YİNE YOLLARDAYIZ TRABZON
Gecenin sessizliği iyice çöktü yağmurda dindi.
Bakalım sabah nasıl olacak, saat yedi kahvaltı salonuna indik,
Günaydın sesleri arasın da kahval’tı yaptık, ve yola koyulduk ilk durağımız Boztepe oldu Orduya kuş bakışı bakmak için
Manzara muhteşem.O günlerde yazamaya başlamamıştım ne şiir nede yazı keşke yazmış olsaydım da o güzellikleri daha başka anlatırdım sanırım yine de düşünüp yeniden o günleri yaşamak güzel.
Ordu ayaklar altında, Deniz sessiz ve durgun, yeni gelin misali nazlı nazlı sallanıyor.Bu güzelliği anlatmanın imkanı yok.
Burada dağlar gözün alabildiği kadar ve fındık bahçesi aralarında bülbül yuvası köşkler,bu insanlar buralarda nasıl yaşıyorlar, çözemedim aralıklarla dağlarda evler nasıl yapmışlar nasıl inip çıkıyorlar, boz tepeden de ayrılmak zorundayız zaman akıyor,öyle güzel ki manzara gözümüz arkada gittik buradan.
Yola koyulduk yine dağlar fındık ağaçları denizi izleyerek gidiyoruz
Yolumuzun üzerinde sağra satış fabrikası varmış gezip görmek için mola verdik. Herkes gönlünce alışveriş yaptı fındık çukulata. Aldı
Yola koyulduk, yolumuz Giresun burada bir saat kalabileceğiz .
Burası çok güzel sahil kenti girişinde Fındık taşıyan adam heykeli vardı, hemen hatıra olsun diye resimler çekildik. Çarşısını dolaştık kimileri fındık almak için dolaştı. Saat çok çabuk doldu yola koyulduk, yollarda tadilat var denizi dolduruyorlar ve yolu genişletecekler. Bir kaç yıl sonra buraları çok daha güzel olacak.
Çok büyük gelişmeler var çünkü dağla deniz arası çok yok yol ne kadar geniş olur bilemem sonradan gördüm ki, dağların altına tunel’ler yapılmış.
Göreliye vardığımızda erkekler Cuma namazına gitti, biz bayanlarda burada meşhur pideci varmış oraya siparişe vermeye gittik zaman kazanmak için.
Günümüz güzel başlayıp güzel geçiyor,
Dağların fındıklarla kaplı olması bizi hayrete düşürüyor, tarifi imkansız bir tabiat eseri yeşilin envayi tonları ve oldukça değişik ağaçlar var velhasıl geldiğimize değdi doğrusu iyi ki gelmişiz iyi ki buralardayız.
Beşikdüzü vadisini geçtik, burasını Yörükler bulmuş, koskoca yerde bir yer beğenememişler, geze geze buraya gelmişler hele şükür beşik koyacak yer bulduk deyip yerleşmişler ve adı Beşikdüzü kalmış. Sanırım başka yerlerde beşik koyacak kadar düzlük bulamadılar .
Vakfıkebir sahilini geçtik,buraları sultan Selim Hanın buyruğu altında olduğu yıllarda,annesi Gülbahar hatun oğlunu ziyarete geliyormuş öyle çok fırtına varmış ki, gemi sahile yanaşamamış.Gül bahar hatun o korku ile eğer sağ salim sahile çıkarsak buraları burada oturanlara bağışlayacağım diye gönlünden geçirmiş.
Zorda olsa sahile çıkmışlar, ve düşüncesini oğluna söylemiş.
Tabi ki ondan sonra buralara Vakfıkebir denmiş.
Yolumuza devam ediyoruz Akçaabadat’tan geçtik,
Trabzon’da Atanın köşkü varmış, önce onu göreceğiz.
Bir hayli tepede çok yüksek ama gerek manzarası gerek binanın yapılışı bizi hem hayret hem de hayran bıraktı, muhteşemdi.
Burasını bir Rum Armatör yaptırmış, çok zenginmiş, öyle bir bina ki, salondaki şömine yanınca bütün köşk ısınıyormuş.
Saçaklardan toplanan Yağmur ve kar suları bodrumda bir sarnıçta toplanıp su ihtiyacını karşılıyormuş.
O yıllarda, kalorifer bile konulmuş, banyoda kocaman bir kuvet ve klozet bile varmış,
Yemek salonunda iki konsol var ki ömre bedel nerede eski sanatkarlar, konsolun bir tanesi dış kapının maketi diğeri ise yan tarafın yani iki konsol köşkün maketini oluşturmuş.
Bu eşyaların hepsi orijinal Rum Armaratör’ün yaptırdıkları
Yatak, odası yemek, odası çalışma, odası, kaloriferleri, Tabloları, Aynalar,hepsi orijinal. Yıllar sonra burası hazineye kalmış.
Atatürk bu şehre geldiği zaman uzaktan görmüş çok beğenmiş.
İkinci gelişinde burayı Ataya hediye etmişler.Ama hiç içinde kalmamış,yalnız gezip görmüş çok beğenmiş.
Mimarisi tarife imkan sız.
Üçüncü gelişinde üç gece kalmış ve burada çok önemli tarihi kararlar almış yurdun kurtuluşunda tarihi değeri çok
Bahçesi ise bir başka güzel çiçeklerle bezeli şimdi turistik bir yer herkesin gidip gördüğü muhteşem bir eser.
Geriye dönüp Trabzon’un içinde dolaştık,Rus pazarına geldik alışveriş yapanlar oldu.Trabzon dağa yaslanmış çok büyük ve zengin şehir gibi geldi bana ,
Akça abada geri geldik otelimiz burada.
Burada da meşhur köfteci Nihat usta varmış.
Oy dedim oy ki oy
Deniz kenarında çiçekler içinde muhteşem bir bahçe insan bu bahçede değil köfte kuru ekmek bile yer öyle güzel
Ama köftelerde çok meşhurmuş.
Bir anımı anlatayım burada
Ben bu yolları üç kez gittim üçüncü
Dönüşümüzdü doğu Bayazıt ‘tan geliyorduk ki burada mola verdik
Herhangi bir lokanta olsun dedik maksat karın doyurmaktı.
Güzeldi yine yedi kişiyiz garson buyurun ne istediniz köfte yiyelim dedik
Kaç kilo dedi biz şaşkın ne kilosu burada köfte kiloyla olur dedi
İyide biz ne bilelim kaç kilo yeriz sen söyle yedi kişiyiz ne kadar yeriz iki kilo atalım dedi eh dedik gelsin bakalım iki kilo
Az az getiriyor soğumadan yiyin diye habire geliyor yedik nasıl doyduk biz doyduk dedik. Ama daha var dedi o zaman paket yapın dedik. yapılan paketi de iki kez yedik inanın hala öylemi bilmem,neyse yemekler yenmiş paketimiz yapılmış tı garson çay verelim dedi bende aay bu emeğin üzerine kahve gider dedim adamın bir kahvemi deyişi vardı ki dudak büküp önce anlamadım tabi müşteri ne isterse biz el yıkamak için ikinci kata çıktık masaya döndüğümüzde masada yanık peçeteler vardı hemen atıldım kahveyi ısıttılarmı dedim eşim o ne demek dedi bilmem ısınmış bir şey deyince bizim hanımların kahveleride geldi peçeteye sarılı hemen yaktılar ısındı biraz gülümsedim doğru bilmişim çayı kendileri yapyor kahve dışardan geliyor kasiyerin dudak kıvırması buymuş demek dışardan kahve siparişi güzel bir anıydı.
İşte böyle bir gün yaşamıştık
Güzel bir gece geçirdik bahçesiydi sahiliydi derken yine otel odasında duş alıp dinlen dik.yolculuk devam edecek
AYŞE KARAN
YORUMLAR
AYSE 09
ben teşekkür ederim sayfama uğradığınız için
saygılarımlasınız
valla ne güzelll
ohh:)
türkiye turuna çıkarttın annem bizi yaaa:)
var ol emi sen
tebriklerimle
AYSE 09
seni seviyorum
sayende geziyoruz ablacığım trabzon çok güzel biir işmiş tebrikler
sevgiler
AYSE 09
dilerim sanada görmek nasip olur
Trabzon...Annemim memleketi Sürmene...Ama h^la görmüş değilim ve bunun hicranı var içimde. Allah nasip ederse ilk fırsatta göreceğim yerlerin başında geliyor...Sayenizde biraz görmüş gibi olduk ama gözle görmek tabii ki çok ayrı bir şey.
Selam ve saygılarımla.
AYSE 09
çok teşekkür ederim sağ olun saygımlasınız
memleketimiz tam bir cennet..
doğusuyla batısıyla..
lakin karadeniz bir başka..
yeşiliyle mavisiyle..
toprağım..
selamlarımla ablacım..
AYSE 09
ok güzel yerler dediğin gibi yeşli ve mmavinin birleştiği muteşem güzelik saygı sevgimlesin canım
Gezmek ne güzel bir cesaret, ne güzel bir eğitim ve bilinçlenmektir, Ayşe Hanım.
Türkiyenin cennet köşelerini görmeden , yurt dışına gitme havalarına artık dayanamıyorum.
Yazınız devam etsin lütfen. Teşekkürler.
AYSE 09
gezdiğim tüm yerleri anlatmaya çalışacağım
gönlümün söylediğince
sayfama onur verdiniz sağ olun saygımlasınız
AYSE 09
çok güzel yerlerde
sevgimlesin
Benim doğup büyüdüğüm, anlar deseler kitaplara sığdıramayacağım anılarımın geçtiği Giresun'da yalnızca 1 saat kalmışsınız...
Giresun Kalesini görmemişsiniz.
Giresun'un ünlü yemeklerinden yememişsiniz...
Olsun...
Karadeniz değil mi....
Hepimuz da lazuuk daaa!!!
AYSE 09
nasip ne denir vaktimiz çok az dı
çok teşekkür ederim sağ olun saygılarımla
trabzon küçük istanbuldur...inşallah onun gibi göç almaz bu haliyle kalır yine güzellikler içindeyiz seyyah bacı sağol varol
AYSE 09
ok teşşekkür ederim sağ olun
saygılarımlasınız herdaim
Oy oy Benim benim Trabzon'um...Toprağım, canım...
Senle yeniden kısa ve yüzeysel de olsa hatırlamak güzeldi annem.
Çok teşekkürler.
Sevgiler.
AYSE 09
bak ne güzel bende öğrenmiş oldum
çok güzel di ama sevgimlesin yolculuk devam edecek
AYSE 09
kısacıkta olsa tanıtmaya çalışıyorum
sevgimlesin yolculuk devam edecek
Davidoff
Olmaz olmaz deme, demişler. Olmaz olmaz de:)
AYSE 09
sevgimlesin bitanesi
AYSE 09
saygılarımlasınız
evet görülmeğe değer tabiki trabzon