Bir İstanbul Sevdası
Okuduğunuz yazı Günün Yazısı olarak seçilmiştir.
İstanbul, binbir gece masallarının binbir odalı efsunlu evi. İstanbul hayatın solmayan rengi. İstanbul’un değişik isimleri var ;ama ona yakışan,onun güzelliğini hakkıyla yansıtabilen isim İstanbul. İstanbul’u İstanbul gibi sevmeli. “Söylemişler gelenler bizden evvel.
Kulak âşık olurmuş gözden evvel.”
Yukarıdaki beytin kime ait olduğunu hatırlamıyorum fakat yıllardır ezberimde. Beyti ne zaman dillendirsem yadıma İstanbul düşer. Bin bir gece masallarının bin bir odalı efsunlu evi, tüm dünya insanlarının görmeden âşık olduğu bir şehir. Anadolu’da hangi hanenin kapısını çalsan, karşına İstanbul’u görmeden seven insanlar çıkar. Bu eskiden beri böyledir. Bunda İstanbul’un payitaht olmasının etkisi de vardır. Ama asıl neden bu değildir.İstanbul’un albenisidir, gizemidir İnsanlığın gönlünü çelen.
Kentler de kadınlara benzer. Onların da asaletli olanları, aşüfte olanları, güzeli, çirkini vardır. Onların da hayranları, tutkunları mevcuttur. İstanbul, şehirlerin talihli olanlarındandır. O seveninin Leyla’sıdır. Leyla kadar temizdir. Şehirlerin uzaktan sevilenidir. Sevdalıları arasında her dinden, her mezhepten, her meşrepten insan vardır ; ama o asaletini ve iffetini korumasını bilmiş, Türk’e ram olmuştur. Türk’e bağlanmıştır. Türk de İstanbul’un meftunudur, sevdalısıdır.
Bağrında binlerce yıllık kültürlerin,özlemlerin, sevgilerin tortusunu taşır İstanbul.
“İstanbul benim canım, vatanımda vatanım.” diyen şair dünyanın en bahtlı insanlarından biridir ki aynı şair İstanbul için “Güleni şöyle dursun ağlayanı bahtiyar” tespitinde bulunur. Şimdi de İstanbul’un kucağında uyuma bahtlılığına ermiştir. Hani bazı insanlar vardır. Allah onlara fizikî, aklî, ahlakî güzellikleri birlikte vermiştir ve herkesin gıpta ile baktıklarındandır. İşte İstanbul’da şehirlerin içinde bu talihe mâlik olabilmişlerdendir.Onu sevmemek elde değildir.
Her semtinin ayrı bir güzelliği vardır İstanbul’un. İstanbul’u sevmenin bir bedeli olmalıdır artık. İstanbul hoyrat ellerde hırpalanmış bir Leyla’dır. Leyla’ya Mecnun yaraşır.
Gerçi İstanbul’da yaşayıp İstanbul’dan bihaber olmaktan İstanbul’u anlamamaktan, İstanbul’u uzaktan sevmek, görmeden sevmek daha evladır. Hani bir şarkı var ya “Seni uzaktan sevmek aşkların en güzeli.” diye.
İstanbul için söylenebilecek en güzel sözlerden birini Nedim sarf etmiştir:
“Bu şehri İstanbul ki bi misl ü bahadır.
Bir sengine yekpare acem mülkü fedadır.”
Bu İstanbul şehri ki nice cihan padişahını kucağında yaşatmıştır. Kendi fatihini de koynunda uyutmaktadır. İki cihan serverini dünya gözüyle görmüş Eyüp Sultan hazretlerini misafir etmektedir. Sakinlerine, hayranlarına Fatih’i, Yavuz’u, Kanuni’yi, nice şehzadeleri hatırlatır. İstanbul’u sevmeye onun âşıklarının o kadar çok haklı gerekçeleri vardır ki onları kimse yadırgayamaz.
İstanbul’un albenisi nice cihangirlerin başını döndürmüştür. Dünyanın başka yerlerinde de insanlığın diline pelesenk olmuş gönlüne taht kurmuş şehirler vardır. Darüsselam (Uraşalim) Meryem gibi bir İffet abidesine ev sahipliği yapmıştır. Mekke Kabe’nin mihmandarıdır. Hz. Resul’ün yurdudur, yuvasıdır. Medine Nebiler nebisine kucak açmıştır. Kendileri orada medfundur. Kudüs Mescid-i Aksa’yı bağrında taşır. Bu şehirlere bu yüzden kutsiyet izafe etmek ihtiyacı doğmuştur. Bunun yanında Roma’dır, Paris’tir, Londra’dır, Viyana’dır, Moskova’dır. Bu şehirler de birer kültür ve uygarlık merkezi olarak anılmaya değer.Ama, Yaratan hiçbirine İstanbul’a verdiği tabii güzellikleri vermemiştir. İstanbul’un güzelliği kudrettendir, yaratılıştan gelmektedir. İstanbul’u İstanbul yapan bulunduğu coğrafyadır. Dünyanın iki yaşlı kıtası arasında bir gerdanlıktır. Şuh bir peridir.
İstanbul’u sevmek İstanbul kadar güzeldir. İstanbul’u anlamak güzelden ve güzellikten anlamaktır. İstanbul’un tarihi dokusunu bozmak, doğasını değiştirmeğe çalışmak insanlığa hakarettir, küfürdür,haksızlıktır ve dahi büyük günahtır... İstanbul İstanbul olarak kalmalıdır. Bir İsevî Meryem saflığında, bir Musevî yed-i beyza aydınlığında, bir mümin Eyyub el Ensari’nin hatırasında, cümle insanlık Yusuf güzelliğinde sevmelidir; uzaktan da olsa İstanbul’u.
Kulaktan kulağa, dudaktan dudağa efsanesi anlatılmalıdır.İstanbul’un. Suyu, havası, rüzgârı Kerbela şehitlerine serinlik götürmelidir. İstanbul’un minareleri mahyasız ve ezansız kalmamalıdır. Son söz, İstanbul hep civanmertlerin otağı olmalıdır, hainlerin ve sansarların değil. İbrahim KİLİK
YORUMLAR
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
Kemnur
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
İyi Akşamlar,
İstanbul'a ilk olarak 1962 yılında gelmiştim. Bir okul gezisiydi. Dolmabahçe Sarayı'nı gezmiş, Sarayburnu'ndaki çimenlerin üzerinde kumanyalarımızı yemiştik. Daha sonra Çamlıca
Tepesi'nıe çıkmıştık. Ahşap bir kır gazinosu vardı. Sandalyeler de ahşaptı. Orada çay ve gazoz içtik. İsanbul'un bozulmamış o güzelim doğasını doya doya seyretmiştik.
Daha sonraları seyrek de olsa İstanbul'a gelişlerim oldu. Son on yıldır da mekan eyledik.
Keşke, o ilk gelişimden sonra İstanbul'a hiç gelmemiş olsaydım. Keşke mekan eylemeseydim. İstanbul'u hep uzaktan sevseydim...Ne kartpostallar, ne filmler, ne televizyon
görüntüleri, İstanbul'un benle özdeşleşen o görüntüsünü silemezdi...İstanbul'da yaşayınca o görüntüler kayboldu. Ben İstanbul'u sevmiyordum artık.
Sizin İstanbul'u anlatışınızı sevdim. Hele yazınızı daha da sevdim. Sıfır hataya yakın bir yazı okumak, bana İstanbul'u anlatmaktan daha değerli geldi.
Sizi kutlıyor ve başarılarınızın devamını diliyorum. Saygılarımla.
zakir
en sevdiğim İstanbul şiirlerinden biriyle yazıyı günün yazısı seçtim:)
İstanbul
Evin içinde bir oda, odada İstanbul
Odanın içinde bir ayna, aynada İstanbul
Adam sigarasını yaktı, bir İstanbul dumanı
Kadın çantasını açtı, çantada İstanbul
Çocuk bir olta atmıştı denize, gördüm
Çekmeğe başladı, oltada İstanbul
Bu ne biçim su, bu nasıl şehir
Şişede İstanbul, masada İstanbul
Yürüsek yürüyor, dursak duruyor, şaşırdık
Bir yanda o, bir yanda ben, ortada İstanbul
İnsan bir kere sevmeye görsün, anladım
Nereye gidersen git, orada İstanbul.
Esma KAHRAMAN tarafından 2/22/2012 11:43:23 AM zamanında düzenlenmiştir.
ERAY ÖZGÖR SARIKAYA
zakir
Esma KAHRAMAN
bayılıyorum bu şiire
:) sevgiler
ah istanbul 10gün önce ordaydım istanbulu istanbulluardan almak istedim kıymetini bilmiyorlar diye
istanbul bazen bir yosma bazen uçarı mavi gözlü bir genç kız bazen evlatlarını kanatları altına almış bir ana bazen bakire bir kız benim için istanbul sarı saçlı (güneş düşmüş denize) mavi gözlü (boğaz) yakışıklı bir erkek sevgili yar mecnun ah istanbul baştan çıkarırsın sen güzlliğinle herkezi
offf istanbul özlemim nüksetti yine lütfen sayfa girip istanbulda istanbula yazdığım şiirleirimi okuyunuz
yzınız aldı götürdü beni