- 931 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SIRTIMDAKİ KAMBUR!
SIRTIMDAKİ KAMBUR !
Bir işe soyununca anlarsın; neyin ne olduğunu! Dışarıdan davulun tokmağı hoş gelirmiş insana! Sizlerin de bildiği gibi bir anlık dalgınlığa kapılıp iki roman yayımlatmıştım. Yaşlılık sendromuna kapıldığımdan mıdır nedir, ölmeden önce çocuklarıma birer yadigar bırakayım demiştim. Vay demez olaydım. Bu yaşta; başıma gelmedik kalmadı. Lafı fazla uzatmadan sizlerle kısaca paylaşmak istiyorum bunları.
1- Yayımlatmadan önce yayımcıların gazabına uğrarsın. Çünkü; bizim gibi kitabı olmayı canı gönülden arzulayanları yolunacak kaz gibi görüyorlar.
2- Yayımcın, bir sürü vaatte bulunur; şöyle satar böyle satar diye…Hepsi fasarya!
3- Dağıtım şirketleri seni umursamazlar; sekiz ay sonra satılanların parası döner diye maval okurlar. Sakın inanma!
4- Matbaaya ya da yayımcına parayı verdikten sonra kitap kolileriyle baş başa kalırsın. Eğer fazla bir odan ya da kilerin varsa şanslısındır.
5- Umutların tükenince; kendi işini kendin halletmeye başlarsın; kırk yıl önceki dostlarına gönderirsin. Kimisi alır kimisi de dudak büker; tebrik telefonu bile etmezler.
6- Etkinlikleri takip etmeye başlarsın; kapı dışarı edildiğin anlar olur. Dönüp bakmazlar bile sana!
7- Okullara koşarsın; eğitim ordularına sunarsın. Kimileri almaya cesaret edemezler, kimileri de isteksizce kapağı incelerler…
8- Sokaklara dalarsın; kaldırımlar umudun olur. Korsancı diye başına gelmedik kalmaz. Kendini anlatana dek; için cız eder, yağların erir.
9- Bazen seni yazar yerine koyup imzalı kitaplarını isterler. İşte o an; umudun tekrar yeşerdiği andır.
10- Hülasa dostum; kitap çıkarmak öyle püsküllü bela ki; benim gibi bire bir yaşamayan bilmez.
11- TAVSİYEM: Yazar olmak istiyorsan sırtındaki kamburu dert edinmeyeceksin.
Yine de çile çekmeye değer...
Hepinize saygılar ve sevgiler…