- 2442 Okunma
- 8 Yorum
- 0 Beğeni
Nüfus Kağıdı Müslümanları !...
Halkının %98 i Müslüman olan bir ülkede
Kimlerdir Müslüman?
Kimlerdir Münafık?
İslamın şartı beş!.
Bu şartlar sırasıyla:
Şehadet etmek, namaz kılmak, zekat vermek, oruç tutmak ve hacca gitmektir.
En kolayı şehadet.
Beş vakit namaz kılan % kaç?
Zekatını " dürüstçe" verenin % sini söylesin bilen varsa!.
Oruç tutmanın sadece aç kalmak olmadığını ve oruç’un ne anlama geldiğini kaç kişi biliyor?
Ya helalinden hacca gidenler kaç kişi?
Ya İmanın şartları?
Bir bakalım;
Kim bunlardan bir tanesine dahi Allah’ın istediği şekilde iman etmezse mü’min olamaz.
Allah (c.c) şöyle buyuruyor:
“Ey inananlar! Allah’a, rasulüne, rasulüne indirdiği kitaba ve daha önce indirdiği kitaba inanmakta sebat gösterin. Kim Allah’ı, meleklerini, kitablarını, rasullerini ve ahiret gününü inkar ederse şüphesiz derin bir sapıklığa sapmıştır.” [Nisa: 136]
Allah’a (c.c) imanın geçerli olabilmesi için de şu altı şarta eksiksiz olarak iman edilmesi gereklidir. Bu şartlar ise:
1 - Allah’a İman: Allah vardır ve kemal sıfatlara sahiptir. Yarattıklarının hiçbirine benzemez. Hiçbir şey O’nun dengi ve benzeri değildir. Alemlerde, yerde ve gökte yalnız O yasama (kanun koyma) hakkına sahiptir. Bütün ibadetler yalnızca O’na yapılır.
2 - Meleklere İman: Meleklere Allah’ın (c.c) Kur’an’da, Rasulullah’ın (s.a.s) sahih hadislerinde onları vasfettiği şekilde iman etmek lazımdır ve bu iman şöyle olmalıdır: Melekler Allah’ın kullarıdır. Onlarda dişilik ve erkeklik yoktur. Nurdan yaratılmışlardır. Bir an bile Allah’a karşı isyan etmez, günah işlemezler. Devamlı Allah’a ibadet ederler. Kur’an-ı Kerim’de ve sahih hadislerde isimleri zikredilenlere isimleriyle; (Cebrail, Mikail, İsrafil, Malik, Rıdvan gibi) isimleri zikredilmeyenlerin de hepsine birden iman edilmesi gerekir.
3 - Kitaplara İman: Allah katından gelen kitaplara Kur’an-ı Kerim’de ve sahih hadislerde ismi zikredilenlere ismiyle; (Kur’an, Tevrat, İncil, Zebur) zikredilmeyenlere ise genel olarak iman etmek gerekir. Kur’an’ın dışındaki diğer kitaplar tahrif edilmiş olduğu için onlara Allah (c.c) katından geldiği şekliyle iman edilmesi gerekir. Kur’an ise Allah tarafından korunmak suretiyle kıyamete kadar baki kalacak ve yalnızca O’na bağlananlar kıyamet gününde kurtuluşa ereceklerdir.
4 - Nebi ve Rasullere İman: Kur’an-ı Kerim ve sahih hadislerde ismi zikredilenlere ismiyle, ismi zikredilmeyenlerin ise hepsine birden iman edilmesi gerekir.
5 - Ahiret gününe İman: Ölüm, berzah (ölümden kıyamete kadar olan olaylar), hesap, mizan, cennet, cehennem, kabirde azab veya mükafat göreceklerin acı ve lezzeti beden ve ruhlarıyla duyacaklarına ve en önemlisi öldükten sonra dirilmeye iman edilmesi gerekir.
6 - Kaderin Hayır ve Şerrin Allah’tan olduğuna İman:
Kadere imanın geçerli olabilmesi için şu dört şeye mutlaka inanılması gerekir:
Birincisi: Allah’ın ezeli ve kadim ilmine iman etmek. Allah (c.c) ezeli ve kadim olan ilmiyle ne olacağını bildi ve bu ezeli ilmiyle bildiği şeyleri yazdı.
İkincisi: Allah’ın olmasını dilediği şeyin mutlaka olacağına, olmamasını dilediği şeyin mutlaka olmayacağına gökte ve yerde meydana gelen bütün hareketlerin ve sessizliklerin Allah’ın izniyle olduğuna iman etmek.
Üçüncüsü: Allah’ın bütün mahlukatı yarattığına ve kainatın içindeki herşeyin Allah’ın yaratmasıyla ve takdiriyle meydana geldiğine iman etmek.
Dördüncüsü: Hayır ve şer ancak Allah’ın takdiri iledir. Dolayısıyle kendisine isabet eden şerrin başkasına isabet edebileceği halde kendisine isabet ettiğini zannetmemek, kendisine isabet eden hayrın bir tesadüf sonucu kendisine isabet ettiğine inanmamak.
Allah (c.c) kader hakkında şöyle buyuruyor:
“Şüphesiz ki Biz, herşeyi (önceden tesbit edilmiş) bir kaderle yarattık.” [Kamer: 49] Herşey Allah’ın takdiri iledir. İnsanların yaptığı işleri de Allah yaratır. Yalnız insanlar yaptıkları işleri kendileri yapmış olmaları sebebiyle yaptıklarından sorumlu tutulurlar. Çünkü Allah her insana iyiyi kötüden ayırabilme kabiliyeti vermiş ve hayrı emredip şerri yasaklamıştır.
Allah (c.c) kıyamete kadar olacak herşeyi ve bütün insanların yapacakları şeyleri Levhi’l mahfuzda yazdı. Allah için zaman kavramı olmadığı için bütün bunları ilmiyle yazdı. İnsanları yaptıkları amellerde zorlamadı. Allah’ın (c.c) bütün bunları yazması ezeli ilminden dolayıdır.
Gelelim asıl sadede;
Komşusu açken tok yatanlar ne olacak?
Ya kul hakkı?
Nedir kul hakkı?
Maddi manevi insana yapılan her türlü haksızlık ve kötülüktür.
Kur’ana baktığımız zaman Yüce Allah’ın kul hakkına ne kadar büyük önem verdiğini görürüz..
Öyle ki bir insan hatalarından, eksiklerinden dolayı, samimiyetle tövbe edip Allah’tan bağışlanma dileyebilirken, kul hakkında mutlaka haksızlığa uğrayan kişiyle görüşüp, bizzat helallik alınması gerekiyor.
Allah yolunda canını veren bir mümin, bunun büyük mükâfatını görmesine rağmen, kullara olan borçlarından kurtulamıyor. Zira kul hakkının affını Cenabı-ı Hak kula bırakmış. Aynı şekilde, samimi tövbe eden bir müminin de geçmiş günahları affolunuyor, ama kul hakkı bu affa da girmiyor.
Kul hakkı nedir? Nasıl affedilir? Peki;
Kul hakkı, maddi manevi insana yapılan her türlü haksızlık ve kötülüktür.
Kur’ana baktığımız zaman Yüce Allah’ın kul hakkına ne kadar büyük önem verdiğini görürüz..
Öyle ki bir insan hatalarından, eksiklerinden dolayı, samimiyetle tövbe edip Allah’tan bağışlanma dileyebilirken, kul hakkında mutlaka haksızlığa uğrayan kişiyle görüşüp, bizzat helallik alınması gerekiyor.
Allah yolunda canını veren bir mümin, bunun büyük mükâfatını görmesine rağmen, kullara olan borçlarından kurtulamıyor. Zira kul hakkının affını Cenabı-ı Hak kula bırakmış. Aynı şekilde, samimi tövbe eden bir müminin de geçmiş günahları affolunuyor, ama kul hakkı bu affa da girmiyor.
Yüce Allah, zulmederek ve haksızlık yaparak kul hakkına saygısızlık edenlerle ilgili şöyle buyurmuştur
’Kim zulme uğradıktan sonra hakkını alırsa, artık onlara yapılacak bir şey yoktur. Ancak insanlara zulmedenlere ve yeryüzünde haksız yere taşkınlık edenlere ceza vardır. İşte acıklı azap bunlaradır.’’(Şura suresi-42)
Kul hakkı her insan için geçerlidir. Müslüman olsun olmasın, insana yapılan her türlü haksızlık kul hakkına giriyor.
Dinimizin bu konuya önem vermesinin nedeni; kul hakkı yemenin yalnızca kişilere değil topluma da zarar vermesidir. Çünkü insanların birbirlerine ve haklarına saygı göstermediği bir toplumda, birlik ve beraberlikten, huzurdan söz edilemez.
Kul hakkı maddi olabildiği gibi manevi de olabilir. Örneğin; bir kimse hakkında gıybet etmek, yapılan bir iyilik karşısında teşekkür etmemek, çalıştığı işyerinde görevinin layıkıyla yapmamak, aracından bilerek yayanın üzerine çamur sıçratmak, insanları bilerek yanlış bilgilendirmek .... vs kul hakkıdır.
‘’ Bir kimseden haksız olarak alınan bir kuruşu, sahibine geri vermek, yüzlerce lira sadakadan kat kat daha sevaptır. Bir kimse, Peygamberlerin yaptığı ibadetleri yapsa, fakat, üzerinde başkasının bir kuruş hakkı bulunsa, bu bir kuruşu ödemedikçe, Cennete giremez. ‘’ Hadisiyle kul hakkının ne kadar önemli olduğunu anlayabiliyoruz.
Kul hakkından kurtulmanın tek yönü; hakkı yenilen insandan helallik almaktır. Eğer bu kişi ölmüşse, yakınlarıyla helalleşip, o kişiler için dua etmelidir.
Hz. Ömer’in kul hakkıyla ilgili güzel bir Kıssası’na yer vermek istiyorum;
Hz. Ömer halife iken, bir gece makamına ashaptan biri gelir. Selam verip oturur.
Fakat selamı alınmaz. Hz Ömer işiyle meşguldür ve sahabe bekler..
Sahabenin yüzüne bakmayan Hz Ömer işini bitirip mumu söndürür. Bir başka mumu yakar ve o anda sahabenin selamını alır, konuşmaya başlar.
Sahabe sorar;
-Ya Ömer, niçin hemen selamımı almadın ve bir mumu söndürüp diğer mumu yaktıktan sonra konuşmaya başladın?
Hz.Ömer cevap verir;
Evvelki mum devletin hazinesinden alınmıştı. O yanarken özel işlerimle meşgul olsaydım Allah indinde mesul olurdum. Seninle devlet işi konuşmayacağımız için, kendi cebimden almış olduğum mumu yaktım, ondan sonra senine konuşmaya başladım.
Sahabenin gözleri yaşarır, ellerini kaldırarak şöyle dua eder;-Ya Rabbi! Hz Ömer’i bizim başımızdan eksik etme.
Ve ben diyorum ki;
Tüm milli gelirinin % 50 sini % 20 ye peşkeş çeken,
Geri kalan % 80 e % 50 yi paylaştıran, ve açlık sınırında yaşatan,
Devletin ( halkın) vergileriyle alınan mumlarla yandaşlarını ve kendini aydınlatanlar!!!
Siz,
İslamın ve İmanın şartlarını gereği gibi yerine getirmediğiniz için,
Gerçek Müslüman lar değilsiniz!...
Hakkımı ve halkımın hakkını yediğiniz için,
Öteki dünyada hep azap içinde olacaksınız!...
Allah affetmesin!...
Ahad...
Not; Yazı münafıklara yönelik bir eleştiri yazısıdır!...
YORUMLAR
Arkadaşım kimsenin kimseye sen müslümansın sen müslüman değilsin dememelli herkez kendinden sorumludur islamın şartlarını yerine getirmeyen diye birşey yoktur sanırım imanın şartlarının hepsini yerine getiremeye biliriz kelimei şhadet getiririz ama namazımızı sürelikıalıyabilirzi eya hacca gidemeyebiliriz bunda müslüman değilsiniz gibi sivri bir eleştiri getirme yanlış olur sadece dini vecibelerini tam olarakyerine getiremiyor denilir veya ibadetimizi hakkıyla yapamıyoruz veya yapamıyor denir insanları bukadar sert bir şekilde eleştirmek islamın hoşgörüsüne ters düşüyor
Benim kimliklerde serbest bırakılın dediğim ibadet veya vecibelrden vaz geçmiş hatta kalbin dahiislam nuru kalmamış insanların kimliklerinde de islam yazmaması gerektiğini düşünüyorum lütfen kul hakkından bahsederken kimse kimsenin kalbini kırmasın ki kul hakkına maruz kalmayalım
saygılarımla
ahad karacan
Yazının anlatmak istediği ana fikir;
Niyet tir.
İşlam ın ve İmanın ŞARTLARI NE DEMEKTİR?
islam a göre Şart;
Yerine getirilmesi gerekli olan şey
Bir şeyin varlığı kendi varlığına bağlı olmakla birlikte onun yapısından bir parça teşkil etmeyen iş veya vasıfMeselâ, namaz için "abdest" bir şarttır Abdest bulunmayınca, geçerli bir namazın varlığından söz edilemezBununla birlikte abdest, namazın kendinden bir parça değildir
İslâm'da yükümlülük doğuran asıl hükümler "şer'î hüküm" adı alırken, bu hükümlerin ortaya çıkmasını sağlayan ve onları tamamlayan sebep, şart ve mâni denilen yardımcı hükümlere "vaz-ı hüküm" denir Meselâ; namaz emri şer'î bir hüküm, namaz için vaktin girmesi bir "sebep" namaz için abdest almak "şart" ve kadının namaz sırasında veya Ramazan içinde hayızlı bulunması "mani (engelleyici)" nitelikteki hükümlerdir...
Şart; olmazsa ESASI yok sayılandır.
Abdest namazın şartlarındandır. Abdestsiz namaz namaz değildir. Su yoksa toprakla alınır. Su yoksa topraklada olsa abdest alınır.Yani namazın olabilmesi için ABDEST ŞARTTIR.
islam ın ve İman ın ŞARTLARIDA ŞARTTIR.
YANİ OLMAZSA OLMAZLARIDIR...
Yazı , İslam a göre bir müslüman ın yapmaması gerekenleri yapanlara bir eleştirİ OLARAK ELE ALMIŞTIR.
Yazar, hiç kimsenin ne kadar müslüman olup olmadığını değil, kutsal dinimizi kullanarak, İslam'ı görüntü altında "kul hakkı" yiyenleri İRDELEMİŞTİR...
Yazıyı, değişik ve içeriğine uygun olmayan yönleriyle eleştirmek, bir çarpıtmadır.
Yazar, bu oyuna gelmeyecek kadar tecrübelidir.
Yorumlarda gelir dağılımı oranlarını bile % Müslüman oranı verilmiş gibi göstermeye çalışmak, kul hakkı yemektir...
Bu açıklamayı yapmama vesile olan yazınız için ayrıca teşekkür ederim...
Selamlarımla...
NOT: Ayrıca konunun hassasiyeti, bundan sonra benim açımdan cevap yazmamayı gerektirir...
Birazcık araştırınız o zaman... İlk ayet " oku" diyor. Sizde Okuyunuz.
Ben okudum ve İslam ve imanın şartlarını yerine getirmeyenlerin" Bence Müslüman Olmadığına" karar verdim...
Kimin nereye gideceğinin kararını sadece Cenab-ı Allah verir. Onu ben bilemem...
Ben naçizane, Cenab-ı Allah'ın bana bahşettiği okuma ve düşünme meziyetimi yine O'nun iradesiyle kullanma görevimi yerine getirdim...
Bu ne şiddet AŞK MELEĞİ;
YOKSA SİZ DE Mİ !!!!!
Yazınızı biraz katı buldum.Dini değerler ve kurallar ile ilgili bölümlere yüzde yüz katılıyorum. Nüfus kağıtlarını ben de hep sorgularım aklıma takılır, dile getirmeye korkarım. Ne kadar büyük çelişkiler içinde yaşıyoruz değil mi? Allah affetmesin diye bitirmek bana doğru gelmedi. (Beddua gibi geldi)
Allah hepimize hidayet versin.
İslamın ve İmanın şartlarını gereği gibi yerine getirmediğiniz için,
Müslüman değilsiniz!...
Bu ne ya cok sınırlendım sız kımsınız kı boyle bı seyı tabır altına alma curettınde buluyorsunuz sız bu kadar acık ve genıs yazdıktan sonra kalkıpta bu kelımeyı sarf edebılıyorsunuz sız bılmıyormusunuz kı kımın nereye ne sekııl gıdecegını Boylee bı yargıya gırıyorsunuz_?? Bence sızın Dını degerlerı bu kadar basıt bı sekılde elle aldıgınız ıcın kendınızı sorgulayın..Burdan bırılerıne seslenmekse amacınız dusuncenızı yazarsınızz kımse ama hıc kımsede buna bısey dıemem sız dusuncelerınızın otesıne gıtmıs yargılıyorsunuz..Yargılamak sıze dusmez hocam kendınıze gelın lutfen...
ahad karacan
Ben okudum ve İslam ve imanın şartlarını yerine getirmeyenlerin" Bence Müslüman Olmadığına" karar verdim...
Kimin nereye gideceğinin kararını sadece Cenab-ı Allah verir. Onu ben bilemem...
Ben naçizane, Cenab-ı Allah'ın bana bahşettiği okuma ve düşünme meziyetimi yine O'nun iradesiyle kullanma görevimi yerine getirdim...
Bu ne şiddet AŞK MELEĞİ;
YOKSA SİZ DE Mİ !!!!!
@ŞK_M£L£Ğİ
ahad karacan
Ve ben diyorum ki;
Tüm milli gelirinin % 50 sini % 20 ye peşkeş çeken,
Geri kalan % 80 ni ile % 50 yi şu ve ya bu sebeplerle açlık sınırında yaşatan,
Devletin ( halkın) vergileriyle alınan mumlarla yandaşlarını ve kendini aydınlatan!!!
Siz,
İslamın ve İmanın şartlarını gereği gibi yerine getirmediğiniz için,
Müslüman değilsiniz!...
Hakkımı ve halkımın hakkını yediğiniz için,
Öteki dünyada hep azap içinde olacaksınız!...
Allah affetmesin!...
Bir daha okuyunuz. SİZ DİYE HİTAP EDİLENLEREDİR YAZI. YANİ HZ ÖMER İ ÖRNEK ALMAYAN, HALKININ HAKLARINI KORUMAYAN, DEVLET OLANAKLARINI KENDİNE VE YANDAŞLARINA YONTANLARADIR. YAZI TOPLUMUN HER HANGİ BİR BİREYİNİN İNANCINI SORGULAMAMAKTADIR. YAZIYI VE OKUDUĞUMUZU ALGILAYALIM LÜTFEN.
SELAMLARIMLA...
@ŞK_M£L£Ğİ
Sız degerlerınızı boyle yargılamaya devam edın bence hep kaybedenden olursunuz...Bır daha ınsanlara bu sekılde hıttap oldugunda gene sız kaybedersınız Barıs ıstıyorsunuz sonra dını ortaya suruyorsunuz nasıl bı cekıskı ve dusuk bı potansıyele sayıp Bı Türkiye'de yasiyoruz yazıklar olsun ki dini degerlerimizi bile kendi capinizda Beduaya cekebiliyorrsunuz...Bir cok ınsan gorunumlu şahsiyetlerin bu dini kullandiğini biliyorum şahit oldum yani bunlari yapmakla sadece Hukkumluyuz..İçinde edepsizlik varsa Dinin altina sıgınmak ne kadar dogru sizde buna karar verin..Bize anlatmak isediginiz her neyse duzeltin yanliş anladiysak ki hiç sanmam..Saygılar...
ahad karacan
Siz diye hitap edilen de her kes değil(siz değil), Dini alet ederek kesesini dolduranlardır. Hala anlamamakta ısrar ediyorsanız bu da sizin tercihiniz.
Bu şekli ile bu tartışma yapılamaz.
Tartışma benim için bitmiştir.
Saygılarımla...
ahad karacan
Ayrıca kimi nasıl gördüğüm sizi hiç ilgilendirmez... Yorumlarınızda ki seviyesiz kelimelerinize cevap vermedikçe dozunu artırdınız...Size tavsiyem, kendinizi geliştirin. Okuyun, bol bol okuyun...
Bir yerde ;
- "Kitap bize de indirilseydi, elbette onlardan daha çok doğru yolda olurduk" dememeniz (için) işte size Rabbinizden apaçık bir belge, bir hidayet ve bir rahmet gelmiştir. Allah'ın ayetlerini yalanlayandan ve (insanları) ondan alıkoyup-çevirenden daha zalim kimdir? Ayetlerimizden alıkoyup-çevirenlere, bu 'engelleme ve çevirmelerinden' dolayı pek çetin bir azabla karşılık vereceğiz. (6/157)
yada,
“Davud! Biz seni ülkede hükümdar yaptık, sen de insanlar arasında adaletle hükmet, keyfine/nefsinin hevesine uyma ki seni Allah yolundan saptırmasın.”(Sad, 38/26).
“Resulüm! eğer hüküm verirsen, aralarında adâletle hüküm ver. Şüphesiz Allah, adâletli davrananları sever.” (Maide, 5/42).
“Allah size emanetleri ehline vermenizi ve insanlar arasında hükmettiğinizde adaletle hükmetmenizi emreder. Allah bununla ne de güzel öğüt veriyor. Şüphesiz Allah her şeyi iştendir, her şeyi görendir.”(Nisa, 4/58).
ayetleriyle karşılaşacaksınız... Allah affetsin...
@ŞK_M£L£Ğİ
hocam bunları bılen bılırde oran olarak yuksektır benım acımdan bakılırsa atabıkı bu oran genc kesımde oldukca dusuktur..Fakat bu konuyu neden ella aldınız onu anlamadım..Acıklama guzel evet yazmanızda guzel ama boyle bı sıtede ınsanları dını on yargılarını ortaya koymak yada ınsanları yuzdesını olcmek ne kadar dogru_??Ben onu anlamadım k bakmayın maılım ıcın gecenız guzel olsun sadece kendı fıkrım..