- 629 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Oruç Baba’dan Aforizmalar-50 (Son Bölüm)
*Zor durumda olup da kurtarıcı bekleyen bir toplum, kurtulmayı unutsun. O toplumun her bireyi bir kurtarıcı gibi mücadele ederse ancak o zaman kurtuluş mümkün olabilecektir.
*Gidene ah vah edersen, elinde kalanı da tehlikeye atmış olursun.
*Cezasız kalan suç yoktur. Her suçun cezası, işlendiği andan itibaren çekilmeye başlanır.
*Özür, hatalı isen dilenir; hatasızken dilenirse bir meziyet olarak kabul görmez.
*Baharı beklerken kışı kaçırmayasın!
*İnsandan ümidini kesebilirsin; insanlıktan değil!
*Vardığın yer ulaşmak istediğin nokta mıydı? Değilse, geri dönmenin yolunu bulabilecek misin?
*Gözyaşların vicdanının sadakası yerine geçiyorsa, bol bol verebilirsin.
*Evinin içinde oturduğu yerden, denizde fırtınaya yakalanmış kaptana akıl vermeye kalkan ukalâ, penceresini zorlayan rüzgâr karşısında bile paniğe kapılır.
*Seni olduğun gibi kabul etmiyor, değiştirmeye mi kalkıyor? Öyleyse, o seni gerçekte istemiyor demektir. Çünkü sen, sen olmaktan çıktıysan “seni” istediğini nasıl söyleyebilir ki!
*Gülmeyi bilmeyen insandan uzak durun. Çünkü o, ne yaşar ne de yaşatır.
*Sevgiye dayanan düşünce zoru yener; sevgiye dayanmayan düşünce ise kolay karşısında bile bocalar.
*Birine yardım etmek istiyorsan, bunu öyle yap ki, o kişi sana karşı minnet duymasın.
*”Beni seversen, ben de seni severim.” Diyenler, sevgi mal mı ki takas teklif ediyorsunuz?
*Gönül neden sever? Gönül sebepsiz sever. Gönül nasıl sever? Gönül dolu dolu sever? Gönül neyi sever? Gönül sevilmeye değer bulduğunu sever.
*Sevgisiz geçen bir hayat, anlamsız bir rüya gibidir. Kolay kolay hatırlanmaz, hatırlandığında da bir tat vermez.
*Özgürlüğün kıymetini bilmek için, illâki özgürlüğümüzü kaybetmemiz gerekmiyor.
*Anneler-babalar erdemli evlatlar yetiştirin, öğretmenler erdemli öğrenciler yetiştirin, toplumlar erdemli vatandaşlar yetiştirin ki erdemli bir insanlık ortaya çıksın.
*Muhabbetinden hoşlandığın kişi ile aranda, farkında olmadan bir sevgi köprüsü kuruluverir.
*Çağdaş toplumsal sistemler insanların kazanımlarını artırdıkça mutsuzluklarını da artırmıştır. Halbuki umulan tam tersi değil miydi?
*Aşk, ya acı verir ya da zevk. Ne verirse versin gene de âşık, aşktan kolay kolay vaz geçmez.
*Masumun özgürlüğünü, adalet adına kısıtlayan, adaleti katletme suçu işlemiştir.
*Çevresine umutsuzluk aşılayanların hem iyi niyetinden hem de aklından şüphe ederim. Çünkü, bu işi en iyi yapanlar kötü niyetli veya aptal kişilerdir.
*Birisi senin kölen olmayı gönüllü olarak istese bile, bu aşağılayıcı ve kendine olan saygını yok edici durumu kabul etme.
*Kulak duymak istediğini duyabilir, göz görmek istediğini görebilir, dil ise söylemek istemediğini de söyleyebilir. O nedenle her insana kulağını, gözünü ve dilini eğitmenin yolu öğretilmeli.
*Bölüşmeyi bilmeyen toplumlarda, kardeşlikten söz etmek, büyük bir yalandır.
*Zulüm gören, intikam bıçağını bilemeye başlar.
*Bir toplumdaki insanların tamamı ne iyidir ne de kötüdür. Yüzde onu iyi ise, yüzde onu da kötüdür. Kötüler toplumun kilit noktalarına hâkim olursa kavga, adaletsizlik ve huzursuzluk eksik olmaz; iyiler hâkim olursa refah, huzur ve mutluluk her kesime yayılır.
*Ayna, neyi görmek istersen onu gösterir. O nedenle orada her gördüğünü gerçek sanma.
*Susturan acı, konuşturan acıdan çok daha etkilidir. O nedenle acısı olan insanları bırakın bağırsınlar, ağlasınlar.
*Karşılaşılan bir felaketin acısı, toplumum büyük bir çoğunluğu tarafından hissedilmiyorsa, orada bir ayrışma, bir kopma var demektir.
*Açlık, kilit üstüne kilit vurulmuş olan kapıları bile açtırır.
*Aç kalan zengin, aç kalan yoksuldan daha tehlikelidir.
(Sayın okur! Bu çalışma burada sonlandırılıyor. Bundan sonraki aşamada, yaptığınız eleştiri ve yorumlar da dikkate alınarak gerekli düzeltme ve düzenlemeler yapılacak ve kitap olarak bastırılacaktır. Katkılarınız için teşekkür ederim.)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.