- 1001 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
Yoksul İzdüşümlerin Dergâhıdır Hayat
Medeniyet ötesinden çürümüş gemiler taşıyor aşkın kayıp ve tükenmişlik günlüklerini
Ağlayışlarımız dindirmiyor biçare yaşları, yitirdik umutların o hazin gönül sepkinlerini
Emsalsiz yürekleri sarıyor sevinin rüzgârı, can parçaları dikiyor aldanışın söküklerini
Talanlarla örseleniyor aşk, yağmalanmış şehirlere sererken yoksul sevgilerin şiirlerini
Hatıralar eski bir dizi, aşkın zoraki kahramanları unutmuş nicedir sevginin repliklerini
Parçalama kendini deli gönlüm, her umut kendini sınayarak biçimler yaşam bildirilerini
Ötesini görmek için kendi eksenimiz dışına yuvarlandığımız ve kelimelerle hep tutkuyla seviştiğimiz o uçarı anların yelesindeki hüzündür yaşamak, avuç içlerimizdeki kader çizgilerine bir nebze olsun aldırmayarak... Kımıltısız bir gökyüzü altında seyre durmaktır arşı, dudaklarımızdaki asil ıslıkların yelesine kâh tutunup, kâh rüzgâr ülkesindeki o madımak alevleri hicaz düşünüşlerle sarmalayarak. Kırık vakitlerin yangın duvarlarında bu yüzden anlam durmaz ve sırf bu yüzden kelimeler yalan söylemez, kılı kırk yararak umutlar biriktiririz, kaybolup gitmiş dünleri ah’larla, vah’larla uğurlayarak.
Yaşamla demlenen bir çay tiryakiliğidir aşk, kaynayarak derinlere aktığımız, çağlayarak dağlara tırmandığımız ve içten sızlayarak sevdaya karıştığımız bir selin koynundaki üşüyüştür. Kendi repliğimizi hiç aklımızda tutamazken, başka yüreklerin kırık dökülüşleriyle alkışlar alırız yoksul bir temsilde. Gözaltlarımızda hüznün halkaları büyür ve yüreğimizdeki neştersiz yaraların kabukları sevdikçe soyulur. Kırılır avuçlarımızdaki o yalın çizgiler, kırıldıkça yasaklı gönüllerde arlı gülüşlerle çağlayan gibi yine gönlümüze dökülür.
Ölümle kalaylanan bir kazanın hazan vaktinde soyunmaktır aşkı yaşamak. Kılıçtan geçirilen bir bedenin dil yakarışlarına kapılarak anları yaşamaktır. İç sesimizin kıyım kasabalarında harman vakitlerinde sevda suyunu içmektir bir testiden ve aynı yutkunuşların ve aynı sendeleyişlerin kırık sesidir hayatı anlamak. Yürek, cömert bir sahaf, hırçın akan zamana karışarak gece gündüz nakışlar yaşamı. Gönül hovarda bir ateş, asırlardır toprağa dikmeyi diler ateşini. Gül bunun için dalda üşür, bunun için bülbül gülüne kavuşmak için günleri iğne deliğinden sabırla geçirir.
O yorulmuş su damlasının buğulu sesine uzanarak bir öpüş ummak yaşamdan, tuzlu bir sırat olsa an. Vakitsiz bir çığlık düşse aşktan yana, an yangınlara sarılsa, tenler tutuşsa ve o gökçül gözlerin zemherisinde her tutku seveni içine alsa. Sıkılı bir yumruk olsa özlem, tırnaklarımız acısa, sözler sussa ve yalnızlık kendi küpünü çatlatarak denizlere aksa. Acılar hak aradıkça bu mor boyalı atlasta, bir gemi açar yelkenlerini sonsuzluğa. Umutlar kendi sularını yararak ilerler, gözyaşlarımızın ummana karıştığı bu çelişkili coğrafyada.
O rüzgârlı yaşam koy/u/nda gövdemize tutunan rüzgârın özrünü kabul etmeli yaşlı çınar, gövdesindeki yaşanmışlık çentiklerine inkârcı kelimeleri yüklemeden anlar. Ve sen yürek sahilinde yalınayak yürüyen kız, hiç baktın mı ardına, ayak izlerini ne çabuk götürür suya o asil gi/z. Her nida kendini çağıran bir yanık ses gibi tutunurken gönlümüze, biz iç çığlığımızla yoksul günlerin çemberini çeviririz, gözlerimiz fersiz. Yok olup giden bir aşkın fısıltısıdır gözlerimizdeki o derin ifade ve çoğul paylaşımlarla bunun için gülümseriz hiç bilmediğimiz bir varlığa.
Dil/H/an ararken yorgun s/özüne kır/aç bir yılkı su içer denizlerden. İyotlu dilinde vakitsiz bir martının çığlığı, yangın yüreğinin derinliklerinde mavi bir yelkenlinin pürtelâşı vardır. Kaynak arar bir kadın susuzluğuna ve kayda geçer uykusuz gecelerin hüzzam çığlıklarını, elleri titrek bir aleve dokunur, gözleri yakarılı bir gelgite soyunur. Kusursuz bir hayalin yakamoz ışıltılı tepsisinde sunulur bize aşk, göğsümüzde vakit d/ar olur, yakarılarımız dilden dile dolaşan bir efsanede buluşur.
İZ/DÜŞ/ÜM/lerine uzattığımız yüreğimizin o fiyakalı tepesinde bir limit ararız kendimize, avuçlarımızdaki pulsuz yaşanmışlıkları bir kuşun ayağına bağlamak için. Söz süreriz yaşamın en renklisine ve yaslanırız sereserpeliğine, umut koyarak adını, hicaz alevlerle yıkamak için ellerimizi. Onulmaz bir düş ağrısıdır oysa hayat, biz sözlerin kıyım kentlerinde bir koyak ararız kendimize, unutmak için yaşamsal dertlerimizi.
Gönül kendi fırtınasının hicazına şölen kurar, geceyi çağırır sessiz bir fısıltıyla o an. Sicim yağmurlar ıslaklığına atarız bedenlerimizi, dudaklarımızdaki sevi tuzuna değer içsel çığlığımız. Her sarılış aşktır ve her aşk sonsuzluğa ışınlanıştır. Varlığını inkâr eden bir menzilde bekleme aşkı. Aşk ki, bir kadının gönlündeki o yorgun fırtınayla sevişmektir. Aşk, tutkulu bir ateş okunu uzaklara fırlatmaktır. Şimdi, uzakların gözyaşlarını içmek vaktidir birbirimizin avuçlarından. Aşk demek beklenilene diz çökmek ve gözlerinde sabahlamaktır mevsimlerce. Hiç dokunulmamışcasına, asla dokunamamışcasına ve dokunamayacak kadar uzaklığa dalarak çıkarmak o derinliklerden, yine sevgiyle.
Selahattin Yetgin
YORUMLAR
Gönülden kutlarim Selahattin hocam..
Olumle kalaylanan bır kazanın hazan vaktinde soyunmaktir ASKI yasamak..
Dipsiz bır yaradir sevmek,, adına ask derler,,
Yuregimizdeki en eski yol psulasidir sevmek ve ask..
Sevdikce hüznü yasarız ,, hazan olur hayat..
Ve sen yurek sahilinde yalinayak yürüyen kiz, hiç baktın mı ardına , ayak izlerini ne çabuk
Götürür suya o ASIL gi/z ..
Evet bazen hayatta yaşanan gi/ zler aniden siler sahildeki kum izleri...
Yok olup giden bır ASKIN fisiltisidir gozlerimizdeki o derin ifade ve çoğul ,,
Paylasimlarla bunun icin gulumseriz hiç bilmediğimiz bır varlığa ..
Gonul kendi fırtınasının hicazina şölen kurar , geceyi çağırır sessiz bır fisiltiyla o an..
Hüzünlü bır şölen kurar siyah sessiz geceler..
Her sarilis ask'tir ve her ask sonsuzluğa isinlanistir..
Ask demek beklenilene diz çökmek ve gözlerinde sabahlamaktir mevsimlerce...
Selahattin hocam ,, hayat bır düstur .. Kime Guzel hayaller kimine huzun umutları yaşatır ..
Harika bır yaziydi ,, hayat sevgi hayaller düşleri bizlere Guzel yüreğiniz ve kaleminizle
İçten samimi yazilmis satirlardi..
Yazılarınız bana haz ve hız veriyor ..
Tebrik ederim Selahattin hocam..
Yurek Sevgilerimle ... Esenlikler dilerim.. JANET ..
"bir gemi açar yelkenlerini sonsuzluğa
mavi bir yelkenlinin pürtelâşı vardır
fiyakalı tepesinde bir limit ararız kendimize
sıkılı bir yumruk olsa özlem
söz süreriz yaşamın en renklisine
biz sözlerin kıyım kentlerinde bir koyak ararız kendimize
sicim yağmurlar ıslaklığına atarız bedenlerimizi
hicaz alevlerle yıkamak için ellerimizi
bir gökyüzü altında seyre durmaktır
yaşamla demlenen bir çay tiryakiliğidir aşk"
Yazınızdan topladığım incilerden bir kolye yaptım efendim.
Saygılar sunarım.