BANA ATATÜRKÜ ANLATIR MISINIZ ? 9. BÖLÜM
HEP SENİ ANLATACAĞIZ ATAM ! SONSUZA DEK UNUTMAYACAĞIZ!
Zeynep içeriye girer girmez etrafına bakındı; ama arkadaşlarından hiçbiri daha gelmemişti.
Bugün masalar genellikle doluydu, sakin bir yer bulup oturdu.Bir süre bekledikten sonra cep telefonu ile Halide’yi aradı."
" Nerdesiniz ?
"Geliyoruz..Geliyoruz; merak etme ."
" Ben en arkada ,köşede olan yerde oturuyorum ; haberiniz olsun."
" Tamam ,buluruz seni; görüşmek üzere."
" Bekliyorum."
Çantasını açtı ; kaç gündür uğraşıp hazırladığı dosyayı çıkarıp tekrar önemli yerlerin altını çizerek not almaya başladı.
O kadar dalmıştı ki arkasından iki el onun gözlerini kapatıverdi.
"Ayyy ! ne oluyor? "
" Biz geldikkkk."
" Korkuttunuz beni nasıl bir şaka bu ?"
O anda masaya mumlarla süslü pasta ve meyva suları geldi.Hep birlikte
" İyiki doğdun Zeynep...İyiki doğdun Zeynep !"diyerek el çırpmaya başladılar.
Bu güzel sürpriz karşısında Zeyneb’in gözleri dolmuştu.
"Çok ...çok teşekkür ederim canım arkadaşlarım."
Teker teker çam sakızı çoban armağanı hediyelerini verirken sevgiyle sarıldılar.
Muhsin Öğretmen de bir süre sonra gelerek onlara katılmıştı.
Müjdat
" Arkadaşlar ; toplantıyı açıyorum."
Halide
" Konumuz Amasya Görüşmeleri."
Zeynep
" Ben anlatayım isterseniz
Damat Ferit Paşanın istifasının ardından yerine Ali Rıza Paşa Hükümet kuruldu Ali Rıza Paşa Bahriye Nazırı (Denizcilik Bakanı) Salih Paşayı Amasya’ya göndererek Temsil Heyeti ile irtibata geçti Amasya Görüşmesi’ne Osmanlı Hükümetini temsilen Bahriye Nazırı Salih Paşa ile Temsil Heyeti adına Temsil Heyeti Başkanı Mustafa Kemal Paşa katıldı
Görüşmelerde temel esas olarak Sivas Kongresi kararları üzerinde duruldu Görüşmelerde tarafların üzerinde anlaştığı konular şunlardır:
1 Türk vilayetleri düşmana terk edilmeyecektir
2 Hiçbir şekilde manda ve himaye kabul edilmeyecektir
3 Türk vatanının bütünlüğü ve bağımsızlığı korunacaktır
4 Müslüman olmayan azınlıklara siyasi egemenlik ve sosyal dengemizi bozacak nitelikte haklar verilmeyecektir
5 Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyetinin hukuki varlığını İstanbul Hükümet tanıyacaktır
6 Milli Meclis, Anadolu’da İstanbul Hükümetinin uygun göreceği güvenilir bir yerde toplanacaktır
7 İtilaf Devletleri ile yapılacak barış görüşmelerine Temsil Heyeti’nin uygun gördüğü kimseler gönderilecektir
Muhsin Öğretmen
Çocuklar ; dikkatinizi çekmek isterim
Amasya Görüşmesi’nin yapılması Temsil Heyeti’nin İstanbul Hükümetince tanındığını gösterir
Evet devam edebilirsin Zeynep
"Sonuç ve Önemi
Osmanlı Yönetimi İstanbulda toplanması şartıyla Mebusan Meclisinin açılmasını kabul etti.
Temsil Kurulu rızasını almadan barış görüşmesine gitmeme kararını reddetti.
İstanbul, Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti’ni ve Temsil kurulunu tanıdı.
Anadolu hareketi İstanbul hükümetine karşı siyasal bir başarı kazandı.
İstanbul, Atatürk’ün deyimiyle Anadolu’ya tabi olmak zorunda kaldı.
Murat
" Bundan sonra; Ankara’da olması düşünülen Mebuslar Meclisi ( millet meclisi ) İstanbul’da toplandı.Temsil heyeti,Mebuslar Meclisinin çalışmalarını daha yakından kontrol edebilmek için Ankara’ya gelme kararı aldı.
27 Aralık 1919 da Ankara’ya geldi.
Halide
" BÖYLECE ANKARA MİLLİ MÜCADELENİN MERKEZİ OLARAK SEÇİLDİ."
Muhsin Öğretmen
" Peki Ankara’nin merkez olarak seçilmesinin nedeni nedir çocuklar ?"
Aysun
" Ben söyleyebilir miyim ?
Ankara’nın;
Haberleşme, kara ve demir yolu ulaşımı imkanlarının elverişli olması,
Batı Cephesi’ne yakın ve güvenli olması,
Anadolu’nun merkezi konumunda bulunması, Temsil Heyeti’nin gelmesinde çok etkili oldu
Ankara, Temsil Heyeti’nin gelmesiyle Milli Mücadele’nin merkezi oldu üç yıl sonra da (13 Ekim 1923) Ankara, yeni Türk devletinin hükümet merkezi olacaktır
"Ve arkadaşlar
. Son Osmanlı Mebusan Meclisinin toplanmasıyla Kongrelerde alınan kararların yasal olabilmesi Mebusan Meclisinde onaylanması gerekiyordu. M. Kemal meclisin İstanbul’da açılmasını istemiyordu. Sizce neden? Ancak Osmanlı Hükümeti buna karşı çıktı ve meclis 12 Ocak 1919’da İstanbul’da açıldı. Meclis açıldıktan sonra M. kemal milletvekillerine bazı önemli uyarılarda bulundu.Bunlar: M. kemal İstanbul’a gitmeyecek, ancak meclis başkanı seçilmesi sağlanacaktı. Mecliste Müdafaa-i Hukuk Grubu kurulacaktı Misak-ı Milli kabul edilecekti. Meclis açıldı ve Müdafaa-i Hukuk Grubu yerine Felah-ı Vatan Grubu kuruldu M. Kemal Meclis başkanlığına seçilmedi. En önemlisi ve asıl amaçlanan Misak-ı Milli kararları kabul edildi.
Murat
" Misak’ı Milli kararlarını ben açıklamak istiyorum.
Misak-ı Milli, (Türkiye Türkçesi: Milli yemin ya da Ulusal ant) Türk Kurtuluş Savaşı’nın siyasi manifestosu olan altı maddelik bildirinin adıdır. İstanbul’da toplanan son Osmanlı Mebusan Meclisi tarafından 28 Ocak 1920’de oybirliği ile kabul edilmiş ve 17 Şubat’ta kamuoyuna açıklanmıştır. Bildiri, Birinci Dünya Savaşı’nı sona erdirecek olan barış antlaşmasında Türkiye’nin kabul ettiği asgari barış şartlarını içerir. Bildiri mecliste "Ahd-ı Milli Beyannamesi" adıyla kabul edilmiş, ancak daha sonra "Misakımilli" olarak anılmıştır. Her iki deyim Ulusal Yemin anlamına gelir. Türkiye Cumhuriyeti’nin sınırları, bazı ayrıntılar hariç, Misak-ı milli ilkeleri doğrultusunda oluşmuştur.
ALINAN KARARLARI İSE ŞÖYLE ÖZETLİYEBİLİRİZ
Erzurum ve Sivas Kongreleri’nde saptanıp olgunlaştırılan ilkeler doğrultusunda 28 Ocak 1920’de son Osmanlı Mebuslar Meclisi’nin gizli oturumunda oybirliği ile kabul edilen ve Türkiye’nin kabul edebileceği barış koşullarını açıklayan 6 maddelik bildiridir. Misak-ı Milli temelde Ulusal Kurtuluş ve Bağımsızlık Savaşının bir programı niteliğindedir.
6 maddelik Misak-ı Milli Kararları özetle şu şekildedir:
Arap kökenli halkın oturduğu ve Mondros Mütarekesi imzalandığı tarihte yabancı devletlerin işgali altında bulunan bölgelerin geleceği, halkın serbest oyuyla belirlenecektir; mütareke sınırları içinde Osmanlı-İslam çoğunluğun yerleşmiş bulunduğu kısımların tümü, gerçekte ya da hükmen hiç bir nedenle birbirinden ayrılamayacak bir bütündür.
İlk serbest kaldıkları zamanda kendi istekleriyle anavatana katılan Kars, Ardahan ve Batum illerinde gerekirse yeniden halkoylaması yapılabilecektir.
Batı Trakya’nın hukuksal durumu da, halkın tam bir özgürlük içinde verecekleri oylarla saptanmalıdır.
İstanbul ve Marmara Denizi’nin güvenliği her türlü tehlikeden uzak tutulacak, Boğazların ticaret gemilerine açık tutulması, ilgili devletlerin aralarındaki antlaşmalarla sağlanacaktır.
Antlaşmalarla belirlenen ilkeler çerçevesinde azınlıkların hukuku, komşu ülkelerdeki müslüman halkların aynı haklardan yararlanmaları koşuluyla güvence altında olacaktır.
Türkiye’nin siyasal, adli, mali tam bağımsızlığı kabul edilecektir; bu konularda hiçbir kayıt ve kısıtlama getirilemez.
Müjdat
"Saat epey geç olmuş arkadaşlar."
" Doğru."
"Hepimize uygunsa haftaya buluşalım."
" Evet bir aksilik olmazsa konumuza devam edelim."
Muhsin Öğretmen
" Bugün Atatürk ün en anlamlı sözlerinden birini ben söylüyorum çocuklar"
" Dinliyoruz öğretmenim."
!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
Müsbet bilimlerin temellerine dayanan, güzel sanatları seven, fikir terbiyesinde olduğu kadar beden terbiyesinde de kabiliyeti artmış ve yükselmiş olan erdemli, kudretli bir nesil yetiştirmek ana siyasetimizin açık dileğidir.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!!
NEŞE KIZILYAR
SEVGİLERİMLE
...............................................................................................................
CAN DOSTLARIMDAN ALTIN DAMLALAR
.............................................................................................................
Yollar uzundu, sılada yar ve bebek!
Hangi kapılar şahit o şana, malum!
Ne hoştu rüzgârını kendi bulan yele!
Umutlar kanatsızdı, semaya karışınca,
Buhar kokusuna bulutlar el uzatmıştı.
Mavi bakışları denizlerden bir armağan,
Mevsimler kucak açmıştı yeşilden sarıya.
Nimetine minneti vardı başağın türküsünde,
Bir destan yazıldı, dağın ve taşın kucağında.
Gövdeyi besleyen köklerdir, hiç unutulur mu!
Adı Ahmet, Mehmet, Mustafa, Hatice’nin anlamı neydi!
Önce kendisiyle barışık olmalı insan,
Dost kimdi, ne talihsizlik bilmemek, kimdi düşman!
Her fırsatta seyyah olmalı tarihin orta yerine,
Bir yolculuk ki Karadeniz çırpınırdı, bakınca güneye!
Felsefi boyutun derinliklerine dalmaya gerek yok,
Sevgi olmasa da olur ama mutlaka bir tutam saygı!
Ne zaman yağmur yağsa suya hasret toprağa,
Şimdi bir nefestir içe çekilen burcu burcu!
Hatırlamak gerekir elbet,
Bu memleket bir zamanlar kan kokuyordu.
İşte bu yüzden her defasında ben;
Ne zaman Belkahve’den İzmir’i seyretsem,
Bugünlerimizden geçmişine, bir öpücük yollarım denizine…
07.05.2012-Ahmet BOZTAŞ
...............................................................................................................
YORUMLAR
efendim ilk günki gibi heyecanla okuyoruz hocam kusura bakmayın biraz geciktim ama nihayetinde okudum yazınızı yine güzel anlatımdı mesele memleket meselesi olunca daha bir heyecanla okuyorum kolay gelsin emeğinize sağlık saygılarımla selamlar
GÜLDESTE
Rahatsızlığımdan dolayı ancak okuma imkanı bulabildim güzel bir çalışma içindesiniz.Kalemine yüreğine sağlık.
GÜLDESTE
içten yorumunuza sonsuz teşekkürler sevgi ve saygılarımla
Değerli arkadaşım
Konuyu yazarken hızlı yazımdan kaynaklanan bir hata olmuş sanırım.
Halide
" Konumuz Amasya Tamimi."
Oysa konu Amasya Görüşmeleri....Zaten anlatımda belirtmişsiniz. O kısmı değiştirirseniz karışıklık olmaz.
Bunun dışında konunu işlenişi gayet güzel....
Misak-ı Milli kararlarının Osmanlı parlamentosundan çıkmasında oldukça ilginç bir kaç husus vardır ki onlar da benden olsun.
1- Mustafa Kemal Osmanlı Parlamentosunun İstanbulda toplanması fikrine önce şiddetle kerşı çıkmış ise de kendi yakın arkadaşlarını bile ikna edememiştşr bu konuda...Ama Tarih onu haklı çıkarmış ve Misak-ı Milli kararları alındıktan kısa süre İstanbul resmen işgal edilmiş ( 16 Mart 1920 ) Millet vekillerinin çoğu ise Malta'ya sürgün gönderilmiştir
2- Mustafa Kemal'in İstanbula gönderdiği Millet vekilleri orada Müdafaa-i Hukuk Grubu oluşturma yönünde karar alınmasına rağmen bazıları Felah_ı Vatan diye bir grup oluşturmuşlar ise de neticede Vatanın bütünlüğü konusunda bir ihtilaf çıkmamıştır
3- En ilginci ise İtilaf devletlerinin atlatılmasıdır. Onlar Parlamentodan yapılacak bir barış için karar çıkacağını ummuşlardır çünkü onların gizli haber alma teşkilatları bizim istihbaratçılarımız tarafından yanlış bilgilerle donatılmıştır. Misak-ı Mille kararları İtilaf devletleri için bir şok olmuştur.
4- Bu kararların Osmanlı Parlamentosundan çıkmış olması artık Milli mücadelenin basit bir ayaklanma olmadığını kanıtlamış ve Erzurum, Sivas kongresi gibi kongrelerde alınan kararlar yasallaşmıştır.
Selam ve sevgiler.
GÜLDESTE
Yollar uzundu, sılada yar ve bebek!
Hangi kapılar şahit o şana, malum!
Ne hoştu rüzgârını kendi bulan yele!
Umutlar kanatsızdı, semaya karışınca,
Buhar kokusuna bulutlar el uzatmıştı.
Mavi bakışları denizlerden bir armağan,
Mevsimler kucak açmıştı yeşilden sarıya.
Nimetine minneti vardı başağın türküsünde,
Bir destan yazıldı, dağın ve taşın kucağında.
Gövdeyi besleyen köklerdir, hiç unutulur mu!
Adı Ahmet, Mehmet, Mustafa, Hatice’nin anlamı neydi!
Önce kendisiyle barışık olmalı insan,
Dost kimdi, ne talihsizlik bilmemek, kimdi düşman!
Her fırsatta seyyah olmalı tarihin orta yerine,
Bir yolculuk ki Karadeniz çırpınırdı, bakınca güneye!
Felsefi boyutun derinliklerine dalmaya gerek yok,
Sevgi olmasa da olur ama mutlaka bir tutam saygı!
Ne zaman yağmur yağsa suya hasret toprağa,
Şimdi bir nefestir içe çekilen burcu burcu!
Hatırlamak gerekir elbet,
Bu memleket bir zamanlar kan kokuyordu.
İşte bu yüzden her defasında ben;
Ne zaman Belkahve’den İzmir’i seyretsem,
Bugünlerimizden geçmişine, bir öpücük yollarım denizine…
07.05.2012-Ahmet BOZTAŞ
Çok güzel bir paylaşımdı Can Kardeşim. Tebrik ediyor, gönül dolusu selam ve sevgilerimi sunuyorum.
GÜLDESTE
Atayı çok güzel anlatmışsın da can kızım onu anlamayan ne yaratıklar var bu ülkede kesdsini bile bilemeyen yağlı kuyruk peşinde koşan Amerika'n uşaklığına soyunan vatanını kurtaran kişilerden nefret eden aşağlıklar daha fazla birşey yazmak istemiyorum Vatan diye hala savaş veren Filstini unutuyorlar bunlar...... yüreğine sağlık can kızım sevgilerimi yolluyorum Atatürk sevgisiyle kal.
GÜLDESTE
GÜLDESTE
NOT TRT NİN ÖDÜL TÖRENİNDE ÖDÜL ALAN OĞLUN MU CAN ?
sami biberoğulları
Bana gelince döşeniyorsun en ufak bir yanlışta hemen...Bu yazıda bir hata görmedin mi yani?
Öptüm kılıı yanaklardan...
Bir daha oku göreceksin...Senden kaçmazdı ama...Belki de mesajla yazmışsındır diye düşünüyorum.
Selam ve sevgiler.