- 1774 Okunma
- 6 Yorum
- 0 Beğeni
Sahibine Yar Olmayan Altınlar
Babası Çanakkale de kaldığında İsmail kundakta altı aylıktı.
O yıllarda seferberlik ilan edilmiş köyünde bir tane genç kalmadan askere çağrılmıştı, bunların içinde on sekiz yaşında ki babası Çanakkale’ye, on altı yaşındaki amcası Haydar Batum’a, evin tek oğlu olan dayısı Mehmet ise Yemen’e gönderilmiş ve de şehit düşmüşlerdir..
Yaşlı babaannesi ise Sakarya savaşında cepheye cephane götürürken yağmurlu bir günde Elmadağ yakınlarında kağnısı kayarak üzerine devrilir, yaralı olarak eve getirseler de çok yaşamaz…
Annesi de aynı köyden Kurtuluş savaşı gazisi olan başka bir adamla evlenir o zamanlar Yedi yaşında olan İsmail’e ev de ki halaları bakıp büyütürler..
Fakat o yıllar çok zor yıllardır.. İsmail içinse hayat daha bir zordur, yedi yaşında komşuların kazlarını gütmeye başlar, biraz daha büyüyüp serpilince de komşu köy de zengin bir aileye azap (çiftlik uşağı)durur. İsmail akıllı ve zeki çocuktur okumayı, yazmayı dağlarda koyun güderken kendi kendine öğrenir.
İsmail artık büyümüş ve evlenip ev bark sahibi olmak ister, peki ama nasıl elin verdiği üç beş kuruşla bu işler olmayacak der ve aklına başka fikirler gelir.
Bir eşek alıp köylerde çerçilik yapmaya başlar.( Köylerde dolaşarak ufak tefek eşya satan gezgin satıcı.)..
Halaları da evlenince yalnız kalır. Nişanlı olan tek oğlu Yemende şehit düşen yaşlı ve hasta olan annesinin annesi olan yaşlı ninesini yanına alır. Askerlik vakti de gelmiştir, fakat İsmail önce evlenir çünkü ninesini yalnız bırakıp Askere gitmeyi içine sindiremez..
Vatani görevi otuz ay sürer, köyüne dönmüştür artık, fakat ninesi çok hastadır birkaç ay boyunca hiç kalkmadan yatmıştır. Yaşlı kadının babadan kalma bayağı toprağı da vardır..
Seferberlik zamanı çoğunun köyünde tarlasını ekecek ne erkek kalmıştır ne de doğru dürüst hayvanları. Ayrık otunun kökünü ezip ekmek yapan millet buğday bulamazlarken İsmail’in yaşlı ninesi Ambarlar dolusu buğdayının ölçeğini bir Osmanlı altına sattığını bütün köylü bilir o zamanlar İsmail daha kundakta olduğu için bunu kendi annesinden duyar hatta ninesinin bu altınları küçük bir çömlekte sakladığını da.
yaşlı kadın aklı dengesini iyice yitirmiştir hala Yemen’de şehit düşen oğlunun döneceğini sanarak çömleğin yerini öz kızı olan İsmail’in annesine dahi söylemez..
Ninesine çömleğin yerini defalarca sorsa da asla cevap alamaz oldukça inat ve ağzı sıkıdır. İsmail’in yoksul fakat çok çalışkan olduğunu bilen ve bu haline acıyan köyün önde gelenleri nineye defalarca gelip “ölüm hak miras helal, senin bu çocuktan başka mirasçın yok söyle şu altınların yerini “ diye baskı yapsalar da bir türlü söyletemezler..
İsmail onurlu bir çocuktur daha fazla yaşlı ninesine eziyet etmek onu üzmek istemez ve bu olayı unutup yine eşeği ile köy köy dolaşarak çerçilik yapar.
Aradan zaman geçmiş ninesi hakkın rahmetine kavuşmuştur. İsmail’de köylerde dolaşmanın yorgunluğuna dayanamayıp ilçede kendine kalıcı bir tuhafiye dükkanı açmayı aklına koymuş.
Ninesinin altınlarını yaşadıkları toprak köy evlerinin tüm duvarları ve yerleri kazarak aramaya başlar.
Bu arama işi günlerce sürer, tüm duvarları yıkar tek bir duvar vardır odanın birinde Yar’ın yüzeyine örülmüş(şimdiki istinat duvarı gibi )tüm umutları tükenen İsmail diğer duvarlara koymayan ninesinin bu duvara hiç koyacağına ihtimal vermez ve de iyice yorulduğu için son duvarı yıkmaktan vaz geçer.
Evin yerini arsa fiyatına kendi köylüsüne satar, arsayı alan köylüsü yerine ev yapmak için son duvarı da yıkar ve çömleği o bulur, fakat oraya ev yapmaktan vaz geçer hemen ege kıyılarında başka bir büyük şehre göçer ev için alıp ta ev yapmadığından İsmail ve köylülerde altınları bulduğundan şüphelenirler köylüler sorarlar ama adam sürekli inkar eder.
(çömleğin o duvardan çıktığını daha sonra köylüsü aynı köyden bir akrabasına söyler tabi yıllar sonra bu da İsmail’in kulağına kadar gelir)
Apar topar köyden kaçar gibi çıktığından herkes çömleği bulduğuna emindir.. büyük şehirde kendisine iş kurmuş büyütmüş fakat genç yaşta kanser hastası olup vefat etmiştir şimdi onun çocukları ve torunları bayağı zenginler İsmail ise yıllarca hayatını idame ettirmek için çok zorlanmıştır ölürken dahi refah içinde değildir..
( İsmail’in ninesinin toprakları önceleri annesi ne, daha sonra da annesi ikinci evliliğinden olan kızına bağışlar.)
ALİYE UYANIK /GEBZE
27.02.2012
YORUMLAR
ustanın ilk defa yazısını okuyorum...ilginçve ders vericiydi.... tebriklerimle
BOZOK KIZI
sanırım yaşanmış bir öyküydü
başarılı bir anlatımdı
kutlarım Aliye Hanım
sevgilerimle