Keşif. Umudun başladığı yer mi, bittiği yer mi?
Marco Polo’dan daha öncesinde yaşamış bir gezginci, Ümit Burnu’na gelmiş. ’’Burası bulutları altına alacak kadar derin bir uçurum, dünyanın bittiği yerdir.’’ demiş. Bittiği yer..
Biryamaçtayım , keskin değil, yükseklikte yok. ama altta sivri, parıldayan ağızlarıyla kamalar, kılıçlar, bıçaklar düşmemi bekliyor. Ayklarımın altından parça parça toprak kayıyor. Balçıkla kaymaya devam ediyorum. Bir ağaç yok tutunabileceğim yada elimi arasına sokabileceğim bir kaya parçası. Hiç olmadı bir halatla çekicimde yok, kurtaramıyorum kendimi.
Sen! Sen varsın , ama ellerini kavuşturmuş, hain, sinsi yarım gülüşünle , sinirleri bozan kısık bakışların...
Omzun düşük, kalça çıkmış, sanki bir ovadaki muharebeyi kazanmış komutan gibi benim düşüşümü zevkle izliyorsun
Mağrur edan aynı. Kara zırha bürünmüş, şahlanan atında, dalgalanan simsiyah pelerini ve görünmeyen çehresiyle azrail senden daha masum duruyor.
Ellerini uzatmamak için kavuşturmuş gözlerini gözlerine dikmiş bakıyorsun. Bu türden sınama tanrının kırbacının işi olsa gerek. Sen kıtalarına hakim oldunda ben bu durumdayım, yoksa bir macera mıdır ki sana kafa tuttum bilmiyorum.
Gezginin ’dünyanın sonu’ dediği yer asırlar sonra başka denizcilere umut olmuş. Adı Ümit Burnu olarak anılmış. Ben senin umudunla bitiyorum . Hangimiz daha önce keşfetti birbirimizi? Ben bittiğime göre...
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.