- 1219 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
kristal fanus
KRİSTAL FANUS
Yeni evimi çok sevdiğim kristal bir fanusla aydınlatmak istedim.Fanusu koyacağım köşeyi düzenledim,ne kadarlık bir bütçe ayırabileceğimi hesapladım,fanusun odamı ne kadar güzelleştireceğini,ne hoş aydınlatacağını hesaplayarak keyfle dışarı çıktım.Sonra biran duraksadım ve istediğim fanusu nerede bulabileceğimi düşündüm.Fanusu bizim ülkemizin nadide kristallerini üreten,pazarlayan dünyaca ünlü “paşa bahçe”den alabileceğimi,ancak orada istediğim fanusu bulabileceğimi kararlaştırarak yola koyuldum.Bir kaç model bulabiceğimi düşünerek hayallerimi sınırladığımı şowruma girdiğimde anladım.Işıl ışıl kristal fanuslar onlarca farklı modeliyle başımı döndürdü.
Bunca fanusun arasından hangisini seçeceğimi düşünürken otistik öğrencilerim birer fanus içerisinden bana bakıyorlarmış gibi geldi ve kendimi başka bir alemin içerisinde buldum.Kalın ve renkli camdan oluşan fanusun içindeki oktayı zor görüyordum.Oise nasıl olsa dışarıyı göremediği dışarıdan gelen sesi duyamadığı için fanusun iç duvarını tırmalayıp duruyordu.Ofanusun içinde onun çaresizliğini görünce kendi kendime”ben bu fanusun duvarlarını bir şekilde inceltip oktayın beni görmesini ,sesimi duymasını sağlamalıyım”dedim.Aynı anda semihin başka bir fanusun içinde kendisini görmemi sağlama için çırpındığını,başını fanusun duvarlarına vurduğunu farkettim.Çaresizce ona yöneldim ama bir de ne göreyim.Bütün fanusların içinde benim çocuklarım vardı.
Ahmet,Ali,Bahar,Kutay,Aleyna,Utku,Berkay ………….hepsi farklı bir yolla kendilerini duyurmaya,fanusun içinden “beni çıkar”diye bağırmaya başladılar.Bütün gayretime rağmen tek başıma başaramıyacağımın bilinciyle yardım alabileceğim birilerini aramaya başladığım anda kendimi paşa bahçenin ışltılı dünyasında kaybolduğumu farkettim.
Fanusların içindeki çocuklarımı çıkarmanın,fanusla evimi süslemekten daha önemli ve daha acil olduğunu düşünerek dışarı çıktım.Yol boyunca dünyadaki bütün çocukların bu şekilde kristal fanusların içinde çaresizce kendilerini fanustan çıkaracak ekibin bilgi,beceri,sabır ve en önemlisi de ekip ruhu bilinciyle çalışmasına muhtaç olduklarını farkettim.
Otizm ve krital fanus, ne kadar da bire bir ilişkili iki olgu.Fanus ne kadar ince kristalden oluşmuşsa o kadar geçirgen.Ama kalın kristalden yapılmış fanusun geçirgenliği de bizim azim ve kararlılığımıza endeksli.
Öncelikle fanusun geçirgenliğini sağlamak için nasıl bir çalışma yapmamız gerektiğini planlamamız gerekiyor.Sonra bu çalışmayı yapacağımız ekibi oluşturmalı ve görev dağılımını doğru yapmalıyız.Çalışmayı hangi ortamda yapacağız, kimlerin neyi , nasıl yapacağını net bir şekilde belirlemeliyiz ve bu çalışma sırasında kullanacağımız araç ve gereçleri de temin ederek,çalışma ortamlarını düzenlenmeliyiz .İşin en önemli kısmı ise, ekibin bilimsel bir işbirliği içinde amacın fanusun geçirgenlini azami ölçüde sağlamak ve nihai sonucun da çocuğu fanustan çıkarmak olduğunu bilmektir.Bundan sonrası inançla ve sevgiyle harmanlanmış bir çalışmadır.
Ekibin her üyesi kendi çalışma alanının başlangıç ve bitiş sınırlarını doğru algıladığında anne ve baba sınırsız sevgilerini açıkça ve her alanda gösterecekler,sevgilerini pazarlık konusu yapmayacaklardır.”sesimi duyduğunu biliyorum,beni anladığını da biliyorum,elimi tutarsan çok mutlu olurum,seninle elele yürümekten büyük keyif alıyorum”diyerek elinizi uzattığınızda emin olun küçük bir fiziksel temas bile onun eliniei tutmasını sağlayacaktır.Bir de “elimi tuttuğun için kendimi şanslı hissediyorum”geri bildirimi onu bir sonraki çalışmaya güdüleyecektir.Arada bir elini sıkarak “seninle elele yürümek ne kadar güzel”mesajı ise dikkatini yaptığı işin farkındalığını artıracaktır.EMİR İÇEREN YÖNERGELERDEN ZİYADE İHTİYAÇ BELİTEN YÖNERGELER OTOKONTROLÜN İNANILMAZ ANAHTARIDIR.
Kazandırılacak davranışın öncelik sırasını iyi planlamış bir eğitimcinin elinde gerçek resimlerle anlatılan davranış analizi kartları bulunur ve çalışma öncesinde çalışma alanında sergilenirse çocuk görsel uyaranları zihninde kodlayacaktır.İhtiyaca göre planlanan çalışma görsel uyaranla birlikte”sanırım çok acıktın,sıcak bir çorba içmek istiyorsun”şeklinde ifade edilen yönerge elinde kaşığıyla çorba içen bir çocuk resmiyle birlikte verildiğinde “açlık”içgüdüsü en iyi motivasyonu oluşturacaktır.””birlikte yemek yemekten çok hoşlanıyorum”ifadesi model oluşunuzu,”çorba yı kaşıkla içiyoruz değil mi”sorusu ilişkilendirme yapışınızı,”kaşığı bu şekilde tutalım”yönergesi fiziksel desteğinizi ortaya koyacaktır.Kendi içtiğiniz çorbaya verdiğiniz tepki”mmm çorba çok güzelmiş”şeklinde olduğunda onu sözel olarak ifadeye yönlendirecektir.İhtiyaca yönelik çalışmalar “uygulamalı davranış analizi”(UDA) doğrultusunda yapılan çalışmanın pekiştireci kendi içinde olduğu için açlığını gidermesi, çocuğa bir sonraki kaşıkta kendi çabasını devreye sokmasını sağlayacaktır.”Aferin kaşığı ne kadar güzel tuttun,aferin OKTAY çorbanı kendin içiyorsun”geri bildirimleri sosyal pekiştireçler olarak davranışın kazandırılmasındaki etkin rolünü oynayacaktır.Çocuk her yönergede adının belirgin bir şekilde vurgulanmasıyla kimliğinin farkına varacaktır.Ailenin diğer bireyleri “OKTAY BU GÜN ÇORBASINI KENDİ İÇTİ”sözleriyle saçlarını veya yanaklarını okşayarak misafirlere takdim edebilir ve sosyal olgu oluşturabilirler.
Fanusumuzu inceltmek için çeşitli müzik aletleriyle onu farklı yönlerden uyarabiliriz.Tepkilerini dikkatle kontrol ettiğimizde hangi tür ses veya müziğin daha etkin kullanılabiceğini bize anlatacaktır çocuk.Tiz sesin kritalin kırılmasınıa neden olduğunu biliyoruz hepimiz.Öyleyse neden hoşlandığı bir müzikle fanusunu kendisinin inceltmesine yardım etmeyelim.
Kapı çalındığında babasının geleceği saate göre önceden resimlenen “kapıda eilndeki hediye paketiyle gelen bir baba” çocuğun kapıyı açmasını sağlayacaktır.Varsa diğer kardeş te bu davranışta model oluşturabilir.Bu çalışma işbirliğinin bir gereği olmakla beraber,diğer kardeşin de ailenin değerli bir ferdi olduğunun,kendisinin ihmal edildiği endişesinin yersis olduğunun da göstergesidir.Kaldı ki bütün farklı çocuklarla birlikte yaşamak zorunda olan diğer kardeşlerin en büyük handikapıdır bu.
Bütün çalışmaların temeli,fanusun camının ustaca inceltilmesinin ön koşulu, fanusu birden bire kırmadan küçük küçük zımpara darbeleriyle başlamaktır ki bunun içinde “bak ben buradayım”seni gören ,duyan ve çevresinde olup bitenlerin farkına varan biri olman için desteklemek üzere varım”mesajı vermektir.Bunun için de segiyle dokunarak göz kontağı kurmasını sağlamaktır.Daha açık bir ifadeyle bizi görmesini sağlamaktır.
Pahalı oyuncaklar,yabancı kaynaklar değil ihtiyacımız olan şey.Bizim kendi varlıklarımız,öz kaynaklarımız.Kendi makatonumuzla desteklediğimiz ,eskimiş temiz çoraplarımızla oluşturduğumuz top,”top””sözcüğünü kulanmasını sağlarken,belli hedefe atıldığında(anne,baba,eğitimci vb) otoriteye karşı bilinçaltı öfkesini en masum bir şekilde boşaltır.Ha! el göz koordinasyonunu sağlama ve iletişimdeki rolünü de hafife almayın sakın. Bahçemizdeki toprak çeşitli ısılardaki suyla karıştırılarak yoğurulduğunda,duyularının farkındalığını,elde ettiği çamurla yaptığı çalışmalar hayal gücünün sıınrlarını ortaya koyacaktır.Toprakla kurduğu tensel iletişim onu en çok sınırlayan manyetik ulaşılmazlığının sınırlarını zorlayacaktır.Bir çok ebeveyn bunun için çeşitli kaynaklara yüzlerce ödemeler yapar.Küçülen pantulonunu,boğazlı kazağını,beş parmaklı eldiven ve çorabını,başlığını talaş ve ya atık yün,kağıt,hediye ambalajlarıyla doldurarak kendi hayali arkadaşını yaparken mekânsal farkındalığını kazanacak,Allahtan kendisine aktarılan yaratıcılık özelliğini keşfedecek.Tabi ki el becerilerini sanatsal yeteneklerini ne denli geliştirdiğini gözden kaçırmıyoruz.
Miyadı dolmuş diş fırçalarımız dezenfekte edildikten sonra fanusumuzu inceltmek için kullanılmaz mı?Tabiki kullanılabilir.Nasıl mı?Kendi manikür ve pedikürünü yapabilir.Banyodan sonra içine birkaç damla limon sıkılmış zeytin yağı ile sizin ve kendisinin tırnak çevresine masaj yapabilir.Masaj sırasında fırça tutuşuna verdiğiniz fiziksel destek ileride kalemi tripot tutuşu ile tutmasına temel oluşturacak,çıkardığınız ve memnuniyetinizi iade eden mırıltılarınız duygusal bütünlük kurmasına yaradığı gibi sözel ve ifade edici dil becerisini kazandıracaktır.Bide ailedeki iş bölümünün farkına varmasını da hesaba katarsanız nasıl da gurur verici bir eskiciliktir yaptığımız çalışma
Yediğimiz çekirdekli bütün besinlerin çekirdeklerini koyacağı bir atık kutusu onun botanik bahçesinin kaynağı olacaktır.Hepimiz balkonumuzda parayla satın aldığımız çiçekleri sergileriz.Aleyna da kendi biriktirdiği çekirdekleri, bahçeden küçük çatal darbeleriyle kazdığı toprağı demlikteki atık çayla gübreleyip eski bulaşık leğeninize doldurduğu toprağa eker ve her gün bardakların dibinde kalan çayla sular.İşte size bütün duyu organlarıyla katılarak yapılan bir çalışma üstelik kendi emeğinin ürünü ve devamı olan bir çalışma.Sorumluluk duygusu geliştirme,taklit becerilerini geliştirme,üretken birey olma duygusunu pekiştirme.Diğer kazanımları da varın siz hayal edin.
Mini burnum bir bak.
İki yanımda var kulak,
Gözlerim boncuk mu boncuk,
Ağzım mini mini minnacık.
Saçlarım ipek mi ipek,
Yanaklarım birer çiçek.
İşte bu çenem,bu kaşım,
Bir yuvarlak toptur başım.
Bir borudur boynum,
İki tepe omzum.
Dirseklerim dum dum,
Avucumu yumdum,
Parmaklarım bili bili bili,
Tırnaklarım tiri tiri tiri.
Tut bileğin,i tut bileğini.
Sözlerini uydurdum.Kulağıma hoş gelen onların da kulağına hoş geleceğini düşündüğüm bilindik bir reklam müziğine de uyarladım.inanılmaz bir öğretim şekli buldum.bireysel veya grup.şarkıya eşlik eden organı ve uygulamayı birlikte götürüyorum.Önce model oluyor,gerektiğinde fiziksel destek te bulunuyor.zaman zaman küçük sözel ipuçları veriyorum.Direklerini n sert zeminde çıkardıkları sese verdikleri tepki görülmeye değer doğrusu.
Her davranışın,her kavramın,her duygunun bir şarkısı yok mudur yüreklerde?Biz neden çocuklarımızı kuşatan fanuslarımızı şeffaflaştırmayalım?
Akarken su şırıl şırıl,
Yıkar elin pırıl pırıl.
Sabununu alır hemen,
Kirli çocuk diyemem ben.
…..
Üçgen,üçgen üçkenar,
üçgen üçgen üç kenar.
Daire fır fır döner.
Daire fır fır döner.
Dikdörtgende dört kenar
Kare hepsi eşkenar.
Saz bizim,söz bizim,
Emek bizim,öz bizim.
SABIRLA SELAMETİN
Sonucu sevgimizin.
PAŞA BAHÇENİN KRİSTAL FANUSLARI ,sevgi,umut,sabır ,emek,bilgi,dayanışma ve paylaşmaya dayalı bir çalışma sonucu camın özelliğini taşıyan ama şeffaf bir görünümü olan ilahi bir kandile dönüşür.Sonucunu ise bütün dünya bölüşür.
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.