SİYAH YÜREĞİMİN İNŞİRAHI
Çok bilinmeyenli denklemler içinde med cezir yaşayan ruhum çırpındıkça koyu bir karanlık kaplıyor benliğimi...Titreyen ellerim,ürkek bedenimle zifiri karanlıkta bir ışık arıyordum...Buz kesen duygularım,kaskatı kesilen kalbim beni aşağılara en aşağılara çekiyordu!Savaşma azmim yok olmuş gibiydi "ben böyle olmamalıydım " fertyat çığlıkları atan inanç kalıntılarıma inat ısrarla bir vurdum duymazlığı devam ettiriyordum...
Hiç bitmeyen gecelerim...Karabasanların istila ettiği hülyalarım...Gece bir felaket habercisiydi artık benim için!Tükenmek üzereydim.Ay ışığının tüm berraklığıyla penceremden odamı selamladığı bir gecede yine karabasanlarla savaşırken,ruhumunliğme liğme bin parçaya bölündüğünü hissetmenin ızdırabını yaşıyordum.Acizdim...Gözlerimi kapadım ve işte o ses "nereye bu gidiş "cılız bedenimde yankılanıyordu...Depremler başlamıştı... Yüreğimdeki putlar İbrahim’i bir edayla yıkılıyordu...
Dilimde bişirkaç kutlu kelime "her zorluğun ardından bir kolaylık vardır" inşirahı tadıyordu siyah yüreğim...Ellerim semaya açılmıştı ki,Bilali bir seda duyuldu kainatta...İsmail’i teslimiyetle mırıldandığım ezan hiç bu kadar lezzet vermemişti...Özüme dönüyordum...Bu ne güzel dönüştü...Hamd olsun İnşirahın Rabbine...Hamd olsun Bilal’in Rabbine...