Her ayrılış, ölümün önceden alınan bir tadı gibidir, tekrar bir araya geliş de yeniden dünyaya gelişin önceden alınan bir tadı gibidir.-- schopenhauer
Erdoğan Ateşin
Erdoğan Ateşin
@erdoganatesin

SİYASİ EYLEM ÜZERİNE

1 Nisan 2012 Pazar
Yorum

SİYASİ EYLEM ÜZERİNE

0

Yorum

0

Beğeni

0,0

Puan

628

Okunma

SİYASİ EYLEM ÜZERİNE

SİYASİ EYLEM ÜZERİNE

Bütün sınıflı toplumların tarihi,sınıflar arası çatışmalar tarihidir. Burjuva kapitalist toplum çok sınıflı bir toplumdur ve böyle bir toplumda, farklı üretim unsurlarına sahip olanların çıkarları arasında ki farklılıklar ve çelişmeler,sınıfların doğuşunun ve bu sınıflar arasında ki çatışmaların nedenlerini oluşturmaktadır.Bu çatışma ve nedenler,kendi karşıtlıkları şeklinde tezahür ederler.Çatışma ,sömüren bir azınlıkla,sömürülen çoğunluk arasındaki bir çatışmadır.Bu çatışmalarda devlet asla tarafsız değildir,bunun kesinlikle bilince çıkarılması gerekiyor.

Bu mücadelede devlet,devrimci sınıf dayanışmasını zaafa uğratmak, onu düzen içi bir mecraya çekmek ve orada ehlileştirerek mücadeleyi ılımlılaştırmak amacıyla,işçi sınıfının bütün sınıf bilinçli mücadelelerine acımasızca saldırır ve en kısa yollardan mücadeleyi istediği alana kanalize etmeye çalışır.Buna karşılık emekçiler,bir yandan var olan düzenin koşulları içinde mevcut çıkarlarını korumaya çalışırlarken,bir yandan da bu düzenin yerine ,sosyalist bir uygarlık kurmaya yönelirler ve giderek sınıfsız bir dünya.

Sınıfsız bir dünya kurmak emekçiler-üretenler için çok kolay olmayacaktır.Dünyamız, eskiye oranla daha çok karmaşık çelişkilerin önümüzdeki süreçlerde ortaya çıkacağı bir zamana doğru evrilmektedir.Bütün toplumsal gelişmeler ve çelişmeler durmaksızın bir üst biçimlerini yaratmışlardır.Basitten karmaşığa doğru akan bir zaman,bir süreçler manzumesi.Düzen den kaosa doğru durmaksızın bir süreç işlemektedir.Egemenler toplumları en küçük dokularına kadar atomize ederek umulmadık çelişkiler sürecine sokmuşlardır insanlığı.Emekçi sınıfların bile bir yerde çıkarları çatışır hale gelebiliyor.

İnsanlığın temel sorunu, geleceğe yönelirken,neyi hedeflediğini çok iyi planlamak sorunudur.Sınıflar savaşımı teorisi, ve bu savaşın zorunlu olarak proletarya diktatörlüğüne ve oradan da toplumsal eşitlik ve özgürlük dünyasına varılacağını ön görür.Ancak,doğru bir sınıfsal ve kolektif önderlik olmadan,bütün siyasetler emperyalizmin yürüttüğü ideolojik maniplasyona alet olurlar ve farklı sınıfların çıkarları ile bütünleşirler.Burada temel sorun,toplumsal maddi koşullar ile,işçi sınıfının ve emekçilerin iradesinin çakışması hayati önemdedir.

Sınıf hareketi,maddi çelişkileri ortaya koyarak,bunların değiştirilmesinin yöntemlerini bulmaya kafa yorar, ve emek eksenli mücadeleyi doğru mücadele ve kolektif önderlikle buluşturur.Amaç emeğin özgürleşmesi ise,bunun araç ve yöntemleri emek mücadelesinin içindedir,ve bu içindelik bir irade gerektirir.İşçi sınıfı iktidar mücedelesinden uzaklaştıkça, emeğe yabancılaşır.Bizler tarihsel gericiliğ sorgularken,emek içindeki gericiliği de sorgulamak zorundayız.Bugün emek,post modern,reformist,revizyonist,dogmatik gericilik tarafından kuşatılmıştır.Bu günün temel sorunu devrimin ve sınıf hareketinin önündeki bu gerici barikatları yıkmaktır.Bunun için çok ciddi bir ideolojik mücadele gerekmektedir.

İnsanlık, kapitalizmle birlikte çok daha büyük bir çıkmazın içine girmiştir.Doğru kolektif bir önderlik olmadan,insanlık bu büyük çıkmazdan kurtulamayacak.Kapitalizm canavarını,onun ayaklarıyla yürümeye çalışan malzemeyle değiştirmek olanaksızdır.O nedenle insan malzemesini kesin onarmak ve bu kuvveti doğru bir önderlik altında toparlamak hayati önemdedir.Yani hedefe kilitlenmiş yeni insanlar yaratmak.Bu büyük iddia bu koşullarda nasıl gerçekleşir? Bu iddiada olanlar elini verirse bu büyük sav gerçekleşir.

Kabul etsekte etmesekte insanlık çürüyor,büyük bir çürüme var.Yurt Dışından ahkam kesmekle hiç kimse bir arpa boyu yol alamaz. Buyurun mücadele alanlarına,hatta daha ileri taşıyorum,buyurun muharebe meydanlarına. İşçi sınıfı ve emekçilere muharebesiz iktidar vermezler,iktidarlar tabakta meyve gibi sunulmuyor.Ama bu muharebe partisiz olmuyor,yani mutlaka siyasi bir kolektif gerektiriyor.

Buda yetmiyor,doğru siyasi ve taktiksel önderlik.Doğru bir kitle çizgisi.Verili döneme ilişkin doğru politikalar.Güçlü bir ideolojik ve siyasi önderlik.Buradaki esas can simidi kolektif önderlik,yani parti.Toplumun içinden,yaşamın içinden süzülerek gelen,bataklıkta gül olmayı başaran,her türlü burjuva mikroba karşı aşılı,kitleleri eğitirken,kendini de eğiten,kitlelerden öğrenen,ögrendikleriyle kendisine dönen ve dönüşen, ve tekrar kitlelere koşan bir önderlik.

Erdoğan Ateşin
01.04.2012

Paylaş
(c) Bu yazının her türlü telif hakkı şairin kendisine ve/veya temsilcilerine aittir. Yazının izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur.
Yazıyı Değerlendirin
 
Siyasi eylem üzerine Yazısına Yorum Yap
Okuduğunuz Siyasi eylem üzerine yazı ile ilgili düşüncelerinizi diğer okuyucular ile paylaşmak ister misiniz?
SİYASİ EYLEM ÜZERİNE yazısına yorum yapabilmek için üye olmalısınız.

Üyelik Girişi Yap Üye Ol
Yorumlar
Bu şiire henüz yorum yazılmamış.
© 2025 Copyright Edebiyat Defteri
Edebiyatdefteri.com, 2016. Bu sayfada yer alan bilgilerin her hakkı, aksi ayrıca belirtilmediği sürece Edebiyatdefteri.com'a aittir. Sitemizde yer alan şiir ve yazıların telif hakları şair ve yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Sitemiz hiç bir şekilde kâr amacı gütmemektedir ve sitemizde yer alan tüm materyaller yalnızca bilgilendirme ve eğitim amacıyla sunulmaktadır.

Sitemizde yer alan şiirler, öyküler ve diğer eserlerin telif hakları yazarların kendilerine veya yetki verdikleri kişilere aittir. Eserlerin izin alınmadan kopyalanması ve kullanılması 5846 sayılı Fikir ve Sanat Eserleri Yasasına göre suçtur. Ayrıca sitemiz Telif Hakları kanuna göre korunmaktadır. Herhangi bir özelliğinin kısmende olsa kullanılması ya da kopyalanması suçtur.