- 2434 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Her resimde olan üç hal ve eski Ardahan gravür resmi- Ardahan öyküleri- 264
_1
Her meslek üç aşamadan oluşur.
1- Çıraklık safhası
2- Kalfalık safhası
3- Üstadlık yani ustalık safhası
Her resimde üç aşamadan birini içine alıp kendinde gösterebileceği gibi bir tek aşama ile de esenkron olabilir.
Okullarda öğrenci resmini yapıp getirir ve gösterir. Resmi elimize alırız: Öğrenci resmi çıraklık aşamasıyla resmetmiştir. Tek aşamayı esenkronik çalışmıştır. Veya öğrenci eşzamanlı ( Senkronik) olarak kalfalık kuşağına biraz, üstadlık kuşağınaysa azcık gönderme yapmıştır.
Eğer böyle okur isek. Çocuğa şu, şu aşamalara gönderme yapmışsın diye öğrenciyi uyandırırız. Bu yöntemi uygulayamazsak hiçbir okuma yapamayız.
Bilinir ki: Gauss diye bir öğrenci öğretmenine sınıfta bir matematik buluşunu getirir gösterir.
Çalışma: Birden yüze kadar yazıp, ters yönde sayıları sıralar, sayılar topladığında işlem hep 101 çıkmaktadır.
Öğretmen çalışmanın bir icat olduğunu okuyamazsa, bilemeyecek ve öğrenciyi yönlendiremeyecekti.
Resim sanatındaysa her öğrenci ve her resim bir GAUSS durumudur.
Sözü şuraya getireceğim: Tematik Ardahan resim sergisinde Göleli, 11 yaş’lı Eda Taş’ın resminde realistik görme biçimine alışılmış görmeyi zorlayan formlar, ne yazık ki Eda’nın lehine değerlendirilmemektir.
Eda "inekler" çalışmasında GAUSS gibi buluşlara ve aşamaya gönderme yapıyor.
Marc Chagall sürrealizmine gönderme yapıyor. Chagall’de insan elinin parmakları 6 adettir.
Ve konular da nerdeyse aynıdır. Chagall’de köy hayatı, inek sağımı, nahır gibi konuları işlemiştir.
Eda ayrıca optik sanatın yanılsama etkisinide kullanmıştır resminde: ineğin sol kalçasını hem BUT gibi, hemde at kuyruğu gibi eşzamanda betimlemiştir.
Victor Vaserely’nin Keple gestalt, 1968 isimli eserinde eşzamanlı olarak küp içeri ve dışarı gözükmektedir.
Bu tür yanılsamaları, OP-ART resim tarihine kazandırmış sanattır.
Kavramsal yanılsama, mesala: Rene Magrette: PİPE isimli eseriyle: Bu bir pipo değildir, diyerek 1926 yılında başarmıştır. M.C. Escher küpleri yine eşzamanlı ifade etmiştir. Sanat tarihi referans noktalarıyla doludur.
Eda Taş " İnek" kompozisyon resminde realist ifade ile birlikte gayri ihtiyari olarak; orta kuşak ve üstadlık kuşağı ifadeleri kullanmışsa, bu marifeti hakkında uyandırılması gerekir.
Her gün, her an, her yerde bu tip keyfiyetler husule gelirken, uyananlar, uyandırılanlar kazanır. Ve biz bu durumlara gelişmişlik diyoruz.
_2
Ardahan ve kalesi gravür resmi Enver Konukçu’nun Ardahan Valiliği Kültür yayınları no:2/ Ajans Türk Basım a.ş. 1999 adlı eserinden alınmıştır.
Gravür resimler o dönem kartograf sanatına hakim kişilece çizilirmiş. Seyyahların bu resimleriyle, şimdi’den,Eski Ardahan’a yolculuk yapma şansı bulabiliyoruz.
Yorum yapmaksız. Düz bir okumayla tahlil etsek bile; hal:
Kalenin altı vadidir. O yüzden Eski Ardahan sıcaktır. Kerpiç çatılar, Safranbolu evlerin burda olduğunu haberlemektedir.
İki,üç kat evler beyaz kireçle boyanmıştır. Yazın ise serindir.
Çamurla çakatura arası doldurularak duvar ihata edilirmiş.
Yalağuz evin birinden, yalağuz duvarın derinden:
" Düşmüşüm gam deryasına ummanda yüzen benim
Rüyada çark-ı alemi devredip gezen benim
Dersim aldım pünhandan ayana çıkmaz sırrım
Ehl-i marifet hoş nasihat cevahir lisan benim"
Bu evlere Safranbolu da, Beypazarında, Şavşat’ta, Posof’ta rastlıyoruz.
Osmanlı evleri ismiyle literatürize edilmiştir.
Tifliste bu kompozisyonun izdüşümü vardır. Oradan hareketle izdüşümü kardeşpay, izale-i şuyu etmek daha olasıdır.
OTTOMAN RULE diye tabir ettikleri Osmanlı devri Tiflis’te Ortacala mahallesinde hala balkonlu evleriyle Ardahan ile Göle’yi yarıp ve akıp geçen Kura nehriyle Tiflisi ikiye ayırır gider.
Ardahan’a nasıl da benzer. Kaleyse kale, burdada, haşdorada, goçorun başta ve kartal kayalarla hakim ve tahkimli.
Suyun kırağı desen Ardahan da suyun kırağında.
Ortacala, mahallenin ismi, hala değiştirilmemiş. Ardahan da buna muadil isim bulalımda model anlatımız bozulmasa bari: ADACALA varya: Şışka, Alagöz, Harziyan’ın arada çökek ova. Cala: Çöküntü demek.
Ortacala, Eski Aradahan’a bir yolculuk bahanesi; muhal bile olsa.
Oysa umuttur farzediş; farz-ı muhal.
- Ellere kalan!
- El kınar!
Farz-ı mahal eski resim de eski evler ve dehrinden:
- GETÜRRRR!
- NE GETÜREM?
- ŞEHER ETMEGİ, DATLI ÇAYYYY!
- GETÜREM Mİ?
- GETÜR! GETÜRRRR NE DURUYERSİN?
- ZUKKUM YE, BAYAĞ YEDİNE!
- KENDİ MALI MI YİYERİM, NE GEBERERSİN!
- ÇOĞ YİYERSİN!.... AMA EFENDİAĞA!
- KINAMA! EL KINIYER ZATAN! SEN KINAMA ZENCEFİL HANIM HEÇ OLMADIIII!
Yalçıner Yılmaz
25-02-2012
Ardahan
-