- 715 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
CENNETE MEKTUP
HURMA GÖZLÜ BAHAR ABLAMA 31 MART YAŞ GÜNÜ İÇİN
Aba aş kapıyı , mende deys çayışcam diye kapını tekmeleyen küçük sarı kız daha dün gibi hatırlıyorum. Kapını tekmelediğim yetmez gibi birde annemden babamdan azar işitirdin, kardeşini avutamıyorsun diye ;
Birgünde derslerimi mi çalışayım yoksa onunla mı oynayayım demedin.Senin tabirinle Billuş’unu hep avuttun.Sen öldükten sonra kimse bana Billuş’um demedi, demesinde kimsenin ağzına senin ağzına yakıştığı kadar yakışmıyor. Sen öldükten sonra kimse beni saçlarımı topladığımda ensesi güzel diye öpmedi. öpmesinde , kimsenin dudaklarına sana yakıştığı kadar yakışmıyor.
Canım ablam , hurma gözlü Bahar ablam; seninle aramızda beş yaş vardı .Ben küçükken o beş yaş okyonuslar kadardı ancak ben on beş yaşlarıma geldiğimde bu farkın kum taneleri kadar küçüldüğünü farkettim. Hayatın sillelerinden üşüdüğümde annemin kucağından ziyade, senin hurma gözlerine bakarak, senin dizine yatmak istedim.Bana sayı saymayı öğrenmem için aldığın plastik bilezikler varya ; seni özledikçe hep onları taktım.Gerçi biliyorum canım ablam hurma gözlü ablam ; ben, seni şimdi yanımda olsaydın çok kıskanırdım,üzerdim seni asi, hayırcı , haşin Billur nekadar olgunlaşabilmişti ki
Yaptığı hatalar sırtında yüküydü. şimdi taşıyordu, keşkenin yanına bir iyi ki bulmuştu ama hem kendini hemde annemizi üzmüştü. yaşasaydın senide üzerdim . Tıpkı gizlence bebeğimiz Berrak bebekle oynarken üzdüğüm gibi, seni ne kadar kıskanırdım ozaman Berrak bebek senin diye,
Ama biliyormusun ben Berrak bebeğimize ne olduğunu bilmiyorum. Onu evimiz boşaltılırken çöpemi attılar yoksa bir veledemi verdiler kolu bacağımı kırıldı. oysa biz onun saçını bile taramaya korkardık .Yatak odasında pembe dolabın üstünde Billuş çıkmasın diye saklanırdı.Cumartesi günleri, bayramlarda indirilir öyle oynardık.onu diğer bebekler gibi fazlasıyla bozamamıştım .Sadece ağlamıyordu oysa yonca bebeğin gözlerini çıkarmıştım ama yinede onu çok severdim geceleri hep ona sarılıp uyurdum. Ayşe bebeğin kolunu bacağını koparmıştım. sen tedavi etmiştin onu izolabantla yapıştırmıştın. Birde Meltem le , Şebnem vardı ikizdiler. Şebnemi çok severdim çünkü onun elbisesi kırmızıydı Meltem’in elbisesini hatırlamıyorum ama maviydi galiba, birde ömer vardı küçüktü hani elinde çiçek vardı. ben hep onun burcu bebeğe aşık olduğunu hayal ederdim. Birde kurşun askerlerimiz vardı. kiminin, tüfeği, kiminin kılıcı, kiminin borazanı, kiminin trampeti vardı daha seninle bir sürü oyuncağımız vardı. legolarımız çuf, çuf trenimiz bunlar benim hatırladıklarım;
Ben kapını tekmelerdim hurma gözlerin ışıldayarak kapıyı açardın, tatlı sesinle Billuş’um bak benim dersim var biraz çalışayım tenefüste seninle oynacağım derdin . Suratsız suratsız yüzüne bakardım. sonra kapı açılırdı seninle oynama zamanıydı, benden önce sen ellerini çırpardın tombul ellerini, keşke daha sonra bilemediğim derslerimede sen çalıştırsaydın.
Aba , aba, sana aba diyeceğim çünkü benseni öyle hatırlıyorum , okula gidiyordum artık abla diyecektim sana ; ablan çok güzel çiçeklerin olduğu bir bahçeye gitti dediler sonra anlayacaktım ki burası cennetti
Abam şimdi aramızda yaş farkı kum taneleri kadar ben otuzbeş , sen kırk; bana yine Billuş’um diyormusun cennetten , artık büyüdüm oyun oynamam üzüldüğümde yatağıma yattığımda sen yanımdasın değilmi saçlarımı okşuyorsun değilmi Billuş’um diyorsun
Sevinçlerimde hurma gözlerin ışıldıyor değilmi ? tombul ellerini yaşasın diye çırpıyorsun
Bazen diyorum keşke yaşasaydın bir emr-i hakka çare yok boynum kıldan ince rabbimin karşısında , Bahar ablamı niye aldın diyemem ki!
Seni Hacettepe Üniversitesine götürmüştük . Ankara benim gözümde hep suçluydu elimden seni aldı diye oysa saçma o bir şehir onun ne suçu vardı.işte bırak gücüm o şehre yetiyordu. Ancak asiliğimi yapıp aşık olunca affettim Ankara’yı düştüm yollarına ama bir tek Hacettepe Üniversitesini sevmedim . Birgün arabayla yanından geçiyormuşuz yazıyı okuyunca gözlerim doldu ağlamamak için kendimi zor tuttum .İşte ben yine asiyim hayırcı Billur’um aşktan döndüm yine İstanbuldayım annemizin kollarındayım. Senin yanına bir yarımı yolladım Ayten annemi , yakın bir zamnadada babamız geldi, Annemizi mutlaka sevinerek karşıladın. Babamızı bilmiyorum onu ben uğurlamadım. Sende onu sevmezdin karşılamamışsındır . Bunları yazarken neyin farkına vardım biliyormusun? ölüm ile hayat arasındaki ince çizginin, yanımda olmanı çok isterdim. Yosun gözlerimin hurma gözlerine ihtiyacı var . Keşke yaşasaydın seni kıskanmak isterdim. ama nekadar kıskansamda yine senin dünyada olup benimle olmanı isterdim. Sen okadar olgundun ki benden çok daha iyi tahsil yapardın , tatlı diliydin, güleryüzlüydün, munistin.Herkes seni severdi.İşte bunun için kıskanırdım ama sen benim herzaman hasletlerimi öne sürer , beni kendinden öne çıkarırdın. İşte seni bunun için severdim.
Abam sen ordaki parçalarıma ; Selahattin dedeme , Nazire babaanneme, Burhanettin dedeme, tanımasamda İsmet anneanneme , İlhan Cumhur babama, tanımasamda İsmet Pınar ablama Ayten anneme , iyi bir baba olmsada Şaban babama ; iyi bak abam
Bu hayattaki tek varlığımız Aysen annemiz bana emanet
hurma gözlerinden yılların hasretiyle öperim
BİLLUŞ’UN
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.