Metafizik Aynada Kendimi Sende Taramanın Yokluğusun
hayrettin taylan
-Ece’lim alışık dağlar sürer, sol yanımda senden.
-Dilerim seni dile getirelemeyen her şeyden. Aşka sükunlarımı sererim serimi.
Bir sen’e bir senemi sinemde yaşatırım. Aşk saçlarında saklanırken okşar bulur saçlarının yelleri arasında kalmışlığımız. Şımartırım seni mavi hayallerin ıslanmış yaşanmışlığında.
Aşkın haremindeyim senden başka sevmek haram .Yara sofalarına atmışlar İstanbul şahit. Yara kabukları üstüne üstsüz kalmış üstü alınmamış tutkularını yazarım.
-Gri vuslatın Grek sevinçlerinde çakırkeyfim dolanır sensizliğe
-Bakar ağlarım .
Acının gündüzünde karanlığına sobelenir görünmezliğim.
Eskimiş hayallerimizle yeni bir gerçeğin evlerini kuruyorum.
İlk hayalin sen katında kırmızı rujlu dudaklarının r’esim sergisi.
-Ben baştan sona kadar aşka çevirimiçi yapıyorlar.Öpüyorum öpmeyi.
Son hayalinin ben katında kadınsılığın bütün çıplak doneleri. Ben ruhunun çıplaklığına alışmış seni görmezliğin fakiriydim.
-Aman Allah’ım biri benim gözlerim kapatsın.Olamaz böyle bir şey.
Allah’ın özene bezene yarattığı nitel bir güzelliğin sonsuz ismisin.
Bakışın metafiziklerimi güdüler. Güdüsel bir arınma çatısındayım
Baştan sona kadar senden kalanların kalıntısı oluyorum.
-Baştan çıkıyorum sen’den çıkmamak için. Şimdi hangi s’onun özelse benimse onun onsunda kendime altından sözler, özlemler derliyorum.
*Olmayacak şeylerin çocuk aklıyım , aklım ile saklım arasında kalmış bir sen var, binlerce ben var.
Bir bülün kanadına yükledim gülünden kalanları. Bülbül taşır da ben taşıyabilir miyim kokunla alıştım ömrü sensiz
Neden ruhuma yuvasını kurmuş elemin kargaları.Neden öter durur beynimin sensizlik ağacında.
-Seni leylekler mi getirdi sahi?
-Gönülevimin bacasında yuva yapıp her bahar beni sana çağıran bu leyleğin Leyla hali ürkütür.
-Montajı yapılmış acıların baş rölünde bırakma beni.Film içimde gişe rekorları kırıyor.
-Severken gidenlerin türküsünü çalan sendin. Şimdi bu filmin muziklerini neden yaptım deme.
-Kendimi bulduğum buluşların mucidiyim. Meşaleler yanar bağrımın sen kapısında. Ömrümü bulduğun günün gizem avcısıyım.
-Hazinelerin varmış meğer, aynı gülün dalında.
-Yüreğinde yaran varken koşma, gönlünde ben varkeb konuşma. Gitmenin okulunu bitiremeden terk edemezsin beni.
bir yanım yakılmış, bir yanım akılmış.
-Sen yanım ç’alınmış bir hayat gibi duruyor.
Kendimi bildim bileli yüreğimde geçmişin oturuyor. Şimdi sen mi eskisin gidip gelmişliğin mi ? Yoksa seni sevişim mi eskiz bilemedim.
Acıyan yerlerini öpecek bir dudak izi arar cemalim .Helalini ister
düştüğüm düşler, içsel zikzaklar.
Atıldığın kuyulardan, sıkıldığım huylardan, beni çıkaracak Leyla halini ister emelim.
Aldığın yaraların kabuklarına duvar yazısı yerine ömür yazgısı yazacak seni isterim istendiklerim.
-Tüm doğruların doğurduğu güzelliklerin doğru denkleminde dengini ister hayatın mavi boncukları
İster seni işte.
Var olmak kendi hücresini mitozlarımda bırakır.Kapısı ölüme, aşka, ayrılığa, acıya, vuslata,arzuya açılınca binlerce ben ürer.
-Var olandan çok olana karışınca azlarımız şımartır bizi.Çoklara koşturur, yorulur ;ama iç gözümüzün açlığını doyurmaz içimizdeki çocuk.
-Kurtuluş bunun neresinde. “Az” oluşu çok oluşa, çoktan kalışa nasıl lehimleriz.
Ya da insan bu kadar nefsaniyken arzu ve zevklerinden nasıl arınıp birazlarla yetinir.
-İnsan ile insanlık arasında sadece bir yapım eki mi var. Anlamı bu kadar etken kılan değişkenlik mi?
-Kendini biliş için kendinden geçişleri yaşamadan mümkün mü? Yüce aşk için minimize ve minel bir aşk gerekmez mi?
-Her duygu kendi rızkını insana sunmuşken neden hala acizliğin aynasında kırışık özlemlerimiz var.
Rastlantısal mı ki hayat? Gaybı bilmiyoruz ki .Bilmemize gerek var mı ki ? Bizi aşanların gölgesinde olmak zorunda da değiliz Tinna.
-İç ışımalarımız var her şeyi anlamaya, içselleştirmeye, yaşamaya, yaşanacaklara ışık olmaya.
-Ne kadar kendin olmakla başlar hayat. Kendini bilmek dünyanın en zor işi ve başarısı.
Başkası olmakla, başkasına ulaşılmaz. Duyumsamalarımız, içimize ışımalı akıl ile yüreğin zerrelerinde karıştırılmalı.
-Biz olana, bizden olana, bizde kalana tümlenmek gerek. İnsanın özü kadar kendi özünü bulmak da yaşamın şartı.
-Şimdi bu algısal izlekle sana geldim. Tinlerinin gözleri açık.Ve ben bilinçli bir ürenç olarak sana oğullanan yaşamın arısıyım.
-Aramızı açanların kaçan kanadı değilim bilesin.