- 1041 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
Ben türküm! Gururla türküm!
ve, ben…
1978 yılında almanya’da bir yaz gecesi şimşekler çakıp, gök gürlerken, damla damla yere düşen rahmet çabucak yolların tozununa, dumanına çamuruna karışıp çılgın sular gibi, delicesine ırmaklara aktığı vakit dünyaya gözlerimi açmışım.
O gece başlayan fırtına bana inat hiç bitmedi, bense herşeye inat mavi okyanuslara yelken açtım…
Doğma büyüme gurbetçi çocuğuyum – gurbet-çocuğuyum.
Anam babam altmışlı yıllarda, daha 19, 20 yaşlarında tutturmuşlar bir almanya sevdası/ türküsü, köylerini terk edip, çekip gelmişler karanlık, soğuk, almanya ya… almanların diyarına….
Maksat bir iki yıl çalışıp para kazanmak, ve allahın izniyle yurda, köylerine temelli geri dönmekmiş.
Aradan 45-50 yıl geçmiş; ama o dillerden düşmeyen „TEMELLi DÖNÜŞ“ nasip değilmiş….
2010- ekim ayında Avşar Babam’ı, CAN VATAN TÜRKİYE topraklarına emanet ettik…
Avşar Babam’ın yurda temelli dönüşü, bir soğuk tabutun içinde, kefene sarılı cansız fani bedenle gerçekleşti.
Benim Avşar Babam, bizler için ömrünü verdi… geceli gündüzlü çalıştı… yemedi, içmedi, bir gün görmedi…
Emekli olduğu yıl, lanet bir hastalık başa bela oldu… ocağımızı söndürdü….
[ Avşar Babam’ı rahmetle anıyorum... yattığın yer nur, mekanın cennet olsun BABAMMMM ]
Bizler gurbette yıllarca -ve hala öyle! – yurt’dan uzakta
VATAN, TOPRAK, MİLLET, BAYRAK hasreti çekerken,
dost üzülmesin, derdimizi bilmesin, yanlış anlamasın, küsmesin diye
bin bir kederi içimize atıpta, içimiz kan ağlarken yüzümüz daim gülerken,
CAN VATANDA adımız –ALMANCI- olmuş ve –ALMANCI- eski değerini çoktan kaybetmiş….
Bu durumdan rahatsız olan, gurbette yaşayan milletim, altta kalmayıp
yeni bir moda çıkarmış…..
Biz, gurbetteki türkler artık „AVRUPALI TÜRK‘ler“ olmuşuz.
vaaaayyy bee….. biz neymişiz böyle…..
Allah, allah…. nezaman „AVRUPALI TÜRK‘ler“ olmuşuz? ? ? …. hiç haberim yok, vallah……
Bazen akıl ermiyor olup bitene ….
Geçenlerde bir internet sitesinde tesadüfen bir tartışmaya şahit oldum….. olmaz olaydım! :))
bir yanda Türkiyede yaşayan üç, beş gencimiz,
diğer yanda gurbette yaşayan üç beş gencimiz.
tartışılan konu:
Türk, Almancı, Avrupalı türk !
yok efendim, „ALMANCI“da kimmış, neymiş, ne sanarmış kendini, okuma yazması yokmuş… türkiye eski türkiye değilmiş…. çok ilerlemiş….. gelişmiş….. „ALMANCI’nın” sadece bir adı kalmış….
diğer yanda….
yok efendim ikinci nesil kendini „AVRUPALI TÜRK“ sayarmış, cahillik eskidenmiş, hepsi okumuş büyük adam olmuş, türkiye geride kalmış…ilerlememiş….
????????????????????
Hooop hop diyesim geldi birden, allah aşkına ….bu neyin tartışması….? ! ? !
Önce hele bir “Ne mutlu türküm” de bakalım.
tamam okumuşsunuz…. okumak çok güzel bir şey….ama kime ne fayda?!
nerde VATANA, MİLLETE faydası?
Benim ülkemde, haince kalleşçe toprağımızı elimizden almak isteyenler varken, onlar rahat rahat planlar çizerken, askerimize kalleşçe pusular kurulup, canlar yanarken, anaların feryadına yürekler dayanmazken,
ocaklar bir bir sönerken, bizim gençlerin tarıştıkları konuya bakın hele!
Okumakla olmuyor, adam olmak gerekiyor... ki, vatana millette faydası olsun.
illaki tartışacak bir konu gerekiyorsa buyursunlar:
-Binbaşm nerde?
-Albayım nerde,?
-Subayım nerde,?
-Askerim nerde?
-Ordum nerde?
-Paşam nerde,?
-Reco ağa’nın: „Bıçak kemiğe dayandı“, sözleriyle doğan umut nerde? Ramazan sonrası için beklenen, büyük bir operasyon SÖZÜ nerde?
-Bitmedimi ta –2011— yılının ramazan ayları?
Uyan Türkiyem uyan oyuna gelme, oyuncak olma!
Dünyada yaşayan türkleri birliğe davet ediyorum!
…..
Diğerlerini bilmem, lakin şahsen ben
ne gurbetçiyim,
ne almancı,
nede avrupalı türküm.
-B-E-N-– T-Ü-R-K’Ü-M! -
özümle, sözümle, kanımla, canımla, ruhumla, oturmamla, kalkmamla, konuşmamla, şivemle,
vede llllllllllllllllllllllll-G-U-R-U-R-L-A-llllllllllllllll-T-Ü-R-K’Ü-M! -llllllllllllllllllllllll-
atama, babama, vatana, toprağa, bayrağa, ecdadıma, dinime, millettime ve namusuma laf ettirmem!
söz edeni hiç düşünmeden silerim, babamın oğlu olsada silerim.
bu konuda –hani derlerya: GÖZÜ KARA- KiMSEYi GÖRMÜYOR! – …işte ben öyleyimdir….
Ben bu güne kadar -babam hariç--- hiç bir allahın kuluna boyun eğmedim, eğmemde…
YALAN – -KÜFÜR – İHANET – DEDİKODU – İFTİRA – HAKSIZLIK OLAN BİR ORTAM DA BEN YOKUM !!!
HER CANLIYI SEVMEK ZORUNDA DEĞİLİM;
LAKİN HER CANLIYA SAYGIM VAR…
VE KARŞIMDA KİM OLURSA OLSUN AYNI SAYGIYI BEKLERİM…
KİMSE BENDEN ÜSTÜN DEĞİL — AYNI ZAMAN DA KİMSE BENDEN DEĞERSİZ DEĞİL…
bana karşı yapılan hataları çoğu zaman görmezden gelirim… enayilik ile alakası yok… suskunluğum çevreme olan saygımdandır…
Gelelim şiir’lere...
kendimi asla şaire olarak görmüyorum.
benimkisi BABAMI KAYBETTiKTEN SONRA - ekim 2011 de’ başlayan bir yolculuk, ne kadar sürer, nereye varır onu bilemem.
geçici, mecburi bir tutku da denile bilir aslında….
…Beni kınayanlar çok bu alemde :-) , insyankar bir yüreğim var, jilet gibi keskin bir kalemim var, sözlerim hak edene yeri geldiginde ağır… bir bayana yakışmıyor, amenna... bende biliyorum…
amma ve lakin…
Haksızlığa karşı eğilmem, kimseyi ezmediğim gibi --- kendimide kimseye ezdirmem/ezilmem…
bende isterdim çiçekten, böcekten, güneşten, aydan esinlenerek :-) güzel duygularla yazmayı…
…ama olmuyor…
ağır sözlü şiir’leri gururla paylaşmıyorum - çünkü yüreğimin asıl sesi değil..
lakin bana o şiir’leri / sözleri yakıştıramayan insanlara bir çift sözüm var:
ben mi utanmalıyım sözlerimden,
yoksa şiirlerime mazhar olanlar mı? bunu herkes kendi vicdanına sormalı diye düşünüyorum…
......
ve ben yıllardır aile veya yabancı diye ayırmadım kimseleri...
benim için karşımda ki ya İNSANDIR ya DEĞİLDİR.
haaaaa :-) resimlerime bakıpta kimse aldanmasın... havam batsın :-) resimlerde biraz kibirliymişim gibi - burnum havalardaymış gibi görünsem de değilim :-)
3 - 5 şiir yazmaya çalıştım diye fazla kibarlıkta beklemeyin benden. :-)
özüm neyse o. üç abiyle büyüdüm... bazen kibarlık elden gidiyor... :-) kusurum affola :-)
selam ve hürmetle