- 1084 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beðeni
ÝLKÖÐRETÝM DAVASI VE ÝLKÖÐRETÝM OKULLARININ SORUNLARI
ÝLKÖÐRETÝM DAVASI VE ÝLKÖÐRETÝM OKULLARININ
SORUNLARI
Mesele eðitim olunca: Eðitim davasý insan olma davasý akla gelir. Gerçektende eðitim davasý insan olma, güçlü, bilinçli, ilerici millet olma davasýdýr. Millet olma davasý elbette kolay olmasa gerek. Sýkýntýlarýn, engellerini, abartýlarýn olmamasý gereken, gerçek realist bir sistemin davasýdýr.
Türkiye’de temel eðitimde birçok sýkýntýnýn yanýnda millet olma davasýnýn en öncül bir mevzu olduðunu biliyoruz. Osmanlý zamanýnda çocuklarýn okulu olan sübyan okullarý bizim temel eðitimimize denk gelir. Zira okuma yazma oraný düþük olan ülkelerde bakýldýðýnda kargaþa kavga bitmiyor ve dýþarýya karþý bir bütün olamýyorlar. Öyleyse temel eðitim zorunlu olmasý bir anlamda millet olma davasý demektir. Bir millet geleceðe emin olarak bakmak istiyorsa temel eðitimi iyi planlamasý ve iyi örgütlemesi gerekir. Yanlýþ anlamayýn ben siyasi örgütten bahsetmiyorum.
Milli eðitim bakanlýðý bir örgüttür ve Kanun tüzük yönetmelik genelgelerle yönetilir. Teþkilatlanma ne kadar saðlýklý olursa geleceðe hizmet verme o derece saðlýklý olur. Devlet; Zorunlu hizmeti koyarken bütün ülkenin her kýyýsý ve köþesini bir tutup okullu olmayý kolaylaþtýrmasý gerekir. Mecburi ve meccani derler. Bizde buna. Eðer ülkenin en ücra köþesine yol su elektrik ve eðitim gibi hizmetleri götürmedinizse sorun çok. Pansuman çözümler iþ görmez demektir. Okul yaptýnýz diyelim hadi yolda var, belki öðretmende verdiniz, ya anlayýþý nasýl deðiþtireceksiniz, ya gelir düzeyleri ne olacak, ya dil sorunlarý nasýl çözülecek. Teþkilat öyle olmalý ki! Çaðýn getirdiklerinin yanýnda gelecekteki getireceklerini de bilip hazýrlanmak gerekir. Birliðimiz: Eðitimin bireyler üzerindeki kalýcý etkileriyle saðlanabilir. Dil birliði de böyle, bayrak birliði de böyle, kültür birliði de böyle.
Hangi konuya bakarsanýz bakýnýz temel eðitim yoksa düzenli birliktelikte yoktur. Dikkat ettinizse temel eðitimde sürekli deðiþiklikler yapýlmakta, yeniden yapýlanmalar olmakta ve geliþmesi için çaba sarf edilmektedir. Temel eðitim 1997 yýlýnda sekiz yýla çýkarýldý. Buradaki maksat ne olursa olsun güzel bir geliþmeydi. Ama yanýnda bazý sorunlarý da beraberinde getirdi.37 yýlýmýz bu kurumda geçti. Ýyisiyle, kötüsüyle. Devletimizin bekasý için: Ýlköðretim kamunun bir çatý altýnda olmasý kadar elzemdir. Ýlköðretime geçiþimiz þekilcilikten çýkýþýmýzýn da dönüm noktasý oldu. Gerçi 1991 yýlýnda siyah önlüðü ilk defa çýkaran ve öðrencilerine mavi önlüðe giydiren bir kiþiyim. Bu tür uygulamalarý yapmak, o yýllarda çok kolay deðildi. Tektür kýyafet bence eðitim sorunlarýndan biriydi. Erkek kýz hep ayný siyahlýða bürünür ve beyaz yakalýk takmak zorunda olurlardý.
KIYAFET SORUNU
Evet, bu bir sorun muydu? Evet, bir sorundu. Zira belli bir düzen, belli bir renk giymek bana Almanlarýn savaþ döneminde ayný tip ayný renk giysileri giydiklerini hatýrlatýyor. Bilhassa erkek öðrencilerimizin böyle siyahlar içinde bir kýz çocuðu gibi önlük savutturup gezmesi onlarý rencide ediyordu. Erkek çocuðunun mizacýna ters düþüyordu. Hem mizacýna hem psikolojisine ters düþüyordu. Bakanlýðýn mavi önlük giyimiyle ilgili kararý en çok da beni sevindirdi. Erkek çocuðu siyah önlükten çýkarak kiþiliðini olumlu yönde geliþtirdi. Öðrencilerin kýyafet deðiþikliðinin yanýnda öðretmeninde bir tip ve bir þekil olmasý; Buda bir sorundu. Öðrenci kýyafetinin yanýnda öðretmen kýyafetinde de yumuþama oluþtu ve artýk klasik giyiniþ yavaþ yavaþ terk edilerek yerini öðretmenin zevk ve istidana göre bir giyime terk etti. Gerçi ben kendim hala kot giyemem
Hala keten ayakkabý giyemem hiçbir þartta kravatýmý çýkarmadým günlük týraþýmý hiç ihmal etmedim. Biz böyle alýþtýrýldýk. Biz böyleyiz diye de kimseyi ayný kalýba sokmaya hakkýmýz olmadýðýný düþünüyorum. Bir gün bir gurup kýz öðrencim odama geldiler. Çok kibar çocuklardý. Benden büyüklerin bile cesaret edemeyecekleri serbest kýyafet giymek istediklerini artýk formalardan çýkmak istediklerini söylediler. Düþündüm Ve valilikten onay alarak haftada iki gün serbest giyinme izni aldým ve uyguladým. Çok da güzeldi. Ýyi gidiyordu. Ta ki bir bayanýn gelip de müdürüm benim kýzým okula gelmiyor diyene kadar. Bir anlam veremediniz deðil mi?
Çok anlamlý aslýnda, neden mi? Ýþte bu soru çok önemli. Bu defada çocuklarda güzel giyinme yarýþý baþladý. Veli çocuðuna giysi adýna daha çok para ayýrmak zorunda kaldý. Para ayýramayanlarýn çocuklarý ise boynu bükük ürkek okula gelmeme duygularýyla yaþamaya baþladýlar. Bu da çözüm deðilmiþ dedik. Ama þu da bir gerçek; Çocuk günlük hayatta nasýlsa, eskide olsa sökükte olsa onlarý giymiyor mu? Diye de düþünmedim deðil. Bu serbestlik bence bir devrim niteliðindeydi. Þu an geldiðimiz nokta o günkü deðiþim sayesinde olmuþtur.2006 da bazý illerde tamamen okullarýn seçeceði cývýl cývýl renkleri ihtiva eden formalar diktirildi. Çok da hoþ oldu. Ama öðrenciler doymak bilmiyor ki. Bu konuda sýnýrlarý hep zorluyorlar.
YAÞ GURUPLARI SORUNU
Ýlköðretimin sekiz yýla çýkmasýnda bence en büyük hata. Ýki yaþ gurubunun ayný bina ve ayný bahçede bulundurulmalarýdýr. Bizim birinci kademe dediðimiz kýsým; çocuk çaðý tamamen çocuksu davranýþ. Davranýþlarýnda hiçbir kasýt olmaz. Ta ki 5. ci sýnýfa gelinceye kadar. Beþinci sýnýfa gelince biraz fiziki yönden, birazda duygusal yönden deðiþmeler olur. Bu deðiþiklik ikinci kademe dediðimiz 6-7-8 ci sýnýflarda daha bariz ve hýzlý olur. Birinci kademedeki çocuksu duygular ikinci kademede yerini duygusallýða býrakýr. Buda; birinci kademenin davranýþ sersemliðine uðradýðýný bariz olarak gösterir. Ýkinci kademeyi örnek almalarý artýyor ve kiþilik bozukluðu oluþuyor. Diyeceksiniz ki ikinci kademenin kiþiliði bozuk mu ki onlara bakarak kiþilikleri bozulsun. Elbette deðil. Ama fiziki yönden ve zekâ yaþý yönünden de yaþýtlarýyla olmasý çocuklarda bazý davranýþ bozukluðundan koruyor. Bu bir yönüyle de kiþiliklerinin oturmasýna neden oluyor. Ýkinci kademenin giyim meraký birinci kademeyi etkiliyor ve tüketimde doyumsuz oluyorlar. Oyunlarda çatýþmalar doðuyor. Birinci kademenin oyunlarý ikinci kademeyi hiç mi hiç ilgilendirmiyor. Ama birinci kademe hep yukarý baktýðý için çocukluðunu yaþayamýyorlar. Bu günlerde Milli Eðitim Bakanýmýzýn kesintisiz eðitimin 12 yýl olmasý hususunda çalýþmalarý var. Ýnþallah bu konu psikologlarý pedagoglarý ve eðitim bilimcileri tarafýndan iyice tartýþýldýktan sonra olmasý geren þekilde planlanýr. Aceleye getirmemek gerekir.
Bu konuya bir çözüm bulmak gerekir. Nasýl derseniz bence birinci kademenin yeniden yapýlandýrýlmasý ve bahçelerinin ayrýlmasý derim. Anasýnýfý-1-2-3-4 ler birinci kademe 5-6-7-8 ler ikinci kademe 9-10-11-12 de üçüncü kademe þeklinde yeniden yapýlandýrýlmalý. Bu üç kademede de bahçe ve oyun alanlarý ayrýlmalý. Eðer yönlendirme yapýlacaksa ikinci dört yýldan sonra yapýlmalý. Bu yapýlanma denemeye deðer bence.
EKENOMÝK SORUN
Ekonomik olarak güçsüz olan ailelerin çocuklarý eskiden beþinci sýnýfý bitirince sanayide çýrak olarak çalýþýr ve oradan meslek sahibi olup kendi kazanç kapýlarýný kurarlardý. Ýlköðretimin sekiz yýl olmasý bir ölçüde okuma kabiliyeti olmayan meslek yatkýnlýðý olan öðrencileri etkiledi. 8 sýnýftan sonra aile çocuklarýný çýrak olarak veremediler. Verseler de dikiþ tutmadý. O yaþa gelen çocuklar emir altýnda çalýþmak istemediler. Dolayýsýyla meslekte ara eleman yetiþmedi. Fakir ailelerin çocuklarý daha ileriye gidemediler. Çýrakta olamadýlar. Dolayýsýyla boþ ve aylak kaldýlar. Korkarým lisede mecbur olacak. Buda daha çok etkileyecektir. Ta ki devlet ara eleman yetiþtiren meslek liselerini çoðaltýr, cazip hale getirir, yoksa harakiri olur. Hiç bir Türk ferdi yoktur ki okullaþma oranýnýn yüzde yüz olmasýný istemesin. Hele bir eðitimci olarak en çok ben isterim. Sorunlarý ortadan kaldýrýlmýþ, liseyi de içine alan 12 yýllýk zorunlu öðretimi ve eðitimi savunan bir insaným. Siyasi güçlerin geliþiyle deðiþen deðil köklü çözümleri getiren, güçlü bir eðitim politikasýyla oluþturulmuþ bir zorunlu eðitim olsun. Siyasetin gölgesinde kalan günü birlik çözümlerle idare edilmeye çalýþýlan zorunlu eðitimin bir ayaðý topal olur. Bu sorunu sadece yýl olarak düþünmekte bir yönüyle yanlýþ
YÖNELTME SORUNU
Sekiz yýllýk eðitimin aceleye getirilmesi bedene sýðmayan bir gömleðin bedene giydirilmesi gibidir. Buda zorlama demektir zorlamalar sosyal patlamalarý getirir. Zira sekiz yýllýk kesintisiz eðitimde yöneltme olmayýnca Ýlköðretimi bitiren öðrencilerde bir liseye gitme (Anadolu liseleri askeri liseler. Fen liseleri)hevesi aðýr bastý. Ýlköðretimi bitiren hiçbir öðrenci meslek lisesi ya da imam hatip lisesi düþünmedi. Eðer istediði bir liseye gidemezse o zaman ailesinin zoru ile bir meslek lisesine yazýldý. Oralarda da kendisini dýþlanmýþ atýl vaziyette hissettiði için ya okulu býraktý, ya da atýldý. Bu bence bir sosyal yaradýr. Öyle ise çocuðun çocukluk aþamalarýnýn her evresini ayrý deðerlendirerek, özgün kiþiliðini geliþtirmek gerekir. Özgün kiþilik geliþtirme aþamasýnda üzerinde görmek istediðimiz davranýþlarý dikkate alarak bir bütün olarak deðerlendirmek gerekir. 12 yýllýk eðitimde üç aþamalý bir gruplama yapýlmalý ve ikinci aþamadan itibaren yönlendirilmeye baþlanýlmalý.
Bu yönlendirme:
1-Elbecerisi(meslek liselere)
2-Müzik kulaðý(Konservatuvar)
3- Görsel sanat yeteneði(Güzel sanatlar liseleri)
4-IQ ölçümleri(Bilimsel zekâsý)
5-Ticari zekâsýna göre seçim
6-Sosyal bilimler alaný seçimi þeklinde olabilir.
Eðer ilköðretim 12 yýla çýkarýlacaksa yukarýda saymaya çalýþtýðým bölümlere her kademede istida göre yönlendirme yapýlmasý ve uygulanmasý gerekir. Yönlendirme yapýlýrken de okulun ve öðretmenin eli güçlendirilmelidir. Yönlendirmeyle ilgili verilen kararlar dýþ etkenler tarafýndan bozulmamalýdýr. Bu sorunlarýn yanýnda pek çok daha sorun vardýr. Ama en göze görünenleri bunlar olduðu için alýndý. Anasýnýfý-1-2-3-4 ten sonraki öðrencileri aslýnda bir baþka binaya yönlendirerek devam ettirilmesi daha uygun olur. Bilhassa 9-10-11-12 sýnýflar zorunlu olmak kaydý ile baþka liselere yönlendirilebilir
KAYNAÞTIRMA SORUNU
2000 li yýllardan önce okullarýmýzda Alt özel sýnýf açýlmasý için bakanlýk özendirici bazý tedbirler bile aldý. Bu tedbirlerden okul müdürleri için en cazip olaný ek ders artýþýdýr. Ek ders fazlalýðýndan dolayý okul müdürlerinde Alt özel sýnýfý açma düþüncesi doðdu Alt özel sýnýfa benim hiç aklým yatmadý. Oldum olasý böyle düþündüm.
Alt Özel Sýnýflarda çocuklarýmýzýn yetiþtirilmesi Sanki diðer çocuklardan tedriç edilmesi gibi bir pozisyona giriyor. Onun için bakanlýðýn uygulamaya çalýþtýðý Kaynaþtýrma programý daha akla ve eðitimin özüne uygun. Sýnýfta kalmamasý da bir o kadar iyi. Fakat bu kaynaþtýrma öðrencilerinin yetiþtirilmesinde Pedagojik formasyonu yeterli olan öðretmen olmasý gerekir. Her þeyden önce çocuðu olduðu gibi kabullenen olmasý gerekir. Burada zikretmek gerekirse üniversiteler öðretmen olarak yetiþtirdiði çýktýlarýný bu yönüyle yetiþtirmelidir. Kaynaþtýrma öðrencilerini yaþýtlarýndan soyutlamak probleme problem katmak gibidir.
Yaþýtlarý arasýnda oynamasý onlarla ayný sýnýfý paylaþmasý sohbet etmesi paylaþmayý, almayý vermeyi öðrenmesi büyük bir kazanç olacaktýr. Bir zamanlar görev yaptýðým okullardan birisinde öðretmenin böyle kaynaþtýrma öðrencisini kabullenememesinden dolayý epeyce sýkýntý yaþamýþtýk. Hâlbuki Allah kimsenin baþýna vermesin o çocuk bizim çocuðumuzda olabilirdi. Engelli olan yavrularýmýzýn eðitimi de Milli Eðitim Bakanlýðýnýn görevidir. Onlarýnda öðrenmeye, oyuna, paylaþmaya, çocukluðunu arkadaþlarý arasýnda geçirmeye haklarý vardýr.
a-Onlarýnda toplum içinde deðerli bir fert olduðunu hissetmesi gerekir.
b-Onlarýnda yasalarýn kendilerine verdiði haklarý kullanmasý, almasý gerekir.
c-Bu çocuklarýmýzýn da ekonomik olarak ülkenin kiþi baþýna düþen gelirinden payýný, haklarýný alma haklarý vardýr.
ç-Özürlü çocuklarýmýzýn da psikolojik olarak saðlýklý olma haklarý vardýr.
Bu öðrencilerimiz kendilerini kabullenebilmeleri için normal olan arkadaþlarý arasýnda olma haklarý vardýr.
Kaynaþtýrmanýn saðlýklý yürüyebilmesi için; Okul yönetiminin bu yavrularýmýza bakýþý normal öðrenciler gibi olmalý. Hatta onlara daha fazla destek çýkabilmeli. Eðitim gerektiren bireylerin; yetersizliði olmayan akranlarý ile eðitim öðretimlerini sürdürme esasýna dayanan Kaynaþtýrma Uygulamalarý Rehber öðretmenlerle daha güçlü hale getirilebilir. Onlarýn sürece dahil olmalarýyla daha iyi uygulanabilir. Okul idaresi Kaynaþtýrma öðrencilerinden her sýnýfa bir kiþi düþecek þekilde daðýtarak adil olmalý. Bakanlýðýn ön gördüðü 20 kiþilik bir sýnýfa bir kaynaþtýrma þeklinde daðýtýrsa daha güzel olur. Kaynaþtýrma öðrencileriyle en çok ilgilenen öðretmenlere yardýmcý olunmalý. Motivasyonu yüksek tutulmalýdýr. Gerekirse onlara destek eðitim alýnmalýdýr. Ailelerde bu konuda bilgi sahibi olurlar, okulla iþbirliði yaparlarsa bu konu daha iþlek iþ görür hale gelir.
MERKEZ- VAROÞ BÖLGE SORUNLARI
Bir köy veya bir belde de belki çok sorun olmayabilir. Ama Büyükþehir statüsündeki yerleþim alanlarýnda kenar mahalle merkez çatýþmalarý olur. Kenarlardan merkeze doðru sürekli bir akýn vardýr. Buda merkezlerdeki okullarýn mevcudunun artmasý ve dolayýsýyla sýnýf yetersizliðinin yanýnda taþýma sorununu, maddi sorunlarý, dil sorununu yanýnda getirir. Merkezlerde 40-45 kiþilik sýnýflarda ders görülürken varoþlarda mevcutlar 20 ye kadar düþüyor. Merkezlerde daha yaþlý öðretmenler çalýþýrken kenarlarda daha genç öðretmenler çalýþýyor.
Þimdi oturalým ve doðrularý konuþalým. Bir öðretmen ne kadar tecrübeli olursa olsun 45 kiþilik sýnýflarda baþarýlý olamaz. Her þeyden önce sýnýf kontrolünü saðlayamaz. Zaman yetersizliðini yaþar. Kontrol mekanizmasýný çalýþtýrýp yetiþtiremez. Tecrübe kolay kazanýlmaz. Eðitimde tecrübenin önemi büyüktür. Gördüðüm kadarýyla tecrübe yeterli olmuyor. Artýk teknolojiyi de bilmek gerekiyor. Kenarlardaki genç nesil kuþak öðretmenler ise iþte yýllanmýþ öðretmenlerin korktuðu bu teknolojiyi iyi biliyor. Bir tarafta tecrübe, bir tarafta teknolojiyi kullanma becerisi var.
Birinde tecrübe eksik, birinde teknoloji eksik. Ne zaman her gurup öðretmende bu ikisi bir arada olur. Ýþte o zaman ideal bir öðretmen ortaya çýkar. Ýþte o zaman merkez varoþ çatýþmasý kalkar. Kenardaki ve merkezdeki velilerin yanýlgýlarý þu! Merkezdeki öðretmen çok iyi kenardaki öðretmen kötü bu bir yanýlgýdýr. Böyle bir þey yok. Eðer öðretmenin elini güçlendirirseniz her yerde iyi çalýþabilir. Önünü açmazsanýz nerede olursa olsun korkarak çekinerek çalýþýr. Çözüm birisine tecrübe kazandýrmak, diðerine teknolojiyi kullanmayý öðretmek. Her ikisi bir arada olursa bu öðretmen baþarýlýdýr. Bence teknolojiyi önce kullanan diðerlerinden daha iyidir. Zira teknoloji kullananýn elinde kaynak ve bilgi, belge daha çoktur.
DEVAM DEVAMSIZLIK SORUNU:
Milli Eðitimin en büyük sorunlarýndan biriside devam devamsýzlýk sorunudur. Ýlköðretim yönetmeliðinde belirtildiði üzere devamsýzlýðýn 20 güne kadar olan kýsmý belki bir yerde idare ediliyor ama 20 günden sonra artýk resmi iþlemlere tabidir ve resmiyete dökülmesi gerekir. Yönetmelik geçerli sebepler çerçevesinde devamsýzlýðýn 15 gününü bir dilekçeyle izine dönüþtürme fýrsatý vermiþtir. Veli bu imkân ve fýrsatý pek bilmemektedir. Ýlköðretim 7 ve 8 inci sýnýflarda devam sýkýntýlarý artmýþ olup eðitime zarar vermeye baþlamýþtýr. Bakanlýk adey diye bir sistem ile bu konuya çözüm aramaya baþlamýþtýr. Bu sisteme geçmeden bence devamsýzlýðýn neden olduðu þeyler ortadan kaldýrmalýdýr.
a- Okul ile ilgili sorunlar
b- Yönetim ile ilgili sorunlar
c- Öðretmen ile ilgili sorunlar
d- Arkadaþ ile ilgili sorunlar
e- Donaným ile ilgili sorunlar
f- Ekonomik sorunlar
g- Parçalanmýþ aile sorunlar
h- Ýyi okul kötü okul vb. Gibi sorunlarý masaya koyup çözmeli.
Kâðýt üzerinde kalacak bir devamsýzlýk sistemi devamsýzlýðý çözmeyecek aksine karmaþýklaþtýracaktýr. Devamsýzlýk ve okulu terk riski altýndaki çocuklarýn okul yönetimlerince izlemeye alýnmasý erken davranýlarak sorun kronikleþmeden çözümlenmesi gerekir. Devamsýzlýk yapan öðrenci gelmediði saatlerde velisine mutlaka ulaþýlmalý ve veli uyarýlmalý. Buda okulun mali gücünün bu konuya bir kýsým paranýn ayrýlmasý demektir. Bakanlýk bir yandan devam takibi isterken para konusun da okul idarelerinin elini kolunu baðlamaktadýr. Bu konuda çok þey söylenebilir ama bu makalede her þeyi çözecek anlamýnda deðildir. Ancak dikkat çekme anlamýndadýr.
KALABALIK SINIFLAR SORUNU
Okul içindeki sýnýflar oluþturulurken: Bu sorunun çözümünü istiyorsak eðer Okul yönetimlerinin para konusunu göz önüne almadan devletin ön gördüðü 30 kiþilik sýnýflarý oluþturmalýdýr. Sýnýflarda 1,5 metrekareye bir öðrenci düþecek þekilde konmalý. Zaten sýnýflarýmýz 45 metrekaredir. Merkezi okullarda bu sorun çözmek söylenmesi kadar kolay deðildir. Adrese dayalý kayýt sistemi disiplin içinde uygulanmalý ve bu konuda hiçbir makam müdahil yâda tepkili olmamalýdýr. Bu konuda nüfus müdürlükleri ikamet edilen mekânlarla ilgili kayýtlarda mutlaka noter tasdikli kira sözleþmesini almalý misafir kaydý il içinden yapmamalýdýr.
Ýzlenecek yol:
1-kayýt alanlarý iyi tespit edilmeli: Nüfus müdürlüklerinden ve saðlýk kurumlarýndan bölgemizde oturan yaþý gelen çocuk sayýsýný tespit etmek
2-Sayý tespit edildikten sonra oluþturulacak sýnýf sayýsýna göre alan daraltýlmalý yâda geniþletilmeli.
3-Baknlýk kayýt evraklarý oluþturmalý, temin edilmesi belli bir mali külfeti getirmeli
4-Okul donanýmlarý standartlaþtýrýlmalý.
5-Þartlar eþitlenmeli.
6-Her vatandaþ eðitimden eþit þekilde faydalanma hakkýna sahiptir. Bu bir haktýr. Kimse bunu birinin adýna kullanma hakkýna sahip deðildir.
Okul bir yaþam alanýdýr. Bu yaþam alanýnda her türlü ihtiyacýn giderilmesinde paraya ihtiyaç vardýr. Yakýt, tamirat, kýrtasiye, demirbaþ, ulaþým, temizlik vb. sorunlar, okul yönetimlerini zora sokmaktadýr.
TAÞIMALI EÐÝTÝM SORUNU
Taþýmalý eðitim 1990 yýllarýnda köylerdeki ailelerin þehre göçü nedeniyle oluþan bir sorundur. Köylerdeki göç öðrenci kalmayan birkaç öðrenciyi de yakýn merkezlere taþýma fikrini doðurdu. Bunun nedenlerinden biriside 5 ten sonra 6-7-8 sýnýflara branþ öðretmeni atanamamasý. Buralardaki öðrenciler merkezlere taþýnmaya baþlandý. Köyde bir öðretmenin eksikliði hem köyün geliþme açýsýndan, hem liderlik açýsýndan, hem de okul kültürünün kaybolmasý açýsýndan telafisi mümkün olmayan yaralar açmýþtýr.
Devlet her ne kadar taþýma yapacak araçlar için þartlar oluþtursa da denetimin zor ve eksik olmasý nedeniyle güvenliði olmayan araçlarla taþýnma sorunu ortaya çýkmýþtýr. Taþýma ile baþka merkezlere taþýnan öðrenciler çok erken kalkmak zorunda ve kahvaltýsýz araca binmek zorunda. Bu küçük yüreklere bu çileyi çektirmeye kimin hakký var. Derste uyuklayan minik yürekler içimi burkmuþtur. Taþýmalý ilköðretim nedeniyle gözden çýkardýðýmýz; Oysa doðru uygulandýðýnda müstakil sýnýflardan da etkili olan birleþtirilmiþ sýnýf programý da tarihe kavuþmuþtur.
ÖÐRETÝM ORTAMLARI SORUNU
Geçmiþte ilkokul olarak tahsis edilen okullarýmýz kurum itibariyle ilköðretimin programýna cevap verememektedir.
Merkezlerdeki okullarýn gürültülü, trafikte seyreden araçlarýn çýkardýðý karbondioksitli havayý soluyarak ders yaptýklarý, akan trafikten geçerek okula geldikleri ve evlerine döndükleri düþünülürse büyük bir handikap olduðu görülür. Þehrin merkezinde sýkýþmýþ olan okullara baktýðýmýzda kýsýtlý okul bahçesi, dar oyun alanlarý ve yetersiz spor alanlarý olduðu görülür. Spor salonu, laboratuvar ve öðretim materyallerinin eksikliðini de katarsanýz ne kadar elveriþsiz eðitim ortamlarý olduðunu görürsünüz.
D E V A M E D E C E K
YORUMLAR
Özel isim deðil'se; noktalývirgülden sonra, küçük harfle yazmaya baþlanýr.
"Devlet; Zorunlu hizmeti koyarken bütün ülkenin her kýyýsý ve köþesini bir tutup okullu olmayý kolaylaþtýrmasý gerekir." mehmet talip bilgil.
....................
Buda daha çok etkileyecektir.= Bu da daha çok etkileyecektir.
...................
Millî Eðitim.
Millî Gazete.
Saygý ve Selâmýmla.
kadiryeter