Kayıp Hayatlar Müzesindeki Tablom
Hep kaybetmek sıkıcı olmaya başladı.Hayatı boyunca bitmek bilmeyen,sonu gelmeyen,istikrarlı kaybedişlerle yaşamak insanı yıpratıyor.Bu oyun ne kadar sürecek bilmiyorum.Bu çıkmazla başetmenin daha kolay bir yolu olmalı.Ama bulamıyorum.Yaşamın tansiyonunu düşürecek,tuzu kuru bir konfor çok mu uzak?Halimden pek şikayetçi görünüyorum değil mi?Ne yapabilirimki?Hep kaybeden taraf olmak yüzümü güldürmüyor.
Ben kollu makinalarda jeton atan adam bile değilim.Kaldı ki,rulet masasında feleğin çemberinden geçireyim talihimi.Ve kırmızıyı bulayım.Yatağımın başında,ne bir çalar saat var.Ne de o çalar saati sabahın 6:30’una ayarlayan ben.Herhangi bir toplantı masasında,fikirlerin uçuştuğu,beyin fırtınalarının baş döndürdüğü ofislerde,uyuklayan adam bile değilim.Lise pilav günü partilerinde,hayatı sağlı,sollu pataklayan adam ben değilim.Bir köşeye çekilir ve onların dünyalarından birine neden sahip olmadığımı düşünürüm.Çemberin dışında kaldığımı görmek acı verici.
Ortaokuldan beri hiç dövüş kazanamayan,ezilen egosun, yalnızlığın yara bantlarıyla tedavi etmeye çalışan adamlar vardır ya...İşte onlardan biri ben oluyorum.Bankamatikte ekşimiş bir yüzle,benden önceki adamın cebini ısıtan parayla,dönüp yüzüme gülümsediği,çulsuz adamım ben.Bazen düşünüyorum,oyuncak bir tabancayı sırtına dayayıp,’Bu bir soygundur.Ellerini yukarı kaldır.Paraları sökül.Ve şimdide arkanı dön ve yüzüme bak.Nasıl oluyormuş arkadaş,günün kaybedeni olmak?Yüzümdeki mutluluğa bak.Az önce bunun başına geleceğini hiç düşünmüyordun değil mi?Burada olmam gerekiyordu.Ve senin yüzüme böyle bakıp geçip gitmene tahammül edemedim.Bu kaçıncıydı bilmiyorum.Şeytan kulağıma kazanmanın yolunu fısıldadı arkadaşım...’Bu çılgıncaydı değil mi?Bunları düşünürken,o yanımdan geçip gitti.Bense hesabımdaki küçük,minik meblağının,daha cebime girmeden tükendiğini hissederek,mutsuz dünyama bir de acınma duygusu kattım.Ne kadar zengindim oysa?Seçilmiş insan mıydımki?
Hayatım,kaybetmenin ve çıkış yolu bulamanın gölgesi altında,8 kollu ahtapot esaretiyle geçiyor.Bir kolu kesmeyi başarsam bile yeniden çıkıveriyor işte.Nasıl mı?Dün yağmur yağmıştır.Ama bugün güzel bir gündür.İşe gitmek için yola koyulmuşumdur.Üzerimi giyinip,kokumu sürüp,en etiket halimle boy aynasına gülüp,’Bu kez olacak.Her şey yolunda gidecek.Aksilik çıkmayacak...’samimiyetindeki inancımla evden çıkmışımdır.Durağa kadar yaşam,bana son derece şefkatli davranmaktadır.Ama dün yağan yağmurdan sonra,köstebek yollu caddemin yollarda biriken yağmur suları,muhtemelen maganda ya da üçüncü tür dediğim bir şoför tarafından,altındaki bilmem kaç beygir arabasıyla üzerime boca edilir.Bundan bahsediyordum bende.Seçilmiş insanım.Buna şüphe etmek için fazla şansızım.
Keşke şu amerikan filmlerindeki 911 gibi bir numara taşısam cebimde.’Hayatınızın düzene girmesini mi istiyorsunuz?Başına bir felaket mi geldi?Kaybetmek yakanızı bırakmıyor mu?Yaşam sizinle,elinde sapan,kafa yaran bir velet gibi dalga mı geçiyor?Bu cehhenemin ya da kaybedişlerin acil çıkış kapısı var artık.Unutmayın bizi arayın hayatınızı toparlayalım.Bir telefon kadar yakınız,sizi bu hep turayı seçip kaybettiğiniz,yazgınızdan kurtarabiliriz.’Hiç fena olmazdı böyle bir destek.Ama sürünmeye devam edeceğim.Çünkü bunu hakediyorum.
Robinson ve Cuma ile yaşamayı planlıyorum bazen.Acaba ikisinin arasında ayrık otu olur muyumki?Robinson ve Cuma,onlar beni kabul ederler miydi?En azından bir adada kaybedecek çok şeyim olmazdı diye düşünüyorum.Hindistan cevizi ve yakalarsam da denüz mahsülleriyle,Daniel Defoe’nin yarattığı dünyada geçinip giderdik.Üç kafadar her günü felekten çalardık.
Bu kadar düşünceyi kafamda taşıyıp,seksenleri yaşasaydım başıma neler gelirdi acaba?Düşünce suçundan hapse girer miydim?Galiba girerdim.Bu serzenişli halim,yasal boşluklara takılmadan elbet cezasını bulurdu düşünüyorum.Bu hikayenin müsabbibi olmak başımı yakabilirdi.
Bir gün şansım döner,kazanır mıyım bilemem.Ama şunu biliyorum ki,kaybetmeye fena alıştım.Bunun bedelini de mütemadiyen ödüyorum.Ulubatlı Hasan değilim ki,yediğim onca oka rağmen,burçlara bayrağı dikeyim.O kadar azametli bir tarih,pek az insana nasip olmuşken,ben içtiğim içkilerin şişeleri gibi yuvarlanıp düşüyorum.Benim tarihimin değişmesini bekleyene kadar,ben tarih olacağım.Kaybetmekten anladığım,kaybetmeyi de kazanma alışkanlığı haline getirdiğimdir.Bu teselli beni daha ne kadar yaşatır bilmiyorum.Her şey olacağına varıyor.Olacak olanı da hazin sonlamalarla öğrendim...
ZİYA KARAKOYUN
YORUMLAR
Samimi, yalın, dönemlik duygularımı da barındıran ve bu yüzden tanıdık, imlâ kaygısı dolayısıyla çekici, güzel bir paylaşımdı. İçerik konusunda eleştiri hakkımın bulunmadığını düşünüyorum. Kişisel duygularınızın ifadesi etkileyici. Tebrikler ve saygılar.
GREENDAY
Yazınızı okuyunca şunu düşündüm yazidaki Kahraman ile ilgili "kimlik bunalımım kimlik bunalımında"
Yetişkinliğe yaklaşırken hepimiz ben kimim?,ne yaparım?,nelerde basarılıyım?,nasil bır yasam beni mutlu eder?,hayat arkadasım nasil olmalı? Diye binlerce sorunun etrafında döner ve cevaplarını ararız.Ama yaş ilerledikçe Kimlik nedir sahiden?En temel ilkeler neler?Bu adam veya kadın niye benden iyi bır kariyere sahip?,ben niye istediklerimle çelişkili yasıyorum?,niye ailem den para alıyorum hala? Gibi sorularla kendimizi eritir bitiririz.
Kimlik buyuk bır sorundur.Ruh halimiz ile akli durumumuz aynı mıdır?çoğunlukla
değildir.x hakkında gercek olan şey , y hakkında degil ise , o zaman x ile y aynı şey değildir.Bır kac saniye önceki siz ile simdik siz arasında su an benim yazdıklarımı okumuş olmanız nedeniyle bile fark vardır.Size dair bır gercek , eski siz icin artık
geçerli degil.Yaşlanıyoruz zaten.Her an yaşanan bu yaşlanma yüzünden her sonraki
siz bır öncekinden farklı olmak zorunda.Bu durumda her an bır insan ölmüyor mü icimizde bır digeri doğarken. Ve sonuc olarak ta her yeni doğan ınsanda siz yeniden bır kimlik yaratma şansına sahip degil mısınız? O zaman niye yaratmiyorsunuz istediginiz kimliği ? gibi bır sonuc çıktı kafamda tabi ki siz diye kastettiğim bizler burada.
Yazınız konu olarak harika bır de tersten düşününce insanın beynini kurcalayan ve dogrulara yönlendirmede profesyonelce hazırlanmış boyutta.Kutlarım...
Saygılarımla
GC7
Gülaz tarafından 4/2/2012 2:58:25 PM zamanında düzenlenmiştir.
GREENDAY
Roman tadındaydı hareketli yazılardı kalemine teşekkür ediyorum tebrikler...Saygılarımla