- 1619 Okunma
- 24 Yorum
- 0 Beğeni
Ben Ve Sana Dair Küçük Sırlar
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
Tertemiz olmaya çalışın, çünkü dünyaya bakacak pencere kendinizsiniz...!
George Bernard Shaw
Nasıl kalabalık, nasıl gürültü. Bir kadın, boş oda gözleri, başka boyutlara saklanmış sesi. Ellerinden ve yüreğinden şefkat çalınmış.
Etraf gündüz
Gecedir kadın..
Picasso resimlerine benziyorum.Fotoğrafım çok karmaşık. Gözlerim bir yerde, ellerim bir yerde, göğüslerim bambaşka yerde. Her insanın içinde cellat vardır. Bu ara cellatlarım çoğaldı.
Beni öldürmek amaçları. Ölmem!
Susturmak istiyorlar. Susmam!
Sesimi saklarım ama susmam...
Ben bir Tanrı sanatıyım. İçimdeki şeytan da, melek te bir Tanrının eseri.Bayan mükemmel olmak zorunda değilim.O beni herşeyimle sever.
Birden bire şiddet ve ızdırap adına ne kadar duygu varsa içime akın edebilir.Hayattan nefret edebilirim ve sizden, hepinizden nefret edebilirim. Giriş paragrafındaki cümlelerim çıkabilir. Gece olurum, karanlık olurum, zifiri karanlık.
Zifiri karanlık hissi öldürücüdür.Şehrin ışıklarına bakarsınız,bir gülümseyişin ışıltısını o ışıklarda ararsınız.Ama bodrumlardan kömürlüklerden, köprü altlarından, yıkık viranelerden, mezarlıklardan karga seslerinden toplanmış ne kadar boğucu keder ve korku varsa yaklaşan nal sesleri gibi beyninizde volta atabilir.Kalabalıksınızdır.Halbuki o kalabalık ’ben’ arayışına çıkan sizlerden başkası değildir.Dış dünyanın kabuğu ile iç dünyanın sırları, sizi tüketmek için fazla mesaiye başlamıştır.
Binlerce parçaya bölünmüş siz, mış gibi yaşarken size sunulan düzenden toplum bilincinden uzaklaşır, öz’ünüzün diplerinde çırpınan tek bir kelimenin etrafında toplanır.
Hakikat!
Aranıza dönmeye pek hevesli olmayan, sessizliği kutsama zamanı şimdi.
Göz kapaklarımdan akıp giden geçmişi, bir kere daha unutma zamanı şimdi. Kimbilir kaç kere daha yaşanılacak, gözbebeklerimin gerisinde yavaş yavaş yok olan hatıralarla yüzleşme zamanı şimdi.
Tek bir fotoğraf karesiyim şu an.Sesini sadece benim duyduğum bir fotoğraf...
Göğe doğru bakıp neden, niçin, nasıl sorularını soran kıvırcık saçlı bir kız çocuğu.
Yanımdasınız, bana bakarsınız ama beni göremezsiniz. Benimle konuşamazsınız, ben de seslenirim ama duyamazsınız. Duymak istemeyene zaten hiç bir şey anlatmam...
Karanlığın metaforları
Gündüzün kavgası
Geceye sığınamazsınız, gündüze karışamazsınız.
Usunuz şehrin sokaklarında gezinir durur , çıkmaz sokaklarda yolunu kaybeder, ne aradığınızı bilmeden, açık kapı ve pencerelerden evlere süzülür, insanların içinden geçer, kendi hastalığımızın başkalarında da olup olmadığını anlamaya çalışırsınız...
Merak etme önemli bir rahatsızlık değil
Hayatın anlamını bilemeyen mutsuzluk hastalığı...
Hayattan ve sizden nefret ettiğim, hastalığımın depreştiği anlarda ölümü düşünürüm, ama sadece düşünürüm.Kolayı kim düşünmez...
Her insan kendi cenaze merasimine doğru yol alır, o yolu kısaltmaya niyetim yok.İsteyen alır hayatını gider. Ben bir yere gitmiyorum.
Hiç bir yumruk beni yerimden doğrultamayacak kadar yamultamaz. Acı bir yürek atışıyla terlese de avuçlarım, yenilmeye oynamam ben. Kazanacak maçlarım var daha..Kaçarsam iyileşir zannedenlerden değilim,uyursam geçer demem.
Çatlayacak gibi olsada en güçlü yerime,kalbime güvenirim.
Kendimizi dahi anlayamazken kaos ve karmaşa ruhumuzu ele geçirmişken, kimse beni anlamıyor, insanlara güvenmiyorum hiç kimseye tahammülüm kalmadı, mutsuzum, çok mutsuzum demek ne fena.Kendimize tahammülümüz yok ki başkasına takammülümüz olsun.Dışımızdan kendimize bakabilsek keşke.
Kendinizi görmeye hazırsak
görebiliriz ’ben’i...
Aynayı kendine tutan, içindeki öfkeden utanır
Değişim kendinizi gördüğünüz an başlar...
O zaman
İzin veririm
akar, akar ve akar gözyaşlarım.
Şeytanı yok eden o huzurlu sukunet.
Mecali kalmamış dalgınlık
Tanrıya sorgusuz sualsiz teslim olur.
Ve
Kalbim, dingin maviliklerimi karşılıksız sunabilir size..Birden bire yüreğime sevgi bolluğu gelebilir..
Yüreğim zindanlarından çıkar, özgürlüğüne kavuşur
Neşesini bulur gözlerim. Ne gam, ne keder, ne şiddet, ne öfke yanıma yaklaşabilir..
Severim yaşamayı ve sizi. Hepinizi severim...
Beni görebilirsiniz artık
Duyabilirsiniz
Görelim birbirimizi
Duyalım
gör ben’i...
YORUMLAR
Esmişsin kasırga misali ayyyy........
Bakıyorum
görüyorum seni
nefesin şu an ensemde
fısıldıyor sürekli
yaşamaya var mısın
tüm çıkmazlara rağmen
evet
varım
kendime rağmen
başkalarına rağmen
hiçbir zaman dizimin üstüne yığılmadan
her defasında yine yukarılarda başım
...
NİLGÜNNNNNNNNNNN
O ağlayan kadın tüylerimi diken diken etti. Ağlamak ne güzel ama.........
CANIM, kutluyorum, gecikmeli de olsa. Okunmaya layık bir yazı. ÇOKKK SEVGİMLE CANIM.
çöldeki kelebek
Okuduğuna sevindim..:)))
amma yorucu bir terapi şekli yav,iki duble rakıya bakar dediklerinin hepsi,yok abi bu okumuşlar nasıl okuyolar anlamak zor baya...
çöldeki kelebek
ama terapi iki duble rakıya bakar düşüncene
psikolojik danışman olan babamın katılacağını sanmıyorum
o duymasın ama ben de katılıyorum:)))
Teşekkür ederim
Kalimera.
savrulmalar
Kendi ile muhasebe gibi,
neresinden tutsan yasamdir bu hayatin desem icinden cikilir mi bilmem.
Kutladim yüregi ve kalemi
saygi ve sevgi ile
çöldeki kelebek
Var olmanın dayanılmaz hafifliğinde
ağırlıklarımızdan kurtuluş arayışları
Zaman zaman hepimizin yaptığı
sorgulamaların kağıda düşmüş hali
Teşekkür ederim Nar'ı Çiçek
sayfama renk kattın
çöldeki kelebek
sevgiler selamlar
zengin , farklı ve elbette özgün bir çalışma...
geriye kutlamak düşüyor değerli kalemi...
sevgimle...
çöldeki kelebek
İzmirdeki toplantıya gelmenizi ve sizi yakından tanımayı öyle çok istiyordum ki..:(
Ama hep saygım ve sevgimdesiniz
Teşekkür ederim
Mehtap ALTAN
Başka toplantıya inşaallah diyorum...
Tek bir fotoğraf karesiyim şu an.Sesini sadece benim duyduğum bir fotoğraf...
Göğe doğru bakıp neden, niçin, nasıl sorularını soran kıvırcık saçlı bir kız çocuğu.
Tıpkı benim resmimde ki kız çocuğu gibi. SEVGİLER.Yürekten haykırışınızı duydum.Her zaman birbirimizi duyabilmek ümidi ile...
çöldeki kelebek
Herzaman birbirimizi duyalım
Teşekkür ederim
Vayy dedim. Nilgün Hanım düzyazıyı da çok iyi yazıyormuş.
İçsel izdüşümler... Güzeldi.
Tebrikler.
çöldeki kelebek
Kendi çapımda denemeler yazmaktan zevk alıyorum.
Başarılı bulmanız mutlu etti
Teşekkür ederim Olgun bey
Her zaman olduğu gibi yine güne çok yakışmışsınız. Yürekten tebrik ederim. Benim siteye uğramadığım vakitler kim bilir kaç defa daha seçki kazanmışsınızdır?Hepsini birden tebrik etmiş olsam tembellik mi yapmış olurum?:)
çöldeki kelebek
Kabulümdür içten olduğunu bildiğim tebriğiniz
Teşekkür ederim
Dün iki kere okumuştum bu çalışmayı. Kurdelasını görünce ayrı bir sevindim sevgili yazarım.
Zihnin ve kalbin battı- çıktılarında bir yolculuk bu çalışma. Okur; yazarın ne demek istediğinden ziyade, ya da bir sonraki cümlesi ne olacak acaba sorusundan ziyade, "ne kadar da aynı şeyleri düşünüyormuşuz" hissine bürünürken cümlenin akışına doğal olarak kapılıyor.
Özcümle; çok beğendim sevgili NİLGÜN ARIKAN...
Hep en güzel köşelerde olman dileğimle...
KUTLUYORUM.
çöldeki kelebek
İnşallah bir gün sizin gibi öykülerde yazabilirim.
Çok sevgim ve saygımla
Teşekkür ederim Değerli yazarım
Aynur Engindeniz
Sevgiler tekrar.
çöldeki kelebek
pırıl pırıl sevgini hep hissettiğimsin..
Hep merak etmişimdir… Bir tohum bedene düştüğünde…Ya da; düşme öncesi o anlık zaman dilimlerinde...Tohumun yaşadıklarını,bilinmez sır dolu yolculuğunu işte...
Hangi dil ve hangi edebiyat anlatır bilemem bu yolculuğu...Kurgulanır elbet...Kurgulanmıştır da...Örnekleri de vardır hatta...
Ya toprağın, yani bedenin gelgitlerini yazabilmek,anlatabilmek… Aniden üzerdeki değişimleri nasıl karşılar beden acaba…Gündüzü,geceyi,ve sisi elbet...
Birlikte çıkılan yolculuğun gizleri ve izleri nasıl paylaşılır birlikte…
Yazınız bir kadının… Tohum ve bedenin...Önce tek başlarına...Sonra birlikte...Sonra birlikteyken tek başlarına...yaptıkları yolculuğun izlerini çağrıştırdı içimde...
Bolca insan ve bolca kadın kokusu vardı dizelerinizde…
Sevdim…
Ve yine gelgitlerle insan insandır dedim...Ve kadın kadındır işte...
Ne çok işimiz zor;ve ne çok kolay işimiz bizim...
sevgi ve saygılarımla...
çöldeki kelebek
Ne çok işimiz zor;ve ne çok kolay işimiz bizim...
Aynen öyle
ne güzel özetlemişsniz..
Teşekkür ederim
sevgi ve selamlarımla
gece ve kadın
gündüz ve kavga
uzun süreden beri vakit bulup okuduğum ve vakti değerli kıldığını düşündüğüm bir yazı idi
teşekkürler şair.
ölüm
ölümü öldürebilmek
ışığın savaşçıları
ve karanlıkla kavgası
ne çok şey anlattı yazı
en çokta kadın
bu ülkenin kadınları kalemi böyle tuttuğu ve böyle durduğu sürece
ışık karanlığı mutlaka yırtacak
bu ülkeyi karanlık teslim alamayacak.
duruşunuza ve hayata bakışınıza,
edebiyata katkınıza ayrıca teşekkürler,
saygılarımla şair...
çöldeki kelebek
bir yolculuğa başlarız..O yolculukta
yaşam, ölüm korkusu arasında
çevre ve insan
insan ve insan karşıtlıkları
Arayışlar ve güvensizlikler vb duyguları kağıda dökerek sanatlaştırırız.
Kadınlar bu yolculukta daha savunmasızdır çünkü toplumun onlara verdiği annelik ve kutsallık rolleri ben yolculuğunda dahi düş üncelerinde tutukluluk yaratır..
Teşekkür ederim Tan şair beni onurlandıran görüşleriniz için.
Yaşama tutunmak, onca çetrefilli ilişkilere,iliklerine kadar ihanetlerine rağmen.
üstelik bütün bunları ironik olarak nanikleyerek..elbette bu salt şairin kaleminin bükülmezliğinden değil..yüreğinin özgürdüşe olan sevdasındandır bilirim..
hani diyorsun ya 'Beni görebilirsiniz artık Duyabilirsiniz Görelim birbirimizi Duyalım'
sen doğrtacaksın gelişinle sancılı bekleyişleri sevgili Nilgün sen ve o telaşlı özgürdüşün..Sevgiler.
çöldeki kelebek
güldüşlülerin düşü bir gün
en gerçek olacak..
Sen ve ben ve biz gibilerin buna inancı bitimsizdir...
.
Ağlama ağlama ağlamak yakışmaz sana
/
Sevgili canım canım canım sarıkıvırlıhacılı lım…
Güne düşmek sana ne yakışmış bir bilsen.
Şimdi sana bir azize telaşı yollamak isterim. Yazıların insanı derin derin götürüyor, seni tanıdığım için mi bilemeyeceğim fakat her kelimen içimdeki seni taşırdı bardaktan. Güneşlerinin olduğunu sakın unutmadan hep sev/ beni bizi onları.
Kalbinin atışlarından beste yapacağım söz.
Çok sev la
Çok sev…
Kutlamaktır son kelimem….
çöldeki kelebek
ama birebir sarıldım onlardan birine...
biz ne çok ne çok sevdiğimizi bilsekte
isteriz ki o özel çocukları herkes sevsin
Bu özel çocuklar kurtaracak bu evrenii...
waratte
hiç sevmeyen olmadı senden sonra beni.
hayat negatif enerjisini vermemiş bize ne güzel etmiş iyi ki etmiş...
küsss
güzel gören güzel düşünür misali,kıskanmamak imkansız o tek gözü,ki iki gözün işlevini daha bi güzel yapıyo tek başına.
kişi nasılsa öyle görüyo karşındakini..bu durumda masum olan kesinlikle sizsiniz!
teşekkürlerim bolca..
çöldeki kelebek
hepimizin ölümlü olduğu...
Küsss
Teşekkür ederim..
çöldeki kelebek
Zeki olmak istiyorum ve insanlara düşüncelerimi yaymak..
Usta cevap verir.
Zeka doğuştan gelen
bir meleke olarak
öğrendiğinizdir.Önemli olan herkes gibi ölümlü olduğunuzu ve zeki
olmanın ne olduğunu
anlamanızdır.Yeterince
vakit verilirse
çözülemeyecek bir
problem yoktur. En
azından bir yazar için...
Ölümlüyüz işte yalan mı:))
küsss
peki zeki olmak ne demektir??ben şu zamanıma kadar anlayamadım,benden daha zeki olduğunu düşündüğüm bi insana sormak isterim??
bir de şu bernard shaw' un sözünde sizce de bi eksiklik yok mu?
çöldeki kelebek
Birde İzmirdeki toplantıya gelebileceğini öğrensem:(((
Seni sefiyom Davim
çöldeki kelebek
Değerlisin...
Gerisini zaman ve Tanrı bilir.
çöldeki kelebek
Hüzün gözleri güzel gösteriyor :P
ama ben yine de
devamı ne ki?
Sen yine de gül dedin heralde..:))
Sevgimle Sinemimm
ben gördüm.hem de kendimi:)))
derler ya bazen:
-beni tanımıyor musun?
-bana güven miyormusun?
derim ki:
ben kendimi bile tanımıyorum henüz.yapabileceklerimin, yaşayabileceklerimin sınırlarını bilmiyorum.hal böyleyken nasıl bir başkasını tanıyabildiğimi,atacağı adımlardan emin olduğumu söyleyebilirim.
bu ancak kendini ve karşındakini kandırmak olur.
son olarak kimse sınırlarını bilemez! diyorum.
severek, çok beğenerek:)))
çöldeki kelebek
-bana güven miyormusun?
ben kendimi bile tanımıyorum henüz.yapabileceklerimin, yaşayabileceklerimin sınırlarını bilmiyorum
işte erdem
bilmediklerin farkında olmaktır..
Katkın harikaydı
Teşekkür denizcem(zeki kadın))
deniz-ce
mutlu ediyosun beni hep.
hep ol hayatımda!!!
biraz aşk kokulu mu oldu ne bu çağrı:))))
ay lav yu:)))))
Bayan; bırak gözkapakların aralık kalsın. Nasılsa sokak lâmbasının ışığı oradan da içeri girer, senin gözlerini görmek isteyen oradan da görür.
Şeytan için, için için ağlamana değmez... Nasılsa o aralık, bir aralık yol bulup çıkıp gider.
.
Kutlarım Nilgün Kalem.
çöldeki kelebek
benim tek gözüm senin tek gözünü birbirlerini görmeden nasıl da çok sevdi.:))
büssürü sevgimle Davim
Davidoff
Yöneticimiz uyuyor muu ?
çöldeki kelebek
güzelliklerimizi büyütüp yeşertebiliriz umarım
Sevgimle
çöldeki kelebek
beğeniniz hep mutlu ediyor beni..