- 635 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Kitap üzerine çeşitlemeler.
1-Her kitaba bir gül.
Nisan ayı gelince aklıma Katalanların bu güzel geleneği gelir.
İspanya’nın bu önemli halkının güzel bir geleneği varmış:Her 23 Nisan geldiğinde,kitap alana yanında bir de gül hediye edilmekteymiş!Her kitaba bir gül.
UNESCO(Birleşmiş Milletler Eğitim,Bilim ve Kültür Örgütü),1995 yılında Barcelona’daki toplantısında,"Dünya Kitap Günü"nü belirlerken,bu önemli geleneği baz/veri almış ve ertesi yıldan(1996) itibaren bütün dünyada 23 Nisan günü bu sloganla kutlanır olmuş:Her kitaba bir gül.
Ülkemizde de 23 Nisan,"Dünya Kitap Günü" olarak 2001 yılında kutlanılmaya başlamış oluyor böylece.Ancak ülkemiz tarihinde 23 Nisan haklı olarak,daha önemli bir tarihe işaret etmekte ve kitapla ilgili törenler TBMM’sinin açılış törenlerinin gölgesinde kalmaktadır.Bu doğrudur ancak yönetim-kitap arasında daha güzel bir bağla da,23 Nisanı "derinlikli" olarak kutlayabilmek elimizdedir."Dünyayı kitaplar yönetiyor."diye güzel bir söz vardır Voltaire’e dair de ondan.
2-Kitaplar,ne "suç",ne de "ceza" âletidir.
Ülkemizde birkaç kuşak neredeyse,"suç âleti kitaplar" kavramıyla büyüdü.Son yıllarda bazı mahkeme kararlarında "kitap okuma cezası" verildiğine tanıklık etmekteyiz.Yani bir tür "ceza âleti" gibi anlamamıza neden olmaktadır kitabı.
Oysa her iki nitelemenin de doğru olmadığını düşünüyorum.
Kitaba,"suç" ya da "ceza âleti" olmalarının dışında,yeni,farklı ve fazla bir anlam yüklememiz gerekmektedir.Çünkü her iki durumda da kitaba hak ettiği değer ve anlam verilmemiş olmaktadır.
3-Kitaplar yakılırsa...
Yedi sekiz yıl kadar önce,bir ilçe kaymakamının resmi yazı çıkarıp,"Orhan Pamuk’a ait kitap bulunup,imha edilmeli."dediğini basında okuyunca irkilmiştim...
Çünkü kitabı imha etmenin yani onu yakmanın başka olayların "davetçisi" olduğunu tarih hafızam bana hatırlatıyordu.Alman şair Heinrich Heine,1797-1856 yılları arasında yaşarken,bu "duruma" dikkat çekmiş ve gerekçesini de çok açık bir biçimde belirtmiştir :"Kitaplar yakılmaya başlanırsa,sıra insanlara da gelir."
4-Bilmeyenin elinde kitap.
(Eski bir mesel olup,kaynağım rahmetli Kazım Önol’a saygılarımla.)
Bir gün köylüler,bağdaki işlerini bitirip,evlerine dönerlerken yolda bir çizme teki bulurlar.
Ama o güne kadar görmedikleri bir nesne olduğu için,anlam vermekte zorlanıp,tartışmaya başlarlar.Kimi kazma sapına benzetir,kimi de kürek sapına...
Kazma sapıydı,kürek sapıydı derken,köy odasına da ulaşırlar.Hem oturup,çaylarını içerler,hem de tartışmaya devam ederler.Ancak tam o sırada,tartışmanın bir sonuca ulaşamayacağına kanaat getiren köyün yaşlı ve bilge kişisi,söze "Ya,hayat böyledir işte!" deyip karışır ve sözünü de şöyle bağlar:
- Bilmeyenin elinde kitap/Cahilin elinde çizmenin tekidir.
(Not:Değişik yazılarımın bir başlık altında toplanmış hâlidir.)
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.