- 2119 Okunma
- 2 Yorum
- 0 Beğeni
349 - El MÜNTEKİM
Onur BİLGE
Hemen hemen her akşam bir yerlerden silah sesleri geliyordu, geceler cinayetlere gebe, sabahlar ağıtlıydı. Öğle vakitlerinde cenaze alayları seyretmeye alışmıştık, sloganlar dinlemeye, intikam duygusuyla sıkılan ve yukarıya kalkan yumruklar görmeye… Evimiz Akademi’ye çok yakın olduğu için bulunduğumuz caddede çok olay yaşanıyordu. Geceleri silah sesleri gelmeye başlayınca, tüm ışıkları söndürüyor, pencere önlerinden uzaklaşıyor, sokak bekçilerinin düdüklerini duyuncaya kadar perdeyi aralayamıyorduk.
Çıkar odaklarının kışkırtmasıyla kardeş kardeşi vuruyordu. İlerde, çok büyük hatalar olduğu mutlaka anlaşılacak davranışlar sergileniyordu. Dökülen kanlarla, iktidarlar değişiyordu. Her iki taraftan kıyıma uğratılan Vatan evlatları asla geri gelmeyecekti!
Olaylara karışanların yanı sıra, olaylar nedeniyle okuyamayan gençlere de yazık oluyordu. İnsanların, evlerindeyken bile can ve mal güvenlikleri yoktu. Birileri zarar görecek, birileri ölecek, birileri de zamanın lider sayılan kadrolarında keyif sürecekti.
İnanılan değerler aynı şekilde korunabilecek miydi? Unutulup gidecek miydi yoksa? Bu zihniyeti anlayamıyordum. İnsanlar, hiç tanımadıkları insanları, karşı fikirde varsayımıyla, acımasızca öldürebiliyordu. İnsani değerlerimize ne oluyordu?
Acısıyla tatlısıyla bir yıl daha sona ermişti. Bu gece yeni bir yıla girecektik. Birkaç saat sonra bu yıl geride kalmış olacaktı. Neler neler geride kalacaktı! Fakat kalplere yerleşen kin ve intikam duyguları ne yazık ki geride kalmayacak, aynı tazeliği ve sıcaklığıyla mermilere yansıyacak, çok canlar alacaktı!
“Dua edelim! Ülkemizin selameti için dua edelim! Yapacak başka bir şey yok! Allah ıslah etsin!” diyordu annem.
“Neden dua ediyoruz? Her şey olacağına varmıyor mu? Kadere inanan insanlarız…” diyordum.
“Dua etmemiz istendiği için dua ederiz. Allah öyle istemiş.” diyordu babam.
“Beddua etmek geliyor içimden! Bu insanları birbirlerine düşürenleri Allah kahretsin!..” diyordum.
“Beddua iyi değil ama canı yananın sergileyiverdiği bir öç alma isteği...”
“Benim de canım yanıyor! İçim yanıyor!..”
“Beddua, iki tarafı keskin kılıca benzer. Karşıdakini de keser, sallayanı da... Kötü niyet beslemek, hoşgörüsüz olmak ve affedememek, öfke anında, Yaratılanı, Yaratan ile ilişkisizmiş gibi farz edivermek de cezalandırılma nedeni olsa gerek.”
“Ölende mi öldürende mi?”
“Tek taraflı bir olay değil! İki taraf da Yaratan’ın, görebildiğimiz kadarıyla tabi, şimdilik dünyadaki cezasına çarptırılır.”
“Ceza verilmemişse?”
“O zaman da takdir Allah... Taksimata rıza gösterilmelidir. Unutulmamalıdır ki Hâkim-i Mutlak O’dur. Neyin nasıl, ne zaman ve nerede olmasını ya da olmamasını isterse, istediğini istediği gibi yapar. Allah’a, ne yapması gerektiğini tarif edecek değiliz. Haşa!.. O, işitici, görücü, bilicidir ve her şeyden haberdardır. Semi, Basir, Âlim, Habir... Bizim bildiğimiz doksan dokuz ve bilemediğimiz sayısız sıfatın sahibidir.”
“Ne yapacağız şimdi? Beddua etmeyecek miyiz? Bunlara da mı beddua etmeyeceğiz?”
“Etmeyeceğiz. Beddua yerine hoşgörü, af ve dua gerekir. Allah ıslah etsin, cennetine, cemaline layık kullar eylesin o kullarını!”
Affetmeyen affedilmeyecek! Allah Muhammet Ümmetini affetsin, fazlıyla cennetine koysun. Âmin!”
“Allah vermeyecek de kim verecek bunların cezalarını?”
“Allah verecek! Allah verecek ama bela okumak bize yakışmaz. O, herkesi ve ker şeyi görüyor. Her şeyden haberdar… Bir zamana kadar sabrediyor. Hemen cezalandırmıyor. Süre tanıyor. Sonra hesaba çekecek ve zalimler zulümlerinin cezasını tam olarak çekecekler! Onlara orada hiçbir arka çıkan olmayacak! Bakma sen dünyada kışkırtanlara! Güvendikleri dağlara kar yağacak! Allah Müntekim’dir. İntikam alır! Fena halde hem de!..”
“El Müntekim…”
“Evet ya! El Müntekim!.. Yer gök titrer bu sıfatın şiddetinden!..”
“Tam anlamıyla ne demek, baba?”
“Müntakim, nakm kökünden gelir, öç alan demektir. Nakm, ayıplamak, hoş karşılamamak anlamındadır. Nimetin zıddı, nikmettendir. Güç göstermek, suçluya ceza vererek işlediği suçtan duyacağı lezzeti ceza elemine çevirerek acısını çıkarmak, yani çö almak demektir. İntikam, öç almak, acı çıkarmak, yapılan kötü muameleye karşılık ve gönül rahatlığına hizmet üzere diğer bir muamelede bulunmak mânâsına gelmektedir.
“Allah bir haz almıyor bundan ama biz alıyor, rahatlıyoruz. Allah, kuralları belirtmiş, kimlerin hangi hallerde cezalandırılacağı bildirmiş. Onun için intikam söz konusu değil.”
“O’nun cezalandırması, kendisi için değil, sosyal düzenin sağlanması içindir. Islah etmek, adaleti sağlamak, hayır ve rahmete sebep olmak, gelebilecek felâketleri önlemek maksadıyladır.”
“Allah neden cezalandırma yöntemini seçmiş acaba?”
”Ceza vermeyenin emri dinlenmez olur. Kötülük, cezasız kalmamalıdır. Allah, belli bir yere kadar sabreder, sonra isyan eden zalimleri felaketlere uğratarak perişan eder!”
”Halim, Gafur, Gaffar, Afüv, Tevvab gibi sıfatlara sahip ama Adl sıfatı da var. İyinin kötüden ayrılması lazım… Aksi halde adalet tecelli etmez. Testiyi dolu götürenle kıran bir olur.”
Allah, merhametlilerin en merhametlisidir ama küfürlerinden dönmeyenleri ve isyanlarında ısrarcı olanları, af dilemeyenleri iki cihanda da cezalandıracaktır.”
“Yani kısaca, hak edeni adaletiyle hak ettiği cezaya çarptıran...”
“Asilerin belini kıran, canilerin hakkından gelen, azgınlara hadlerini bildiren…” “
“Şerrin içinde hayır, hayrın içinde şer... Şer be şer! Beşer bu! Şaşar düşer! Böylelerinin akıbetlerini merak ettiğim için ölmek eğlenceli olacak! O, gençleri birbirine kırdıran, aynı toprakların insanlarını birbirlerine düşürenlerin sonlarını görmek… Hani sağcıcılık solcuculuk oynatanların orada nasıl oynatıldıklarını görmek... Tek ayak üstünde üç ayak oyun havasıyla...”
“Az kötü değilsin, Semiray!”
***
Onur BİLGE
BİN BİR GECE ÖYKÜLERİ - 349
YORUMLAR
Sizi Bu siteye geldiğim günden beri takip ediyor ve okuyorum.. Çok akıllı ve mantıklı açıklamalar eşliğinde yazdığınız bu binbir gece masalları benzetmesiyle Allahutalanın 99 ismiyle hikayelendirdiğiniz yazılarınızın tadı bir başka. Size içtenlikle teşekkür ediyorum. Daha önceki kısa hikayelerinizde çok etkiliydiler ve okumak ve paylaşmaktan hep memnun olmuştum. Yazmayı becerenlerdensiniz ve ben size başarılar diliyorum. Saygılar Hanfendi.