- 7691 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
'GÜNEŞ ÇARIĞI, ÇARIK DA AYAĞI SIKAR'
Derlerki atalarımız; ’ Güneş çarığı, çarık da ayağı sıkar.’
Sağlıklı bir ekonominin işleyişi, sağlıklı bir vücudun işleyişi gibidir. Eğer organlardan birisi görevini tam yapamaz ise, bunun etkisi, diğer organlar üstünde de göreceli olarak hissedilir.
Bu bağlamda toplumu makro bir bünye olarak ele alırsak, bünyede yer alan tek tek bireylerin sağlığı, toplumu doğrudan etkiler. Mevlana’nın buna ilişkin aklımda kalan, güzel bir sözü vardır: ’Ben bir tek bedenim, ancak bütün bedenler bende gibidir; kim bu bedenlerden birine hayat verirse, bütün vücuda hayat vermiş sayılır.’
Çöken bir ekonominin enkazı altında kalan bireyler, acı, psikoz, nevroz, şizofreni üretirler. Bu bireylerin yaşam sevincini devam ettirebilmeleri, umutlarını koruyabilmeleri halinde ancak toplumsal kalkınmanın ibresi ileriye doğru bir yön çizer.
Aksi halde bu enkazın altında tüm toplum zamanla ezilir gider.
Bu ibrenin ileri gidişi vergi adaletinin adil olması ve vatandaşın sırtına ödeyebileceği kadar bir yük bindirmekle sağlanabilir.
Her ne pahasına olursa olsun vatandaştan, bu senin borcun, bunu ödeyeceksin diye yüklenmenin, şu veya bu nedenle birikmiş vergi borçlarına üstüste faizler bindirmenin yukarıdaki gerekçelerle adil ve kabul edilebilir hiçbir yanı yoktur. Kabul etsek bile ödenmesi olanaksız borç yükleri, ancak toplumsal sıkıntıyı artırır. Ömrünce kazanıp ödeyemeyeceği borç yükü, faizle vatandaşların veya mükelleflerin boynuna boyunduruk olarak binerse, o insanın bütün yaşamı karartılmış olacaktır. Borç biteviye yükselecektir. Keza borcun kapanabilmesi istikrarlı ekonomik koşullarda olasıdır.
’Güneş çarığı, çarık da ayağı sıkar.’
Rahat yürüyemeyen ayaktan ne medet bekliyebilirsiniz ki?
Bu nedenle sağduyulu düşünce, toplum genelinde vergi affını, bu nedenle mağdur olmuş vatandaşların yüzünü güldürecek yasal düzenlemeleri zorunlu kılmaktadır. BU BAĞLAMDA HUKUKİ VARLIĞI SÜRSE BİLE, PRATİKTE İŞLERLİĞİ OLMAYAN BİNLERCE ŞİRKET KONKORDATO YOLUYLA FESHEDİLMELiDİR. Aksi halde toplumsal faturası daha ağır olacaktır. İntiharlar, ailelerin dağılıp yıkılması, çocukların anne ve baba sevgisinden mahrum kalmaları, işsizlik, ruhsal çöküntü; bunlar artık ne yana baksanız içimizi burkan manzaralar haline gelmiştir.
Yatırımların durgunluğundan dolayı bankalar elindeki atıl sermayeyi müşterilerine faizle kredi olarak sunuyorlar ise, vatandaş biraz daha soyuluyor biraz daha yoksullaşıyor.
Ayrıca toplum büyük bir SOSYAL BARIŞA şiddetle ihtiyaç duymaktadır. Bu koşulları yaratmak devletin asli görevidir. İnsanlarımızın mutluğu ve refahı için parlamentoyu göreve davet ediyorum.
Saygıyla...
Şaban AKTAŞ
22.03.2012
YORUMLAR
Şaban Aktaş (Homerotik)
Saygılar...
Diyelim ki bir şirket kurulmuş. Belirli bir süre iyi gitmiş işleri. Devlete olan yükümlülüklerini yerine getirmiş. Bir süre sonra şirket uluslaraarsı kriz nedeniyle borca düşmüş. Alcağını alamamış vereceğini verememiş. Tefeciye soyulmuş. Çekleri karşılıksız kalmış. Şirket el değiştirmiş. Devralan kişiler daha kötü hale getirmişler şirketi. Fakat devlet alacağını tahsil edebilmek için ortadaki şirket sahibinden alacağını tahsil etmek yerine alacak bir şey bulamayınca , şirketin geçmişteki idarecilerine kadar yükleniyor. Bu uygulamanın hakkaniyet ilkeleri ve sosyal hukuk devleti ilkeleri ile bağdaştığını söylemek kabil değildir.
Şaban Bey, yazınız bana geçmişte izlediğim bir Türk Filmini hatırlattı. Halk, ağaya borçlanıyor. Borcunu ödeyebilmek için faizle yeni borçlar alıyor ve bu bu vatandaş ölünceye kadar hiç bitmiyor. Babadan oğula miras gibi borç kalıyor. Vatandaşımızın ne geçmişi, ne geleceği var anlaşılan.
’Güneş çarığı, çarık da ayağı sıkar.’ sıkmaya devam edecek gibi.
Tebrikler, saygılar.
Şaban Aktaş (Homerotik)
Yorumunuz için teşekkür ederim Emine hanım selam ve saygılar sunuyorum. Sağlıcakla esen kalınız. Umutla barış içinde milletçe hep birlikte güleceğimiz günlere diyelim...