- 1040 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
YAŞAMIN MUTLULUĞU
YAŞAMIN MUTLULUĞU
Hiç bir konuda söylenmemiş, düşünülmemiş söz ve fikir yoktur. Yeter ki, ne zaman ve nerede yazılı olduğunu bilin.
Yaşamı anlamak için onun oluşturduğu evreni, evrendeki bütün canlıların genel yaşamını, yaşamın en önemli parçası olan insanın felsefesini, duygularını irdelemek gerekir. Bir yaratığın yaratıldığı andan itibaren ölünceye kadar geçen süreye biz onun yaşam süreci diyoruz. Yaşam tutkusuysa, bu süreyi uzatmak adına verilen gayret yapılan fedakarlıklardan oluşuyor.
İki milyon yıl önce (muhtemelen daha da eski) gök boşluğunda oluşan gaz bulutu sıcak olan yeryüzünü soğutmaya başladığında yağmur sağanaklarıyla soğuyan dünyamızda ilk hücre yaşamı şimdilerde okyanus adını alan büyük çukurlarda oluştu.
İnsanla tekâmül etmiş veya etmemiş canlıların ayrıldığı nokta, insan emeğinin düşünceye dayanması ve bilinçli olmasıdır.
Evren insanın, insan da evrenin hizmetindedir. Evrende her şey birbirinin amansız düşmanıdır. Bu ihtiraslı dişlerden kurtulanı da, ecel denilen büyük bir sır yutarak yok eder. Doğa, eşitlik tanımayan bir canavardır. Bitkilere, hayvanlara, hatta insanlara bakınız... Evrenin oluşumu, güçlülerin güçsüzleri yok etmesiyle gelişir .
İnsan, hücre dediğimiz maddesel birleşimden oluşuyor. Ama düşünceyi, hafızayı veya hayal etmeyi oluşturan nedir ? İnsan, evrenin canlı ve en gelişkin parçasıdır. Kendi varlığından haberdar olan tek canlı insandır. Aynı zamanda diğer canlıların varlığını da kabullenmiş tek canlı türüdür.
Mutlu bir evren için, konuşan, tartışan, ayrı düşünen, zıt karakterli ve ayrı görüntülü insanlar gereklidir. Amaç, iyi ve uzun yaşamak, sıhhatli olabilmektir. Bu, gerçek insanın benliğinden ve düşüncesinden atamadığıdır.
Kaçınılmaz sonu yani ölümü beklerken, insan kurallar içinde mutlu olacağı bir yaşam sürmeli. Tanrı’nın bahşettiği zevk ve sevgiyi yaşamalıdır. Yaşamasanız da, gideceğiniz yer aynı sonsuzluktur.
İnsan ancak bilmediği ve anlayamadığı bir şeyi yapıp yapmamaktan endişe duyar. Anlamak ise, yapabileceği yönünde ona cesaret verir.
Bilim artık o denli gelişmiştir ki; insanlar buna ulaşmak yerine bilimi, bilim adamlarına bırakıp, mutluluk peşinde koşuyorlar. Mutluluk ise ne zenginlikte, ne bilgide , ne güçte, ne ibadette, ne dünyadan elini çekmede, ne de kültürde bulunamıyor. Tanrı, bütün evrene yayılmıştır. Her bitki ve her canlıda yaşamaktadır. En içten olarak da insanda. Tanrı ve doğa, bize mükemmeli, yani insanı bahşetmiştir. Biz ise her daim onu basit bir varoluşa dönüştürme hatasına düşeriz.
Yaşam şaşılacak kadar güzel bir serüvendir. Bu serüven o koca hiçliğin, sonsuzluğun sentezidir. Belki de sanaldır. Bilgisayar oyunu gibi.
Yaşama tek bir delikten girilir, çıkış şansıysa sonsuzdur. Bunu, bazen biz bile seçebiliriz.
Bir tarafta oluşan beden ve diğer tarafta bize sahip olan ruh. Peki, genler nedir? Bazı özellikler nasıl kalıtsal olarak atadan bize geçiyor? Yaşamımız, hayal ve ideallerden oluşuyor. Ama, bazen ‘yazı’ dediğimiz, iradesizlik de rol oynuyor.
Ömrümüz kısa değildir. Ama biz pek az kısmını yaşayabiliyoruz. En önemli işleri bitirebileceğimiz kadar uzun olan bu sürenin ne yazık ki pek azı ile yetiniyoruz. Son akıbet yaklaşınca da, pişmanlıklarla onu yitirmemize az zaman kaldığını görüp, ‘’Ah, vah’’ ediyoruz. Onu kısaltan, her şeyi dert edinen, müsrifçe harcayan bizleriz
Yaşam, bizim için Tanrı’nın yazdığı bir peri masalıdır. Sanal bir oyundur. Uzun uzun oynamak değil, iyi oynamak esastır. Bu yüzden mutlular için kısa, mutsuzlar için ise çok uzundur. Bu kader de dediğimiz yazının ana rahminde başladığını, sakat, sağlam, iri, ufak pek çok şeyin orada yazıldığını söyleyebiliriz.
Para; insana yiyecek temin eder, fakat iştiha getirmez. İlaç bulur, fakat sıhhat vermez. Arkadaş temin eder ama dost kazandırmaz. Sevgili buldurur ama sadakat sağlamaz. Neşeli günler verir de, sükûn ve saadet veremez.
Özgürlük en büyük nimettir yaşamın içinde. Ne yazık ki, bu en güzel Tanrı hediyesi yine insanlar tarafından yok ekonomik, yok etik veya yok büyük güçlerce elimizden alınıyor. Özgürce sevmeye, inanmaya, doğayı yaşamaya yine insanlar mani olmaktalar. Her şeyin maddi olduğu öğretiliyor. Her şeyin bir fiyatı var. Her şeyin, hatta çoğu canlının da parayla bir sahibi var. Üstelik o canlı insan da olabiliyor farkında bile olmadan.
Seçme hakkımız olsa yaşamayı mı, yoksa hiç oluşmamayı mı, iki yüz kırk milyondan birincisi değil de sonraki olmayı mı tercih ederdiniz, bilemem.
Ben bu yarışa bir daha hiç ama hiç KATILMAYACAĞIM.
E.Yaşar Ovalı 05.03.2012
YORUMLAR
Aklınızdan geçeni, kafanızı meşgul edeni, yaşarken sizi isyana sürükleyen sebebi, kısacası yaşamdan gördükleriniz ve yaşadıklarınızdan elde ettiklerinizle mantığınızı, aklınızı kullanarak bir sentez oluşturup,düşünce eleginizden geçirerek yazınızı yazmışsınız..İnsan olarak sizinle bir çok yoruma katılıyorum ve bazı sözlerinizi aynen diye onaylıyorum. Ama ben yinede o birinciliği elde etmiş olmaktan memnunum ve hatta yeniden bir şans verseler yeniden bu yarışa katılırdım...:Saygılarımla sayın Ovalı.
Bu arada Yazıyı açtım yoruma.:)))))) Sizi görmek güzel
kukurikuu
Güzel yorumunuzu, sayfamda görmek , hele bu denli olumlu, hayat dolu ve hayatla barışık oluşunuz, beni çok mutlu etti. Hayatı tanımak, onu doyasıya yaşamak çoğu kez mümkün olmuyor. Bazen, olumsuz düşüncelere kapılıyor insan. Oysa neler yaşadık, bu rezil dünyada. Mutluluklar da oldu, kısa sürse de . Aslında olay, bir yazıyı, ne pahasına olursa olsun yaşamak. Ama, bir gerçek de şu ki; yoruluyor insan be, Naz Hanım.
Desteğiniz, bana güç veriyor. Saygı ve sevgilerimle.
NOT: Demek yarışa yeniden katılırsınız ha...Pes doğrusu ,hayata bu kadar bağlı olmanızı da ayrıca kutlarım.
inci*
kukurikuu
Şu, kadın olmaktan, mutluluk duyuyorsunuz ya, hem seviniyorum , hem de şaşırıyorum. Ne menem bir şey , kadın olmak? Ya çok çirkin seniz,ya kimsenin ilgilenmeyeceği bir tipseniz,yine de ,kadın olmak ister miydiniz?
Eminim, hem yetenekli, hem de güzel bir hanımsınız ki , kadın olmak size avantaj tanımış . Tabi, sizi sadece pembe bir gül olarak tanıyorum. Neden beni ,bir çiçekle konuşuyormuş gibi , çaresiz duruma düşürdüğünüzü de anlayamıyorum. Oysa , o kadar içten ve gerçekçi yazıyorsunuz ki .
Bana, kadınlar hakkında yazdırtacak sınız ,bu gidişle.
Teşekkürler.
güzelbiryazı anlamlı tebrikler var olmaı seçerdim yine her ne olursa olsun
kukurikuu
Sayfamda olmanızdan onur duydum.
Yorumunuza çok teşekkür ederim. Saygılarımla
kukurikuu
Bazen öykülerin yanı sıra, insan hayat hakkındaki , iç dünyasını da paylaşmalı diye düşünüyorum. Belki yanlış olan, pek çok şeyi, ben doğru biliyor da olabilirim. Dostlarım beni yorumları ile doğruya yönlendirebilirler.
Saygılarımla Hocam.