GAYE İÇİNDE GAYE ARAMAK

• 19 Ocak 2008 Cumartesi 21:08:43

Her insanın yaşam içerisinde sahip olmak istediği arzuları çok fazladır. Bu konu üzerinde farklı bir kaç pencere açacağım size. Kendinizle kısa bir röportaj yapacaksınız.10 soruda tüm hayatınızı düşünmeye başlayacaksınız. Cevaplarını bulacaksınız. Ve sonuçta hangi pencereden hava aldığınızı göreceksiniz.

1. Hayatınızdaki istekleriniz nelerdir?
2. Bu zamana kadar isteklerinizin hangilerini gerçekleştirebildiniz?
3. Gerçekleşmeyen isteklerinizin gerçeğe dönüşmesindeki engel neydi?
4. Gerçekleşmeyen isteklerinizden vaz mı geçtiniz? Neden?
5. Gerçekleşen isteklerinizin olması için ne yaptınız?
6. İsteklerinizin olabilirliği ne idi?
7. Şimdi ne istiyorsunuz?
8. Şimdiki istekleriniz için nasıl bir çalışma programı hazırladınız?
9. İsteklerinizi gerçekleştirme noktasında hangi aşamadasınız?
10. Bu isteğiniz size ne kazandıracak?

Bu 10 soruyu çevremdeki yakın arkadaşlarıma yönelttiğimde emin olun sizinkinden çok farklı cevaplar gelmedi. Arada farklı ve daha gerçekçi düşünen insanlarımız var. Bunu kabul ediyorum. Ama genel olarak düşündüğümüzde; şöyle sonuçlar çıkmaktadır. Öncelikle biz ne istediğimizi bilmiyoruz. Veya isteklerimizin olabilirliğini, eldeki imkânları ve oluşturabileceğimiz imkânları düşünmüyoruz. Veya daha sık karşımıza çıkan bir netice; isteklerimizin kendiliğinden hatta gökten zembille inmesini bekliyoruz. “Ben istedim ama olmuyor.” Cümlesini pek çok insandan duymuşsunuzdur. Öyle değil mi?
Şu bir hakikat ki; ne istediğini bilmek, istemeyi bilmek ve isteklerinin gerçekleşmesi için çalışmak, uğraş göstermek, isteklerinizin emanetçisi olmaya başladığınızı gösterir.

Bir esnaf müşterisinin fazla olmasını ister, temelde daha çok kazanmak ister. Peki; bunun gerçekleşmesi için tezgâhın arkasında oturması yeterli midir? Bir öğrenci yüksek notlarla okulunu bitirmek istemektedir. Okuyup çalışmadan yüksek not alması mümkün müdür?
Bir memur, amir olmak veya yönetimde daha üst kademeye gelmek istemektedir. Sadece elindeki işi yapmakla veya oturduğu yerden koltuğun değişmesini beklemekle muradına erebilir mi? Kitap yazan bir yazarın kitabını bastırıp bir köşeye koymasıyla, kitaplarını okurla buluşturma arzusu gerçekleşebilir mi? Ya da ahiret inancı olan bir Müslüman’ın, hiçbir şey yapmadan mükâfatlandırılacağını düşünmek ne derece doğru olur?

O halde istemek kendi başına yeterli değil. İstediklerine kavuşma noktasında, alın terini, emeğini, inancını ve sabrını da ortaya koyacaksın ki; yürüdüğün yolun sonundaki gül bahçesinin emanetçisi olabilesin. Yoksa parayla, makamla ve de emeksiz bir arzuyla gelen istekler, geldikleri gibi giderler.
Asıl gayenin ne olduğunu bilmeyenin ömrü gaye içinde gaye aramakla geçer.

OCAK 2008