- 2206 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
GECEYDİ ve YAĞMUR YAĞIYORDU
Sokaklar, farklı yaşamlara tanıklık eder her gece.Her gece düşler kurulur gündüzün gerçekleriyle birlikte silinip gideceği bilindiği halde.Gece sığınak,gece liman,gece yaşamlar duman.Gece …iki heceli bir bilmece.Herkes için farklı,herkesin gecesi kendinde saklı.
Bir mayıs gecesi…Yağmur telaşlı,ürkek..Mevsimin ilk bestesini yaparcasına usul usul dokunuyor camlara..’’Burdayım,yalnız değilsin!’’der gibi gecenin içinde kaybolup gidenlere. Toprak özlediğine vuslatla mesut.
Kadın yatağında oturmuş ,dizleri kolllarının arasında durmadan sallanıyor.Yağmurun ruhuna ilticasının farkında .Bir süre eşlik ediyor yağmura .Sitem makamında bir ezgi düşüyor dudaklarına,geçmiş zamanlara kanatlanıyor yüreği.Şimdi ,kendisine inanmadığı için başka ufuklarda başka düşlerin insanı olmayı seçen sevdiğini hatırlıyor.Bir şemsiyenin altında çanta mesafesi uzaklıkta suçüstü yakalanmıştı sevdasına.Yüzünün alev alev yanması,ellerinin buza kesmesi,titremesi…Yanlış anlama ne olur beni ,demeye çabalarken sözleriyle gözlerinin ahenksizliği arasında adamın ellerine düşen elleri…ve sonrası.
Dört yılını verdiği bir sevda masalı.Hani bütün masallar mutlu biterdi ya öyle olacak sanmıştı.Onlarınki bildiğimiz masallardan olmamıştı.Ne gökten üç elma düşmüş ne de kerevetine çıkanlar olmuştu.
Yutkundu ama yutamadı hatırladıklarını. Sarsıla sarsıla ağladıİntiharlar yeşerdi içinde.
Ahı yankılandı duvarlarda ve gecede.Yatağına dökülen sözcükler lime lime …Kalkmak istedi yerinden.’’Beni taşı!’’diye yalvardı bedenine.Sendeleyerek pencerenin önüne attı kendini.Sokağa baktı.Yağmur ve onun dışında herkes uykudaydı sanki.Başını duvara yasladı ,fısıldadı geceye.’’Götür beni…sevdiğime götür,yâr olamayanın yarelerine sür.’’dedi.
Birden kendini üşümüş sokaklarda buldu kadın.İstikametsiz ve yorgun yürüdü yürüyebildiği kadar.Ayaklarının onu taşıyamadığı bir anda yığılıverdi kaldırımlara.Yanından geçen birkaç kişi alaycı ifadelerle baktılar ona ;ama aldırmadılar.Belki de akli dengesini kaybetmiş biri sanmışlardı onu.Kendini umarsız bir geceye teslim etmişti kadın ve yüreğini uzaklara rehin vermişti .
Naralar yükseldi ara sokaklardan birinde. Kim bilir hangi nedenle kendini unutacak kadar içmiş bir adam yalpalayarak ona doğru geliyordu.Anlamsız, amaçsız baktı adama. Adam ,sözlerini anlayamadığı bir türkü tutturmuş vals ediyordu geceyle.Bu adam?Saçı sakalı birbirine karışmış,naralarıyla gecenin karanlığına meydan okuyan bu adam.Oydu…kadın, içinde çağlayan nehirlerin taşmasına engel olamayacağını biliyordu.Seslenmek istedi adama.Dudağında sustu bütün sözcükler.Göğsünün sol yanında depremler olmuş,bütün hücrelerine tek bir sözcük hükmetmişti .Yâr…
Ne garipti…ikisi de ıslak bir gecenin koynunda birbirini arıyordu belli ki.
Ne kadar zaman geçti farkında değildi kadın.Adam dilinde türküsüyle karanlığa yürüdü ,kayboldu karanlığın içinde .Burdaydı işte.Yâr…şehrime,sokağıma,geceme hoş geldin , arıyorsan bulacaksın beni diye fısıldadı…
Geceydi,yağmur yağıyordu ve kaldırımlardaydı kadın.Geceydi, yağmur yağıyordu ve onun şehrinin kollarındaydı adam.
YORUMLAR
Sokakta gezen her mecnunun bir derdi vardır aslında.. Nara ataken bile boşluğa doğru seslenirler hep dilleri dolanır..Hiç bir şey onları ilgilendirmez .Kulaklarına akseden naraları ilgilendirir onları..İçindeki birikmişlerini son bir haykırışla """"NASSIMI YA""" nasıl oluyor bu ya ! diyemiyorlar hayata ..Dilleri dolanıyor..Nassı mı ya..diye biliyoryorlar.
Bir sevgi mecnununun feryadını yazmak istedim üstadım..Bir kaç kez okudum yazını..Sızladım..Ama bazen bazı şeyleri yazarakta olsa rahatlıyor insan..Evet gökten hiç üç elma düşmüyor bazılarına..Bazılarıda elma bahçesinde boğuluyor havva ile ademin yaptığı gibi... Ben onların kaybettiği çennet bahçesinin size nasip olmasını istiyorum..O güzel yüreğinizden kaleme dökülenlerden ancak bunu diliyorum..Sağlıkla kal usta kalem...Hürmetlerimle..