- 801 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Gül Bitmiyor Annelerin Dövdüğü Yerde, Nihilizm Yeşeriyor.
Ayten çok dayak yedi annesinden, süpürgenin topuzu, annesinin terliği nasıl ve her defasında hedefi buluyordu en çok şaşırdığı buydu. Bir kere de yaramazlık yapıp yine iyi bir dayak yiyince dudağı şişmişti çok fena. Annelerin vurduğu yerde gül biter diyordu anne, bakıyordu vurulan yerlere hiç gül bitmiyordu ki.
Çocuklarınıza dayak atmayın anneler, babalar, yapmayın, faydası yok, gerçekleri yaptığı hareketlerin neden yanlış olduğunu anlatın.
Bir gün Kuzen Nihal, babasının traş malzemeleri ile önce yüzünü sabunlayıp, sonra traş olduğu için annesi cezalandırmıştı onu. Bu durumu gören Ayten,
- Keşke annem dövmese de biz yaramazlık yaptığımızda ceza verse demişti teyzesine. Teyzenin verdiği ceza da hiç güzel değildi oysa Nihal yatak odasında karyolaya bağlanmıştı sımsıkı, uzun bir süre kaldı asık bir suratla son derece keyifsiz duruyordu yatağın üstünde, diğer kardeşler ve Ayten çevresinde toplanmış bakıyorlardı ona, ceza biraz uzun sürdü hatta akşam yemeğini bile o şekilde yedi Nihal.
Erkek çocuk çok önemliydi anne için. Hala ülkemizde önemlidir ya. Aydemir’i çok sever Ayten, dürüst, çok onurlu bir insan, ancak biraz daha kollamıştı anne onu büyütürken, o erkek, soyadımızı devam ettirecek. Ayten ilkokuldaydı o zaman.
- Göreceksiniz ben de devam ettireceğim soyadınızı. demişti.
Kimbilir belki de o yüzden Metin ile evlendiğinde uzun süre kimliğini yenilemedi, ta ki şirkete girene kadar, artık bir zorunluluk olmuştu, çünkü babasının çalıştığı şirketten birileri Ayten’in solcu olduğunu, farklı soyadı kullanmasının da siyasi sebeplerden kaynaklandığını söylemiş bu konu çalıştığı şirkete kadar yayılmıştı. Çok sevdiği Derya Bey,
- Size ne insanlar istediği görüşü tutar, herhangi bir örgütleme ve benzeri şey yapmadığı sürece kime ne zararı var ki demiş üstelik daha Ayten’i hiç tanımadığı halde. Sekreteri anlatmıştı Ayten’e birgün işe başlamasından bir kaç ay sonra ve o zaman öğrenmişti kendisiyle ilgili çıkartılan dedikoduyu ve çok saygı duymuştu Derya Bey’e. Nüfus cüzdanını yenileyerek Metin’in soyadını kullanmaya başlamış, Metin rahat bir soluk almış, evlendikten beş yıl sonra zafer kazanmıştı. Yıllar sonra ayrılıp tekrar aile soyadına döndüğünde, anne bak, sizin soyadınız bende hala devam ediyor diye düşünmüştü.
Civcivler alındı o yaz eve. Ayten on bir yaşında. Bir tanesi çok tatlı, tombul, güzel bir sarı civciv. Şişko Paten adını verdi civcive. O gece gizlice yatağına aldı, onunla yatacak, sarılacak mışıl mışıl uyuyacak. Kedilerle nasıl yatılıyor, onunla da yatılabilir. Düz mantık. Aldı yanına bir güzel sevdi sonra uyudular mışıl mışıl.
Sabaha karşı uyandı. Boynunda bir şey var. Şişko paten ölmüş, boynunun arasında boğulmuş sevgili Paten’i. Ne olacak, öldüğüne mi yansam yoksa annemin bana çok fena kızacağına mı diye düşündü hızla. Yok saklamalıyım bu olayı, Paten gitti, bir daha gelmeyecek, ne yapmalıyım. Sessizce kalktı Güllaç* uyuyor. Hiçbir şey duymadı Paten elinde, banyoya gitti. Tabureyi küçük kurnanın yanına koydu. O zaman banyo daha yenilenmemişti. Küçük bir kurnaya su dolar, banyo yaparken oradan tas tas alınırdı sular akan çeşmenin altından. Yavaşça doldurdu mermer kurnayı. Anne ve babasının yatak odasından çıt çıkmıyordu. Sabaha karşının suç ortaklığına davet eden tedirgin sessizliği, bir de ezan girerse devreye karamsarlık had safhaya ulaşırdı. Tabure hazır, paten oraya çıkmış olacak ve oradan da kurnaya düşmüş olacak. Suya attı Sevgili Paten’ini, üzüntü, vicdan azabı karşımı duygularla son bir kez baktı Paten’e ve beni affet Paten’ciğim seni öldürmek istemedim, beni affet. Sonra sessizce yattı, uykunun unutturucu derinliğine kendisini attı.
Sabah annesi seslendi banyodan.
- Paten’in boğulmuş, sakın üzülme, su içmek için gelmiş olmalı. Hiçbir şey diyemedi Ayten, evde kendisinden başka kimse yıllar boyu bu gerçeği bilmedi. Şimdi kırk bir yaşının dayanılmaz hafifliğinde anlatacak artık anneye ve bakalım anne ne diyecek. Güle güle Sevgili Şişko Paten güle güle.
Ve yıllarca düşündü Ayten, evleneceğim zaman diyeceğim ki o kişiye benim mazim kirli iki tane olay var, birincisi yanlışlıkla barbunya sanıp kara böcek yumurtası ısırdım, ikincisi ben bir katilim en sevdiğim civcivimi öldürdüm. Beni affedin.
Yine bu toplumda aile içinde, daha çok akrabalardan cinsel taciz görmeden büyüyen çocuk yok gibidir. Küçücük yaşta, mutlaka ailenin bir büyüğünden, küçük kızlar veya erkekler nasibini almıştır. Hiçbir şey diyemez, kimseye anlatamaz, utanır, sıkılır, sanki yanlışı yapan kendisidir. Aslında tüm bunların deşifre edilip bu tavırları gösterenlerin kitle içinde teşhir edilmesi gerekiyor.
Susmayın tertemiz çocuklar, susmayın anne babalar, susmayın arkadaşlar, hesap sorun kötülerden, ahlaki değerleri olmayanlardan, tertemiz genç kız ve delikanlılarımızı gönüllerince aşkı, sevgiyi, seksi yaşıyor ya da yaşayacak diye baskı altında tutacağınıza, soran, sorgulayan, hakkını arayan, adil olan, dürüst, çalışkan, dalavere bilmeyen insanlar yetiştirin bu dünyaya, çocuk büyürken korkutmayın onları, şunu yaparsan öcü, umacı seni mahfeder diye korkutup, yapamazsın, hayır diyerek yaratıcılıklarını ve gelişimini engellemeyin, sosyal ilişkileri zayıf, sinik tipler yetiştirmeyin, yanlarında dedikodu yapıp dedikoduculuğu değil, dürüstlüğü, açık sözlülüğü, ilkelere sahip olup, onlardan taviz vermemeyi öğretin onlara. Onların yanında kavga etmeyin anne babalar, seyrettiğiniz dizilerde hiç değilse bir problem olduğunda anne babanın mutfak deyişi gibi bazı iyi yanları alın ve uygulayın.
En yüksek değerin para olmadığını, güç kimdeyse ona yönelmenin doğru olmadığını, asıl gücün doğruluktan geldiğini öğretin olur mu, Hiçbir yerde aşağılamayın onları, hiç kimseyi aşağılamasına da izin vermeyin, çocuklarınızın ilişkilerine, yaşam tarzlarına karışmayın, baskı yapmayın, size danıştığında doğrularınızı söyleyin ve onları kedi-köpek sever gibi sevip, yeri geldiğinde tokat atmak yerine, özsaygıyı öğretin, doğrularını savunmasını öğretin. Küfür öğretmeyin, yanlarında küfür etmeyin, kabalaşmayın, okumayı sevdirin, Hayatı, umudu, sevmeyi ve sevilmeyi öğretin olur mu. Ama bunu öğretmek için bunları sizin yapmanız gerekiyor başta.
* Güllaç derdi kızkardeşi Gül’e Ayten.
YORUMLAR
Yeni nesil daha özgür daha akılcı ve arkadaşlarıyla dayanışma içinde büyüyor.Ama hala çocuklarını baskı altında yetiştiren insanlar yok değil.Birgün bunlarda yok olacak.Aytenler korkmadan ürkmeden baskı altına alınmadan büyüyecek.İnsanlar dürüst olduğu müddetçe sorun çıkmayacak.Tebrik ederim Değerli Yazar.
Saygılarımla ...