- 505 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
GEÇMİŞE BİR BAKIŞ.5.
8. bölüm
Yukarıda bahsettiğim ve buna benzer, kitaplar beni uzun yıllar hayatımı zindana çeviren ruhsal sorunlarımdan kurtardı.
Çocukluktan itibaren birikmiş sorunlarımdan.
Bastırılmış duygu ve düşüncelerimin beni hasta ettiğini kitaplardan örgendim, ben herkese tavsiye ediyorum her fırsatta doğru kitapları bulup kuyun.
Depresyon adını verdikleri iç karmaşası amansız bir yalnızlıktır.
Bizim toplumda bu yalnızlık ikiye katlanır, çünkü depresyonu tanımıyoruz veya gocunuyoruz, hastayım demekten. Ben hiç gocunmadım, olduğu gibi kabul edip çare aradım.
İlaçlar biraz engel oluyordu fakat Duygularım değişmedi, içsel çatışma devam etti, kitapların birçoğunda düşünceye hükmetmeyi öğrendim.
Parola şuydu.
Siz benim geçmişimsiniz, asla geleceğim olmayacaksınız, yaşandı ve bittiniz sizi sevgiyle azat ediyorum.
Bunu defalarca zihnimden kendime tekrarladım, yetmediyse yazdım okudum, zamanla kafamdan uğuldayarak akıp giden anılarım yol oldu. Beni ağlatan anıları gülerek anlattığımı fark ettim, anladım ki doğru yoldayım yılmadan çalıştım. Her konuda buna benzer teknikleri denedim. Bir kitabı bitirir onun gösterdiği yolları denedikten sonra kendimi bıraktığımı fark ettim ve etkisinin yok olduğunu anladım hemen başka birine başvurdum.
Zihnimde yer eden Çöpleri temizledim, atalarımdan bana kalan toksinlere ulaşmak en zoruydu hala onları yok etme yolundayım.
Antoloji bana çok şey kattı, kendime olan güvenimi artırdı, kendim dışında başkalarına da güven duya bildiğimi gördüm. Hislerimin ne kadar kuvvetli olduğuna şahit oldum artık hayata daha fazla güvenle bakıyorum.
İnsan düşünceye hükmetmeli, nasıl düşündüğümüzü kontrol etmeliyiz.
Kendi düşünceme hükmettim, gördüm ki, başkaları hakkımda kötü düşünüyor, fikri yok oldu, anladım ki, kendi düşüncem sebep oluyordu, bana negatif bildirimler aktarıyordu, hedef seçtiğim insana sormadan kendi düşüncelerimi katarak yanlış kanıya varıyordum, sormayı örgendim hiç korkmadan, ben mi seni yanlış anladım, sen mi benim hakkımda böyle, düşünüyorsun, demeyi öğrendim.
Gördüm ki, ben kendi fikirlerimi katıyorum, benden etkilenerek negatif enerji yayıyorlardı, karmaşa, gerilim, yanlış anlaşılma, ortaya çıkıyordu, sordum yanıldığımı örgendim.
Ve bana acı veren bu takıntılı durumu yok ettim.
Ama insan ne kadar yense de, bu insani özelliğimiz olmalı, bazı durumlarda tekrarlıyor, bende hemen soruyu yöneltiyorum kendime, bu yanlış anlama mı bir sorun mu var, sorun gerçekten karşı taraftan kaynaklanmış ise o kişiye soruyorum, her defasında cevap alıyorum, lakin verilen cevap doğrumu?
Doğru söylemeye bilir, bu da benim sorunum, bunu hislerimle anlamam lazım, samimiyeti hissedemiyorsam demek ki hala, takıntılardan arınmamışım, çalışmam gerekiyor, fakat anlıyorum o yeterliliğe ulaştım, özümde olan güvene ulaşmak çok zamanımı aldı, çok açı çektim, ama ulaştım, zaten o hep ordaydı, fakat toksinlerle kapatılmıştı üstü, toksinler kalktıkça Özgürleştim, kendimi kutluyorum.
Not: kendimi kutlama sözü başarıma başarı katmam için kullandığım yararlı bir bilgidir, herkes e tavsiye ederim her başarının sonunda kendinizi kutlayın bu bizi daha da başarılı kılacaktır.
Bu dizi yazımın önermesi, insanların kendini iyi tanıması için doğru kitaplardan yararlanarak
Kendini tanıyıp, yolunu bulması için yazılmıştır.
Her kitap herkese aynı etkiyi vermeye bilir, fakat kendi içgüdülerimize güvenerek seçmeliyiz okuduğumuz yazı bize hitap etmeli, başkaları beğendi diye değil kendimize iyi geldiği için okuyalım, mutlaka herkes kendine hitap eden bir yazı bulacaktır.
YORUMLAR
Merhaba Zeynep Hanım,
Sizi yine yürekten kutluyorum. Şu sorunun yanıtını detaylı olmak üzere sizden almak istiyorum. Siz gerçekten ilkokul üçten mi ayrıldınız? Öyle güzel tanımlamalarda bulunup, öyle güzel cümleler kuruyorsunuz ki, çok kaleme taş çıkartırsınız.
Son cümlelerinize ben de şunu katayım. Bir şey yazacaksanız kendinize yazın. Başkaları beğensin diye değil. Kendinize iyi bir şey yaptığınızda başkaları zaten onu beğenir.
Başarı dileklerimle saygılar.
yeter karaer
Veysel Başer
Yolunuz açık olsun. Saygılar.