Yumuşak Atatürkçülük Olmaz Arkadaşlar..
Kanaltürk e desteğimizi sonuna kadar verelim.Nitekim orada ki kalabalıkların içinden çıkan pek çok dostlarımız var.Ama şunu unutmayalım ki hedefi belli olmayan kalabalıklar, o kalabalığın içinde yer alan sağlam kitleyide etkisizleştirebilir. Bir mücadele yapılacaksa tam bir inanç ile zafere ulaşılır, aksi halde sonuç hüsran olur..Tam inanç ise, yani bize göre; tam bağımsız Türkiye dir..
Tam bağımsız Türkiye için gerekli olan tek felsefe ise Kemalizm dir. Kemalizden en ufak bir sapma gösterenlerle sonuca ulaşacağını sananlar, AKP ye oy verenleri bile 1 milyon içine katmaya çalışanlar ne büyük bir yanılgı içinde olduklarını yakında görürler.Zira en küçük bir menfaat için bile,( isterse AKP düşmanı olsun ) vatanını oy karşılığı satanlar bu mücadeleye ancak zarar verir..Neden? Çünki, zor oyunu bozar..
Tek bir yol vardır. DEVRİM..
Altı ok hayatın her alanında hissedilene kadar mücadeleye devam.Altı ok derken hiçbir parti kastedilmemektedir.
Atatürk çüyüm ama, insanların kılık kıyafetine karışılmamalı diyen bir düşünce, bizden değildir..
Atatürk çüyüm ama, Orhan Pamuk ta nobeli almıştır büyük yazardır diyen bir düşünce, bizden değildir..
Atatürk çüyüm ama, insanların dinine karışılmamalı, diyen bir düşünce, bizden değildir.(Zaten dinlere karışılmamayı savunur Kemalizm, bu çelişkiye dikkat,tuzağın kendisidir)
Atatürk çüyüm ama, Kürtlerde ezilen halk olarak haklıdır diyen bir düşünce, bizden değildir..
Atatürk çüyüm ama, AB bir uygarlık projesidir diyen bir düşünce, bizden değildir..
Atatürk çüyüm ama, NATO olmazsa olmaz diyen bir düşünce, bizden değildir..
Atatürk çüyüm ama, gümrük birliği devam etmelidir diyen bir, düşünce bizden değildir..
Atatürk çüyüm ama, ılımlı İslam projesi bu ülkenin lehinedir, diyen bir düşünce bizden değildir..
Atatürk çüyüm ama, Kuzey Kıbrıs tan banane diyen bir düşünce, bizden değildir..
Atatürk çüyüm ama, küreşelleşen Dünya da dengeler değişmiştir, onun için biraz daha libaral olunmalı diyen bir düşünce, bizden değildir..
Atatürk çüyüm ama, M.Ali Birand, Cengiz Çandar, ALİ Kırca, Ertuğrul Özkök gibi yazarlarında fikirlerini dikkate almak gerekir diyen bir düşünce, bizden değildir..
Atatürk tüm Dünya da pek çok özgürlük mücadelesi veren milletlere önder olmuşken, ne yazık ki kendi kurduğu bu vatan da korunulması gereken bir değer haline düşürülmüştür. Bu ayıp bizler dahil, tüm Türk halkının ortak ayıbıdır. Bizler ona layık evlatlar olamadığımız gibi, Onun bize bıraktığı esere de sahip çıkamadık.Yazıklar olsun bize..
Artık ya bu utançla yaşayacağız, bir sıçanın yaşadığı gibi umarsızca, ya da diklenip ayağa kalkacağız bin yıllık çınarlar gibi. Sahtekar Atatürk çülerden sıyrılıp, O na layık olduğumuzu ispatlayacağız..Korkanlar evlerinde oturup, amerikan filmleri izlemeye devam edebilir ve hatta boş kaldıklarında, bulmaca çözüp, o malum medyanın dağıttığı tarot kartlarıyla fallarına bakabilirler..Ama o baktıkları fal hiç çıkmayacak.
Bu ülke Mustafa Kemal in ülkesi ve hep öyle kalacak..
Kendi gelecek endişelerinden dolayı, bu mücadelenin içinde olmak istemeyenler, hiçbir zaman ne meydanlarda, ne de haklı mücadelemizde bizimle olmayacaktır.
Herkesin alacağı bir yol vardır. Kimi bayrağını alıp balkona asacaktır, başımız üstüne. Kimi Ata nın posterini balkona asacaktır, başımız üstüne. Kimi meydanlara gelip bayrak sallayacaktır, başımız üstüne…Ya sonra?
Sonrasın da yani asıl mücadele başladığında, kaç kişi kalacaktır..İşte biz o zaman bakacağız kaç kişiyiz?
Zaten mücadele başladığında kaç kişi olduğumuz değil, neye sonuna kadar inandığımız önemli..
Tüm gerçek Kemalistler şu na dikkat etmelidir ki; yumuşatılarak eylemsizliğe mahkum edilmek isteniyoruz..Ve bu döngüyü kırmak için taviz ve ödün vermeden ilkeler çizgisinden ayrılmadan, yola devam etmeliyiz..
Yumuşak Atatürk çü olunmaz arkadaşlar…
Sonrasın da yani asıl mücadele başladığında, kaç kişi kalacaktır..İşte biz o zaman bakacağız BİZ KAÇ KİŞİYİZ..
Cem61
YORUMLAR
Erol Bey,
Sizden samimi olarak laikliğin nasıl , hangi şartlarda ortaya çıktığını araştırmanızı ve objektif değerlendirme yapmanızı bekliyorum.
Osmanlıda fetva yokmuydu kimler fetva veriyordu,kadılar ne yapıyordu..sormak istiyorum.
Sonuç olarak, avrupanın yüz yılda geçtiği karanlık süreci bizim atlayıp atlayamayacağımızdır. Ama dar ufuklarla bu işin zor olduğu görülüyor
cem 61 sen yazarken apolet falan mı takıyorsun ?
hayırdır. ne bu şiddet bu celal.
Daha sakin anlatmayı denesene derdini.
Senin anlamadığın, biz sömürgeci ve emperyalist avrupanın ve ABD nin tüm insanlığın en büyük düşmanı olduğunu söylüyoruz ve araplarda onların köpekliğini yapıyor. Bizim değerlerimiz bize yeter, ama sen türban denen saçmalığı bize din diye yutturmaya çaılışırsan, biz de sana devrim kanunlarını yuttururuz.. Kahvaltıdan sonra ve akşam yatmadan... Canım benim, en büyük müslüman sensin...
)
Anlamıyor musunuz?
Yoksa kafamın içini görebilmek mümkün mü?
karar verseniz?
:))
Sizin biraz oradan biraz buradan dediğiniz aslında İdeolojilere saplanıp kalmamak, yanlışa yanlış, doğruya doğru diyebilmek...Zihin arkasındaki hesaplarla, peşin doğruları körükörüne bilinçsizce savunmamak...
Örneğin Atatürk derken, bir yandan da aynı söylem sahipleri nasıl çeteler oluşturabiliyor sorgulayabilmek..
Objektif, önyargısız, bilimsel ölçütlerle olaylara yaklaşabilmek...
Türban konsuna ise girmeyeceğim, zira türbanın da aslında bir başörtme şekli olduğunun idarki önemli öncelikle...Saçları başı örten örtünün boyunu ve göğüs bölgesini açık alan kalmayacak şekilde salınması şeklinde olan, inanç nedeniyle örtünme şeklinde başka biçimsel şart yoktur ki zaten..Dileyen dilediği şekilde, dilediği biçimde, dilediği renkte örtünme şartlarını yerine getiren örtüyü kulanabilir..Örtünün temel işlevini aksatmayacak şekilsel değişiklikler vs. ancak moda alanına girer...Bu anlamda bana göre türban kulanarak örtünme şekli oldukça şık,estetik ve modern bir tarz...Genç nesil elbetteki kendi tarzını yaratacaktır, hangimiz annelerimizin giyindiği şekilde giyiniyoruz ya da babalarımızın?
İnsanların inançlarını yaşamalarının engellenmesi asıl toplumda kemikleşmelere, kırgınlıklara, tepkilere neden olur..En büyük isyanlar genelde zulüm altında inleyen kitlelerden patlak verir.Baskıyı reddeden, yanlış bulan çevrelerin bu denli artması, bu baskılardan kurtulmak için iktidarı yönlendirmeye başlaması bu yuüzdendir zaten..ne güzeldir ki, bilinçli halkımız bunu demokratik yollardan oylarıyla yapabilmektedir...Baskıcı unsurlar ise bu demokratik zorlamaya darbe ve çetelerle karşılık vermekte çoğu zaman..
Din devletine dönüşmeyi kimse istemez...Bu varsayım Türkün geçmişine hakarettir...600 yıllık Osmanlı imparatorluğu zamanında bile şeriatle yönetilmemiş bu topraklar..Ama her türden inanca saygılı olunmuş..İnançlar değişmeye zorlandığında, baskılar başlandığında, inanç sahipleri toplumdan inançları, kıyafetleri nedeniyle dışlanmaya başladığında sıkıntıların başladığı çok açıktır..
Toplumdan dışlanma ise çok küçük bir elit, bürokratik, kendisini birinci sınıf diğerlerini ikinci sınıf vatandaş gören kitle tarafından yapılmaktadır sadece..Ancak bu ayrımcılıklarına devlet gücünü ve bürokrasiyi alet etmeye muktedir bir azınlık bu kitle aslında...
Avrupada kiliselerin iktidarı engizisyonu hatırlatıyor...Ancak bugün dahi Fransada örneğin ilk ve ortaöğretim okullarının %40 ının kiliseler tarafından işletildiğini görmezden mi geliyoruz?
Makul bir çizgide, Türk halkının inanç değerleri ile, Batının inanç değerlerinin farklı olduğunun da ayrıdına vararak kendismize has bir hoşgörü ortamı yeşertmeliyiz diye düşünüyorum..
Namaz kılmak ve oruç tutmakla türban takmayı aynı görmüyorum , bundan 15 yıl önce türban yoktu ama namaz kılınıyor, oruçta tutuluyordu.. hiç bir sorunda yoktu.
Burada amaç türban ile dini sömürmek güç toplayıp ikdidarı ele geçirmek bir din devletine dönüşmektir.
Yoksa insanların dini ibadetlerini yapabilmek değildir.
Din devletine dönüşülürse ne olur derseniz.. Avrupada kiliselerin ikdidarı ele geçirdiğinde ne olduğuna bakmak yeter..
Sayın erolbascı..
İnanın sizi anlamıyorum;çünkü siz ''anlaşmazlık''üzerine yazıyorsunuz sanki!
Yazılrınız ve yorumlarınızdan kafanızın içini görebilmek öylesine mümkün ki!
En azından şeffaf bir zihniniz var ki,sizi tanıyabiliyoruz;e bu da bir şeydir değil mi?
Ama hala çok açık söylemleriniz yok;yani neyi hedeflediğiniz belli de,yine de yumuşak bir çizgide kalıp biraz ordan,biraz burdan biri olarak kalmak işinize daha çok geliyor gibi,yanılıyor muyum?
e olsun;bu da sizin özgür tercihiniz...
Mevzu bahis Atatürkçülük ve vatansa,elbette ortalarda biryerlerde durmamız mümkün değildir;olamaz!
Çünkü Kemalizm ve onun gerekleri olmazsa olmaz halkalarıyla koca bir zincirdir ve kimsenin gücü bu zinciri koparmaya yetmeyecektir!
Atatürk ve din düşmanlığını yıllardır karşı karşıya getirmeye çalışanlar oldu;çünkü bu konudan başka prim yapacak bişey bulamıyor zavallılar!
Din,herkesin bireysel inisiyatifidir;kise kimseyi bu konuda telkin edemez!
Araplaşmak eşittir islamlaşmak tezine gelince...Zerre kadar kaale almıyorum!Çünkü mantık dışı bir fikir bu!
Kalemine sağlık cem61..
iyi ki varsın...
Devrim kanunlarına uzanacak eller kırılır.. Bu böyle biline.. Müslümanlık ayrı bir şey, Amerikan uşaklığı yapmak ayrı..Irakta 1 milyon müslüman kardeşimiz öldü, kimsenin gıkı çıkmıyor, bizim içi
miz yanıyor..Ama merak etmeyin, onların intikamını da biz alırız..Hz Muhammede küfredenlerle tokalaşanlardan hesap soracak olanlarda bizleriz..Bizler Kemalin askerleriyiz..
:)))
müslümanlık=araplık ise diye sorduğunuzda zaten yazılanları okumamışsınız demektir sayın mt...Anlamamışsınız değil, okumamışsınız diyorum:)
Tarih liderlerden ziyade elbette dinlerin daha çok sömürülmesine tanıklık etmiştir..Zira liderler çok dar bir çevreye, dinler ise geniş bir kitleye etki edebilmişlerdir..
Dinin bu şekilde kullanılması yargısı ise, tamamen siyasi bir söylemdir ve bildik bir söylemdir..
Nereden baktığınız önemlidir..
İnsanların, sadece kendilerinin, kendi inançlarını yaşamak istemeleri başkalarını rahatsız ediyorsa, rahatsız olanlarda bir hastalık vardır...
Birileri namaz kılıyor, oruç tutuyor, ya da başını örtüyorsa ve benzeri dini ritüellerini yapmaya çalışıyorsa buna dinin kullanılması denemez..Dinin, yaşanması denir..
BU dini ritüellerini yaşamak isteyenleri, kendisi inansa da inanmasa da "dini kullanıyorlar" diye yargılamak da en hafif deyimiyle din düşmanlığından sayılır..
Yaşanan acılardan, savaşlardan sonra insanlığın geldiği nokta işte her türlü beyannameye girmiş, din ve vicdan hürriyeti, ibadet ve ayin yapma hürriyetidir..
Çağın gereği budur, aksi yobazlığın gözü, merkezidir...
Müslümanlık=arablık ise , dünyanın araplaşması anlamına gelirki vay dünyanın haline.
Kimse müslümanlık düşmanı değil ama müslümanlığın düşmanı müslümanlık anlayışı yani bir nevi kendisi.
Arap ülkeleri Laikleşmedende bundan kurtulamayacaktır.
Tarih Liderlerin sömürülmesinden çok dinin sömürülmesine tanıklık etmiştir. Türkiyede de son yıllarda bu sömürü zirve yapmıştır.
Tarihte dinin bu şekilde kullanılmasıda savaşları acıları getirmiştir yol o günlere doğrudur sizde yelkenleri şişirmeye devam edin... yolunuz açık olsun erolbasci..
Son ergenekon operasyonunda zaten bu dinsizleştirme çabaları için gazeteler çarşaf çarşaf yorumlarda bulunuyorlar..Çetenin Dini alanlardaki bürosu ve görevleri şöyle açıklanıyor;
5- Din ve Cemaat İlişkileri Bürosu: Başkan Sevgi Erenerol.Görevi: Örgüt üyeleri içerisinde İslam adı altında değişik ama adı konmayan bir dinsel yapılanmaya gitmek ve örgüt elemanlarını İslami akımlardan uzak tutmak.
Yani Ortodoks patrikhanesi temsilcisi , dinsel yapılanmayı organize ediyor???? Ortak dini değerleri direkt kötüleyip, hakaret edemedikleri için, İran ve Arap kültürlerinin karalanması, ve tarihi boyunca zaten bu kültürlere ya hükmetmiş, ya da mücadele etmiş Türk kültürünü onlara özenmekle suçlamak, bir nevi gizli İslam saldırısı değil mi?
Bu çeteleşmelerin kendilerine Atatürkçü demeleri de tesadüf değil...Bir çok kapıyı bu şekilde açıyorlar, yardımları, bağışları, haraçları bu kavramları kullanarak organize ediyorlar..
Aksi halde, Atatürkün ya da Atatürkçülüğün 1920 lerde kalakaldığını, dünyanın gelişimine ayak uyduramadığını, çağın gerçeklerini kavrayamadığını söylemek mümkün olur ki, bu Atatürkü ve muasır medeniyetlere ulaşma ülküsünü hiç anlayamamak olurdu herhalde..
Yukarıdaki ana yazı işte tam da bu çağın geldiği noktayı kavrayamayanların ve bunu da 1920 lerdeki dünya şartlarına bağlayarak farkında olmayanların Atatürkü yıpratma çalışmalarına güzel bir örnek olmuş..
Tabii ki kasıt yoksa, Atatürkün de bu çağda evrensel değerlere uzak kalacağını farzetmek belki hoş görülebilir..
Kasıt varsa, başka ihanetlerden bahsetmek gerekecek...
Araplarla tek ortak yönümüz müslümanlığımız...
Araplar namaz kılıyor, biz de kılıyoruz, araplar da oruç tutuyor biz de, araplar da başörtüsü kullanıyor biz de...
Ne yani, başka müslümanlık mı var? Araplaştırma dediklerinin aslında müslümanlık olduğunu bilmeyen mi var?
Nedir bu din düşmanlığı, daha doğrusu din değil de müslümanlık düşmanlığı?
Dini benzerlikler dışında nasıl bir araplaştırma var merak ettim doğrusu:))
Türkün temeli, mayası İslamdır zaten..
Türk islamın bayraktarı olmuştur asırlar boyu..Birbirinden ayrılmaz Türk ve İslam..
En temel çimentomuz dinimiz bizim, bizi birbirine bağlayan...
Dinsizleştirme, İslamsızlaştırma çabaları hep olmuştur, olacaktır da..Ama bu milletin fırsat vermeye niyeti yok bu dinsizleştirme propogandalarına..
En fenası da bu dinsizleştirme çabalarına Atatürkün alet edilmesi..Atatürkün, Türk halkının değerlerine bu denli yabancı olduğunu zannetme, yayma, inanma sorunu...
Kandırılmışlığın, aldatılmışlığın ötesinde bir ihanet bu durum bana göre..
Çıkar guruplarının Atatürk maskesiyle iktidarlarını sürdürme çabaları..
Başka bir şey değil...
Atatürkçülükten ziyade, Atatürkçülüğün nasıl sömürülmesi gerektiğinin bir manifestosu gibi olmuş bana göre:)
Yazılanların yarısından fazlası Türk milletinin yapısına uymuyor zaten ..
kaldı ki kanaltürk kaynaklı bir girişimin samimiyetinden hep şüphe etmişimdir..Mutlaka çetelere, provakasyonlara sempatiyle bakan bir yanları olduğunu düşünürüm hep..
Son gelişmeler de , o çevreler, ortodoks patrikhanesi, maocu aydınlık çizgisinin yumuşak versiyonu, ülkeyi karıştırıp devletin yargıcına dahi kurşun sıkanlar, çeşitli sabotaj planlayıcıları nasıl bir ilşki içerisinde, nasıl bir harmandır bu, nasıl bir çıkar ilişkisidir, kafaların karışmaması mümkün değil..
Ülkenin bekası için uzak durulmalı, kesinlikle desteklenmemesi gereken oluşumlar bana göre...
Atatürkçülük, vatan, millet, bayrak gibi kavramlar bu oluşumlara bırakılmayacak kadar kutsaldır...Bu değerler için özellikle bu milli değer sömürücülerine dikkat edilmelidir derim..
Kendi adıma..
erolbasci tarafından 1/27/2008 7:08:47 PM zamanında düzenlenmiştir.