- 704 Okunma
- 4 Yorum
- 0 Beğeni
Sokakdan gelen kadın
4 MART 2012 PAZAR
Sokaktan gelen kadın
Kapıyı çalan kadına bakılırsa;bir hayli geç oldu düşüncesiyle kapıya yöneliyorum.
Oysa saat sadece 8.30’u gösteriyor!yıllardır en büyük alışkanlığım uyanır uyanmaz saate bakmak olduğundan, koridordaki saate takılıyor gözlerim; evet," 8.30"!, bu kadar erken bir saatte kapıyı tırmalayan kadına tam da bağırmak için hızla kapıyı açtığım bir anda donup kalıyorum, o an mimiklerime çeki düzen vermem gerektiğini düşünüp toparlanıyorum ne olsa sert açmıştım kapıyı;yüzüme takındığım sahte gülümsemeyle bakıyorum kadına.
Kadın çaresiz gibi! tıpkı eskimeye yüz tutmuş bir resmin rutubetli dokusunda bulmaya çalıştığım gözbebekleri, alaca karanlığın hüznüne bırakmış gibi kendini.Yüzüme diktiği bakışlarına hayır demenin anlamı olmayacağını hissettiğimden içeriye davet ediyorum , zira tedirginim! "nerden çıktı?" düşüncesiyle ayaküstü bir kaç soruyla başımdan atabileceğim düşünerek yüzeysel ve mesafeli davranıyorum.
-Ben sizin alt katta oturan komşunuzun arkadaşıyım!
Hatırlamaya çalışıyorum Sevda hanımın arkadaşlarını gözden geçirip bu kadını tanıyıp tanımadığımı düşünüyorum dudağımı bükerek;
-Sevda hanım mı?
Yüzünde rahatlama beliriyor bir an;
-Evet aslında ona gelmiştim sanırım evde yok! sizden daha önce bahsetmişti, beni anlayacağınızı biliyorum.
-Ne oldu? çok kötü görünüyorsun!?
Beni ilgilendiren kısmını merak ettiğimden soruyorum bu soruyu;
-Anlatırım!
dedikten sonra dâvet beklemeden oturuyor koltuğa!Biraz zorlasam nerdeyse seveceğim! kadın çok güzel ve yaralı bir ceylan gibi masum bakıyor yüzüme, monoton bir gün olmayacağı belli! sorunu ve yaşadığı neyse bilmek istediğimi fark edip, kahve yapmaya yöneliyorum;
-Sen rahatına bak, hemen bir kahve yapayım, sonra bana her şeyi anlatırsın.
kahveyi yaparken sabırsızlanıyorum ve hikayesini dinlemek için can atıyorum.Kahveleri tepsiye koyduktan sonra bir sehpa çekip fincanları yanyana koyduktan sonra sigaramı alıp yakıyorum, kadına bakarak;
-Aslında buraya gelirken amacım buraya gelmek değildi! sebebini bilmiyorum ama belki bir güç vardı beni buraya sürekleyen; kızımı alıp gelmekti amacım, dün babasına teslim ettimde!
Kızını babasına teslim etmesinin altında bir boşanma olduğunu anlamak güç değil; -Ayrıldınmı eşinden?
-Evet o eski bir hikâye!3 yıl oldu eşimden ayrılalı iki kızım var.ikiside yanımda, asıl sorun diğeri yani Sedattan olan kızım!
Olayın boşanmadan daha güç ve çıkılmaz kısmını soruyorum bu kez;
-Sedat kim?
merakım gittikçe artıyor;
-Sevdiğim ve şu an ayrı olduğum adam,tabi o aşk çoktan bitti!
kahvesinden bir yudum alıp sigarasından bir nefes çekiyor gözlerini kaçırıyor benden;
-Kafam karıştı! biraz daha detaylı anlatırmısın?
Yüzü kireç gibi oluyor bazen! bazende yanaklarına doğru akan gözyaşını siliyor mendiliyle;
-Evliliğim bittikten sonra evli bir adamla büyük aşk yaşadım ve bir kızım oldu, önceleri ayrılacağını ve evliliğinin yürümediğini söylüyordu, zamanla işler değişti!
şaşırdığımı ve hemen onu yargılayacağımı bildiğinden rahat davranıyor,"ne düşündündüğünü biliyorum" der gibi gözlerime dikiyor bakışlarını;
-Evli bir adama aşık oldun! ve ondan çocuğun oldu, şimdide bakamadığın için babasına verdin, bunun ne anlama geldiğini biliyormusun?
Aşkı anlamaya çalışıyorum nasıl bir boyutta ve dikey kenar üçgenler gibi sabit ve olası!sanki normal bir şeydi;
-Hamile kalmıştım ve Sedat bu çocuğu çok istedi nede olsa evlenecektik!
Çok istemiş olaması durumuna alaylı bakıyorum;
-Evli olduğunu biliyordun! küçücükte olsa ayrılma ihtimalini gözden geçirmediğini söylüyorsun? hayatı boyunca sırtında bir hançer gibi taşıyacağı böyle bir ihaneti haketmek için ne yaptı? ona piç damgası vurduğunun farkındamısın?
Piç kelimesini duyduğunda kadın sinirlerine hakim olamıyor;
-Neden piç olsunki! annesi belli, babası belli!
-Gayrimeşru bir ilişkiden doğmuş bir zavallı o!ve toplumun seni yargılaması acıtmayacak canını, asıl o yara aldığında acı çekeceksin!
yüzüne bir tokat gibi inen kelimelerin doğruluk payına aldırmadan sadece kendini savunduğundan, cahil olduğunu anlıyorum! Bu gerçeği kabullenmeyeceğini biliyorum ne yazıkki, çocuğun annesinin hayatında yaptığı hatânın bedelini kendisinin ödeyeceğini ve kaderinin şimdiden annesi tarafından yazılmış olduğunu görüyorum ve üzülüyorum.
-Neden çocuğunu verdin babasına, senin yanında daha mutlu olurdu eminim!
Açıklaması gereken durumun mantıklı olmasını yürekten istiyorum;
-Ben bakamam! bir işim var ve bakmam gereken iki kızım daha var!
-Evli olduğunu bilerek neden böyle yanlış bir ilişkiye musade ettin?
kadın aptal olmalıydı, yada cahil yada gözü kör ya da tam bir aşifte!
-Tanıştığımda evli olduğunu söylemiş olsaydı ve bende buna rağmen onunla olmaya devam etseydim haklı olabilirdin söylediklerinde! ne yazıkki öğrendiğimde ben ona aşıktım ve ne olursa olsun kim ne derse desin, beynime anlatabildiğim böylesi iğrenç bir sevgiyi kalbime anlatmak kolay değildi!
Erkeği suçlamak daha kolay görünüyor, hemcins’im yerine;
-Ah bu erkekler!
-Çok acı çektim sanırım elimde olsa onuda kendimide öldürür ve acıya bir on verirdim zira bakmam gereken iki kızım vardı, sadece bununla kalmış olsa o denli üzülmezdim, çocuğu dünyaya getirmek fikri ne denli yanlışsa, ondan ayrılmak da o kadar güç!
Elimden gelse doğru yolu gösterirdim! lakin doğru yol sapmıştı bir kez! yanlış virajda bariyerlerde debeleniyordu ağır yaralı, ne söylesem gerçek değişmeyecekti nede yarınların kanlı katili, suçunu çekmiş olması öleni geri getirmeyecekti.Bir an için başımdan atmayı düşünüyorum kadını! bir an; "olan oldu"demeyi istiyorum;
-Hiç değilse çocuğunu bırakma!
kadın ağlamaya başlıyor yada ağlamıyor gözleri kanıyor!
-karısı! bana en aşşalık kelimeleri söylerken ben susmak zorundaydım ne de olsa haklıydı, kocasını çalmıştım ona göre!evli bir adamı ayartmıştım!
suçsuz gibi davranması sinirlerimi bozuyor;
-Ayartmadınmı?
-O beni sevdi, bende onu! lakin ben onun metresi olmaktan gurur duyacak kadar sevdim !
Ne demek istediğini anlamıyorum! nede söyledikleri onu suçsuz yapıyor
; -Aşk bitti diyorsun?
kadının gözbebeklerinde tutku, acı ve çaresizlik görüyorum! mutlu ve aile düzeni olan hiç bir kadında görmediğim gizemli bir şey! anlamını bilmiyorum;
-Aşık oldun bunu anlayabilirim lakin gayrimeşru bir çocuğu dünyaya getirmeni anlayamam beni affet bunu asla anlatamazsın bana!?
kadını hiç sevmiyorum ve hayatını başkalarının suçuyla tepelerinde taşımak zorunda kalan hayatlarıda!
Tevfik Fikretin şiiri geliyor aklıma, bağıra bağıra okumak istiyorum ve haykırmak;
Sarmış ufuklarını senin gene inatçı bir duman,
beyaz bir karanlık ki, gittikçe artan
ağırlığının altında herşey silinmiş gibi
bütün tablolar tozlu bir yoğunlukla örtülü,
tozlu ve heybetli bir yoğunluk ki, bakanlar;
onun derinliğine iyice sokulamaz, korkar!
Ama bu derin karanlık örtü sana çok lâyık;
lâyık bu örtünüş sana, ey zulümlér sâhası.
YORUMLAR
Sn. ayşe müjgan Slm ve saygılarımla, şiirlerinizin tamamını okudum,konuları ve akıcılığı mükemmel, kutlarım.güçlü kaleminiz ve duru mısralarınız.serbest vezinde bence devam edin. Bu hikayenize gelince girişiniz güzel, konu yüzeysel ve sıradanlaştırılmış,ana fikir kaybolmuş. sonuç bağlanmamış.(yukarıda belitmişsiniz, neden bağlamadığınızı,bağlasanız iyi olur. Hikaye size ait içerisinde her hangi bir şairiden alıntı yapmasanız daha özgün olur gibi. olumlu ve yapıcı olarak kabul etmeniz dileğimle. başarılı yazı ve şiir yazmanız dileğimle.