BANA ATATÜRKÜ ANLATIR MISINIZ ? 7. BÖLÜM
HER YERDE , HER ZAMAN SENİN... SENİN... İZİN VAR ATAM !
Aysun elindeki CD leri , kitabını çantasına yerleştirirken birşey unuttum diye bir kez daha geriye baktı ve ayakkabılarını giyip dışarıya çıktı.
Murat erkenden buluşma yerine gelmiş elindekileri inceliyor bir yandan da arkadaşlarına bakınıyordı.
Halide ile Müjdat ise bir süre sonra ellerinde çaylar ; neşeyle konuşarak geliyorlardı.
Asırlık çınar ağacının altındaki masa gençlerin her zamanki buluşma yeriydi .
" Zeynep görünürlerde yok; nerde kaldı acaba?"
" Bilmem ? Gelir şimdi önemli bir şey olsaydı telefon ederdi bize." dedi Aysun.
" Muhsin Öğretmenimiz de yetişirim size demişti."
Murat:
"İçecek bir şey isteyen var mı ;çok susadım ,içim yandı ? "
"Benim de çayım bitti bir çay alabilir misin ?"
"Çayy...çayyy."
"Portakal suyuuuu."
"Tamam ...tamam hemen geliyor arkadaşlar."
Zeynep ter içinde koşa koşa yanlarına geldi.
" Özür dilerim; geciktim; bulduğum bilgileri evde unutmuşum geri dönüp almak zorunda kaldım."
"Hadi çaylar ,meyva suları geldi buyrun."
Vee Muhsin Öğretmen de bir süre sonra onlara katıldı.
Aysun
" Bugün çok önemli bir konuya daha değineceğiz."
" Evet ...Başlıyoruz."
Halide
" Sıvas Kongresi ."
" Evet dinliyoruz."
"İnternetten çok önemli bilgiler edindim sizlerle paylaşmak istiyorum.
Sivas Kongresi, Amasya Genelgesi ile milli bir kongre olarak öngörülmüştü. Erzurum Kongresi’nden sonra tüm güçleriyle çalışmalar yapılıyordu. Bu arada, Fransızlar Sivas Kongresine karşı bazı önlemler alıyordu. Fransız Binbaşı Brunot, kongrenin toplanması halinde Sivas Valisi Reşit Paşa’ya şehrin işgal edileceğini söylemişti. Hatta, Elazığ Valisi Ali Galip, kongreyi basmakla görevlendirilmişti. Tüm olumsuzluklara ,engellemelere rağmen, kongre 4 Eylül 1919’da bugün lise olarak kullanılan binada saat 15:00’de toplandı. "
Zeynep:
" Mustafa Kemal ’in açılış konuşmasını aktarmak istiyorum sizlere ; aynen şöyle :
Sivas Kongresi’ni Açarken - 4 Eylül 1919
Saygıdeğer Efendiler!
Vatan ve milletin kurtuluşunu hedefleyen mecburiyetler, sizleri bunca sıkıntı ve engellere rağmen Sivas’ta topladı. Kahramanca kararlılığınızı tebrik eder ve sizlere hoş geldiniz demekle mutluluğumu arz ederim.
Efendiler!
Muhterem heyetiniz kurtuluşla ilgili konuşmalarına başlamadan önce bazı şeyleri söylemek için izninizi rica ederim. Bilindiği gibi millîyetler esasına dayanan vaatler üzerine 30 Ekim 1918 tarihinde İtilâf Devletleri ile mütareke imzalandı. Milletimiz adaletli bir barışa kavuşacağını ümit etti. Halbuki ateşkesin hükümleri vatan ve milletimizin aleyhinde her gün bir şekilde kötüye kullanma, saldırı ve zorlama şeklinde uygulandı. İtilâf Devletleri’nden kuvvet alan memleketimizdeki Hıristiyan unsurlar, milletimizin onurunu kırmak ve birliğini bozmak için çılgınca hareketlere koyuldu. Batı Anadolu’da İslâm’ın namus ocağının içine girmiş Yunan zâlimleri, İtilaf Devletleri’nin kayıtsız bakışları karşısında öfkelerini canavarca uygulamaya başladı.
Murat :
" Ben okumaya devam ediyorum:
Doğuda Ermeniler, Kızılırmak’a kadar yayılma hazırlıklarına ve şimdiden sınırlarımıza kadar dayanan katliam siyasetine başladı. Karadeniz sahillerimizde Pontus Krallığı hayalinin gerçekleşmesi için bile çalışıldı. Adana, Antep, Maraş ve Konya havalisine kadar Antalya işgal ve Trakya da işgal bölgesine dahil edildi.
Saltanat ve hilâfet hükümdar saraylarına kadar boğucu bir tarzda işgal ile devletin can evinde yabancı tekeli ve zorbalığı yerleşti ve bütün bu haksız girişimlere, merkezî hükûmet, belki de tarihte bir eşi daha görülmemiş şekilde katlandı ve daima zayıf ve aciz bir seviyede kaldı. İşte bu durum milletimizi şiddetli bir uyanışa sevk etti. Artık milletimiz pek güzel anladı ki, İtilâf Devletleri, bu vatanda kutsal değerlerine ve geleceğine sahip bir kudret ve millî irâdenin var olmadığı bâtıl düşüncesine kapıldı. Ve bu düşünce yüzünden cansız bir vatan, kansız bir millet, neleri hak etmişse çekinmeden onları uygulamaya koyuldu. Buna karşı kadere razı olma ve teslimiyetin, tamamen yok olma faciasından başka bir sonuç vermeyeceği kanaati kuvvetlenmeye başladı.
Efendiler, milletimizin sizin gibi aydınları, millî onur ve haysiyet sahipleri, manzaranın üzücü karanlığından dolayı ümitsizliğe kapılmadı. Çünkü onlar bilirler ki, tarih bir milletin varlığını, hakkını hiçbir zaman inkâr edemez. Çünkü onlar kuvvetli bir iman ile inanmışlardır ki, bir yalancı perdenin arkasından vatan ve milletimiz aleyhinde verilen hükümler, ortaya sürülen kanaatler muhakkak iflasa mahkûmdur.
"Sıra bende sonra " dedi Halide.
Efendiler, İtilâf Devletleri’nin haksızlıkları ve merkezî hükûmetin zaaf ve acizliği karşısında milletimizin varlığını ispat ve fiilî saldırılara karşı namus ve istiklâlini fiilen savunmak kararını vermek zorunda kaldı. Takip edildiği şekliyle: Doğuda sona eren harbin türlü zorluk ve üzüntülerini görmüş ve özellikle Ermenilerin vahşet ve zulümlerine sahne olmuş yaslı hudut vilâyetlerimiz, namus ve millî bağımsızlığı kurtarmak amacıyla Müdafaa-i Hukuk-i Millîye, Muhafaza-i Hukuk-i Millîye Cemiyetleri kurdular. Doğudan ve güneyden tehlike hisseden Diyarbakır vilâyetimizde de Müdafaa-i Vatan Cemiyeti (Vatanı Savunma Derneği) kuruldu.
Batıda Yunanlıların olabilecek saldırılarına karşı kurulan Müdafaa-i Hukuk-i Millîye Cemiyeti, Yunanlıların sevgili topraklarımıza ayak basması üzerine ilhakı topraklarımızı (Yunan) topraklarına katmalarına engel olmak için ayaklandılar.
Trakya’da, Kilikya’da ve her tarafta millî cemiyetler oluştu. Kısaca batıdan ve doğudan yükselen milletin sesi, Anadolu’nun en ıssız köşesinde yankı uyandırdı. Bundan dolayı millî cemiyetler, düşmanların esaret boyunduruğuna girmemek amacıyla millî vicdanın azim ve irâdesinden doğmuş tek teşkîlât oldu. Bu sayede asırlardan beri bağımsız yaşayan milletimiz varlığını dünyaya göstermeye başladı.
Efendiler, milletçe kurtuluş çaresinin ancak milletin kendi ruhundan şekillenerek doğacağı fikri anlaşılınca, açık tehlikeler karşısında bulunan Doğu Anadolu illeri Erzurum Kongresi’ni düzenledi. Bu sırada yapılan haberleşme, devam eden olaylar ve mecburiyetler ile de vatanın tamamının kurtuluşunu amaç edinen Sivas Kongresi, bugün saygıdeğer Heyetiniz’in ortaya koyduğu Genel Kongre 21 Haziran 1919’da kararlaştırılmıştır."
Aysun.
"Bakın kongrenin ve devletin durumunu ne kadar hassas bir noıktada olduğunu belirtmiş Atatürk
Efendiler, burada Yüce Heyetiniz’e büyük üzüntülerimle söyleyeceğim ki, memleketin ve milletin kutsal değerlerine güven hissi vermede beceriksizlik ve miskinlikten başka bir güç gösterememiş olan merkezî hükûmet, milletin sesini boğmak, milletin ortak bağlarını kırmak ve bu şekilde milleti daima mağlûp göstermek gibi ancak düşmanlarımızın çıkarına sayılacak hareketlerin yiğitliğini takındı. Bu durum tarihimizde doğal olarak merkezî hükûmetin hesabına çok şüpheli bir devirdir.
Teşekkür olunur ki Efendiler, millet ve millî gücün tek koruyucusu olan namuslu ordumuz, merkezî hükûmeti uyararak zararları sonuçsuz bırakmıştır. Böylelikle kötü etkiler bazı gecikmelere neden olmuştur.
Hatırlarsınız ki, Sivas Genel Kongresi’ne katılmaları için 22 Haziran’da gerçekleşen davetiyede Erzurum Kongresi’nden bahsedilerek toplantının 10 Temmuz’da yapılması kabul edilmişti. Batı Anadolu’dan katılan delegelerin bu zamana kadar Sivas’a varabilecekleri tahmin edilerek Erzurum kongre heyeti üyelerinin de Sivas’taki genel toplantıya katılabilmelerinin mümkün olduğu düşünülmüştü. Halbuki Sivas Kongresi’nin toplanması ancak bugün gerçekleşti. Aradan bir aydan fazla zaman geçti. Bu uzun süre içinde, Erzurum Kongresi heyetinin beklenilmesinde ise, zaten bilinen ve ortak olan asıl amaçlar ve esas noktalar üzerinde görüşmeleri yürütmek ve kararları kabul etmek uygun görüldü. Ve sonra da temsilcilerin seçildikleri yerlere dönmeleriyle kararlaştırılan şeylerin uygulanmaya başlanması tercih edildi. Fakat Kongre Genel Kurul’u, Doğu Anadolu adına Sivas Kongresi’nde hazır bulunmak üzere Heyet-i Temsiliye’den (Temsilciler Kurulu) bir heyetin teşkil edilmesine karar verdi."
"Sözlerine şöyle devam etmiş izninizle ben anlatıyorum" diyerek söze girdi Murat
Erzurum Kongresi’nin bildirisi ve nizamnamesi hükümlerinden başka gizli kalmış hiçbir karar yoktur. Yalnız Sadrazam Ferit Paşanın Paris seyahatinden dönüşünde Anadolu’da karışıklık olduğu hakkında yayınladığı genelgesi, kongrece büyük üzüntü ile okunmuş ve bu gerçek dışı ve memleketin ve milletin çıkarlarına zararlı olan ve dikkatsizce hazırlanan bu bildirinin derhal yalanlanması kendisinden şiddetle istenmiştir. Bir de milletvekili seçimlerinin çabuklaştırılması istenmiştir. Erzurum Kongresi, yalnız Doğu Anadolu temsilcilerinden oluştuğu için yetkilerinin bu daire ile sınırlı olduğu göz önünde tutulmuştur. Ancak bu, Batı Anadolu ve Rumeli temsilcilerinin katılması ile gerçekleşecek ve bütün yetkilerin kullanılması, değerli Heyetiniz’in oluşması şartına bağlı olacaktır. Hatta bu nedenden Doğu Anadolu’daki millî cemiyetlerin birleşmesinden doğan kütleye ünvan verirken Doğu Anadolu kaydı konuldu. Genellikle “Anadolu Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” yahut “Anadolu- Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti” (Anadolu- Rumeli Haklarını Savunma Derneği) genel adının kullanılması, bütün milletin hukuku adına kendini yetkili görmesi doğru olmazdı. Bu durumda İstanbul’da olduğu gibi, beş on kişinin bir araya gelerek bütün milletin yetkili vekilleriymiş gibi, asıl yetki sahibi olan milletle ilgisiz bir teşebbüs mahiyetinde olabilirdi."
Aysun :
"Okuyabilir miyim arkadaşlar ?"
" Tabi..Tabi."
" Bununla beraber Efendiler, Erzurum Kongresi, bütün ülkenin ve milletin anlaşıp birleşme noktasında Doğu Anadolu illerimiz ve diğer illerimizde her konuda birlikte hareket etme bilincinde olmayı temel kabul etmiştir. Bununla beraber yüce huzurunuzda kabul edilmiş olan bu Sivas Genel Kongremiz, vatanımızın ve milletimizin tek vücut olduğunu gerektiği gibi dile getirip ispatlayacak esasları açıklamıştır.
Efendiler, Millet Meclisi’nin toplanması için öteden beri gösterilen millî gayretler karşısında İstanbul Hükûmeti’nin ilk günden beri takındığı ilgisiz, sonradan dik kafalıca ve Kanun-ı Esasi’ye (Anayasa) bütünü ile zıt hareketleri, son günlerde millî cereyanın etkisiyle daha uysal bir duruma girmiştir. Seçimlere emir verildiğini biliyorsunuz. Bunun gerçekleşmesini Allah’ın izniyle büyük kararlılığınız ve cesaretiniz ortaya koyacaktır. Ancak bundan önceki olayların evrelerinde çoklukla veya ferdi olarak yabancı mandaterlikleri gibi doğrudan doğruya hayat ve bağımsızlığımızı ilgilendiren önemli bir mesele söz konusu olmaktadır.."
Muhsin Öğretmen gözleri sevgi dolu onlara baktı ve..
" Yavrularım Atatürk sözlerini bitirirken çok önemli konulara değinmiştir.
Millî Meclis’in henüz toplanmamış olduğu bir sırada (düşman tarafından) kuşatılmış ve bağımsızlığını kaybetmiş İstanbul Hükûmeti’nin tek başına ve kanun dışı bir kararı veya isteklere/çıkarlara aykırı bazı dış önerilere boyun eğip kabul etmeleri ihtimâline karşı, Erzurum ve Sivas Kongrelerinin millî ruhu temsil eden birbiri peşi sıra toplantıları, muhakkak iyiye alâmettir. Açıklamalarım son bulurken vatan ve milletin kurtuluş zaferi amacına bağlı olan heyetimizin başarılı olmasını Allah’tan dilerim.
Atatürk’ün Söylev ve Demeçleri I-III ( Kaynak )
Mustafa Kemal ATATÜRK
Zeynep Bir şey daha var çok önemli."
" Nasıl ? Açıklar mısın bize ."
" Katılanlar) Mustafa Kemal’in Kongre başkanlığına seçilmesine kimi üyelerden itirazlar geldi. Ancak yapılan seçimde kongre başkanlığına Mustafa Kemal Paşa getirildi. Kongre ilk günlerinde, İttihat ve Terakki Cemiyeti ile ilişkisi olup olmadığını tartıştı. Daha sonra manda sorunu gündeme geldi. Sivas Kongresi, ilk milli kongre niteliğinde olduğu için kararlar da bu doğrultuda alınmıştır. Erzurum Kongresinde alınan kararların tümü kabul edilmiştir. Yurtta ayrı ayrı bölgesel olarak çalışan tüm cemiyetlerin birleştirilmesi ve tek yönetim altına alınması sağlandı. Yeni bir Temsil Heyeti oluşturuldu ve bu heyetin başına Mustafa Kemal getirildi. "
" Alınan kararlar nelerdir ? bu bilgileri de ben söyleyeyim size" dedi Müjdat
Sivas Kongresi Kararları
1. Milli sınırları içinde vatan bölünmez bir bütündür; parçalanamaz.
2. Her türlü yabancı işgal ve müdahalesine karşı millet top yekün kendisini savunacak ve direnecektir.
3. İstanbul Hükümeti, harici bir baskı karşısında memleketimizin herhangi bir parçasını terk mecburiyetinde kalırsa, vatanın bağımsızlığını ve bütünlüğünü temin edecek her türlü tedbir ve karar alınmıştır.
4. Kuvay-ı Milliye’yi tek kuvvet tanımak ve milli iradeyi hakim kılmak temel esastır.
5. Manda ve himaye kabul olunamaz.
6. Milli iradeyi temsil etmek üzere, Meclis-i Mebusan’ın derhal toplanması mecburidir.
7. Aynı gaye ile, milli vicdandan doğan cemiyetler, "Anadolu ve Rumeli Müdafaa-i Hukuk Cemiyeti" adı altında genel bir teşkilat olarak birleştirilmiştir.
8. Genel teşkilatı idare ve alınan kararları yürütmek için kongre tarafından Temsil Heyeti seçilmiştir.
"Sonuçlarını kısaca özetlersek" diye söz aldı Murat
1-Erzurum Kongresinde alınan kararlar, Sivas’ta tüm ulusa maledildi.
2-Musatafa Kemal, Temsil Kurulu Başkanı seçildi ve ulusal lider oldu.
3-Damat Ferit Paşa Hükümeti istifa etmek zorunda kaldı ve böylece siyasi bir zafer de kazanılmış oldu.
4-Batı Cephesi Komutanlığı’na Ali Fuat Paşa getirildi
Halide:
" Bugünlük toplantımız sona ermiştir haftaya isterseniz bizim evde devam edelim."
Aysun:
" Bence uygun."
Murat:
"Bence de ."
Müjdat
" Teşekkürler ; neden olmasın."
Zeynep:
Ve her zaman ki gibi Atatürk ün en güzel sözlerinle noktayı koyuyoruz.
"Hep birlikte ...Söylüyoruz...Söylüyoruz...Söylüyoruzzz."
=============================================
Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
=====================================================================
SEVGİLERİMLE
NEŞE KIZILYAR
YORUMLAR
Sivas Kongresini de yaptık, artık Ankara'ya doğru yola çıkmak üzereyiz...
Çatlasın düşmanlar...
Teşekkürler Neşe Hanım.
GÜLDESTE
ŞÖYLE BİR GENÇLİK, TÜM ÜLKEMDE ÇOĞUNLUK OLSA, CANIMI VERİRİM VALLAHİ... Buna dair, bir örnek: üç evladım var. Bunlardan ikisini araştırma/inceleme yapmaya yönlendirdim ve böylece okuma keyfini aşıladım; ne var ki, en büyük oğlum, geçirdiği ağır hastalıklar nedeniyle buna uyum gösteremedi ve liseyi bitirmekle yetindi (gerçi şimdi esnaflık yaparak iyi kazanıyor ya) iki kardeş ise üniversiteyi yüksek lisans yaparak bitirdiler ve kızım doktorasını da yapmak niyetinde... Söylemek istediğim şu ki, gençliği en iyiye yönelten şeydir araştırıp/inceleyip bilgi üretmek...SAYGIYLA
GÜLDESTE
bu aralar etkinliğin işleriyle yoğunum ama hayırlısı ile başarırsak kaçırdıklarımı okurum can...ben sayfanın abonesiyim bilirsin saygılar
GÜLDESTE
GÜLDESTE
efendim çay içerek sohbet havasında geçen harika gerçek yazı dizisiydi beğeniyle okuyorum hep zaten söz konusu mustafa kemal ATATÜRK olunca dahada heyecanla okuyorum kutlarım sizi saygılarımla selamlar
GÜLDESTE
not yorumunuza geç cevap yazdığım için çok özür dilerim
bekir odaci
Değerli Arkadaşım.
Yine güzel ve anlamlı bir bölüm ele almışsınız. Bu konular tabii ki bir Tarih Öğretmeni olarak benim hiç de bilmediğim konular değil. Sadece keşke bütün gençlerimiz sizin bu yazı dizinizde olduğu gibi bir araya geldiklerinde işte bu konuları konuşuyor olsalar. Kurgu da olsa Gençlerin araştırma yapmaları, bir şeyler okumaları çok güzeldi.
Selam ve sevgilerimle.
GÜLDESTE
Sizler, yani yeni Türkiye’nin genç evlatları! Yorulsanız dahi beni takip edeceksiniz... Dinlenmemek üzere yürümeye karar verenler, asla ve asla yorulmazlar. Türk Gençliği gayeye, bizim yüksek idealimize durmadan, yorulmadan yürüyecektir.
MUSTAFA KEMAL ATATÜRK
İZİNDEYİZ HER ZAMAN....
Annem ellerine ve yüreğine sağlık.....
saygılarımla....
bugün Atatürk hakkında hiç duymadığım ve bilmediğim çok ilginç bir şey öğrendim. Atatürk'ün nufus çuzdanında adı Mustafa Kamal yazdığını öğrendim Kemal yerine Kamal yazıyormuş doğrumudur
sevgiler selamlar