Ah Mukaddes Teyze Ah
Ah Mukaddes Teyze ah..Selçuk/İZMİR 2000 yılı şubat ayı başlarıydı. Ramazan Bayramı henüz geçmişti. Kızım daha bebekti ve 6 birden diş çıkarıyordu. İkimiz de kaç gecedir doğru dürüst uyumamıştık. Gece 21’den sonra dışarı çıkıp, nöbetçi eczane bulduk. Eczacı, ağrı kesici özelliği olan bir jel çıktığını söyledi ve son çare diyerek alıp hemen eve geldik. Zor bela kızımın damağına sürdüm, bir mucize.... Çocuk on beş dakika geçmeden uyudu.
O akşam da saat 10 da başlayacak olan güzel bir film vardı. Altı yaşındaki oğlum da zorluk çıkarmadan uyumuştu, zaten saatini bilirdi, hiç şaşmazdı. Hemen tekli koltukları Tv’ye çevirip, çerez -meyve vs. alıp sinema keyfi yapmaktı niyetimiz. Oysa günlerdir doğru dürüst uyumamıştım. Fakat Tvdeki film, diğer yandan biraz kendimize zaman ayırmak oldukça lüks bir şeydi bizim için ve onu gerçekleştirmek daha cazip ti. Tabi o zaman yaşlarımız da gençti, nerden baksanız 12 yıl evveliydi nihayet.
Koltuklarımıza yerleştik, günler sonra rüya gibiydi bizim için. .Çocukların sesini duyabilelim diye de, hem onların yattığı odaların kapısını, hem de film seyrettiğimiz salon kapısını bir karış kadar aralık bıraktık. Bir yandan filmi izlemeye çalışırken diğer yandan da kızımın uyanacağı endişesi ile sık sık kapıya bakıp ses dinliyordum.
Ve işte o an….
Aniden öyle bir şey gördüm ki, ağzıma attığım meyveyi yutmakta güçlük çektim. Bir an sesimi çıkaramadım. Eşime sessizce kapı aralığından Mukaddes Teyze girdi diye tekrarlıyordum. eşim saçmalama dedikçe ben bir daha Mukaddes Teyze…Mukaddes Teyze… Bak kapıdan girdi, içeride, bak köşeden bize bakıyor. Bak bak ne olur bak…işte tam orda duruyor…. işte çıktı Mukaddes Teyze…
Fakat o kadarcık yerden nasıl geçip gitmişti. Bir müddet sürekli aynı kelimeleri tekrarlayıp durdum. Çıldırmış gibiydim… İnanmadın gitti Mukaddes Teyze diyordum sayıklarcasına. Tüm bunlar olurken de saat gece 12 ye yaklaşmış, film de bitmek üzereydi, bende filmden eser kalmamıştı. Sonradan dediğine göre eşim, delirdiğimi düşünmüş o zaman.
Mukaddes Teyze bizim ev sahibimiz bayanın annesiydi. Buraları önce tarlaymış, sonradan arsa olmuş. Ve eşi ölünce de arsayı daire karşılığında verip çocuklarına bölüştürmüş. Şimdi geçmişteki tarlada üç blok vardı artık. Biz birinci blokta, Mukaddes Teyze üçüncü bloktaydı. Ancak kızı Necmiye burada ikamet etmeyip, kiraya veriyor konutu, yani bizim yaşadığımız evi.
Necmiye Hanım, annesini rutin kontrolleri için İzmir’e üniversite hastanesine götürmüş. Geri döndüklerinde ise bayağı geç olunca, kızı annesini evine götürmemiş. Gelince Bir şeyler atıştırp Saat 23.oo sıralarında herkes yatmış. Düşünüyorum da… Ben de 11.30 dan sonra O’nu bizim salonda görmüştüm. Bu nasıl iş Allah’ım.
Mukaddes Teyze normalinde sabah namazından önce güne yüz süren biriyken, ertesi sabah hala neden uyanmamıştı. Necmiye Hanım, saat yedi sularında annesini merak edip uyuduğu odaya girmiş. Ve hayret diyor kendi kendine, annesi ilk yattığı gibi duruyor. Hatta sol elini yanağının altına koymuş yatarken Necmiye hanımın dediğine göre… Ve hala aynıydı…
Saat 7.30 sularında, doktorun gelişi, öldüğüne kanıtlamak içindi sanki. Ve yaklaşık sekiz saat önce diyor dünyayı terk edişi.
Aman Allah’ım… Hesapladığımda, tam gece 11.30 denk geliyordu ve olacak iş değildi. Bacaklarım zangır zangır titriyordu, ayakta durmakta güçlük çekiyordum.
Aklıma ilk gelen….Öldüğü gece damadının evindeydi. Ruhu bedeninden azledildiği zaman ilk yaptığı şey de eşiyle beraber edinilen,bir zamanlar tarla olan arsayı son kez daha görmekti. Neden olmasın belki de haklıydım. Hayalden doğan tesadüf olmazdı. Tamam belki çok yorgun ve uykusuzdum… Ama yok yok o kadar da değil diyorum.
Hala aklımda o soru ve bilmediğim cevabı var.
Neden ben… Mukaddes Teyze, neden seni sadece ben gördüm neden…neden ben?......
Toprağın bol, mekânın cennet olsun Mukaddes Teyze…
NÜS
YORUMLAR
Ya canım az evvelki bana önerdiğin şey için ermiş olmak lazım dedim ya.Bu önerimi mi tescilledin.
Bir tuhaf oldum okuyunca.Hissettin demek ki Necla,cığım.Malum olmuş sana.Valla benimle de ilğili bir şey görürsen hemen haber ver .
Şaka bir yana çok güzeldi.
Kutlarım.
NÜS
sağolasın... mucks
Çok etkilendim... olabilir bitanem yaa ruhu gelmiş olabilir gerçekten...:(( evini görmeye gelmiş demekki :(.Ben de duydum ölen kişinin ailesini, evini ziyarete gittiğini duymuştum.Özellikle perşembe geceleri gelir miş . Mükemmel bir anlatımdı.Varolsun yetkin kalemin canım.Her dem sevgilerimle.
NÜS
Bu metafizik bir olayın Necla'cığıma yansıması....Ruh bir enerji ..Ruh bedenden çıktığı zaman yaşarkenki ilgili olduğu bitakım kişiler ve nesnelerle hemen alakasını kesemez..Hatta " ölen kişi, kırk gün bu eski yaşam alanlarında dolaşır" diye bi rivayet olduğunu biliyorum. Çünkü ruh alışmış oldu alanları hemen bırakamaz...Gezinebilir..Onların gezinmesinde artık yürüme ve yorulma sorunu ortadan kalkmıştır..Sevdiklerini görür...Sevdiği yerlere gider..Ama dünyadaki yakınlarından her göz onu göremeyebilir...Ancak onu görebilmek onun enerji boyutuna çıkmakla mümkündür ki bu da herkese nasib olmaz...Ama sana bu nasib olmuş..Belki o an için korkmuş olabilirsin ama bu Allah'ın sana vermiş olduğu bir yetenek...Korkmaz ve sır tutarsan çok daha önemli metafizik sırlara vakıf edilirsin...Tabi fiziki kanunların hüküm sürdüğü bir yaşamı sürdüren , biraz da maddeye fazlaca endekslenen biz insanlara, fizikötesi hadiselerin yansımaları ve ona vakıf olabilmek ağır gelebilir...Güzel bir konu işlemişsin tebrik ediyorum seni...Dualarımdasın..Selamlar...
ben bu tarz mistik olayalara inanan biriyim..
mukaddes teyzenin ruhunun o gece orada gezinmiş olabileceği olasılığı son derce yüksek..,
lakin bunda korkulacak hiç bir şey yok..
dünya gözüyle etrafımızda o kadar korkulacak şeyler varken ruhani bir varlığın bize zarar verebileceğini sanmıyorum..
müsterih olun..ve bolca okuyun..
sevgilerimle..
NÜS
gerçekten olmaz gibi düşünülsede ...kafamızda soru işareti olsada bence böyle manevi olaylarla karşılaşıyoruz babam öldüğü zaman aynı olayı ben de yaşadım o ankara gülhane askeri hastanesinde son nefesini verdiği saatte alev alev yanan sobamızın boruları aniden devrildi ve hiç bir şekikde ne yangın ne birşey oldu o anda saatime bakmıştım gayri ihtiyarı 19.30 du canımsın çok çok anlamlı ve güzeldi kalemin varolsun sevgimlesinnnnn