitti. Abisine parayı uzattı. Abisi :
- bu ne
- danışmanlık ücretin
Abisi gülümsedi
- Allah bereket versin . başka bilanço varsa getir.
Ertesi gün Sami bey Selman’ı aradı. Efor tekstil hissesi alıp almayacağını sordu. Selman olanları anlattı. Sami bey de kendi aracılık şirketini arayarak bu hisselerden almamaları konusunda talimat verdi.
3ay sonra Efor tekstil Borsaya yenileme yatırımına gideceğini ve bu dönemde kar dağıtmayacağını açıkladı. Hisselerinin değeri çok düştü.
Selman işe devam ediyordu. Bu arada yemekte tanıştığı duygu adlı kız Selman’ı
Aramaya başlamıştı.derste teneffüste devamlı Selman’ı arıyordu. Bir gün Selman’ı yemeğe
Davet etti. Selman onunla yemeğe çıktı.ertesi gün çay içmeğe daha ertesi gün sinemaya davet etti. İş iyice çığırından çıkmak üzere ve yanlış bir yola sapmak üzereydi. Selma bu ilişkinin yanlış olduğunu biliyor fakat bir türlü bu işin içinden nasıl çıkacağını bilmiyordu.
Sami bey’i aradı:
- Sami bey iyi günler
- İyi günler Selman buyur
- Sami bey başımda bir sorun var çözemiyorum.
- Hayırdır biri seni tehdit mi ediyor?
- Hayır öyle değil daha karışık
- Haa anladım!, kaç yaşlarında bu sorun
- 25 yaşlarında adı Duygu
- peki ben hallederim. Ne iş yapıyor?
- Aracı kurumda çalışıyor
- sana bu tehlikeden bahsetmeyi unutmuşum.
Sami bey Selman’dan Duygu’nun telefonunu. Duygu’yu aradı:
- duygu hanım iyi günler . ben Sami Okur Selman’ın patronuyum.
- Buyurun efendim
- Biliyorsunuz Selman benim ortağım bu yüzden onun babası sayılırım. Onu korumak benim görevim. Selman’ ilişkinizi iş ilişkisi içinde tutmanızı istiyorum . Selman sana 5-6 numara dar gelir
- Biz sadece arkadaşız.
- Bende onu diyorum. Artık arkadaş değilsiniz. Bunu başka türlü anlatmamı istemezsiniz.
- Peki efendim fakat Selman bu konu da ne düşünüyor.
- Benim düşündüğüm gibi düşünüyor
- Beni yanlış anlamış
- İşte yanlışlığı düzelttik
- Oldu Sami bey daha dikkatli olurum
- Teşekkür ederim anlaşacağımızı biliyordum.
Bu konuşmadan sonra Duygu bir daha Selman’ı aramadı.
Birkaç ay sonra yine bir halka toplantısı. Sami bey yine Selman’a telefon açtı
- Selman Ritz Carlton otelde Cemtaş demir çelik’ in halka açılım toplantısı var benim yerime senin katılmanı istiyorum
- Peki Sami bey okuldan sonra giderim
Okuldan sonra otobüsle Beşiktaş Ritz Carlton otele gitti. Okul çantası ve okul kıyafetleri ile lobiden toplantı salonuna indi.
Salon görevlisi onu içeri almadı:
“
- Davetiyeniz lütfen
- Davetiyem yok
- Sizi içeri alamam
- Ama az önce geçen beye davetiye sormadınız. Ben büyük yatırımcıyım
- Özür dilerim bana verilen talimat böyle
Selman çaresiz kapının önüne çıktı . Sami bey’i aradı
- Sami bey beni içeri almıyorlar
- Tamam sen şimdi sahile in birazdan makam arabam gelecek sana takım elbiseve davetiyeyi getirecek o zaman toplantıya rahatlıkla girebilirsin. Kaç beden giyiyorsun?
- 46
- tamam
sahile indi bir çay bahçesinde oturdu. Aradan 45 dakika geçti . telefonu çaldı.
- Buyrun!
- Selman bey mi?
- Evet
- Ben Sami beyin şoförüyüm nerdesiniz şu anda
- Sahilde cennet çay bahçesinde
- Tamam
Birazdan çay bahçesine lüks bir makam aracı yanaştı. İçinden takım elbiseli biri çıktı.
Selman bu arabanın kendisi için geldiğini anladı ve yanına gitti.
- Sami beyin şoförü müsünüz
- Evet
- Ben Selman
- Sami bey size takım elbise ve davetiyeyi gönderdi.
- Tamam da üstümü nasıl değiştireceğim
- Benim bildiğim bir lokanta var oranın tuvaletinde değiştirebilirsiniz.
- Peki gidelim
Selman’la şoför yakındaki lokantaya gittile4r
Tuvalet ve lavabo bir aradaydı ve tek kişilikti. Şoförle lavabonun olduğu kısma girdiler
Selman okul kıyafetini çıkardı ve takım elbiseyi giydi.
Selman tam giyinirken orta yaşlı bir bayan onları gördü.
- AA ne ayıp
Şoför:
- hastır oradan be dedi içinden
Selman takım elbiseyi giydi, makam arabasına bindi, otelin kapısına geldi. Şoför hemen geri dönerek Selman’a 20 milyon uzattı ve
- bunu kapıyı açan görevliye verecekmişsin Sami bey öyle dedi. Dedi
Görevli kapıyı açtı. Selman ona 20 milyon bahşiş verdi. Sonra salona indi. Davetiyesini gösterdi.
Çok ciddi bir toplantı oldu. Bilanço kalemleri tek tek açıklandı. Sorular cevaplandırıldı.
Selman ikna olmuştu. Selman iyi bir iskonto ile 30 000 lot talepte bulundu halka açılımdan kısa bir süre sonra hisse senedi fiyatları arttı. Karlı bir alışveriş olmuştu
Selman bir gün okuldan çıkarken yanına bir otomobil yanaştı. İçinden siyah takım elbiseli biri çıktı.Selman’ın arkasından seslendi:
- Genç arabaya bin bakalım dedi.
Belindeki silahı göstererek
Selman arkasına döndü. Adamın silahını gördü.Biran kaçmayı düşündü .Neden sonra
Durumun aleyhine olacağını düşünüp arabaya bindi. İçeride patron olduğu her halinden belli biri vardı. Sami beyin bahsettiği durum başına gelmişti.Kaçırılıyordu.
Patron:
-Genç sende çok para varmış.Seninde bize borcun var alacağımızı almaya geldik.
Selman hemen durum muhasebesi yaptı, bu durumda nasıl kurtulabilirdi.
Selman:
-evet bende para var ama bana ait değil.Size ödeme yapabilmem için beni şirkete götürmeniz lazım . Oradan para alıp size ödeme yapabilirim.
-yamuk olmasın
-olmaz ben para istediğim zaman hemen verirler.
-peki şirket nerde?
-Şirket ikitellide Boryak holding
-tamam gidelim
-ters bir durum olursa kendini ölmüş bil.
-tamam abi sen merak etme.size ne kadar ödeme yapmam gerekiyor
-150 milyar şimdilik.
-tamam
Boryak holding’e gittiler. Selman ve adamlardan birisi şirket binasına girdi.Danışmadaki
Görevliye Sami beyle görüşmek istediğini söyledi.Sami beyi danışmadan aradı.
-Buyur Selman
-abi senden bir miktar para isteyecektim.(Selman’ın sesi heyecandan titriyordu)
- Hayırdır neden?
-Banka hissesi alacağım
Sami bey ters bir durum olduğunu anladı.
-Selman ters bir durum mu var?
-evet
-senden haraç mı istiyorlar?
-evet
-rahat konuşamıyor musun?
-evet
-yanında biri mi var?
-evet
-Tamam sakin ol ben hallederim.2 dakika sonra yanına güvenlik şefimiz gelecek seni oradan alacak gerisini biz hallederiz.
Biraz sonra takım elbiseli bir adam geldi. Çok sakin görünüyordu
Selman’a dönerek:
-Sami bey sizi ofisine çağırıyor ödeme yapacak
Sonra yanındaki adama dönerek
-siz burada bekleyin dedi.
Adam itiraz edecek olduysa da yapabileceği bir şey yoktu.Bekleme odasına geçti.
Diğer adamlar otoparkta bekliyordu.
Holding binasında sessiz bir hareketlilik başladı.Bütün katlarda ki silahlı güvenlik görevlileri aşağı kata indiler. Faka lobide kimse gözükmüyordu.
Bu sırada bekleme odasında oturan mafya elemanın yanına 3 güvenlik görevlisi dışardan gelmiş gibi oturdu. Otoparkta bekleyen arabanın arkasına bir araç park
edildi önünde duvar vardı. Operasyon başladı.Silahlı görevliler arabanın etrafını sardı. Arabadakiler dışarı çıkarılıp yere yatırıldılar.İçerdeki de etkisiz hale getirildi. Polis çağrıldı ve polise teslim edildiler.
Selman çok korkmuştu. Sami beyin isteğiyle Selman Holding binasında ifadesini verdi ve Sami bey tarafından evine bırakıldı.
Anlaşmanın süresi dolmuştu. Bu arada Selman liseyi bitirmiş ÖSS de iyi bir puan almıştı.
Sami bey Selman’ı ofisine çağırdı. Selman Sami beyin ofisine gitti. Karşılıklı hesaplaşacaklardı
Sami beyin ofisinde:
-hoş geldin Selman
-hoş bulduk Sami bey
-Nasılsın?
-hamdolsun siz nasılsınız?
-bende iyiyim. Biliyorsun anlaşmamız sona erdi. Artık hesaplaşalım. Anlat bakalım ne kazandık ne harcadık?
-2 trilyon ana parayla borsaya girdik, bu arayı ben işlettim.Şu anda nakit’e çevirdiğim hisse senetlerinin değeri 3 trilyon 840 milyar. Fakat aldığım fiyattan düşük olduğu için nakit’e çevirmediğim hisse senetleri var bu hisse senetlerinin bu gün ki değeri 120 milyar civarında
2 ay sonra bu hisse senetlerinin fiyatının yükseleceğini düşünüyorum ama bugün ki değerle hesap edersek 3 trilyon 960 milyar ediyor. Masraflarımız : bana 2 yıl içerisinde12 milyar ödeme yaptınız 1 avuç içi bilgisayar aldınız bir takım elbise ve internet bağlantı ücretleri 3 milyar lira toplam yaptığımız masraf 18 milyar lira bunu kardan düşersek
3 trilyon 942 milyar ediyor %10 u 194 milyar200 milyon ediyor
Sami bey önündeki deftere baktı bilgisayarına baktı bazı hesaplamalar yaptı ve sonra Selman’a döndü:
- mutabıkız dedi
Sonra kasadan çek defterini çıkardı ilgili miktarı yazdı ve çeki Selman’a verdi
Selman:
- Allah bereket versin dedi
- Bereketini gör. Bak Selman ben anlaşmanın bana düşen kısmını yerine getirdim şimdi sıra sende . Bu parayı eğitimin için harcayacağın konusunda anlaşmıştık. Bu yüzden senin İngiltere de Oxford üniversitesi ekonomi bölümünde okumanı istiyorum.
- Bende anlaşmanın bana düşen kısmını yerine getireceğim fakat ailemden onay almam lazım ailemde onay verirse İngiltere ye giderim
Ailesine danışan Selman ailesinin de onayıyla İngiltere ye gitti
BİTTİ
Not: girişteki şiir Sezai KARAKOÇ’un Hızırla Kırk Saat isimli şiirinden alınmıştır.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.