- 898 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
TERCİH HAKKI BİZİM
İrade-i cüzziyye; Cenab-ı Hak’kın kuluna verdiği mahdut bir salâhiyet ve tercih hakkıdır. Ehemmiyeti pek büyüktür. İnsan, iradesini hayra sar ederse Mevlâ hayrı, şerre sarf ederse şerri yaratır. Bu itibarla insan, Cenneti de, cehennemi de bu irade-i cüzziye ile kazanır. Yaratan Allah-ü Teâlâ’dır. O dilemezse, o yaratmazsa hiç bir şey olmaz. Şunu unutmayalım ki, kul çalışıp isteyen, Mevlâ ise Yaratan’dır.
Gencin biri bir hac mevsiminde hacca gider. Tavaf esnasında ayağına birşey takılır. Eğilip alıverir. Bir bakar ki, içinde bin tane altın olan bir kese. O anda şeytan ve nefsi ile bir mücadeleye girişir. Şeytan ve nefs der ki; bu altınları sahibine verme bu altınlarla zengin olursun, ihya olursun diye vesveseye başlarlar. O esnada bir münadi şöyle seslenir;
-İçinde bin altın olan bir kese kaybedilmiştir. Bulan eğer teslim ederse sahibi bulan kişiye kırk altın verecek, der. Genç sonunda şeytan ve nefsine galip gelir, bin tane haram altından kırk tane helal olan evladır benim için der ve teslim eder. Altınların sahibi de içinden kırk adet altını gence verir.
Genç adam bir köle pazarından geçerken kırk altına bir köle satıldığını görür. O köleyi kırk altına satın alır. Köle birkaç sene hizmetinde çalışır. Birgün kölesinin bahçede yabancı kişilerle konuştuğunu görür. Kölesini çağırır;
-O adamlar kimdir, diye sorar.
_ Kölesi der ki;
- Efendim ben falan ülkenin kralının oğluyum. Savaş esnasında esir düştüm ve köle pazarında satlığa çıkarıldım. Siz beni satın aldınız ve bana bir köle değil, bir evlat muamelesi yaptınız. Bugün ise babam izimi bulmuş ve adamalarını beni sizden satın almak için göndermiş. Üzerimde hakkınız çoktur. Beni altmış bin altından aşağı bir rakama satmayın, der.
Genç, adamlarla konuşup, kölenin dediği rakama köleyi babasının adamlarına satar.
Genç adam bir şehire yerleşir. Bu şehirde elindeki altınlarla bir manifaturacı dükkanı açar.
Artık zengin bir esnaf olmuştur. Birgün o şehirde bir zengin vefat eder. Cenaze işleri görülüp, adam ebedi istiradgâhına defnedilir. Adamın da, mirasçı olarak geride saliha bir kızı kalır. Şehrin ileri gelenleri bu kızı, manifaturacı gence münasip görürler ve gence bu durumu arzederler. Gençte, kız ile görüşürüz. Eğer birbirimizi beğenirsek neden olmasın der. Görüşürler ve birbirlerini beğenir, evlenmeye karar verirler. Düğün-dernek yapılır. Genç adam hanımının çeyizinin içinde, içinde altınlar olan kâseler görür. Her birirnin üzerinde de miktarları yazılıdır. Bir kâse hariç hepsinde biner adet altın vardır. O bir kâsede de 960 adet altın vardır.Sorar;
-Hanım her kâsede 1000 altın varda; neden o bir tanede 960 adet var?
Hanım;
-Efendim o 960 altının bir hikâyesi var. Babam tavaf esnasında içinde bin altın olan keseyi düşürür. O altınları bir genç bulur ve babama teslim eder. Babamda kırk tanesini o gence verir. Babam o gencin hatırası var bu 960 adet olan bu kâsede diyerek bine tamamlamadı der.
Genç;
_ İşte o genç bendim der.
O altınlar, o genç adamın nasibiymiş. Ama o genç irade-i cüzziyesini haramdan yana kullanmadı. Evvelinde kırk altınla yetindi. O nasibi eninde sonunda onu helal olarak buldu. Oysa ki o genç o bin altını bulduğu zaman sahibine vermeyebilirdi. Bu sefer irade-i cüzziyyesini haramdan yana kullanmış olurdu. Böyle yapmış olsaydı, o altınlardan ona hayır gelmeyecek, dünya ve ahiretinin perişan olmasına kendi elleriyle sebep olacaktı.
Helal olanı tercih etmenin sonucu ise;
Helalinden 40 altın= 60 000 altın+ 960 altın+ dükkândan ettiği kâr+ saliha bir hatun+ iki cihan saadeti.
Değerli okuyucular, bizler, Cenab-ı Hak’kın bize vermiş olduğu irade-i cüzziye ile helal ve haram arasında bir tercih yapma hakkına sahibiz. Şu üç günlük dünya için irade-i cüzziyemizi haramdan yana kullanmayalım. Şunu hiçbir zaman unutmamalıyız ki, haramı tercih etmek bizi ahırette perişan edeceği gibi, dünyada da perişan edecektir. İrade-i cüzziyemizi helalden yana kullanmak dileğiyle.
Selam ve dua ile...
YORUMLAR
HÜSNÜ ÖNDER
Mevla'm her daim doğru tercihler yapabilmeyi nasip eylesin.
Selam ve dua ile...