meselci'ye Mektuplar -30
İki gündür çok yoruldun meselci...
Evi baştan başa boyamada yardımcı oldun Boyacı Fikret’e. Gece ikiye kadar ayakta kaldın, ayaklarına kara sular indi..
Diğer gün de erken kalkıp, akşama dek çalıştın. Temizlik yaptın. Pencereleri sildin. Çöpleri attın dışarıya. Durmadın yerinden. Yorulmayı unuttun adeta. Hareket halinde oldun iki gün...
Dinlesen iyi olacak meselci...
Dünyanın kiri bitmez. Hem kirlenmek ve/ya boyaya batmak hiç de güzel değildir. Hayat pakken değerlidir. Hayat, pürüzsüze yakınken rahat nefestir. Hayat istediğin renkteyken tadılır meyvedir. Hayat, ak dokunuştur...
Nisan yağmurları gibi bereketlendiğini de görüyorum meselci...
Durak bilmezsin. Yol gidersin. Yetişmek istersin yanından geçene. Kaçırmak istemezsin ellerdekini avuçlarındakini. Bu huyuna bayılıyorum. Tuttuğunu koparan özelliğin takdire şayan. Pes etmiyorsun. Kafana koyduğunu gerçekleştirme adına çırpınıyorsun. Çırpınırken yenilgiyi aklına getirmiyorsun. Sabrediyorsun. Adım adım ilerliyorsun. Tane tane yudumluyorsun. Önemsizliğe yelken açmıyorsun. Negatif düşüncelere kapılmıyorsun. Balıklama atlamıyorsun denizlere.Ağacı olan dağa tırmanıyorsun. Suyu berrak vadiye iniyorsun. İnsanı hoş görülü köye ziyarette bulunuyorsun. Sürüsünü bilen çobana en içten selamını veriyorsun...
Boş soluk değilsin meselci. Sağlığına da zamanına da sımsıkı sarılıyorsun her şeye rağmen...
Kocaman aferinleri hakkediyorsun. Susmaz alkışlar sana gelsin diyorum bu namede cümlelerime son verirken...
Mehmet Selim ÇİÇEK
14 Nisan 2012,,,11.16,,,Mardin
meselci'ye Mektuplar -30 Yazısına Yorum Yap
"meselci'ye Mektuplar -30" başlıklı yazı ile ilgili düşüncelerinizi ve eleştirilerinizi diğer okuyucular ile paylaşın.