Yasakçı Bir Türkiye
Hayatım boyunca izin almayı sevmedim.
Sevdiğimiz bir arkadaşımıza gideceğimiz zaman, anne izin verir misin demedik. Annem o zaman genç ve bir komutan gibi başımızdayken, izin istemedik. Başımız nedense hep dikti.
Annem hazırlıklarımızı görünce anlardı gideceğimizi.
Çocukken bile izin almadık.Belkde bize öğretilmedi bu.Özgürdük.Canımız isteyince dışarda
alırdık soluğu. Bütün sokaklar bizimdi.
Evcilik oynarken,istop oynarken,dalye kurarken de izin almadık. Diğer arkadaşlarımızın da izin aldığını sanmıyorum.Çocuk seslerimiz, kahkahalarımız, çığlıklarımız doldururdu sokak
ları. Yiyeceğimiz bir dayak değil mi, yeriz derdik. Özgürlüğümüzü elden bırakmazdık.
Bahçede kocaman bir dünya kurarken de izin almadık. Dünyamıza girenleri, bozanları
kovduk ama.Özgürce koştuk,oynadık kırda,bayırda.Çay sularında gezdik,Yüzmeye çalıştık.
İnce kumlarda gezdik. Başımızda dimdik yükselirken güneş.
Evlenince izin almamı söylediler. Yasaklar dizilince önüme, evlenmemiş tutsak alınmış olduğumu anladım.O yasakları delemedim.Ta ki evlilik bitinceye dek. Oysa kalbime olduğu
gibi hayatıma da pranga vurulamazdı.
Yasakçı bir Türkiye dayatılıyor şimdi.Üstelik bütün Cumhuriyet değerlerini yıka yıka.
Bütün milli bayramlar yasaklandı. Nedeni yasaklayanlarca malûm.Atatürk katlediliyor.
Atatürk değerler bir bir elden çıkarılıyor. Çünkü Atatürk demek bağımsızlık demek.
15 Mayıs’ın önemini biliriz.Hasan Tahsin’in düşmana ilk kurşunu sıktığı gün.Yasaklandı.Nasıl
mı? 48 saat önceden izin almak gerekiyormuş. Hasan Tahsin anıtına çiçek bırakmak saygı
duruşunda bulunmak için. Aman Allah’ım! Daha neler göreceğiz. Hoş gördük ya! Bir bir yakalamadılar mı Atatürk’çüler. Hapishanelere tıkmadılar mı? Tutsak almadılar mı orduyu ve yurtseverleri.
Üstelik bu izin bir kurumun izin almasıyla olmuyormuş.Tek tek bütün kurumlar valiliğe baş
vurmalıymış.Törene ne vali ne ordu mensupları katılmış.Sadece gazeteciler ve sivil toplum
kuruluşları gelmiş. Bir başkaldırıyı nasıl kabul edebilir bu düzensiz düzen. Gazeteciler bir
çelenk bırakmışlar ve istiklâl marşını okuyabilmişler şükür. Böyle anılmış koskoca Hasan
Tahsin..
Bu faşizmin ayak sesleri değil düpedüz faşizm.Ey halkımız sen daha uyu! Saklı saklı kurulan
kumpasları görmezden gel. Direnme hiç! Kuzu kuzu dayatmaları kabul et. İbadet ederken bile izin alacaksın yurdunu işgal edenlerden.
Hâdi canlan!..
16.5. 2012 / Nazik Gülünay
YORUMLAR
ABD ve AB yutacağı balığın kılçıklarını, kendi elleriyle yutacağı ülkede temizlettiriyor önce. Mutfaktaki ABD ve AB'nin ahçı yamağı vekilleri çok iyi beceriyor bu işi(!)
Tebrikler Nazik hanım. Selamlar ve saygılar....
Şaban Aktaş tarafından 5/20/2012 11:00:18 PM zamanında düzenlenmiştir.
glenay
Artık Türkiye Amerika'nın mutfağı oldu.
Ama umutluyum,
gecenin en karanlık anından sonra
güneş yavaş, yavaş doğar..
Çok teşekkürler,
Selâmlar..
Bu ülkede iki zihniyet var haklı veya haksız birinci zihniyet Atatürk'ün her yaptığını haklı gören (cumhuriyetin o yıllarına göre haklı ama zaman içerisinde haklılığını kaybetmiş olabilir)
ve karşı zihniyetin fikirlerini doğru yanlış bakmadan karşı çıkmak
ikinci zihniyet Atatürk'ün yaptıklarını ve kendilerine Atatürkçü diyenlere karşı çıkmak haksız bulmak. Bu iki uç fikirlerdeki insanların çatışması iktidarda hangi fikirler varsa karşı fikirlere yasaklar getirmiştir. Olay bundan İbarettir. Bu iki fillerin tepişmeleri benim gibi her iki fikirde de haklı ve haksızlıklar görenlere olan oluyor yani biz çimenler eziliyoruz
sevgiler
Bu yazıyı defalarca okudum....Yorum yazmak ile yazmamak arasında da oldukça kararsız kaldım.
Aslında çok uzun, hatta başlı başına bir söyleşi, ya da deneme yazısının konusu olacak kadar uzun bir şeyler yazdım...Ama yayınlamayacağım. Siz çok değer verdiğim bir arkadaşımsınız...Zaten yazdıklarım da sizin yazınızdan daha çok özellikle ''Aziz Nesin'i '' rahmetle anan arkadaşa bir cevap niteliğindeydi...Memlekette bu kadar gerginlik varken yangına körükle gitmemek adına sustum...
Yazınızdaki pek çok hususa katılmıyorum...Özellikle de yasakçı bir Türkiye'nin dayatıldığı kısmına...Ben 58 yaşımdayım...Bu yaşıma kadar Yasaksız bir Türkiye görmedim. Geçmişten bu güne Türkiye hep yasaklarla idare edildi...Ama ne yazık ki geçmişte yaşanan yasaklar unutuldu...Eski Türkçe ( Yani arap alfabesi ile ) yazılmış Nutuk'u bile ''Evimizi aradıkları zaman ''Bu da ne '' diye sorgulamasınlar düşüncesiyle sobalarda yaktığımız, din eğitimi veren İmam- Hatip liselerinde kız öğrencilerimizi başları örtülü oldukları için geri çevirdiğimiz, Necip Fazıl'ın Bir Adam Yaratmak adlı piyesi için bile izin alamadığımız günler unutuldu...
Bu gün yaşananlar bütün bu geçmişin bir intikamı mıdır? Olabilir...Ama şunu sormak lazım o zaman da '' Hırsızın hiç mi suçu yok? '' Bu günkülerin içlerini bir intikam duygusuyla kaplatanların hiç mi suçu yok?
Unutulmaması gereken husus ise bu ülke hepimizin. Ülkenin insanlarının çok önemli bir kısmını koyun olarak gördüğümüz müddetçe, onlara ''Koyunlar '' diye hakaret ettiğimiz müddetçe varacağımız sonuç dost kazanmak olmayacaktır. Hani derler ya bir insana kırk defa aptal dersen aptal olurmuş diye...Kırk değil kırk milyon oldu neredeyse bu millete aptal dendiği Apatallaştırdılar milleti...Aptal bir milletten akıllı bir hareket bekleyemezsiniz.
Yine çok uzattım... Özür dilerim
Selam ve saygılarımla.
sami biberoğulları tarafından 5/17/2012 4:06:32 PM zamanında düzenlenmiştir.
glenay
Kurunun yanında biz yaşlar da yanıyoruz.
Ben de sizin önce yasakçı zihniyetle şöyle de yaptılar dediklerinize katılmıyorum. Atatür'ün devrimci yasaklarıyla şimdikleri karıştırmayın..
Baş örtüsü konusuna gelince bütün sorunlar bitmiş gibi milletin başının açık, veya kapalılığını konuşmak oldukça anlamsız. Bu arada ben de başımı örtüyorum, alışkanlık yaptığı için. Erkek ve kadın arasında bir
fark görmüyorum çünkü ve kur'anı kerimde de önemle başınızı örtün denilmiyor.Kur'anın arapçasını bildiğim halde türkçesini okuyorum ,
Kur'anın emri ve aklım kabul ettiği için.Dinimiz akılcıdır,böyle küçük sorunlarla uğraşmaz...
Neyse bu kadar olsun, yazacak çok şey var ama..
Yoruma teşekkürler,
selâmlar..
Özgürlük, baris, demokrasi, tam bagimsizlik ve insan haklari, mücadelemiz de yilmadan,
onurlu bir sekilde mücadele edecegiz.. Onurlu durus ve anlayisinizdan dolayi, yazi temaniz,
oldukca hakli bir "TEMA" sizi yürekten kutlarim..
selam ve saygilarimla...
yaylacik tarafından 5/16/2012 8:25:16 PM zamanında düzenlenmiştir.
glenay
selâm ve saygılar..
HANIMEFENDİ FEVKALADE ZOR AMA BİR O DENLİ ONURLU YAŞAMINIZ OLMUŞ, ZATEN SATIRLARINIZDAN OKUNUYOR BU SAYGIN VE DİK DURMASINI BİLEN RUH, GÖRMÜŞ GEÇİRMİŞ DOLU DOLU BİR ÖMÜR SÜRMÜŞSÜNÜZ, RABBİM KALAN YILLARINIZI DA MESUT EYLESİN. İNANINIZ KİMSE BİZE METAZORİ BİR ŞEY YAPTIRMADI, BİZ HAKLARIMIZIN VE ÖZGÜRLÜKLERİMİZİN DEĞERİNİ BİLEMEDİK, TEK TEK ELİMİZLE TESLİM ETTİK. HALEN DE DURUM FARKLI DEĞİL. SİZE ÇOK SIRADAN BİR ÖRNEK VEREYİM, BİRAZ TANIDIYSANIZ BİLİRSİNİZ ÜÇ BEŞ EKSİK FAZLA YORUM ÖNEMSEMEM, ELBET SAYGI DUYARIM AMA OLUP OLMAMASI ÇOK ÖNEMLİ DEĞİLDİR, OLMASI DA TABİİ Kİ GÜZELDİR. VARSAYALIM Kİ HER ŞİİRİM ORTALAMA BEŞER YA DA ALTIŞAR YORUM ALIYOR, NE ZAMANKİ KENDİ KENDİMİZİ, BİR DİĞER DEYİŞLE ÇAKMA ATATÜRKÇÜLERİ VE TALKÇI HALKÇILARA DAİR YAZSAM YA BİR YORUM YAPILIR YA DA HİÇ, ZİRA KENDİ YETERSİZLİKLERİMİZ İLE YÜZLEŞMEK İSTEMEZ KİMSE. HALEN ISRARLA SÖYLÜYORUM BU ÜLKEYE VE ATATÜRKÜMÜZE HİÇ AMA HİÇ KİMSE ÇAKMA ATATÜRKÇÜLER KADAR ZARAR VEREMEZ, VEREMEYECEK, ŞU AN BAŞTAKİ BU ADAMLAR ÇOK FAZLA ÖNEMSENECEK TÜRDEN DEĞİL, İNANINIZ ESAMELERİ OKUNMAZ, AMA BİZ SOSYAL DEMOKRATLAR VALLAHİ DE BİLLAHİ DE BOMBOŞUZ, KEŞKE BİR YOKLAMA OLANAĞI OLSA KAÇ KİŞİ BİLİR 15 MAYISI VE ÖNEMİNİ, YEMİN OLSUN BİNDE BİR ÇIKMAZ. HOCACILARI DA, HACICILARI DA, PEZEVENKLERİ DE, AYMAZLARI DA HEP KENDİ ELLERİMİZLE YARATTIK VE BU SÜREÇ AYNEN DEVAM EDİYOR. İNANIN İÇİM KAN AĞLIYOR AMA DURUM BU.
SAYGILARIMLA.
glenay
kimsede göremiyorum, ha o ha öteki durumuna getirdiler işi ne yazık ki.
Ve hepsini kabuller, hepsi içlerinde...
Aynı üzüntüyü ben de yaşıyorum, inanın..
Çok teşekkürler değerli yorumunuza,
selâmlar...
Bütün yüreğimle hemfikirim...
''Bütün diktatörlerin sonu aynıdır.''
Sanırım ilk kez birisinin ölümü beni üzmeyecek...
glenay
onları.
Çok teşekkürler,
sevgilerimle..
Na müsaitim yerim dargelirli.
Uyku nöbetlerim aralıklı,
Güneşli mayıslarda.
Karanfil çigdemler unutmamış,
Dertlerde açmış yediverenlerim.
Davalıyım kadere mahkemesizce,
Ve davacıyım yaşamadıgıma sessizce.
Aziz Nesin'i rahmetle andı yüregim. Koyun oldugumuz sürece bizi güden çoook olur.
glenay
Aslında çok traji komediler yaşanıyor ülkemizde, saman altından su
yürüterek..
Çok teşekkürler,
selâmlar..
Bakalım daha neler göreceğiz. Dediğiniz gibi, ibadet ederken de izin isteyecekler veya ibadeti de onların istediği gibi yapmamızı isteyecekler.
Umarım ki Kenyatta'nın dediğine benzer bir durumla karşılaşmadan uyanır halkımız...
Ne demişti Kenyatta;
"Geldiklerinde onların ellerinde incil vardı, bizim elimizde topraklar...
Bir uykuya daldık, uyandığımızda bizim ellerimizde incil vardı onların ellerinde topraklarımız."
Umarım Halkımız bu gerçekleri bir an önce görür.
glenay
taşları da delip çıkıyor çiçekler
güneş sızmasın aralarına
ve derinlerden yukarlara çıkar
altta fokurdadıkça kaynaklar
Güzel ve değerli yorumunuza çok teşekkürler,
selâmlar..