DEĞİŞİMİN DİYALEKTİĞİ
"Aynı ırmakta iki kez yıkanılmaz"diyor Heraklitus! Nazm da"Aynı kiraz dalı salanmaz aynı rüzgarla"diyor.
Antik dünya ve modern çağın Anadolu’dan yükselen bu iki umut sesi,aynı bilinci taşımaktadır insanlığa.Farklı çağlarda yaşamış olmalarının bir önemi yok.Kendi yerel ve ulusallıklarını çok aşmış ve evrensel sesleri olmuş insanlığın.Dahası,bu iki üst bilinç insanının söyledikleri,nerden gelip nereye gideceğimizi de göstermektedir bize.Her şeyin bir akış içinde olduğu,sürekli bir değişim ve gelişimin yaşandığı her durum ve olguda,bir karışıklık söz konusudur çünkü.Doğasındaki merakla insan,bir yandan yeninin peşinde koşarken,öte yandan da yenilik karşıtı tutuculuğa yönelebilmektedir ne yazık.Kaynağında,her yenileşme eylemi beraberinde karşıtıyla girer yaşamamıza.Diyalektik bir olgu .Ne ki,değişimin diyalektiğinden habersiz olanların yanıldıkları asıl nokta,her olayda olguda bir"tekrarın"yaşandıklarını sanmalarıdır.Oysa olup bitenlere "aklın yolu ve deney yöntemiyle"bakabilseler eğer ,bunun böyle olmadığını görebilecekler.Bundan ötürü,değişime direnseler de,doğa yasaları bunun böyle olmadığını,acı biçimde öğretmektedir.diyalektik düşünce karşıtlarına.Diyalektiğin gereğini yapanlar,doğanın çözümsüzmüş gibi görünen sorunlarını aşmada din öğretilerini değil,bilimsel düşünceyi erek edinmişlerdir kendilerine.O bilimsel düşünce ki,insana kendini sorgulamakla kalmaz salt.Akıldışı her tür inanışı,akıl yargıcının önüne çıkartıp yargılatır ona.Evreni bile!
Yaşadığımız günümüz koşullarında neyi nasıl ve ne şekilde yapmamız gerekir hep onu düşünüyorum.
Enver Gökçenin bir şiiriyle yazıyı noktalıyorum...
"Bugün görüş günümüz
Dost kardeş bir arada
Telden tele
Mendil salla el salla
Merhabalar
Biz bir garip yiğit kişiydik
Bütün hürriyetler bizden uzaktı"
YORUMLAR
eşsiz bir deyaya maya caldığın gibi
niçe kuru topara su verdiğin gibi
turlu çiçeklerin güzüde baharı gibi
haydar baba deryanı ırmağı gibi,
sevgiler
imanım özüne kalemine
hızır bereketi eylesin yureğinde ki aşkı
dem dem eylesin haka
dost46
bilimi anlamak, bilimin ışığında gerçeklere ulaşmak.elbet güzel olurdu.
Ancak bilime ulaşan toplumlar maalesef, bu gücü çıkarları için kullanıp çirkin bir sömürü düzeni kurmuşlar.
kısaca bilim diyalektiğe merhem olmamış, dinler ve öğretiler gibi.
saygılarımla.
dost46
mehmetmacit
Yazının katıksız güzelliği, eklenen şiirle bir araya gelince, içildikçe kanılmayan bir lezzet olmuş.
Nice Tatlara..
dost46
Candan cana olan düşüncelerinize sevgi ve saygılarımla...Çok çok teşekkürlerimle...