- 2342 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
BİR ÇİFT ÇARIK
ÇINARALTI SOHBETLERİ
BİR ÇİFT ÇARIK
1940 lı yıllar. Birbirine komşu olan 14-16 yaşlarında 2 arkadaş. Yedikleri içtikleri bir, sevinçte tasada ortak bir yaşam süren bu kişiler kim. Biri mancalak lakaplı rahmetli Mehmet Gemici. Diğeri ise Arapzade Mahallesi eski muhtarı rahmetli babam Salih Kırpız.
Mevsim sonbahar. Kışlık odun ihtiyacını karşılamak için dağdan eşeklerle odun çekerler. Boş zamanlarında ise kendi işlerine ve yevmiyeye giderler.
Akşamdan sözleşirler gün ağırmadan yola çıkmak için. Gün ağırdı ağıracak, sabah ezanıda eli kulağında, okundu okunacak .Mancalak Mehmet eşeğin yularını çekerek babamın evinin önüne gelir ve seslenir.
- Ulan saliii! Hala uyuyon mu? Adi çabuk ol çıkalım yola.
- Tamam geliyom Memet abi. Çövdürmem bitti.
Garccc diye açılan bahçe kapısından babam eşeğin yularını tutmuş çekeler çıksın diye.
- Saliii bu eşeyin canı çıkmak istemiyo. Yemini vermedin mi akşam.
- Verdim Memet abi ama inat ediyo.
- Bırak bana eşeyi. Ben onu şimdi alaman teyyaresine döndürürüm.
- Napcan Memet abi?
- Sen karışma. Ben ona petmez içircem.
- Abi eşek petmez içermi?
- İçer içer. Benim eşeğe az evvel içirdim. Tut eşeğin ağzını, iyice aç.
Mancalak Mehmet içi pekmez dolu testiyi diker eşeğin ağzına. Eşek yarı yutar, yarı tıksırır ama yinede içer pekmezi.
- Çiyniklerin ayağında mı? Adi atla eşeğe çıkalım yola.
- Giymedim abi. İyice eskidiler.Çiyniksiz kalmayam diye giymiyom.
İki eşek alman teyyarelerini de geçer. Tez varırlar ormana. Gün ağırmış, yorgun düşerler kestikleri odunların yanına.
- Saliii ! Yicek ne getirdin?
- Memet abi, anam 4 yumurta haşlamış. Yarısı senin yarısı Memet abinin dedi. Birazda mısır ekmeği var.
- İyi bende ekmekle petmez getirdim. Anam tembihledi yarısı Salinin diye.
Karınlarını doyuran bu iki kafadara yorgunluk ve karın tokluğu ile uyku basar. Kestikleri odunların üzerinde öylece uyuyup kalırlar. Gözlerini açtıklarında, öğle vakti olmuş. Anaları merak eder diye korkarlar ve yola çıkarlar.
Santral yolundan Orhangazi’ye gelirlerken, şimdiki Orhangazi Talebe yurdunun olduğu mevkide, yolun kenarında bir at ölüsü görürler.
- Saliii ! gördün mü? Pırasa gibi yatıyo beygir.
- Abii gördüm
- Beygiri yolun altına çekelim, üstünü örtelim. Gidelim eşeklerin yükünü boşaltalım. Karanlıkta gelir yüzeriz.
- Tamam abi.
Karanlık çöker ve varırlar at ölüsünün olduğu yere. İki karartı görür ve ürkerler. Nedir ne değildir diye merak içinde mancalak Mehmet seslenir.
- Kim var orda?
- Yaa biz Hamitle Faik.
- Ehh be yaa. Ben mancalak. Yanımdaki de Tatar hocaların Salii.
Hepsi birbirini tanır. Serde arkadaşlık vardır. Yüzerler güzelce atı. Deriyi dört parçaya bölüp evlerinin yolunu tutarlar. 14 yaşında delikanlı olmuş, yoktur ayağına giyecek bir şey. Çiynikler de iyice eskimiş olduğundan kıyamaz giymeye. Hemen o gece gaz lambasının ışığında taze deriden diker ayağına çarık. Ayağında ki çarıklarla varır yatar yatağa. Komşuda olan anası eve geldiğinde pis bir koku gelir burnuna. Kendi kendine söylenir gene kıyıda köşede fare ölüsü var diye. Bakar kıyıya köşeye fakat koku devam eder. Fark eder ki oğlunun yattığı yataktan geliyor. Oğlu çekmiş yorganı üstüne, ayaklarına iyice sarmış tam bir tilki kuyruğu. Anasının sesini duyar.
- Saliii oolum koku yataktan geliyo. Altınamı yaptın?
- Yok ana.
- Aç yorganı bakcam
- Olmaz ana.
Anası eline maşayı alır, dikilir oğlunun başına.
- İndircem şimdi maşayı kafana. Aç yorganı.
- Açmam ana.
Açarsın açmazsın sürer münakaşa. Derken anası çeker oğlunun üstünden yorganı. Ne görsün. Oğlunun ayağında taze deriden, yarısı kanlı, yarısı yağlı bir çift çarık.
- Oolum bitlencez çarıkla yatılır mı?
- Yatılır ana.
- Çıkar şunları.
- Çıkarmam ana.
- Anaa anaa!! Bubam sağ olsaydı ben böyle yalınayak dolaşmazdım. Benimde çarıklarım olurdu. Ben artık büyüdüm. İstersen elli maşa vur yinede çıkarmam çarıklarımı. BENİMDE ARTIK BİR ÇİFT ÇARIĞIM OLDU.
Anası öylece çöker kalır oğlunun ayak ucuna. Fırlatır atar maşayı kaderine isyan edercesine.
- Yat be oolum yat. Ne diyem ben. HELAL OLSUN BİR ÇİFT ÇARIK SANA.
Bir çift çarığın önemi anlaşıldığı gün ülkemiz müreffeh hale gelir.