- 3406 Okunma
- 12 Yorum
- 0 Beğeni
ERAY- BEN VE TİYATRO ‘’ AMAN ALLAH’IM ! ’’ -5-
ZARURİ BİR AÇIKLAMA: Sami Biberoğulları & Eray Özgör Sarıkaya ortaklığı olarak kurulan sanal ‘’Tİ’’ Tiyatrosunun gerçek hayatta bir tiyatro topluluğunun adı olduğunu öğrenmiş bunmaktayız. Sitemizin güzide yazarlarından Kemnur ( Kemal Paracıkoğlu ) Kardeşimize bizi bu konuda uyardığı ve bilgilendirdiği için çok teşekkür ederiz. Onun için tiyatromuzun ismini, aldığımız ortak karar doğrultusunda değiştirmiş bulunuyoruz. . Bu ortak karar mucibince ve de gereğince bundan sonra tiyatromuzun adı:’’ TİYATRO TİPSİZ’’dir. İlgilenen , İlgilenmeyen, ‘’bana ne ya ‘’ diyen ya da ‘’Vay anasını beeee’’ diyen herkese duyulur.
TİYATRO TİPSİZ
‘’Zurnada Peşrev Olmaz Ne Çıkarsa Bahtına’’ oyunu ile bu sezon perdelerini tüm tiyatro sever dostlarımıza açıyor. Tiyatromuza biletsiz, davetiyesiz girilebilir. Giriş beleştir yani. Çıkış için bir şeyler düşünürüz artık. Protokol koltuklarımız yoktur, isteyen istediği yerden izleyebilir. Benim önerim 5. sırada ortadaki koltuklardan izlemektir. Aslında bu salonda koltuk da yoktur.
Oyunumuzun PRÖMİYERİNE hoş geldiniz. ( Lo Prömiyer ne ki? Ben bilmiyem vallah Eray biliy. )’’
KALDIĞIMIZ YERDEN DEVAM.
BİR SES- Yahu hangi geri zekalı kapattı o perdeyi ? Daha sahne bitmemişti.
TACO AĞA-Ula Eray—Ula Sami..Hay sizin yapacağız tiyatronun içine köpekler ede e mi? Bir perdeyi bile ayarliyamiysiz.
ŞADİYE-Oooo Taco Ağam. Böyle nişadır sürülmüş gibi bagırabildigine göre demah ki eyi oldun. Eh o zaman biz gidah yatah Samo Ağamla ha?
-TACO AĞA-Ula azgın , gavur gelin .Ben öliyem siz aşne fişne derdindesiz. Tüü yazıhlar olsin senin gibi evlada
SAMO –İyi de babo iki yıldır kurtlarla yaşamışah. Everest Tepelerinde soguhtan kıçimiz doğmuştur. Biraz ısınah da.
FERAYE-Ağam hadi yatalım iki yıldır seni beklerim. Hem sana ben Taiti masajı yaparım ısınırsın.
ŞADİYE- Olmaz ağam sen o garıya bahma ben seni masajsız ısıtıram.
SAMO - Avratlar kavga etmeyin .Bu durumlarda naapiydik?Sayışacaaz. Ooooo…Portakalı soydum baş ucuma koydum ben bir yalan uydurdum duma duma dum.
ŞADİYE-Ahan da ben çıkmışam
SAMO - Dur gız daha bitmedi bekle hele. Duma duma dum kırmızı mum. Bah Feraye çıhdı.Göriysen ne kadar adil davranıyam haksızlık etmiyem. Bidahakine sanadır üzülmeyesen.
FERAYE- (usulca) Ağam bu da pek saf ya her seferinde yutuyor bu numarayı. Benden başlayınca ben çıkıyorum. .
SAMO -Boş ver sen oni hadi beni ısıtasan dondim oralarda. Kız o nedir o fişi nereye Tahıysan?
FERAYE-Nereye takacam ağam prize takacam sen yokken çok üşüdüm kendime elektrikli battaniye aldım bak şimdi sıcacık olacağız. Hem azıcık elektrikte veriyor al sana Taiti masajı.
BİR SES- Yahu indirsenize perdeyi. Bundan sonrasını da mı göstereceksiniz millete…Fe Süphanallah yahu. Işıkçıııı sen de uyuma be kızım. Kapat artık ışıkları.
Sahne kararır ve perde iner yavaş yavaş.
İÇERİDEN SAMİNİN SESİ- Lan Eray sana da bir senaryo yaz dedik perde inmemiş gibi yine evden başlattın olayı. Anasını satayım işi perdeciye takıp kıvırdık ya bu sefer. Bakalım gelecek sefer nasıl kıvıracağız?
İÇERİDEN ERAY’IN SESİ- Ya naapıyım unuttuydum ben. Bakma piyeste lokum gibi avradı oynadığıma. Yaşlandık be hocam İdare et artık.
I.PERDE III. SAHNE
(Sahne, Perde, Pilav, Zerde birbirine karıştı ya idare edin artık .Neticede bu piyesi Eray ve Ben yazıyoruz. O kadar kusur Obama’nın kızında bile olur )
OYUNCULAR:
Samo: Klavye elinde ya artık her sahnede mutlaka olacak…
Taco Ağa: Kıyamiyam…Vallah kıyamiyam…Yoksa çoktaaan Allayıp pullayıp öte tarafa yollayacağam. Babodur ne de olsa.
Şadiye: Dizi dizi incisi, Samo’nun birincisi
Feraye: Samo’nun gonca gülü…Has bahçenin udi bülbülü.
Kezban Yenge: Engizisyon döneminde Avrupa’da dünyada geleceğine maalesef zamanımızda ve de bizim köye gelmiş. Samo Ağanın saltanatını devirecahmış…Hıhhh. Köyün muhtarı… Yaşını ne sen sor ne ben söyleyem.
İmam Selim- Köydeki tek normal tip…Biraz ağzı bozuk o kadar.
Muallime Rotenmayer: Sultan II. Abdülhamit döneminde 1878de Yapılan Berlin Antlaşması sırasında Almanya’dan gelmiş ve Dar’ül Muallimat’ta okuyarak Muallim ( öğretmen olmuş ) bir tarihi eser.
Kekeç Hamza- Köyün diğer öğretmeni. Emekli olabilmek için 65 yaşını beklemekte. O da normal bir tip aslında.
Heidi: Köy ebesi Işık ile Köyün Ebe annesi Rukiye Nine tarafından zorlukla doğurtulan..Doğumu sırasında da annesine ‘’Haydi, Haydi ‘’ dendiği için adı Heidi kalan bir yavrucak. Koca kazık kadar kız oldu ama hâla R harflerini söyleyemiyor.
Pamuk Prenses: Asıl adı Pamuk…Ona köyde Pambıh diyorlar…Erik çalarken ağaçtan düşüp kafasını fena halde taşa çarptığı için kendisini prenses sanıyor.
Sindirella: Mis gibi yün yatağı bırakıp sobanın önündeki küllerin içinde kedisiyle yatan, bu yüzden de midesinde reflü oluştuğu için sindirim sorunları yaşayan bir kız çocuğu.
Kırmızı başlıklı Kız: Asıl adı Pembe... Köydeki tek Karadenizli…Sabahları gayet akıllıdır da öğleden sonraları iptal…
Marabalar: Ya bilirsiniz işte her gün ‘’maraba ‘’ diye selamladığımız insanlar…’’Maraba televole’’ gibi yani
[Köy meydanı…Bir tarafta köy kahvesi…Öte tarafta köyün okulu. Kahvede marabalar pişpirik oynamakta, okul bahçesinde ise öğretmen hanım kışın o ayaz ve soğuğunda öğrencileri bahçeye dökmüş ders yapmaktadır.]
Ertesi gün olmuş hatta akşama yaklaşmaktadır vakit. Taco ağa daha ölmemiştir. Oysa ev halkı öleceğini düşünüp helva hazırlıklarına başlamıştır. Samo ağa ekstrem dağcılık ve tırmanma sporu yaparken köyünden ve marabalarından uzak kalmıştır. Çok özlediği köyün kahvesine gitmiştir. Ama gördüğü manzara hiç de hoşuna gitmemiştir. Çünkü Köy kahvesinin duvarlarında ve camlarında Kezban’ın resimleri asılıdır.
SAMO - Lo nedir bu ha? Nedir? İki yıl köyden ayrı kaldıh diye eski köye yeni adet mi getiracahsız? ( Resmin altındaki yazıyı okumaya başlar ) Halkçı Muhtar adayınız Kezban Yenge…Oyunuzu Kezban Yengeye verin, gerisine karışmayın.
Öfkeyle yırtar resimlerden bir tanesini…Tam o anda da Kezban Yenge Kahvenin kapısında belirir
KEZBAN YENGE- ( Ellerini beline koyarak ) Ula hıyar ağası, Ula Himalaya sapığı, Ula deli gavat…Sen kimin resmini yırtiysan ha?
SAMO - Ula ağalıh sisteminin baş belası, Ula anarşist garı, Ula köyümün kadrolu cadısı. Sen eski köye yeni adet mi getiriysen. Nedir bu muhtarlıh. Ula bilmiy misen ki törelerimiz ne der? ‘’Karıdan evliya, koyma avluya’’ Sen nasıl olup da muhtarlığa soyuniysan looo?
KEZİBAN YENGE- Ula Samo törene de adetine de sı/karım senin. Tutturmuşsuz bir töre , töre, Halkı sömüriysin göz göre göre .
SAMO - Ula kim sömüriy halkı ha? Sor bahah şu marabalara? Dokuz köyin agası olarah bir Allah’ın günü, bir tek kez, bir tekini bile sömürmüş müyem..Di sor haydi?
MARABALAR- Haşa ağam. İnek gibi sağiysan o kadar.Sömürmah ne? Ne sömürmesi. O da ne ki hiç bilmiyik.
SAMO - Göriysin bah..Hiç kimseyi sömürmemişem.
KEZBAN YENGE- Ula madem sömürmedin de bu köyli milleti niçin sen ve babon olacah o eşkıya buradan gider gitmez eteğime yapıştı? ‘’Kurtar bizi Anoo’’ diye
Samo Marabalara döner.
SAMO - Ula o pohu da mı yediz ha? ‘’Kurtar bizi baboo’’ dan sonra ‘’ Kurtar bizi anooo ‘’ da mı dediz?
MARABALAR- Haşa ağam.
SAMO - De gedin lo yağcı namıssızlar. Arhamı döner dönmez hemen kuyumi kazmışsız. Ula biye bah Kezban. İlkokul üçe kadar okudun diye başımıza muhtar olacağını saniysan avucunu yalarsın.
KEZBAN YENGE- Lo Samo…Babon geberip gidiy ya sen de bunadın baya. Lo kellesine sı/ktığımın ayısı…Ben çoktaaan muhtar olmuşam. Sen gittikten sonra yapılan seçimlerde köyli oy birligi ile beni muhtar seçmiştir.
SAMO - Aneeeeyyyy…Desene hapı yutmuşuh. ( Kısık sesle ) Lo Karı ayıdan doğma oldugumuzu da biliy. ( Yüksek sesle ) Lo siye kim dedi ayı meselesini?
KEZBAN YENGE- ( Uyanık kadındır…Aslında boş atıp dolu tutmak ister ) Lo elimde bununla ilgili kaset vardır.
SAMO-Aha da şimdi resmen sıçtıh.
KEZBAN YENGE- Henüz değil lo…Henüz değil…Resmiyet kazanması için benim üzerine mühür basmam gerekiy. Bir ara muhtarlığa uğra da mühürü basam kıçına. Hah hahhha haaaaa…Ebenin damına kar yağdı Samo…Çekecağın vardır benden.
Kezban yenge dönüp giderken Aşık Bethoven sazını tıngırdatmaya başlar.
AŞIK BETHOVEN-
Şu Curamın Telinde
Bülbül Öter Dalında
Cümle Alem Dilinde
Darıldın mı Kezban Yenge.
Muhtar M’oldun Kezban Yenge
Yenge Yenge Kezban Yenge
Muhtar Moldun Kezban Yenge
Yenge Yenge Kezban Yenge
Dargın Mısın Kezban Yenge
İnip Gelir İrmeden
Teskeresi Dilmeden
Geldi Geçti Gülmeden
Dargın Mısın Kezban Yenge
Şu Curamın Telleri
Aledendir Dilleri
Açıldı mı Kezbanın
Elindeki Gülleri
SAMO- Lo sus Allah’ın belası aşıh…Ula bir kere de benim hayrıma olan bir poh için çal şu sazı noolur?
Samo adeta midesine çöken bu acı yumruğu sindirmek için bir maden suyu içerken yolun üst tarafından İmam Selim söylene söylene gelir.
İMAM SELİM- Viiiiyyy Selamünaleyküm Hoş gelmişsen Samo Ağam…Taco Ağam yoh mudur?
SAMO- Aleyküm selam hoca… Babo rahatsızdır biraz. Ölsin diye bekliyik. Karılar evde helva filan yapiy. Sen de her ihtimale karşı kefendi, tabuttu, pamuhdu hazırda tut. Ne zaman kuyriği titretecağı belli olmaz.
İMAM SELİM- Viiiiiy desene yolcudur Abbas , bağlasan durmaz … Merah etmeyesan ağam…Taco Ağamızı şanına layıh bir şekilde yollarıh. Yalnız Body Shampoo kalmamıştır ağam. Şehre bir maraba gönder de alıversin… Avondan olursa iyi olur ağam. Ha bir de hidrofil pamuh alsınlar. Millete üstüpü kullanmağa başladıh. Köyin şanına yahışmiy.
SAMO - Yahu iki sene ayrıldıh köyden millet Hacı Şakir’i de unutmiş. Tamam tamam hidrofil pamuh da aldırırıh. Yeter ki sen hizmette kusur etmeyesan. Ya hoca benim bir şey dikkatimi çekmiştir. Sen bu marabalara niçin selam vermiysin? Sadece beni selamladın da.
İMAM SELİM-Onlara küsmişem ağam…( Marabalara döner ) Ula dürzüler ben minareye çıhıyam…Siz duyasız diye ses tellerimi riske atarah ezan ohuyam. Sizin için sobalar yahıp camiyi bile ısıtıyam. Siz neye gelmiysiz camiye ha?
SAMO -İmam ne diysen aha bu dürzüler namaza gelmiyler mi ?
İMAM SELİM- He ağam gelmiyler…Hem sen de gelmedin ağam. Yohtun sabah namazında?
SAMO- Çoh meşguldüm hoca…Malum.
İMAM SELİM- Haklısan ağam..Mazeret ve zaruret hasıl olmuş.
SAMO- Demah bu marabalar da gelmiy camiye ha?
İMAM- He ağam ben bu poh yiyenleri çağırıyem ‘’ gelin namaz kılın ‘’ diye.Sanki burada başçavuşun eşegi bağrıy. Kimse namaza gelmiy. İnsan bir kişi gelir bari.
MARABA-İyi de imam sen de çok yavaş kıldıriysan .Ya ..geçen iki rekatlıh sabah namazinin farzını bir buçuk saate kıldırdı ağam.
İMAM- Lo ağam..Bu zındık eve avradının koyununa girecağam diye selamı camiden çıkınca veriy. Neyse ağam artıh ikindi de gitti. Ahşama zaten gelmiysiz..Yatsıya mutlaha bekliyim…Ula marabalar bahın ağa da geldi. Bundan sonra camiye gelmeyen olursa vallah öldigizde tüm deliklerize tıharam pamuğu. Ağız..Burun neresi denk gelirse artıh. Vallah talhınınızı bile vermem. Öylece mezarın başında beklersiz gömülmağı. Lo zındıhlar, lo münafıhlar burada sineklerle, kızlarla uğraşacağınıza tahılın biye yohsa , ben cennette hurilere sarılmış yatarken siz cehennemde yanacah, ben de size nanik yapacaam
SAMO - Valla imam efendi yatsı on üç rekat. Artıh sen sabah ezanınla birleştirirsen. Eyi adamsan hoş adamsan da tosbağa gibi yavaş adamsan hoca…Neyse televizyonda da Fatma Gülün suçu var.Onun suçlarını temizliyek ; o bitince okursan ezanı gelirik di mi marabalar?
MARABALAR- He gelirik ağam.
İMAM SELİM- Ağam şu Ögretman hanım vardır ya. Hani şu gözünün önünü göremeyen antika avrat . Bir keresinde kahveye bir geldim; senin şaşkın, marabalara Türkiye’nin bölgelerini öğretiy. Gözü görmemiş , okul diye buraya gelmiş, senin marabaları da öğrencileri sanmış. ‘’Emekli ol hoca hanım’’ diyem ‘’Yemekli mi, ne yemeklisi ‘’ diy…Artıh kulakları da duymiy ağam… Gidelim mi ohula eksikleri varmış. Artıh ağanın eli tutulmaz da bilmiyem neresini tutah?
SAMO - Lo Sapıhlaşma imam. Tövbe tövbeee.
Samo ve İmam Selim kahveden kalkarak neredeyse bir saattir salak salak ağa ile imamın muhabbetini dinleyen okul öğrencilerine ve dinlediklerinden bir şey anlamadığı halde bir taraftan ağa-imam diyaloğunu izlerken, öte taraftan gerzek öğrencilerinin Alinin ata bakması için yırtınan muallime Rotenmayer’e yaklaşırlar ( O bir Muallimedir çünkü Sultan II. Abdülhamit zamanında açılmış olan Dar-ül Muallimat’ın [ Kız Öğretmen Okulu ] ilk mezunlarındandır )
MUALLİME ROTENMAYER-Çocukalar susun artık. Heidi, deden nasıl kızım? Neden artık gelmiyor okula? Söyle de gelsin kızım özledik onu. Dedenin ne güzel sakalları var öyle ne yakışıklı güçlü kuvvetli adam. Beni halter gibi kaldırır mı acaba?
HEİDİ- Öğyetmenim o dedem sandığınız şey laboyatuvaydaki iskelet ama bi türlü anlatamatık ki.Of Öğyetmenim offf…
MUALLİME ROTENMAYER-Hımmm… Dedenin adı İsmail demek. Hay Allah hep Peter biliyordum ben.
HEİDİ- Petey benim aykadaşım öğyetmenim.
MUALLİME ROTENMAYER-O nerede? Niçin gelmedi bu gün okula?
Aşık Bethoven yine devreye girer..Ne münasebetse artık.
Keçi vurdum bayıra
Kımıl kımıl yayıla
Senden bana fayda yok
Mevlam beni kayıra
Gemideyim gemide
Ayağım yemenide
Alacaksan al beni
Nişanlım var geride
Gemici başı mısın
Cevahir taşı mısın
Sana bir nişan versem
Koynunda taşır mısın
HEİDİ- Öğyetmenim Pamuk Prensesin cücesi eteğimi indiyiyor.
MUALLİME ROTENMAYER-Yav bu yazarlar iyice saçmaladılar. Pamuk Prenses de kim?
BİR SES- Ya Ayşe Bacı çaktırma…Bizim Alis vardı ya hah işte onu Pamuk Prenses yaptık. Neymiş efendim hayatında hiç onu öpen bir prens olmamışmış..Hiç olmazsa rol icabı bir prens tarafından öpülmek istiyormuş. Aman gözünü seveyim idare et. Çaktırma. ( Ah ulan Eray Ah…İnsan bi baş tarafları okur. Bak bakalım Pamuk Prenses diye bir rol var mı? Senin yüzünden kıvıracağım diye göbeğim çatladı )
PAMUK PRENSES - Sen de asılma cücelerime onlar benim korumalarım.
MUALLİME ROTENMAYER-Kavga etmeyin çocuklar…Dersimiz matematik. Söyleyin bakalım sepette altı elma var iki tane yenmiş, kaç elma kalmış?
PAMUK PRENSES-Elma demeyin öğretmenim ben elmadan korkuyom.Ya o altı elmayı kraliçe gönderdiyse? Ya beni zehirleyecekse? Pisstt…Külkedisi çek şu kedini ayaklarımın dibinden.
SİNDİRELLA- Ne istiyorsun sarmanımdan. Gel sarmanım gel bak sana getirdiğim sepetin içindeki küllerle oyna sen.
HEİDİ- Öğyetmenim… Sindiyella’nın ayakları kokuyoy… Piyens olacak cimyi , Bit pazayından alınan ayakkabıyı onun ayağına giydiydiğinden buyana çıkaymadı. Öteki çıplak ayağına da kaka bulaşmış ayağı kokuyoy.
SİNDİRELLA- Dağlı kız ne olacak. Senin kapıdaki keçilerin kaka yapmış, ona bastım. Okula getirme şu keçilerini.
HEİDİ - Ya keçileyi kaçırırsam.
MUALLİME ROTENMAYER-Offf ben kaçıracağım keçileri. Hımmm.. Aranızda Pinokyo’yu göremiyorum. O nerelerde bu gün?
SİNDİRELLA- Öğretmenim o bu gün burnundan estetik ameliyat olacakmış. Baya bir uzamış burnu. Ucundan azcık kestirip geleceklermiş.
MUALLİME ROTENMAYER-Kırmızı başlıklı kızı da göremiyorum aranızda? O nerede?
HEİDİ- Baba annesi olacak cadaloza yemek götüyüyken yine kuyda yakalandı. Aptal kuyt az sonya nasılsa öğütemeyip çıkayacak. Geliy az sonya. Anlamıyoyum ki ne zevk alıyoylay bu salakça oyundan.
BİR SES- Lan oğlum, kızım bağlayın artık şu oyunu bir yerlere…Samo Ağa ile İmam Selim. İki saattir armut ağacı gibi dikilmiş orada okulu seyrediyor. Sokun şu herifleri oyuna artık.
SAMİ’NİN SESİ- Kırmızı başlıklı kız olayını da kıvırdık ya , Emine Oyacak valla…Ya kızım nasıl unutursun onu?
ERAY’IN SESİ- Hocam valla kırmızı renge karşı gözlerimde problem var. Ben Trafikte bile kırmızıyı hep yeşil görüyorum. O yüzden az mı kaza yaptım.
SAMİ’NİN SESİ- Hırrrrrrrrrrr.
BİR SES- Emine haydi kızım giy kırmızı başlığını da atla sahneye.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ- Uyyyy haçan şimdi ben da oyniyum mu?
BİR SES- Lan bu laz şivesi de nereden çıktı şimdi? İyice sı.tınız oyunun içine.
Kırmızı Başlıklı kız koşarak okul bahçesinden girer
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ- Öğratmanim…Ha bu gabyana kurt bağa aşıkmidur nedur anlayamadum. Ne zaman yola çıksam kurt gibi saldiray baa…
MUALLİME ROTENMAYER- Otur yerine..Edepsiz seni…Dişi kırmızı başlıklı kız, kuyruk sallamasa erkek kırmızı başlıklı kurt saldırır mı hiç?
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ- Uy hocacuğum. Ne kuyriği, namussuz it oğlu ite kemik bile sallamayrum. Hem ben Ali Baba ve kırk haramilerini seveyrum..
MUALLİME ROTENMAYER-Kırkını birden mi seviyorsun?
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ- He da kırkını birden seveyrum.
SAMO- ( İmam’a ) Lo bu bizim Feraye ile Şadiye’den de beter.
İMAM SELİM- Hele şükür bizi de konuşturdular ağam. Ama bu kız dediğin gibi degildir . Onun sevmesi platonihtir. Hem o kız lazdır, ahlı azdır. Öyle işlere ahlı ermez..Ağzı konuşur ya kafası çalışmaz pek.
SAMO- Neyse sus da seyredek az…Bu yazarlar bahah daha ne kadar behletacah bizi.
İMAM SELİM- Yav şeytan diy git ikisini de yatır musalla taşına. Neyse behleyah ağam.
MUALLİME ROTENMAYER- Geç otur yerine haydi.
HEİDİ- Buyuyun öğyetmenim
MUALLİME ROTENMAYER-A benim aptal kızım sana demedim . Arkadaşına dedim haydi yerine otur diye.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ- Haçan baaa niçin haydi diysunuz öğretmanim?
MUALLİME ROTENMAYER- Yahu sana Haydi diyen yok. Otur yerine haydi dedim.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ- Haydi yerinde oturay ya? Uy benum bunamuş öğretmanim uyyy. Oturani da görmeysun.
MUALLİME ROTENMAYER- Çıldırtma beni. Otur yerine.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ-( Kısık sesle ) Yav öğretman değil barut fıçısı mubarek…Hamsi gafa noolacak.
SİNDİRELLA- Hamsi nedir?
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ- Ebenin örekesudur daaa
SİNDİRELLA- Hımmm demek ki bizim buralarda öreke dediğimiz o yün eğirdiğimiz alete sizin oralarda hamsi diyorlar.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ- Uyyyy ne kot kafali kizdir bu daa…
Köy okulunun Müdür yetkili diğer öğretmeni Kekeç Hamza sınıfa elinde ayakkabılarıyla girer.
KEKEÇ HAMZA - Sinn sinn sindirella, Sin sin sincaplarını yakalarsam ge ge gebertçem ayakkabılarımı kemirmişler yine. Bi bi birde senin balkabağı arabanı He he Heidi’nin keçileri yiyor .
SİNDİRELLA- Bıktım balkabağı almaktan .Bağla şu keçilerini Heidi.. Peter nerde o baksa ya keçilere.
MUALLİME ROTENMAYER-Hakketen de Peter nerede? O da yok okulda bu gün.Hay Allah bunu sormuştum ama neyse…Ne demişler: ‘’Et tekrarü Ahsen…Velev Kâne Yüz seksen ‘’
Öğrenciler aptal aptal öğretmenlerine bakarken Samo , İmam Selim’e sorar:
SAMO-Lo Selim Hoca bu müzelik ögretmen ne dedi şimdi?
İMAM SELİM- ‘’Tekrar, yüz seksen kere yapılsa da güzeldir’’ dedi ağam.
HEİDİ- Peter denen alçak beni Klara’yla aldattı. Ağrı Dağının öteki tarafına kaçtılar.
KIRMIZI ŞAPKALI KIZ- Uyyy buruna bak buruna çıkmış dünya turuna, Ha bu surati hangi erkek aldatmaz ki ?
KEKEÇ HAMZA – Ya Ya Ya Yamuk Prenses sen de cü cü cücelerine söyle köyün kızlarına saldırıyorlar sapıklaşmasınlar.
PAMUK PRENSES- Öğretmenim Yamuk Prenses değil Pamuk Prenses…( Gitmekte olan cücelerine seslenir [ Yok deve…Şimdi bir de iki saniyelik bir bölüm için yedi tane cüce mi bulacağız ? Neyse onları göstermeyiz …Bahçe duvarının öteki tarafındaymışlar gibi kıvırırız artık…Ah Eray ahhh ] ) Gitmeyin cücelerim başka kızlara gitmeyin ben varım.
MUALLİME ROTENMAYER - Kıza bak Yahu. Yedi Kocalı Hürmüz gibi…Onun da tam yedi tane cücesi var yedi koca yerine. Ben bu yaşa kadar bir tane bile bulamadım. Alaattin’in lambasından çıkan devden de bahçesinde hanımeli olan evden de vaz geçtim bir cüceye bile razıyım.
Samo ile İmam Selim Bahçeye girer. Onları Kekeç Hamza karşılar.
KEKEÇ HAMZA- Ho, ho,
SAMO- Anlamışam hoca..Ho ho hover, süpürür döver diysen. Yormayasan kendini.
KEKEÇ HAMZA- ho hoo hooo..
İMAM SELİM- Agam kendini Noel Baba saniy galiba?
KEKEÇ HAMZA- Hoş…Hoşşş…Hoş…
SAMO- Ayip oliy hocam. Kos koca dokuz köyin agasına hoşt mi diysen?
KEKEÇ HAMZA- Yav Hoşşş…Hoşşş geldiniz ağam.
SAMO- Yandıh şimdi bu adam iki saatte konuşur. Hoş bulmuşah öğretmenim. Bir isteginiz eksiginiz var midir?
ÇOCUKLAR BİR AĞIZDAN - Hoş geldiniz ağam.
SAMO - Hoş bulmişem çocuhlar bir isteginiz var midir?
HEİDİ- Ağam benim keçileyime okulun bahçesinde biy ağıl yapsanız?
SİDİRELLA- Ağam ben de bir kabak tarlası istiyorum.Kabaktan araba yapıyorum hep yiyorlar. Hem bir çift doğru dürüst ayakkabı istiyorum.Bu bit pazarından alınanlar artık yırtık pırtık oldu. Bir de sindirim sorunları yaşadığım için bolca maden suyu istiyorum.
PAMUK PRENSES - Ağam ben de pamuk şekeri istiyorum. Birde yedi cücelerim, benim korumalarım, özel asistanım onlar .Dışarıda soğukta bekliyorlar onlara koruma kulübesi istiyorum. Ha bir de Prensim için sizin ahırdan beyaz bir at rica edecektim.
KIRMIZI BAŞLIKLI KIZ- Baba anneme yemek götürülsün istiyrum. Ya da şu namussuz kurdi furun artuk daaa. Onun yüzündan adımız çikti. Öğretmanim bile baa inanmay…
MUALLİME ROTENMAYER - Ağam ben de hiç koklanmamış bir gonca gülüm beni dalımdan koparacak koklayacak birini istiyorum.
SAMO – Bah ögretmenim çocuhlarınki olur da bu saatten sonra senin dedigin olmaz. Nihayeti ben de bir agayam..Keramet ve mucize gösteremam.( Kekeç Hamza’ya döner ) Sen ne istiysen Hamza Hoca’m ?
KEKEÇ HAMZA – Ağ ağ..ağ.
SAMO- Anlamişem ağ istiysen. Derede balığa gidecahsan. Olur alırıh.
KEKEÇ HAMZA- Ağ..Ağ…ağ..
SAMO- Yav hocam ağ tamam dedıh ya. Yoksa ağrılarıy-sızılarıy için ilaç mı istiysen?
KEKEÇ HAMZA- Ağam…tab…tabbb tabbbb..
SAMO-Tab…Tabbb..Tabbb…Lo beni de kekeç ettin hoca… Tabanca mı istiysen ? Kimi vuracahsan. Söyle biz vurah. Sen elini kana bulamayasan.
KEKEÇ HAMZA- Tab tab tablet. ( Valla nedir ben de bilmiyorum. Yeni bir şey galiba? ) Sonra tep.. tepe… tepe göz. Son son sonn racığma. HD ekran Led tv 118 ekran televizyon,Bula bula..Bulaşık makinası. Bir de lap top..
SAMO - Tablet hap için dohtora gidiysen, bende yohdur. Tepegöz nedir? Hani dedemin dedesi Korkut’un Tepe Gözi mi? Orada bir Vasat vardı degil mi? Onu mu istiysen? Hocam o ölmiştir nasıl getirem? Bizde yohdur . HD Led tv ! Hemide 118 ekran !Vaay babo vayyy…Hee bir de top vardi degil mi? Lo eger ben de buraların agasıysem bu köye hiç bir top giremez. Ne ben duymuş olam ne de sen söylemiş ol hoca.
Tam o anda Taco Ağa da damlar…Artık nereden damladıysa….
TACO AĞA- Lo sen ne diysen poh yiyenin oğli…Buraların agasıymış. Ben daha ölmedim.
SAMO AĞA- La babo sen ne ariysen burada?
TACO AĞA- Biye Tohtoru almiysen o zaman aha bu muallimeyi al.
SAMO- De get babo ya… Kuyruğu titretmye ne kaldi şunun şurasında bir de karı istiysen. Hem sen istesen bile muallime hanım istiy mi bahah? Olmaz babo olmaz.
MUALLİME ROTENMAYER- Ayol neden olmasın…Maşallah aslan gibi adam…Ben de sülün gibi hatunum…
SAMO-Lo rüyazda mı gördüz. Nereden çıhardız evlenmeyi?
TACO AĞA- Vallah doğri diysen oğul. Rüyamda görmişem.
Aşık Bethoven başlar çalmaya. Ama bu sefer Taco ağa söyler şarkıyı.
Rüyalar gerçek olsa
Seni hergün görürdüm,
O incecik beline
Sarılarak yürürdüm.
Sabah olmasın diye güneşi durdururdum,
Yanar dağlarda tüten ateşi söndürürdüm.
Yatağına her gece gelincik doldururdum,
Dudağına bin kere öpücük kondururdum
Rüyalar, rüyalar, rüyalar
Rüyalar gerçek olsa.
Rüyalar gerçek olsa
Sana güller verirdim,
O güllerle belki de
Kucağıma gelirdin.
Sarılırdım boynuna, sokulurdum koynuna
O gül dudaklarını öperdim doya doya.
Sabah olmasın diye güneş durdururdum,
Yanar dağlarda tüten ateşi söndürürdüm.
Rüyalar, rüyalar, rüyalar
Rüyalar gerçek olsa
SAMO- Lo Selim Hoca babo iyice sapıhlaştı. Her halda azraili beklemeyacağıh. Ben vuracam baboyu. Bu, tehlikeli olmaya başliy.Sen cenaze hazırlıhlarına başla.
SELİM HOCA- Yav agam baboya acimiysan biye acı. Köyde body shampo yoh..Pamuh galmadi. Hep üstüpü hep üstüpü..Ben de insanam daa.
Bu sefer çocuklar da başlar bir türküye…Öğretmen Rotenmayer Müzik dersine geçmiştir.
TÜM ÇOCUKLAR BİRLİKTE SÖYLERLER HAZIR AŞIK DA SAZI İLE ORADAYKEN.
Koca öküzün dizindedir dermanı
Ölme de koca öküz bu yıl da kaldır harmanı
Derler aşkınsın derler
Derler çapkınsın derler
Derler aşırdın beni beni
Şaşırdın beni
Aşka düşürdün beni
Koca öküzü suya saldım içmedi
Aman da koca öküz böyle vakit geçmedi
Derler aşkınsın derler
Derler çapkınsın derler
Derler aşırdın beni beni
Şaşırdın beni
Aşka düşürdün beni
Aşağıdan gelir mangal kömürü
Mevlam versin güzellere ömürü
Derler aşkınsın derler
Derler çapkınsın derler
Derler aşırdın beni beni
Şaşırdın beni
Aşka düşürdün beni
NİHAYET IŞIKLAR KARARIR VE PERDE KAPANIR...
YORUMLAR
Bugün biraz da ev işi yapayım dedim bilgisayarın başından kalktım. Sonra iki gün sonra yeri kazı
lıp yerine apartmanlar yapılacak bahçeye gittik kardeşimle,son olarak bahçe ürünü olan otları,naneleri,maydonosları topladık.Bu yüzden siteye giremedim.
Çok güzeldi ve çok güldürdü yine.Kezban yenge bölümünü de çok beğendim. Bana çok uymuş.
Araya karadeniz konuşmasının girmesi deçok hoş olmuş.
Eray'ı ve sizi gönülden kutluyotum,
selâm ve sevgilerimle..
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
glenay
ne göz dikmem. Mührü de yalnızca halkın hayrına basarım.
Yazıyı gerçekten çok beğendim. Ellerinize, gönlünüze sağlık.
Tekrar okuyacağım..
selâm ve sevgiler..
sami biberoğulları
Öncelikle anlayış ve hoş görünüz için teşekkür ediyorum.
Lakin köyün muhtarı olarak mührü nasıl kullanacağınız konusunda benim acil ve öncelilki bir ricam olacak...Eray'ın çenesinden başlasınız icraata ( Mühürleme işine ) ? Yani köyün sağlık ve selameti açısından diyorum.
Selam ve saygılarımla.
Hocam çok güzel ya...İyice zevk almaya başladım bu işten...Birde sahnede oynadığımız hayal ediyorum...On yıl sahne tozu yutmuş biri olarak damarlarım kabardı...millet altına kaçırır inan...siz bi harikasınız hocam,Eray ablaya da selamlar....
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar
sami biberoğulları
Oyundaki en normal karakter olmana rağmen yine de normal olmayan bir hocayı canlandırıyorsun. O bakımdan gösterdiğin anlayış ve hoşgörüye teşekkür ediyorum öncelikle.
Sahne tozu konusunda çok haklısın.. Ben de çok özlüyorum sahneleri. İnşallah Allah nasip eder yine çıkmayı.
Çok çok selam ve sevgilerimle.
Erzurumlu Selim
Sami Hocam, işten yorgun argın gelince yazınızı okumak öyle iyi geliyordu ki sormayın. İyi ki varsınız.
Ben diyorum ki; bir gün bu tiyatro izlenme rekorları kıracak ve hepimiz meşhur olacağız. Uzak değil o günler.
Tebrikler hocam, sizi de tebrik ediyorum Eray Hanım, iyi bir ekipsiniz. Ekip çalışması özveri ve fedakarlık isteyen bir uğraştır. Bazen siz, bazen arkadaşınız fedakarlık edecek, hoşgörünüz çok olacak. Yoksa inceldiği yerden kopuyor:))
Aman koparmayın, ben bu seriyi daha çokkk okumak istiyorum.
selam ve saygılarımla...
sami biberoğulları
Güzel yorumun ve dileklerin için çok teşekkür ederim. ''Çok istersen '' olur diye bir kural varmış. Eğer gerçekten varsa böyle bir kural, biz bu oyunu oynarız arkadaşlarla...Sanırım her kes çok ister.
Kırmızı başlıklı kızı unutmuştu Eray...Ben devreye girerek oyuna dahil ettim. İnşallah iyi kıvırmışımdır...
Selam ve sevgilerimle
efendim gittikçe çıtayı yükseltiyorsunuz umarım dahada yükseltirsiniz oyun gayet güzel gidiyor bakalım bundan sonra neler olacak meraktayız kolay gelsin saygılarımla selamlar
sami biberoğulları
Elimizden geldiği, dilimizin döndüğü kadar iyi bir şeyler yapmaya çalışıyoruz. Beğendiğinize sevindim.
İleriki bölümlerde sizi de sahneye alacağız inşallah.
Selam ve saygılarımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
saygılar
İkinizin de kalemine,yüreğine sağlık.Öğtmen benim dedemi ırat bıyaksın,ben o nu peteyin babaannesiyle evlendiyeceğim.Selamlar sevgiler gönderiyorum....
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
beğenmene sevindim
sevgiler
sami biberoğulları
Çok teşekkürler Haydi...Kadro kalabalık olunca bakalım kimlere daha nice kısmetler çıkacak...Haa bu arada ''Rabbena, hep bana'' da diyebilirim. Ne de olsa dokuz köyün ağasıyım.
Selam ve sevgiler.
sareyaprak
Size nasılda teşekkür etmeli bilmem ki. her okuduğumda kilolarca pirzola yemiş kadar oluyorum. hem yüreğime iyi gelirken kilo alma kaygısı dahi yaşamıyorum. bu gün artısı da vardı. Bol köpüklü Türk kahvesi gibi çok iyi geldi.:) İlhamınız bol olsun ve umarım hep harika olursunuz. selam ve Saygılar sizlere.
sami biberoğulları
Beğenmenize sevindim. Hoşgörünüz için teşekkürler.
inci*
kedileri seven ve midesinde reflüsü olan , ayagından eskiciden aldığı ayakkabıyı hiç çikartmayan. Olur ya bir dün prens gelirse diye umut eden.. ha işte ben oydummmmm :))))
Samo ağam.
selamlar o güzel yüreğinize.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler selamlar
Beklerim bakam sıra ne zaman gelecek,
As solisler sahneye en son çıkarmış.
Benim ki de teselli
Semo ağanın iki dudağında hayatım.
Tebrik ederim saygılarımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
ben sizi öğretmen biliyordum ve sizi Kekeç Hamza öğretmen yapmıştım
hASAN BEY SİZ BU BÖLÜMDE KEKEÇ HAMZA ROLUNDESİNİZ LÜTFEN SAHNENİZİ KAÇIRMAYIN SIRANIZ GELİNCE OYNAYIN OYNADINIZ AMA SİZ FARKINDA DEĞİLSİNİZ
SAYGILAR
sami biberoğulları
Sen bizim gönüllerimizin assolisti olarak her zaman baş köşemizdeki yerini muhafaza edeceksin
Selam ve saygılarımla.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler
yoksa antika değilsiniz siz
sami biberoğulları
Dediğimiz gibi zurnada peşrev olmuyor...Ne çıkarsa bahtınıza...Sizin bahtınıza da Muallime Rotenmayerr çıktı...İsim babası ve canlandırma Eray'dan...Benim bu role ilave katkım oldukça az.
Hoşgörünüz için çok teşekkürler.
sami biberoğulları
Gerçek hayata sağlık içinde mutlu ve huzurlu bir ömür dilerim Can abim
Selam ve saygılarımla.
ha ha haaayyyyyyyyyy..bu bölüm benim girmizi yamisahli muhabir centeli gizdanda beter olmus bee.gül gül öldüm cok yasayin emiii..katip kavurmussunuz yine ben size ne deyimm:) iyiki varsiniz arkadaslar.Eray hanimcim yüreginize saglik iyi götürüyorsunuz bu isi;).bakalim daha neler görecegiz.Oyuna girmeyen masal kahramani kalmamis.Aha buldum kurbaga prensi unutmusun.pinokyodan ne eksigi var haa:))pinokyoyoda iyice güldüm bi geyim haaa..süperdi espiriler.harikasiniz.rast gele rasttt..merakla beklemekdeyik arkasi az sonraaaaaaaa gibim.saygi ve selamlar.imkan olsada oynansa tavatir olurdu ellam.kemnur kankam öneriyi goymus gözümüzün önüne.Ne diyelim hadi hayirlisiiiiiiiiiiiiii.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
sevgiler selamlar
sami biberoğulları
Selam ve sevgilerimle.
Sevgili Hocam
çok güzel oldu yine hocam bu bölümü okuyanların bir çoğu gülmekten ölür öbür tarafa gülerek mutlu giderler valla sardı bu iş bizi Taco ağayı öldüremiyeceğiz her halde bütünüyle çok güzel afferin bize
sevgiler selamlar
sami biberoğulları
Bizim yazdığımız bir oyunda kendi kendimizi övemeyi doğru bulmuyorum. ''Körler-sağırlar birbirini ağırlar''olmasın. Bırakalım takdir okuyanların olsun.Bence sen de onlara cevap yaz.
Selam ve sevgilerimle