- 653 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
islam sanat felsefesi- ardahan öyküleri 275
Şuradan başlayarak İslam sanat felsefesini irdelemek isterim.
Tanrı ilkin aklı yarattı.
Aklın Tanrıyı bilme hassası için güzel bilinci verildi.
Takiben, aklın kendini bilişine aşk hassası irad kılındı.
Mütakiben aklın kendini sonradan meydana gelmesi bilinmeye hüzn’ü hassa eylendi.
Çok mazmun bir açılışta islam sanat teorisi.
Sühreverdi isimli filozofun bu teorisini incelemek ilmindeyim.
Batı felsefesi açısından ve modern estetikler ile kıyaslamak isterim.
Ben böyle düşüne durayım. İki sayfa sonra Mustafa Yıldırım, islam sanat felsefesi kitabında: Sühreverdi’nin sanat ve metafizik felsefesini Kant’tan ezel söylemek onuruna sahip olduğunu belirtti. Ben Kant’ı hemencik hatırladım ve BEĞENİ teorisiyle metafizik estetik anlayışta her iki filozofun görüşlerini birleştirmeğe çabaladım. Her iki görüş güzellik izahatla temel yapısallıkta eşdaştı.
Kant ve Sühreverdi...
Metafizik güzel ve sanat teorisi...
Yazar sürekli Sühreverdi’nin estetiğini ontolojik yapıda değerlendirsede; hatt-i zatında onun estetiği FENOMENOLOJİK bir estetiktir. Zira Sühreverdi kavramsal estetikten dem vururken. Teorik ve nazari bir varlığı zikretmekte ve o idea’yı, o doxa’yı ileride yani METAFİZİK ALEMDE bilvücut kaim saymaktadır.
Bu varlıkta ve minvalde bir keyfiyet, kabulü şayandır ki METAFİZİK varoluş ve kavramsallıktır.
Kişisel kanım: Estetik izah ve değerlendirmek, metafizik bilime sabitlenmiş güzellik arayışı ve hakikat aramak daha gerçekcidir.
Metafizik bilimi esasında fiziküstü bilim diye değerlendirilmeyle çıkmaza sürüklenmiştir. Metafizik tabiri fizik sonrası alem varlığını hakikat babında izah eden bilimdir dense yerinde tabir edilmiş olunurdu.
Biz Emmanuel Levinas’tan bu yan okumayı hususiyetle dinsel metin okumaları bilimle örtüştürmek marifetindeyiz.
Güzelliği, aşk’ı ve hüz’nü tabiren batı felsefesi terimleriyle okuyalım. Bir an denediğimiz okuyuşta güzelliği mutlak idea güzelliğiyle, aşk’ı Mevlanın kavramıyla Goethe ve varoluşcuların kavramı: ÇALIŞMAK olduğunu görürüz. Hüzn terimiyse yabancılaşma, ayrılık, fani dünya, beher kelimelerinde kendini bulur.
Buradan Hegel’e dahi gidilebilir. Bu atıflar amacımız olmadığından. Bahsi kapayarak, Sühreverdi’nin estetiğini Fenomenolojik estetik olması hasebiyle ve yeri gelmişken metafizik estetiğin neden daha hakiki bir estetik olduğuna Sühreverdi fenomenolojik estetiği üzerinden pay biçmek isteriz.
Metafizik terimi deyin, tabiri deyin, ne derseniz deyin. Kavramsallaştırması çağdaş manaya koşutlanması elzem terimdir. Çok eski manalandırmayla metafizik kavram fiziküstü denip durmuştur. Oysa saat başı kavramsal yenileştirme yapılmaktadır her tabir için, her terim için, modern düşünme dünyası düşünce üretim merkezlerinde, üniversitelerde.
Metafizik terimi niçin kavramsallık zenginliğinden beri tutulmuştur? Malümumuz olmamakla, bizi ırgalamaktadır. Bizim metafizik terimine yeni kavramsallık getirmekliğimiz: Onun fiziksonrası denilmesiyle içeriğinde anlamlaşmaktadır.
Şöyle ki fizik sonrası demekle fiziğin üstü demek arasında temellendirme doğruluğu veya yanlışlığı ortay çıkar.
Fiziğin üstü düşünsel yanlışlığa götürür ve deneyselliğe götürmez. Fizik sonrası deneyselliğe hipotetik anlamda götürür. Fizik sonrası düşünsel varlığıyla daha hakiki ve daha anlamlıdır.
Tabiren ve yöntem olarak metafizik estetik, felsefe itibariylede bilime yakındır.
Deneysel, yöntemsel, felsefi olarak metafizik estetik Sühreverdi’nin felsefesi olmakla islam felsefesinin hermenetik okumayla ilerilere taşınırlığı bir gelişme ve zenginliktir.
E. Levinas’ların yapabildiklerini Sühreverdi estetiği içinde yapmak olasıdır.
Güzellik metafizikte yani fizik sonrasında ve orada. Sühreverdi bunu diyor.
Mutlak güzellik idea olarak orada ve doksa olarak fikir olarak orada ve fikren varlık tanzim etmişlik içinde orada ve var.
"Ezelde olanı ebedde... Menzilin ahirinde vuslat etmeklik. "
Şimdi bu kategoride varlık. fenomenolejik bir ontiktir.
Sühreverdi’nin estetiğine getirebileceğimiz temel katkımız bu olabilir:
" FENOMENOLOJİK VARLIK OLARAK GÜZEL"
Güzel ve güzellik bir hassadır ve AFFECTİVE’dir. Cognitive değildir. Cognitive hassa yani duyumsal bilgi olmayan bilgidir.
Şimdi güzel oradan ve referans alınan her kıstas oradan alınıyorsa, sanatçılarca ve sanat eserlerince.
Sanatın, evrensel sanatın ve islam sanatın temellendirilecek yeri yurdu idealar alemi oluyor.
Eflatuncu izahla en azından bu işlem mahiyetinde vuku buluyor sanat ve güzel eylemlerinin tümü.
Bu meyanda başka bir delalet öne sürmek isteriz. Kant’ın beğeni teoriside aynı yapıdadır.
beğeniyi, ne ve nerede ki şeye göre yapıyoruz. Kant eksik demese de, o da oraya göre yargılar estetize etmektedir.
Orası vardır. Tüm pay biçmeleri güzel adına güzellik adına orayı temel alarak yapmaktayız.
Heidegger DAS EİN ile orayı kipleştirmiştir. Ki DAS EİN EHADİYET ’dir.
Düşünce tarihinde ’ORAYI’ hemen hemen demeyen göstermeyen yoktur. İşar eylemek heralde yetmemektedir.
Düşünürlerin orayı belirtmeleri bir hayli müşkülden sonra uyanıklıkla kavranılmıştır. Bu dahi aslında önemsizdir.
Ya nedir mühim olan?
Oranın müsbetlenmesidir elbette ki!
Bu ise kolay ve çok kolay değildir.
Ön kabulleri peşinen kabul etmekle başlar bir süreçtir.
Sühreverdi der ki;
Güzeli bilmeğe AŞK memur edildi. Aşk tutuldu ve sevdasından güzeli terketmedi. Güzeli güzel gözükenin güzelliğine aşk ile akıl dadandı. Güzel harikalığına sarıp sarmaladığı bilinç biçimiyle Kadir-i mutlak olanı duyumsal sezgisel hissedebilirdi. Tamamen bilemeyecekti. Fizik sonrasına ait vuslat bu fizik alemde mümkün olmayacaktı.
Aşk aklın kendini bilmek bilincidir diye niteleyen Sühreverdi, onu güzel bilme biçimine sevdalı kılmayla beraber aşk’tan; çalışmak, bilmek, felsefe, estetik, sanat, kültür tüm tinbilimlerin teknolojiyle birlikte uygarlık çabası diye tavsif etti.
Sühreverdi: En son menzili tanımladıktan ve buraya güzel hassasıyla teması akla vazedince, aşkıda bu kervanın ikinci sırasına yerleştirdi. Aşk çalışarak severek hakikatten bizi hakk’a güzelin yollarından gezdirip geçirerek son menzile vuslat eyleyecektir. Bu kuramın sahası ne, neresi olacaktı? Ona da HÜZN başlığı altında dünya ve dünya işlerini tanımlı pratikte ve bilinç biçimi diyecekti.
Güzel/Aşk/Hüzn
Üçlü diyalektik form diğer düşünürlerde rastladığımız gibi.
Hayatın üç ana esası.
Hayatta islam estetiği güzeli yukarda anlatmağa çalıştığımız gibi görmektedir. Yalnız İslam estetiği evrensel estetikten ayrı değildir. Dikkat edildiyse KANT, HEGEL, HEİDEGGER VE METAFİZİK FELSEFEYLE ÖRTÜŞMEKTEDİR.
Güzel hassasıyla sanatta veya güzel duyusunda insanlar fizik sonrasından vizyonlar almaktadır. Sanatçıların tahayyülleri, düş görmeleri vs.
Sanatçıların alınlarında geleceğin ilk ışıklarını hissetmeleri diye bir mesel getirirlir.
Soyut resim ve soyut ressamların kompozisyonlarındaki strüktürel şekilleri bu vecheyle biz fizik sonrası alem ve onun titreşimlerine yormak isteriz.
Kandinsky’nin hassaten üzerinde durduğu TİTREŞİM teorisine atfen bu söylemi irad ediyoruz.
Her an ileri gidiyoruz dakika dakika hiç düşündük mü nereye gidiyoruz?
Oraya gidiyoruz!
Gittiğimiz yerin Varedeni aklıda varederek üç hassa ile donattı ve uygarlık teknesinde adım adım gidiyoruz. Daha çok çalışırsak, geçimli olursak. Didişmemeksiz yaşar çabalarsak oraya varınca utanılacak suratlardan olmamak ile sevinçli yüzlerden olmak için güzel duyum ile bilmek hassasiyle hüzn teknemizle o harika aleme varmağa inançla ümitederek iyi yolculuklar herkese!
Yalçıner Yılmaz
01-05-2012
ardahan
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.