- 873 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Bizim Kurşun Kalem ( i )
"Senden hiç bir şey istemedim; bir doz dürüstlük dışında... Çünkü benim için tek önemli olan buydu. Çünkü ben sevmenin nedensiz olduğuna inandığım gibi, başka şeylerin de bir nedene ihtiyaç duymayacağına inanıyorum; biliyorsun... Bazen sadece seversin... Bir nedeni yoktur; bir nedene ihtiyacında yoktur. Ve bazen de olmaz sadece; olmaması gerektiği için belki de... Nedensizdir... Buna kafa yormak saçma.
Önemli olan dürüst olmak ve öyle kalabilmek. Yalana ihtiyacın yok, bana bahaneler üretme; binlerce... Sana hesap mı soruyorum ki? Üzerine bir gömlek gibi geçirdiğin yapmacık dürüstlüğünle açıklama telaşlarına tutuluyorsun. Sakin ol. Açıklama bana hiç bir şeyi. Dürüst ol ve sus istersen, hiç konuşma. Üzerine geçirdiğin sahte dürüstlük gömleğin var ya; sinir bozucu bir renkti ve kırışıktı... Ve hiç yakışmıyordu sana; bil istedim...
Talep artar ve arz şımarır. Budur işin gerçeği. Ve inan bana yadırgamıyorum da; doğa kanunu sonuçta... Talebin bir halkası olmak canımı sıksa da arzın şımarmasını ayıplamıyorum; kendi bilir...
Sadece sana sunduğum dürüstlük, avuçlarına bıraktığım gurur ve kulaklarına fısıldadığım kelime rüzgarları; bir tutam saygıyı hak ediyor olmalı. Olmalıydı...
Yaptıkların takdir edilecek şeyler değildi, can yakan şeylerdi belki... Ama inan bunu da umursamıyorum. Dürüst ol sadece. Hiç bir şey geçmese de; bırak geçmişte kalsın öylece... Kurduğun tuzağa düşüşümü zafer addedip, dedikodu sofralarına meze yapma. Sus. Bundan sonrası beni ilgilendirir. Seni seviyorum ve bu benim sorunum. Karışma..." dedi.
Evet, masam da ki kurşun kalem aynen bunları dedi o kalem kutusuna... Kalem kutusu bir şey demedi. Arada bir konuşmaya yeltenecek gibi oldu ama, sonra kaldı öyle sessiz... Konuşmadı. Hatasını anlayıp utandığı için mi, yoksa hiç bir şey anlamadığı için mi sustu; anlamadım. Ama sustu sadece işte...
İçim burkuldu. Bir kurşun kaleme baktım, bir kalem kutusuna... Kalem kutusu renk vermiyordu ama kurşun kalem üzgündü. Belliydi... Yanına gittim konuşmak için. Ama ne söyleyeceğimi bilemedim. Ben ki bir terzi; kendi söküğünü dikemeyen! Ne söyleyebilirdim ki?
Yanında bekledim bir süre...
Birlikte sustuk saatlerce!
Zaman geçti...
Zaman geçti...
"Geçti" dedim O’na;
"Hiç bir şey geçmedi" dedi O’da...
Geçmedi
Geçmezdi
...
erdikaradeniz.blogspot.com/2012/04/hic-bir-sey-gecmedi.html
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.