- 691 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
TÜRK EDEBİYATI
Türkler’in tarih boyuca oluşturdukları sözlü ve yazılı olarak zamanımıza kadar taşıdığı gelenektir.İslamdan önce ki Türk Edebiyat’ı...yani orta Asıyadan zamanımıza kadar ne yazık ki sözlü bir belgenin olmayışını araştırmanın yetersizliğine bağlıyorum.
İlk yazılı belge 6.yüzyıda ortaya çıktığını tarih olarak ele alırsak...bu tarihe kadar Türk Edebiyatın’a ait bir belgenin olmayışını görmekteyiz.Kaşgarlı Mahmud’un II.Yüzyılda yazdığı ’DİVANÜ LUGAT-I TÜRK’(Türk dilleri sözlüğü )ilk yazılı belge olarak tarihe geçmiştir.
Sözlü Edebiyat geleneği ise şiir önde gelir. Kam , baksi , ozan , şaman , adı verilen bu ilk şiir’ler
kapuz denilen telli bir çalgı eşliğinde seslendirilerek devam eden bu geleneğe zamanla hece ölcüsü ile söylenen şiir’ler eklenerek sevgi , kahramanlık , ve dini konular halka yansıtılmaya çalışılmıştır. Sözlü Edebiyat kendi içerisinde devrim niteliğinde olmasa bile azda olsa kendi kendini yeniliyebilmesini de becerebilmiştir.’Koşuk , kojan , takşut ,adları altındaki şiir’ler zamanla geliştirilerek ’koşuk’lar sevgi ,doğa güzelliklerini tema olarak işlemekte....’sagu’lar ise;Ölen bir kimsenin ardından duyulan ağıtım’sı acı’yı , yiğitliğini tema olarak işlemişler....zamanla bu gelenek devlet desteğinide alarak ’DESTAN’lar yazılmıştır.
Yazılı geleneğin islam öncesine baktığın zaman 6. yüzyıldan kalan ’yenişey’ ve 8. yüzyıldan kalan ’Orhun yazıtları’...’Tarih kitabını buraya yığarak kafanızı şişirmek istemiyorum )
Eğer Türk/isekTürk Edebiyatının tarihçesinide bilmemiz gerekir diye düşünüyorum.
Onbirinçi yüzyılda ’Divanü Lügat-ı Türk’ sırf Arap’lara Türkçe öğretmek için zamanın ’YUSUF HAS BİLİG’ isimli düşünürün bu Lugat-ı yapıtlaştırarak bir eser haline getirmiştir.
13.yüzyılda aynı yapıt dahada geliştirilerek bir gelenek halinde sürdürülmüş...!
DİVAN EDEBİYATI ; İslamdan sonra Edebiyatımızda yer edinmiştir.Aslına bakarsan kimi düşünür Edebiyatımıza zenginlik kattığını ileri sürse/de...ben bu görüşün tam zıddını savunanlardanım. Sözüm ona Medreselerde yetişen ve Arapça öğrenen Aydın dedikleri bu zad’lar....Türkçenin köküne dinamit koymuşlar desek daha yerinde bir tabir kullanmış oluruz. Arap ve Fars dilinin hakimiyeti altında yazılan bir Divan Şiir’ini okuduğumuzda göreceksiniz ki %10 bir Türkçenin varlığı ya var ya yok..!Buda güzel Türkçemizin diğer dilerin hegamonyasaı altında erezyona uğradığı demektir. Hatta dil asimlasyonu....Divan Edebiyatının hem din hemde Osmanlı hanadanlığından destek görmesi Türkçe’ye yapılmış en büyük haksızlığın özüdür.
Divan edebiyatının dayandığı kültür öncelikle islam tasavvuf felsefesidir.Arapça ve farsça sözcüklerden kurulan Osmanlıcadır. Osmanlıya baktığın zaman ; Arapça,Farsça ve Türkçenin karması bir dil/den oluşur...dünyanın hiç bir yerinde kendi halkından kopuk bir yönetimin ayrı bir dil/i olsun.Saray dili ayrı, halk dili ayrı...Divan şiir/lerinde deminde dediğimiz gibi İslam mitolojisi, klasik Aşk şiirlerini görürsün...Divan Şiirlerinin hiç birisinde saraya karşı toplumsal sorunları dile getirildiğine ben rastlamadım mayışlarının kesildiğinde bireysel sorunlarının hariçinde...Birde divan şairi oldümü ölen şairin eserlerini çalarak yeniden deyiştirme , devşirme yöntemi ile kendi eseri gibi sunması ve tarihta ’ Bu Şair Nedim/in yolu ile gitmiştir . )ayıbının kapatılmasına gidilmiştir. Ne yazık ki halen dahi bazı Divan Şairlerin şiir/lerini deyiştirme, devriştirme yolu ile bizlere nice mahir Şair olduğu yutturmacı cin-göz/ler olduğunu ne yazık ..hepimiz bilmekteyiz bilememekteyiz.
Tarih kitaplarına adlarını altın harflerle yazdıran başta; Ahmad-i DAİ , Kadı Burhanettin , Ahmet paşa , zamanla bunların devamı olan Fuzuli, Baki , Bağdatlı , Ruhi , Nebi , Nedim , Şeyh Galip ...say ha say..bunlara ben Lise yıllarımda bile ’Türk dili Katilleri ’ adını vermiştim.
Özde ben diğer kültür mozaik’ine ve diğer dillerin dilimize karışmasına karşı birisi değilim. bilakis..bir kilimin nakışı olarak görürüm. Milli Edebiyatın katı savunulucuğunu yapacak derecede Nasyonel hiç değilim. Ama kendi dilimin %10 lara düşürecek Şiir’e veya Şaire helbet ki karşı çikarım.Her şair’in buna özen göstermesi Türk Edebiyatına kazanç olarak döneceğime inanırım.
İki Türk Şair’inden örnek vereçeğim yorumunu siz okuyucuya bırakıyorum
Birisi 18. yüzyılda yaşamış divan Şairimiz NEDİM
Ne ma ’na gösterir duşundaki ol ateşin atlas
Ki ya ’ni şule-i cansuz-i hüsn ü an mısın kafir
1800 ortalarında yazmış olduğu divandan bir dizesi
Birde ondan tam 200 sene önce yaşamış Karacaoğlan adındaki halk şairimizden son bir dörtlük yazayım...kim Türkçenin dostu kim Güzel Türkçemiz’in katili siz karar verin
Karacaoğlan derki ezelden ezel
Duruldu suyumda kazıldı mezar
Ellere yar verdin el ele gezer
Her daim mi bana garazın felek ?
1600 ’lerde yazilan şiir sanki bu gün yazılmış gibi mı değil mi siz karar verin?
Annesi türk olan İran Şahı ’ŞAH İSMAİL ( HATAYI )kendi ülkesinde Türk ve Azeri Şair ve ozanlar/a ; Dildeki ...Arapça ve Farsça/dan temizlenmesi, ayıklanmasını tembihlemiştir..Babası Fars olduğu halde ve Fars/ın Padışah/lığını yaptığı sırada.... 1513 senesinde yazdığı şiir/inin son kıtasını size sunayım...Şimdi divan adı altında yazan sözüm Şairler/lere ibret olsun.
Şah Hataim ,edem bu sırrı beyan
Kamil midir ,cahil sözüne uyan
Bir baştan ağlamak ömredir ziyan
İki baştan muhip yar olmayınca
Şah İsmail (Hatayı )1487-1524
İkinçi diğer bir konu ise ; Yazdığımız Şiir’lerimizin altına ’Tebrikler ustad ’Eserinizi kutlarım ’ sen benim şiir’imin altına Medhiye yaz , ben senin Medhiye/nden daha alasını yazarım mantığı oldukça saçma bir tutumdur..Atın terbiyesi kamçıdır...tıpkı Şairin ki gibi...Eğer kural ve yazım hatası varsa yapıçı bir şekilde ’Eleştiri ’ makanizmasını çalıştırırsak yine kazanan Türk Edebiyatı olur... düşüncesindeyim.Saygılarımla .....Kadir Haktan TÜRKELİ
YORUMLAR
Yazınızı okudum. Edebiyatta ve hatta yazma çabası içindeysek elbette tarihimizi bilmeliyiz..Bağzı kaynakları not almamı sağladı.
Dil konusunda, Emperyalist yani sözüm ona gelişmiş ülkelerin şu an Türk toplumuna yaptıkları aslında önce Türk diline hasar vermek ve hatta yok etmek. Anadolu Liseleri adı altında okullarda neler dönüyor. Kendi diline yabancılaştırıldığından habersiz bir halk yığınına dönüştürülmüşüz. Halen çalışmaların bir çoğunu Türk dilinin yok edilip tarihten kaldırmak olduğunu görüyoruz. Yazınızdan bir kaç not aldım. Bilginiz olsun. Elimdeki kitaplardan yeniden okumak için. Elinize sağlık. Saygılar.
keziban buldu tarafından 5/29/2012 2:41:29 PM zamanında düzenlenmiştir.
Hocam yazınızı gıbtayla okudum Türk diline sahip çıkacak siz değerli kalemlerin engin bilgilerinden isdifade ederek , edebiyatımıza katkı anlamında bu sitede verimli çalışmalar yürüten hocalarımızı takdir etmek gerektiği düşüncesindeyim. .Şiir ve yazı gibi paylaşımlarda biz yolun başındayız inanıyorum ki eksik yanlarımızı sizlerin görüşleri doğrultusunda düzelteceğiz..
Güzel ve faydalı bilgileri bizlerle buluşturduğunuz için çok teşekkür ederim ..saygılarımla
funda filiz kotan tarafından 3/27/2012 6:39:05 PM zamanında düzenlenmiştir.
Kadir haktan TÜRKELI
keziban buldu
Yazdığımız Şiir’lerimizin altına ’’Tebrikler ustad’’’’Eserinizi kutlarım ’’ sen benim şiir’imin altına Medhiye yaz , ben senin Medhiye/nden daha alasını yazarım mantığı oldukça saçma bir tutumdur..Atın terbiyesi kamçıdır...tıpkı Şairin ki gibi...Eğer kural ve yazım hatası varsa yapıçı bir şekilde ’’Eleştiri ’’ makanizmasını çalıştırırsak yine kazanan Türk Edebiyatı olur... düşüncesindeyim
hocam tek kelime bile etmeye gerek kalmamış okadar güzel anlatmışsınız ki başka lafa hacet kalmamış.. saygılarımla