FLAMİNGOLAR BODRUM 'DA
FLAMİNGOLAR BODRUM ’DA
Bugün 3 Nisan 2012, hava güneşli, sıcakda, insanlar denize giriyorlar,martılar keyifle uçmaktalar deniz üzerinde, doğa baharım bütün renkleri ile evreni selamlamakta,bin bir çeşit çiçek kokusu havaya büyük bir rehavet ve koku katmakta,papatyalar, begonviller,mineler, karanfiller ve daha niceleri gözlere ve gönüllere huzur saçmaktalar. Doğa,deniz,güneş kardeş olmuşlar Bodrum-Güllükte.Güneş Bodrum semalarında hep farklı doğar ve ısıtır. Bu eşsiz güzellikle ve özelliklerin farkında olan kuşlar bu yöreye akın etmekteler.
Son bahar aylarında Bodrum -Güllük-TUZLA KOYU’na gelen FLAMİNGOLAR halen buradalar. Kuşlarda daha güzel bir misafir olamaz bence. Onlar dünya harikalarıdır. Harika insanlar ve derin gözler ancak bu eşsiz değerleri görür, fark ederler ve baş tacı ederler.Onları izlemekten mutlu olurlar. Ünlü Öykü yazarı Saif Faik Abasıyanık ,Istanbul’a yakın adalardaki kuşları ve kuşları adalara ve dünyaya kattığı değerleri (SON KUŞLAR kitabında) çok güzel kaleme almıştır.
Geçtiğimiz günlerde Tuzla Koyundaki yüzlerce flamingoya bölgeye dışarıdan gelen bir vatandaş tüfekle ateş açmış ve iki tanesini vurmuş, bu vatandaşı yerli halk şikayet etmiş. Mahkemede hakim ile flamingolara ateş açan vatandaş arasında geçen konuşma ilgi çekici:
Hakim :Bu nadide kuşlar bölgemizde misafir, bunların nesli azaldı,bu nadide misafire insan ateş açar mı? İnsan misafirini tüfekle vurur yaralar mı ? Niçin bunları düşünmedin.Bunun cezası da ağır, ayrıca para cezası da var .
Suçlu : Çocuklarıma et yedirmek istedim hakim bey hiç et yemediler, paramız da yok.Onun için vurdum. Suç olduğunu bilmiyordum.
Hakim: Bak sana para cezası da vermiyorum , madem yosulsun, bak ayakkabın da yok ayağında. Sana yardım ediyorum git ayakkabı al kendine ve bir daha da kuşlara, flamingolara tüfek atma.Bu nasihatimi de hiç unutma, bir daha yaparsan cezan iki katına çıkar...
Suçlu : Allah razı olsun hakim bey, bir daha bu kuşlara tüfek atarsam ellerim kırılsın...
Halk arasında bilinen ve söylenen bu öykü yakın tarihte Bodrum’da yaşanmış.
Flamingolara çevre halkı gözü gibi bakmakta ve onları konuk etmekteler.Turizm açısından doğal ve tarihi zenginliklerle bezeli Bodrum yöresinde dünya insanları ile dünya kuşları ve çiçekleri birlikte huzur ve mutlulukla yaşamaktalar. Antik çağların zenginliği ile Halikarnas balıkçısı Cevat Şakir’in zenginliği burada kaynaşmış. Borum’da güneş olsam gökyüzüne eş olsan,dünya insanları ve kuşları ile (flamingolarla) arkadaş ve dost olsam,diye geçiyor insanların kalbinden.
Bodrum’un konukları flamingoların tüm insanlığa buradan selam ve sevgisi var.
Bu değerler belgesel yapılmayı bekliyor.
YAHYA AKSOY
YORUMLAR
Suçlu : Çocuklarıma et yedirmek istedim hakim bey hiç et yemediler, paramız da yok.Onun için vurdum. Suç olduğunu bilmiyordum.
Hakim: Bak sana para cezası da vermiyorum , madem yosulsun, bak ayakkabın da yok ayağında. Sana yardım ediyorum git ayakkabı al kendine ve bir daha da kuşlara, flamingolara tüfek atma.Bu nasihatimi de hiç unutma, bir daha yaparsan cezan iki katına çıkar...
Suçlu : Allah razı olsun hakim bey, bir daha bu kuşlara tüfek atarsam ellerim kırılsın...
Halk arasında bilinen ve söylenen bu öykü yakın tarihte Bodrum’da yaşanmış.
Flamingolara çevre halkı gözü gibi bakmakta ve onları konuk etmekteler.
DEĞERLİ HOCAM GÜNAYDIN;
DUYARSIZLAŞYIĞIMIZ NİCE DEĞERLER İÇİNDEKİ BİR YARAYA DAHA PARMAK BASMIŞINIZ.. KİŞİLİĞİNİZE VE KALEMİNİZE YARAŞIR ÜSLUPLA VERMİŞİNİZ VERECEĞİNİZ MESAJI..ÇOK ÇOK GÜZEL VEDE ANLAM YÜKLÜ BİR PAYLAŞIMDI...KUTLUYORUM DEĞERLİ YÜREĞİ VEDE EMEĞİ..
SELAM VE SAYGIMLA
ipekyolu
selamlarımla başarılar dilerim.
selamını alıyorum bu güzel canlıların ve ben de selam gönderiyorum onlara...
bulunduğunuz o güzel atmosferdeki çiçeklerin, kuşların, tabiatın ve baharın güzelliğini yazınıza dökmeniz ayrı bir güzellik oldu. bu güzellikle birlikte ülkemizin misafiri olan bu kuşlara özen gösterilmesi ve ayrı bir hassasiyet gösterilmesi konusunda verdiğiniz örnek de çok güzel. dünya yaratıcı tarafından tüm canlılara bahşedilmiş bir güzellik... bizim yaşama hakkımız olduğu gibi tüm canlılarında yaşama hakkı var. biz onların doğasını kirletirken onlar bizi gagalarıyla ne yazıkki kovalayamıyor. biz insanoğlu olarak doğadaki canlılara ihtiyaç duyuyoruz. ağaçları yokedersek ağaçsız bir dünya neye benzer. ya da çiçeksiz, kuşsuz, kelebeksiz... dünyayı dünya yapan mevsimleri, tabiatı, suyu, güneşi, oksijeni... bunlara muhtacız ve içlerinden biri olmazsa biz yarım sayılırız. tüm doğa yaratıcı tarafından emrimize sunulurken, bu güzelliklerden faydalanıp onları korumak 1. görevimiz olmalı.
gerçekten çok anlamlı ve çok güzel bir yazıydı. kutluyorum o duyarlı, ipek yumuşaklığındaki yüreğinizi.
saygım ile
ipekyolu
selamlarımla saygılar,sevgiler sunarım.