- 906 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞANTIMDAN FIKRALAR-3
Ekmek Nereye Gitti?
Çalıştığım bir iş yerinde öğle yemeği sırasında yarım dilim ekmek yere düşmüştü. Bu nimete saygımız nedeniyle ekmeği yerden alıp masanın üzerine koydum. Yemeği bitirip tepsiyi topladığımda o ekmeği masanın üzerinde göremedim
Olsun… Ne de olsa nimet!
Ne zaman Döneceğiz?
Ağabeyim Giresun’a gitmişti tatil için. Ne zaman döneceğini öğrenmek için kayınvalidesinin evine telefon ediyorum. Baldızı cevap veriyor. Sesimi ağabeyimin sesine benzetiyor.
“Enişte sen misin?” diye soruyor. Eniştesi olmadığımı, Kadir olduğumu ve İstanbul’dan aradığımı, ağabeyimin İstanbul’a ne zaman döneceğini öğrenmek istediğimi ne kadar söylemişsem boşuna;
“Enişte, sensin ya!” diyor da başka bir şey söylemiyor baldızı.
Bunun üzerine;
“Tamam, ben eniştenim. Söyler misin, biz İstanbul’a ne zaman döneceğiz?” diye soruyorum.
Ablan Senden Büyük Mü?
Orman İşletmesi lojmanında oturuyoruz. Bir komşunun çocuğu bizim evde herkesi büyükten başlayarak sayıyor;
“Ahmet Abi…”
Biraz duraklıyor ve şu garip soruyu soruyor;
“Ablan senden büyük mü?”
(Ablam olduğunu biliyor ama benden büyük olduğu konusunda şüphesi var.)
Yapılan İşlemin Tersi.
Delikanlılık yıllarımda geçen bir olay; 1, 2, 3,…V, D, R’den oluşan 13 adet iskambil kağıdını o şekilde düzenleyeceksiniz ki, üstten bir tane alıp alta koyacaksınız, sonra üsten bir tane yere açacaksınız, sonra yine üstten bir tane alta, sonra yere. Böylece kağıtlar bitinceye kadar devam ettiğinizde yere açılacak kağıtlar da sırayla 1, 2, 3,…, V, D, R olacak. Bunun pratiğini öğrendik ama zekamızı kanıtlamak için genellemek istiyoruz. Örneğin 52’lik bir desteden 1, 1, 1, 1, 2, 2, 2,… şeklinde tüm deste için aynı şeyi yapmak. Ben kâğıtlar elimde düşüne durayım, benim teyze oğlu da namaza durdu. Buldum da. Yapılan işlemin tersini yaparak desteyi oluşturdum, sonra işlemi yapmaya başladım. O sırada teyze oğlu selam verir vermez konuştu;
“Esselamu aleyküm verahmetullah… Ben buldum… Yapılan işlemin tersini yapacaksın.”
O da bulmuştu namaz boyunca düşünerek (!)
Bi Dilim Ekmeği
Oğlum çok iştahsızdı. Sabah kahvaltısında sütü soğur, bir dilim reçelli ekmek elinde, saatlerce geviş getirirdi. Sık sık “Bi dilim ekmeği yiyemedin!” diye azarlardık. Ama bir sabah uyandığımızda gece bir türlü uyuyamadığından şikâyet etti. Bunun üzerine kendisine şu espriyi yaptım;
“Bi dilim ekmeği uyuyamadın!”
Bu komik cümledeki “bi dilim” sözü bundan sonra hep kullanıldı durdu. Zamanla ikinci oğlum da doğdu ve büyümeye başladı. Bir gün bizlere bir şey söylemek istiyor, biz ise onu kızdırmak babında lafa karıştırıyoruz. Sinirlendikçe sinirleniyor ve şöyle dile getiriyor şikâyetini;
“Bi dilim konuşturmuyorsunuz!”
Ağlamalar, Kravat Bağlamalar.
Sabah uykusunun mahmurluğunu küçük kardeşlerimin sesleri bozuyor. En küçüğümüz nedendir bilmiyorum ağlayıp duruyor. Ortaokula giden kardeşim de kravatı bağlı değilmiş, onu bağlatabilmek için yırtınıyor. Sonunda gürültülere dayanamayıp kalkıyorum;
“Neydi bu sabahki ağlamalar, kravat bağlamalar?” diye soruyorum.
Bu şiirimsi cümle bundan sonra hep kullanılıyor ailede. Ne zaman ağlamak kelimesi geçse arkasından kravat bağlamak da geçiyor.
Avanaklar
Siyah-beyaz TV’nin evlere yeni girdiği yıllardı. Tabi ki her evde yoktu ve maç gibi programlarda evler kalabalık olurdu. Bir yaşlı kadın akrabamız tribünlerdeki merdiven çıkışlarını mezar gibi görür bizi güldürürdü. Rahmetli dedem de maçı bir süre izledikten sonra;
“Hepsi bi topun peşinde mi koşuyorlar?” diye soruyor.
“Evet!” cevabını alınca da;
“Avanaklar!” diye eleştiriyor.
Dedeme birisi kaleden söz ederek;
“Şu köprü gibi yerin altından geçerse top, futbolcular şu kadar para kazanacaklar.” diyor.
Zaman zaman dedem gelip soruyor;
“Köprünün altından geçti mi top?”
Ve yine o sözü tekrarlıyor;
“Avanaklar!”
Bu “avanaklar” sözü tabi ki dükkânlarda bu kadar top varken bir topun peşinde koşuşturmaları dolayısıyla kullanılıyor.
Bir Kâğıt Eksiltmek
Ellibir oyununu yeni öğrenmişti ve çok da hoşuna gitmişti yengenin. Elimde elliiki destesini görünce ellibir oynamak isteğini bildirdi. Ben de bu kâğıdın ellibir değil elliiki destesi olduğunu, bununla ellibir oynanamayacağını söylediğimde kendi bulduğu harika çözümü önerdi;
“Neden oynanmasın? İçinden bir kâğıdı çıkartırız ellibir olur.”
(devam edecek)
Kadir Tozlu
YORUMLAR
Hay Allah razı olsun. Bu kadar yalın, anlaşılır ve yaşanmış.Kutlarım.
superbaba
Yorum için teşekkürler...
Nazlıgelin
efendim harika bir güldürmece yazı dizisi oluyor ben okumaktan keyif alıyorum ve içimden bitmesin bitmesin diyerek okuyorum ama malesef sonuna varıyorum inşl devamı vardır diyorum emeğinize sağlık saygılarımla selamlar
superbaba
Yorum için teşekkürler...
superbaba
Yorum için teşekkürler.
Sizleri güldürmeyi sürdüreceğim.