GEZELİM GÖRELİM GEZİ ANILARIMDAN bölüm 10
Hala Van Gölü’nün etrafında dolaşıyoruz.
Çok güzel yerlerden geçip gidiyoruz ve doğanın güzelliğini görerek öyle güzel ki anlatmak imkansız görmek lazım.Bir ara yolumuz dağlara sardı göl ise aşağıda kaldı.Baktıkça doyulmayacak bir manzara.
Ahlat’tayız; buraya özgü bir yerleşimve tüm binalar kırmızı , yöreye ait kahverengi bir taştan yapılıyormuş.ve bu taşlar sadece burada varmış,
Buralara bahar yeni geliyor,bademler çiçek açmış , eriklerde öyle... ağaçlar beyaza bürünmüş ve manzara harika.Yolumuzun üzerinde Selçuklu mezarlığını gezdik dualar okuyarak...
İnsan boyu koca kayalar yağmurun ,rüzgarın etkisiyle kararmış ve çok bakımsız; kimisi devrilmiş,
kimisi hala inatla ayakta durmaya çalışıyor ve çok büyük bir yer iki dönümden fazlaymış.
Yine yollardayız Nemrut Dağı’ndan geçtik; bu dağın zirvesini çıkıp güneşin doğuşunu görmeği çok isterdim nasip değilmiş... Yol güzergahımızda yoktu.
Solumuzda göl ;sağ tarafımız ise dağlık; dağların olmadığı hiç yer yok ki...Akşam olmak üzere,
güneş son ışıklarını karlı dağlara gönderirken, biz se Tatvan’a varmaya uğraşıyoruz.
Yolumuz Muş; sahilde yine kerpiç evlerden oluşan bir köy daha gördük ve sırtında su taşıyan bir genç " Ah ! "dedim" Buralarda evlerde su yok sanırım; sırtında testisi suya gider köylü güzeli "dedim.
Hangi çağda yaşıyoruz.rabbim yar ve yardımcıları olsun.
Yolumuzun üzerinde askeriye tankçı taburu var; o kadar büyük bir yere yerleşmişler ki, anlatılmaz git git bitmiyor.
Karlı dağların bir gerdanlık gibi sardığı Van Gölü’nü de geride bıraktık.Bu güzellikleri bir daha görmek nasip olur mu bilmem...?
İyice akşam oldu, hava karardı sayılır; solumuzda önümüzde Benin Kırkyama dağlarım.Akşamın loşluğunda bir başka güzeller sonra ;bir iki metre ilerimizde kar.. insan görmese anlatılsa inanmaz .
Kırkyama Dağlarımı da geride bırakıp gece gidiyoruz;bundan sorası ne görülür ki...?
Bir köyden geçtik,yine kerpiç evler.Gür oymaktan geçiyoruz.Muş’a karanlıkta girdik.
Bu gün buranın pazarı imiş ,dar sokaklar ve pazarcıların eşyaları biraz zorlandık ötele girinceye kadar.otelimiz güzel göründü loş ışıklarda.
Geç kaldığımız için otel yemek vermedi bizi başka bir lokantaya götürdüler.dar sokaklardan geçip güzel bir lokantaya geldik üst kata çıktık tertemiz ve çok güzeldi.nostaşjik müzik eşliğinde yemekte çok güzel geçmişti bu güzellik içinde tüm yorgunluğumuz dindi.
Daha önce yazmıştım buradaki su sürahileri çok değişik geldi ve ben Çingenelik yaptım istedim biraz. zor oldu almak ama zafer benimdi.
O gece otelde eğlence varmış canlı müzik ama biz gidip dinlemedik koca bir gün arabadan inmeden veya biraz inip alel acele bir yerler görmek biraz yorucu oluyor
Sabah kahvaltısı çok bol ve güzeldi.batı kısmında karlı bir dağ vardı ki bize bakan bu güzel manzara karşısında kahvaltı yapmak büyük zevk ti.
Muş küçük ama güzelce bir yerleşim di başını dağa yaslamış .çarşısında bir yolu var ki biraz cık yokuş
Demek türküyü bu yokuştan almış.Burası muştur yolu yokuştur. Diye söylenen bu dizeler buradan almış demek ki .,
Aytuncu diye bir dereden geçtik...
Muş ovası çok güzel bir ova, yeşillikler içinde .
Küçük bir köyden daha geçtik; Karakoyun ve Murat Nehri... bu nehir ileride Fırat’la buluşuyormuş.
Kavuk beler,yaygın page çayından geçtik,Gece göremediğimiz Muş karlı dağlara yaslanmış harka bir yer,Bağlan geçidi doruklardan ilerliyoruz.
Yavaş köyü solumuzda dereler akıyor,Bu yerler çok sulak,
Dağların aralarından geçiyoruz ve bu dağlar çorak ot ta yok, ağaç da,yer yer Yörük obalarını görüyoruz.
Dağların eteklerine çadırlar kurmuş lar.Solhan’a geliyoruz.Yeşillikler içinde küçük bir kasaba.
Buralar sulak ve meralar varve hayvancılık ön planda. Burası leylek beldesi ,her elektrik direğimde bir yuva var; o kadar çok ki.Dağlık bir bölge , birazda olsa ağaçlar var. Köyler
Şeref meydanı ,Şehit tığından geçtik.
Ara sıra da olsa Yörük evleri var buralar da,ve saç damlı evler se bir başka güzel dik çatılar kar tutmasın diye yapılmış.Güney doğu Anadolu da ilerliyoruz.
Dağlık kayalık ve mezralar otlak
Ekili yer yok Ağaç elinden geçtik.yine küçük köyler yerleşimler derken Bingöl’e geliyoruz.
Bu yerlerde değişik ağaçlar var.Bingöl’ün dağları karlı.bu karlı dağların eteklerinde kurulmuş bir şehir,bin göle gelene kadar bir çok küçük yerleşim merkezinden geçtik.büyü bir köprüden geçtik ki su doluydu.
Kervan saray tesisleri,Bingöl’e girmeden önceydi, çok güzel yapılmış bir tesismiş ne yazık ki,hiç kullanılmadan debrem de hasar görmüş ve kullanılmaz hale gelmiş.
Allah’ım afat ların dan koru ,
Yine çaylardan ve Bin gölün kenarından gidiyoruz.
Yolumuz ağaçlık yeşillik ve dağların doruklarından gidiyoruz.bu yörede meşe ağacı başta geliyormuş.
Dağları ve karları izleyerek yola devam ediyoruz.Karakoca beldesine geldik buradaki evler taştan yapılmış,bu yörede kayak merkezi varmış ve pek çok ta köy geçtik.Kurucu geçidinden geçtik buralarda da kar var Yörükler çadır kurmuş bu dağların eteklerinde ,ve azda olsa yeşillenmeğe başlamış buralar, Davarlar otluyor ve çadır kent olmuş burası
Evleri yıkılanların barındığı renkli çadırlar ayrı bir güzellik vermiş,Benim kırk yama bohçalarımda bitmek bilmiyor,
Çok güzel bir manzara tepeden bakınca, Ovada pek çok köy var kuş bakışı görünüm çok güzel,
Dağlardan iniyoruz şimdi biraz önce kuş bakışı baktığımız yelerden geçeceğiz.
Sarıcan.kara kocamdan geçtik,burası darmadağınık bir köy
Kimin canı nereye isterse oraya ev yapmış sanki kimi dağda kimi ovada.yayılmışlar meydan geniş.
Dağlara bu yolları yapmak ne kadar zor dur diye düşündüm çok güzel asfaltlar .
Yolculuğumuz çok güzel geçiyor Yukarı ovacık ,Başyurt,Kuşçuçayır,Çakır, Kaş, Kavancılar bu yer bayağı büyük apartmanlar var.
Keban baraj gölü Yarımcadan sonra on beş dakikalık bir yolumuz var.
Septi dinlenme tesisleri, ve murat çayı buradan geçiyor, Aşağı Bey dağından geçtik .Burası ağaçlık ve çok dağınık göl kenarında bir yer.Bu göl Fırat nehrini besliyormuş,Sol tarafımızda dağlar var.
Dağların arasında hazar gölü varmış biz görmeden geçtik .
İçmeden geçtik.buralar her türlü meyve kayası bahçeleri başladı.
Göl kenarından gidiyoruz.
Elazığ’a yaklaştık.
YORUMLAR
Maşaallah Ayşe Hanım yüzyılın Evliya Çelebisi gibisiniz.
Allah yolunuzu açık, bahtınızı şen etsin.
AYSE 09
saygılarımlasınız herdaim
sayfa sayfa yurt gezisi
imrenmedim dersem yalan olur
sevgilerimle annem
AYSE 09
sizlerle paylaşmak ta güzel di
sevgimlesin birtanemmmmm
Muş'o çok çocukken görmüştüm. Ama Bingölü görmak nasip olmadı...Bu arada benim nazarımda doğunun en modern şehrine yaklaşıyorsunuz: Elazığ...Bir başka güzeldir Elazığ...
Biz de sizinle beraber tur atıyoruz...Sanki o yolculukta biz de varmışız gibi...Çok güzel anlatıyorsunuz.
Selam ve saygılar.
AYSE 09
bin göl o zamanlar debremden yara alan bir ilimizdi sanki şehir kentti
yıkılmış tı çok yer
saygılarımlasınız bakalım yolumuz bizi nereye kadar götürecek
elazığdayız inşallah
AYSE 09
tabiki vardır rerimlerde o günlerin anısına
ben size yazıp paylaşırken hep yaşıyorum o günleri
saygım sevgimlesin
Emeğinize sağlık Ayşe Hanım.
Sayenizde tanıyorum güzel yurdumuzu...
Bu arada bir konuyu belirtmek isterim...
Bazılarının dediğine göre Yemen Ellerinin türküsünde geçen Burası Muştur, yolu yokuştur" aslında "Burası Huştur, yolu yokuştur" şeklindeymiş ve Huş, Yemen taraflarında bir yermiş...
Tabi ki Muş halkı bunu kabul etmiyor.
Artık gerçek nedir ben de bilemiyorum. Ama aynı türküde Yemen ve Muş'un geçmesi de garip.
Yemen nere, Muş nere?
Kadir Tozlu
AYSE 09
evet belki sizin dediğiniz doğrudur yemen Türküsüde olabilir
ee biz Türkmilleti yiz kendimize mal ederiz değilmi
her iki yer içinde güzel Türkü
saygımlasınız herdaim
AYSE 09
ne güzel olur ah tam bir tatil olur ve gezdiğiniz yerleride bize anlatırsınız
Kemnur
AYSE 09
çok eşekkürler yol arkadaşım sağ olasın
saygılar benden gezeceğiz bakalım kısmet nereyeysi biz oradayız
AYSE 09
İYİ GECELER