- 1739 Okunma
- 0 Yorum
- 0 Beğeni
Köşe Yazılarım/ KARS CUMHURİYETİ
Sevgili arkadaşım Cafer AKYOL’un büyük bir özen ve özveriyle çıkardığı ‘Serhat Kültür’ dergisinin Kasım-Aralık sayısında gezinirken Erkan KARAGÖZ’ün bir çalışmasını okudum.
KARAGÖZ söz konusu çalışmasında Kafkaslar’da kurulmuş, pek bilinmeyen, kısa ömürlü bir cumhuriyetten söz ediyor.İtiraf etmeliyim ki ben de okuyuncaya kadar bu cumhuriyetin varlığından haberim yoktu.Ama okudukça deyimin tam anlamıyla ‘içine düştüm’.
Kısaca söz etmek gerekirse; resmi adı Cenub_i Garbı Kafkas Demokratik Cumhuriyeti olan bu oluşum, 1 Aralık 1918 de kurulup 15 Nisan 1919 da yıkılmıştır.
Rusya altıncı yüzyıla kadar uzanan isyanlar, savaşlar, suikastler, büyüklü küçüklü devletler,düşmanlar v.s. den oluşan entrikalarla dolu köklü ; siyasal ve askeri deneyimi olan bir ülkedir.
1906 yılında Rus Çarı’nın sistemi demokratikleştireceğim diyerek sözde bir meclis kurup çok çeşitli halklardan oluşan milletine kendilerini temsil edecek vekiller seçmelerini sağlamıştır. Fakat bu durum fazla uzun sürmemiş vekil seçilme koşulları –bazı iç sıkıntılar- nedeniyle ağırlaştırılınca Kars yöresi ve diğer etnik-dini öbekleşmeler bu büyük ülkede kendilerini ifade etme olanağından mahrum kalmışlardır.
Neyse ki ;birkaç yıl sonra işçi,çiftçi ve emekçinin yoğun talebi ve baskısına daha fazla direnemeyen devlet,her etniğe kendi sovyetini kurma olanağı vermiştir.Bu şekilde her öbek kendine bir komisyon kuruyor ,hem işlerin belli kurallar ve düzen içinde yürümesi sağlanmış oluyor,hem de dertlerini devlete iletebilecek bir temsil öbeğine sahip oluyorlardı..Bu oluşum diğer yandan halkın örgütlenme ile ilgili deneyimler kazanmasını da sağlıyordu.Örgüt olma…Amaç birliği…Millet olma…
Bu örgütlenme hareketi içinde Kars’ı diğerlerinden ayıran bir özelliği daha vardı : Diğer bölgelerdeki etnik ve dinsel temelli öbekleşmenin yanında ,Kars’taki demiryolu ve sanayi işletmelerinin varlığı burada işçi sovyetlerini de oluşturmuştu.
Yaşlı Rusya’da 1917 de bir devrim daha olup, ordunun önemli bir kısmını oluşturan Kafkasya ve Kafkas-ardı askerleri yurtlarına dönünce ordunun bu (güney-batı) kanadı zayıf düşmüştür. Bunu fırsat bilen galip devletler (birinci dünya savaşı galipleri)den özellikle İngiltere’nin akıl hocalığı ve yaptığı önemli üç sovyet ve bunları izleyen küçük birkaç sovyet daha hızla Rusya’dan kopmuşlardır.
Bunlar Azerbeycan, Gürcistan ve Ermenistan’dır, bu üç ülke sovyetlerinin oluşturduğu Seym adında özerk bir yönetim kurulmuş ve yönetiminde her bölge kendi stratejik önemine göre görev almıştı.
Örneğin; ciddi bir ordu ve silah birikimi olan Ermenistan, yönetimin askeri işlerinden sorumluydu.
Görev paylaşımını takiben Kars ve çevresi atanan bir askeri valinin emrine verilmişti.
Irkçı-faşist Taşnak sovyeti ise Hayatistan düşünü gerçekleştirmek için bu son oluşumu fırsat bilip bölgeye el altından aktarım yapmaya başlamıştı bile.1915 tehcirinde Erivan bölgesine göçen Ermeniler’i sistemli bir şekilde getirip Kars’a ve Osmanlı topraklarına yerleştirmiştir.
Ermeniler’in sağda solda olay çıkarıp, askeri gücün ellerinde bulunmasını fırsat bilerek diğer halklara terör estirmeye başlamaları uzun sürmemişti. Bu sorun Büyük Patron Rusya’ya iletilmiş,o da Ermeniler’in yetkisini ellerinden alarak halkların kendi milli şuralarıyla kendilerini yönetmelerini sağlamıştır.Bu sefer bakmışlar etnik fazla …Buna da çözüm olarak her öbek temsilcisinin bir hafta olmak koşuluyla dönüşümlü olarak halkları yönetme şeklini getirmişlerdir.
Burada belirtmeden geçemeyeceğim son bi konu daha var…bu dönüşümlü yönetim bir süre böyle sürerken paralelinde tüm devlet yönetimlerinde ve tarihin her döneminde olduğu gibi entrika çarkı da dönmeyi sürdürmüş.Bir gün Osmanlı bu Güney-batı Kafkas (Rusya’ya göre) bölgesinin kapısına dayanınca Kars’ta yaşayan Ermeniler Ermenistan’a kaçmışlardır.
Osmanlı işgalinden huzursuz olan ‘galipler çetesi’nden İngilizler, Osmanlılar’ı Mondoros Antlaşması’yla 1914 sınırlarına çekilmeye zorlamışlar ve sağlamışlardır.
İşte tam o günlere denk geliyor Kars Cumhuriyeti’nin temel atma çalışmaları. Rus Hükümeti’nin son dönemlerde yaşadığı karışıklık sayesinde örgütlenmeyi denemiş ve öğrenmiş olan yedi aydın insan kurucular kurulunu başarıyla oluşturarak kısa sürede halkı seçime götürmüşlerdir.
İnsan olan her yerde olması kaçınılmaz olan kutuplaşmalar, bu küçük cumhuriyet içinde bile baştan beri göze çarpıyor. Bu arkadaşlar, Bolşevikçiler, kurtuluşu İngilizler’de görenler ve koltuk hırsı olanlar şeklinde özetlenebilir.
KARAGÖZ’ün çalışmasında dikkatimi çeken başka bir konu da silah tüccarı ( o silahları nereden sağladığını umarım bir gün öğreneceğim)Yakup Şevki Paşa ‘nın cumhuriyetçilere karşı tavrı oldu. Aydın cumhuriyetçilerin silah talebini geri çevirmiş ,ama eğer isterlerse o ağızdan dolma silahlardan verebileceğini ve eğer İngiliz’leri darıltırlarsa gözünü kırpmadan hepsini kurşuna dizeceğini söylemiştir.Söyleme cesaretini bulmuştur.
Sonuç olarak;1 Aralık 1928 de kurulan bu cumhuriyet 15 Nisan 1919 da İngiliz’lerin meclis binasını basması ve el koymasıyla sona erdirilmiştir.
İngilizler her ne kadar bu oluşumu kendilerine karşı ayaklanma olarak nitelendirdiklerinden bitirdiklerini söyleseler de; asıl sebep saldırı hazırlığı içinde oldukları Rusya’yı daha rahat çökertebilmek için yukarıda da söz ettiğim stratejik öneminden dolayı bu bölgeyi elde tutmak içindir.
Evet ;bu pek bilinmeyen önemli konuyu Karagöz’ün çalışmasının yardımıyla sizlerle paylaşmak istedim.Çünkü ;alel acele hazırlanan anayasalarında demokrasi açısından ders alabileceğimizi düşündüğüm noktalar var.Kadınlara seçme hakkının verilmesi ,seçme yaşının 18 ,seçilme yaşının 25 olması gibi.
Bunu bilir bunu söylerim; tarihimizi anlamaz, dostumuzu düşmanımızı bilmezsek coğrafyamızı başkaları çizer efendim.
Seher Duman
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.