GELECEĞİMDEKİ AŞKIMA ( MEKTUPLAR )
Gözyaşlarımın yıldızı soylu gözlüm,
Yıllar birer öğün gibi çiğnedi de tenimi, mevsimler soluksuz sarartı da düşlerimi, kâbuslar tuttu da her gece yakamı, ben yine seni sevdim soylu gözlüm.
Uzaklar ne kadar çok hapsetse de bedenini, ne kadar çok uğraştırsa da belalar yüreğimi, ben yine seni sevdim soylu gözlüm.
Hani yılar evvel aşkın nağmeleriyle dans etmiştik Yeni Kordon da. Gecenin sertliğini yumuşatmıştık ellerimizin bağıyla. Ve o küçük, kırık, dört yanı dört yana açık bir iskele kulübesini ısıtmıştık sevgimizle. Sonra da hayallerimizi fısıldamıştık gökteki aşk şahitlerine. Hepsi de biliyordu ki, biz aynı yazı karakterleri ile kaderi yazılmış bir çifttik.
Aynı şarkıları mırıldayan, aynı sorulara aynı cevapları veren, aynı mevsimin aynı gününde doğmuş iki insan iken; aşk büyüsüyle bir olmayı başarmış galiplerdik.
Ve soylu gözlüm, sevginin en layığını, en muhteşemini, en hakikisini sunmuştuk birbirimize. Sunmuştuk da, gözlerimiz, yıldızlara ayna tutmuştu. Biz yeryüzünün görüp göreceği en güzel aşkını yaşamıştık seninle.
Aşk senin adındı, aşk benim adımdı; aşk, bizim adımız olunca “aşk” oldu.
Gözyaşlarımın yıldızı soylu gözlüm,
Birlikte aldığımız eşyalar çoktan eskidi, bedenimiz, yüzümüz sönük bir yıldız gibi karardı gitti. Arkadaşlarımız, dostlarımız dünyanın dört bir yanına savruldu. Yörüngesinden ayrılan gezegen gibi dağılırken çevremizdeki her şey, herkes bir tek aşkımız kaldı güneş gibi sıcak, güneş gibi pırıltılı ve güneş gibi aydınlık.
Meyvesiz o güneşin çıplaklığını arıyorum şimdi. Derdimle dertlenen, gülüşüme tebessüm eden seni arıyorum şimdi. Aradan bırak yılları, asırlar geçse de arayacağım yine seni. Çünkü ben, aşkın âşıkıyım, ben aşkın vefasıyım, ben aşkın efendisiyim, ben aşkın kölesiyim, ben senim, ben senim. Ben, sende kendimi arıyorum soylu gözlüm.
Gittiğin yerin adı nedir bilmiyorum lakin gurbet diye telakkin ediyorum yollarına. Ayrılık kelimesi hiç girmemişken lügatime, yalnızca hasret diyorum yokluğuna. Yıllarca hasretim gül pare tenine, mütevazı soylu gözlerine, melekleri kıskandıracak kadar temiz yüreğine hasretim. Bu hasretlik öyle kavurdu ki; gönlümün alev almasına değil, senin de orada yanmandan korkarım. Çünkü gönlümün tek otağında tek sen varsın hâlâ soylu gözlüm.
Aşk, seni sevmenin çıplak sahilidir,
Aşk, gönlümün ellerindeki adresidir.
Ve aşk, senin için sende yalnız kalmaktır.
Ben seni, tüm yalınlığıyla, tüm saflığıyla ve tüm harikuladeliğiyle hâlâ çok seviyorum soylu gözlüm. Çıkıp gelmeyeceğini, ellerine dokunamayacağımı, soylu gözlerinin ardındaki saraya kurulamayacağımı bile bile hâlâ çok seviyorum. Çünkü aşk ümittir, çünkü aşk vefadır, çünkü aşk yürektir ve yalnızca yüreği olanlar sevebilirler.
Yüreğim yüreğinin simetrisidir. Sen Kaf dağlarındaki beyaz atlı prens de olsan, gelecekten beklenen hayal de olsan ve belki de hiç tanınmamış da olsan yine seni çok seviyorum soylu gözlüm.
Geçmişim sen, geleceğim sen, çarem sen, ümidim sen, mutluluğum sen oldukça, ömrüm vefa ettikçe bekleyeceğim seni. Sana söz veriyorum soylu gözlüm, söz.
Elvan USUL
0cak 2008
(Mektuplar)
YORUMLAR
Bu hasretlik öyle kavurdu ki; gönlümün alev almasından
değil, senin de orada yanmandan korkarım. Çünkü gönlümün tek otağında tek sen varsın hâlâ soylu gözlüm.
Aşk, seni sevmenin çıplak sahilidir,
Aşk, gönlümün ellerindeki adresidir.
Ve aşk, senin için sende yalnız kalmaktır.
:::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::::
AŞKIN BELKİ NE OLDUĞUNU DEĞİL DE NE OLMADIĞINI ÇOK İYİ ANLAMIŞ VE ANLATMIŞSIN.
Artık son deminde ayakta duramayan serseri bir mayın gibi infilak üzereyim. Seni tanımadan geçen zamanımın kaybedilmiş kalıntılarına mersiye yakmak niyetinde değilim. Son bir hamleyle üzerime çullanan fırtınanın gazabından kurtulmuş olarak sana geliyorum.
Şunu da biliyorum ki, ben zaten hep seninleydim...
SEVGİLİ
EY SEVGİLİ
EN SEVGİLİ
TEBRİKLERİMLE
Sevgili Elvan;
Yazınızı okuma fırsatını bu sabah bulabildim. Bu yüzden sana bir şeyler yazmak ihtiyacını hissettim.
Yazının adı: Geleceğimdeki Aşkıma (Mektuplar)
Oysa giriş bölümleri:
"Yıllar birer öğün gibi çiğnedi de tenimi, mevsimler soluksuz sarartı da düşlerimi, kâbuslar tuttu da her gece yakamı, ben yine seni sevdim soylu gözlüm."
Burada gelecek değil geçmişin anlatımı ve tarifi var. Hatta bu geçmiş hemen hemen tüm yazıya hakim olarak devam ediyor:
"Hani yılar evvel aşkın nağmeleriyle dans etmiştik Yeni Kordon da. Gecenin sertliğini yumuşatmıştık ellerimizin bağıyla. Ve o küçük, kırık, dört yanı dört yana açık bir iskele kulübesini ısıtmıştık sevgimizle. Sonra da hayallerimizi fısıldamıştık gökteki aşk şahitlerine. Hepsi de biliyordu ki, biz aynı yazı karakterleri ile kaderi yazılmış bir çifttik."
Ve yaşananların yüceliğine vurgu için zaman zaman muhteşem cümleler de karşımıza çıkıyor:
"Biz yeryüzünün görüp göreceği en güzel aşkını yaşamıştık seninle."
Daha da ötesi var geçmişe ait:
"Birlikte aldığımız eşyalar çoktan eskidi, bedenimiz, yüzümüz sönük bir yıldız gibi karardı gitti. Arkadaşlarımız, dostlarımız dünyanın dört bir yanına savruldu."
Birden ani bir manevra ki (bu aşamada neler olduysa olmuş, yaşanmış ama gizlenmiş sanki) geçmiş bitiveriyor ve şimdiki zamana geçiliyor.
"Derdimle dertlenen, gülüşüme tebessüm eden seni arıyorum şimdi. Aradan bırak yılları, asırlar geçse de arayacağım yine seni. Çünkü ben, aşkın âşıkıyım, ben aşkın vefasıyım, ben aşkın efendisiyim, ben aşkın kölesiyim, ben senim, ben senim."
Konuya biraz da gizem katılıyor:
"Gittiğin yerin adı nedir bilmiyorum lakin gurbet diye telakkin ediyorum yollarına. Ayrılık kelimesi hiç girmemişken lügatime, yalnızca hasret diyorum yokluğuna."
Oysa gelecekteki aşka hitap çelişki yaratıyor aşağıdaki bölümle:
"Yıllarca hasretim gül pare tenine, mütevazı soylu gözlerine, melekleri kıskandıracak kadar temiz yüreğine hasretim."
Ve yine geçmişteki aşkın hatıraları ve itirafları bıçak gibi sözler ile tekrar teyit ediliyor:
"Ben seni, tüm yalınlığıyla, tüm saflığıyla ve tüm harikuladeliğiyle *** hâlâ çok seviyorum*** soylu gözlüm.
===================
Sonra birden asıl konu hatırlanıyor: (Yani GELECEKTEKİ AŞK şimdi anlatıma giriyor)
"Sen Kaf dağlarındaki beyaz atlı prens de olsan, gelecekten beklenen hayal de olsan ve belki de hiç tanınmamış da olsan yine seni çok seviyorum soylu gözlüm."
Yukarıdaki bölüme fazla gelen sadece (soylu gözlüm) tamlaması.
Hazırlanan konu, hissedilen duygular belki bir çok okuyucu tarafından doğru algılansa da bana göre kurguda bir anlatım eksikliği var gibi.
Affınıza sığınarak tebrik ve saygılarımı sunuyorum.
Geleceğinizdeki düşüncelerinizin gerçeğe dönüşmesi dileklerimle...