- 801 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
LÜTFÜ KILIÇ'TAN BİR KESİT
Ahmet AYAZ
GAZİANTEP HAKİMİYET GAZETESİ. 07.05.2012
Evimde oturduğum yerde cep telefonumun çaldığını gördüm. Buyurun dedikten sonra bir ses “Ben Eskişehir’den Lütfü Kılıç diyen birisi. Kısa zamanda görüşüp konuştuk. Tanıştığıma geç kaldığım için biraz hayıflandım doğrusu. Bu değerli şair dostumuz kim imiş. Siz değerli okuyucularımla tanıştırayım dedim.
05.05.1954 yılında Erzincan İli’nin Tercan İlçesi’ne bağlı Küllüce Kö-yü’nde dünyaya geldi. İlk ve orta öğrenimini Tercan İlçesi’nde tamamladı. Daha sonra Çorum Öğretmen Lisesine girdi, 1975 yılında mezun oldu. Aynı yıl öğretmenlik görevine başladı. 1990 yılında Anadolu Üniversitesi, Açık Öğretim Fakültesi, Eğitim Ön lisans bölümünden mezun oldu. Çeşitli okullarda idarecilik ve sınıf öğretmenliği yapan Lütfü KILIÇ, 2010yılında emekli oldu. Başarıyla yürüttüğü öğretmenlik mesleğinin yanında şiirler yazmaya da başladı. Şiirlerinde ilahi aşk, sevgi, hasret, sevinç, hüzün gibi duygulara öncelikle yer verdi. Onları öyle bir işledi ki, meydana gelen şiir yılların tecrübeli ellerinde halı tezgahından çıkmış ipek halıya benzedi.Okumaya, dinlemeye doyulmaz. Çok geniş olan kelime dağarcığı duyguların ifadesinde Lütfü KILIÇ’ a büyük kolaylık sağladı. Konuşur gibi rahat şiirler yazdı. Hemen hemen her şiiri ayrı bir mesaj içerdi. Sevgi, saygı, hoşgörü ve dürüstlük ilkeleri bütün şiirlerine yansıdı.Şair Lütfü KILIÇ şiirle hep iç içe oldu. Eğitici ve öğretici yönünü de kullandı şiir dünyasında. Şiirlerini, özellikle son yazdığı şiirlerini topladığı kara kaplı defterini yanından hiç ayırmadı. Nereye gitse o defteri de yanında götürdü. Şiirden söz edilen hemen her yerde o güzel şiirlerinden örnekler sundu. Yukarıda belirtilen özelliklerini Lütfü KILIÇ’ın şiir dünyasında ki kariyerini sürekli yükseltti. Ankara, İstanbul başta olmak üzere Türkiye’nin çeşitli yerlerinde düzenlenen şiir toplantılarına katılarak önemli şairlerle tanıştı. Okuduğu şiirlerle kendini tanıttı. 1994 yılına kadar yazdığı şiirlerinin bir kısmını “Hasret Kervanı” ismiyle kitaplaştırdı.2004 yılında ise “İçimde Gökkuşağı” adlı ikinci kitabını şiir sevenlerle buluşturdu.Hakkında Osmangazi Üniversitesi Edebiyat Fakültesi öğrencileri tarafından bitirme tezi hazırlandı.Katıldığı pek çok şiir yarışmasında ödüller aldı. Lütfü KILIÇ evli ve beş çocuk babasıdır. Lütfü Kılıç şiir yazıyor, yazdıkları düzmece değil. Şimdi şairin aşağıya “GÜL” başlığı altında yazdığı şiirini alıyorum. Okuyun, görün diyorum.
GÜL
Aşır gülü, cüz gülü diye aldım tabıma.
İşledim desen desen mukaddes kitabıma.
Süs yaptım minberime, süs yaptım mihrabıma.
Doldurdum iliğime hasreti yudum yudum.
Vûslat umudu ile şanı yüce Rabb’ıma,
Gözyaşları içinde tâ yürekten okudum.
…
Resûl’un pak teninde rayiha ben olaydım.
Halil’in gülistanı Enzilha ben olaydım.
Açılmamış bir gonca bâd-ı sabaya rağmen
Nadide ben olaydım, Saliha ben olaydım.
…
Biçare bülbülünü düşürüver zâra, gül;
İnsafına sığındım atma bir kenara, gül.
…
Gülistanım şenlensin, açılsın şeyh-i ezhâr,
Göğsümü şerha şerha varsın parçalasın hâr,
Gülüversin doyarak, billâh olmam sitemkâr;
Eylesin çekinmeden nârına maşa beni.
Yanayım, kızarayım, tâ ki mutlu olsun yâr,
Sevdanın ocağında atsın ataşa beni.
…
Gül-i tere pervane bir kemter ben olaydım.
Yârin al yanağından sızan ter ben olaydım.
Sevgiliye götüren çilelere aşığım;
Sümeyye’den, Bilâl’den bin beter ben olaydım.
…
Mansur’un oldum senin, düşürüver dara gül;
İnsafına sığındım atma bir kenara, gül.
…
Beyaz gül, kırmızı gül ve bir de gül-i ra’na;
Gülzârında gülsünler, ben düşerken hicrana.
İlâhi güzelliğin güllerle yansır bana,
Ne olur! Seçseydiler sana kurbana beni.
Kanatlanmış, çırpınır, tenim dar gelir cana;
Katsınlar sonsuzluğa giden kervana beni.
…
Hilye-i şerif’lerde bir gül de ben olaydım.
Mübarek çizgilerde bir dil de ben olaydım.
Gül-i Muhammed’yi nakış nakış işleyen
Bahtiyarlar içinde bir kul da ben olaydım.
…
Yak, kavur kül olayım; düşürüver nâra gül!
İnsafına sığındım, atma bir kenara, gül.
…
Gül, gülmedin bir defa, gelmişken gül zamanı.
Nazına katlanmaya, bulamadım imkânı.
Düşürdüğün dertlerin, yine sensin dermanı.
Ya aç gönül kapını, erdir murada beni;
Ya da kemendini sar, buyuruver fermanı,
Acımadan sarf eyle, gönder cellada beni.
…
Sefer-i âşk edenin, burağı ben olaydım.
Mevlidhanların dili, dudağı ben olaydım.
Ne Selman-i Farisi, ne Üveys olabildim;
Yürüdükleri yolun toprağı ben olaydım.
…
Lütfü der, son feryadım; içim, dışım yâra, gül!
İnsafına sığındım, atma bir kenara, gül!
Lütfü KILIÇ