Peri Düşü-2
Perinin gördüğü düş, kanatlarında egzotik kokular taşıyan bir Anka kuşu misali; süzüldü durdu yıllardır yaşadığımız kentlerin üzerinde. Çin’den Maçin’e , Seylan’dan Karadeniz’e ipekten halatlı naz ve haz köprüsü kuruldu. Cam ustaları, o düşü ihya etmek için ateşle ünsiyet ettiler. Nefesleriyle ve maharetleriyle cama suret kazandırdılar.
Ustaların nefesleriyle ve elleriyle şekillenen periler ince, narin yapılı zarafet elçileri olarak deruhte ettiler yıllarca görevlerini. Berraklığın üstü buğulu simgesi oldular. Camın kanıydı perilerin düşü. O düşün tutkunları dudaklarıyla yordu perinin düşünü buse buse. Hazzın nazla nasıl kaynaştığına şahitlik ettiler düşü yorarken.
Gel zaman git zaman, bu düş yorucuların içinden bir civanmert çıktı. Düşü sahiplendi. Diğer düş yoruculardan daima bir adım önde girdi dergâha. “Çaynağme” namıyla maruf mekanında düşü ve düş tutkunlarını ağırladı yorulmadan usanmadan. Cümle ayrıntıları zevkle tanzim etti mekanda. Kullanacağı tabaktan fincana, demlikten bardağa desenlerini kendisi çizdi. Bu özeni, sadece perinin gördüğü düşe hayranlığından kaynaklanıyordu. Yoksa bir şeyi sahiplenmek gibi bir kastı yoktu. Sahib’ül çay adıyla maruf olması sizleri bir şeyler sahiplenmek istediği zehabına düşürmesin. O maddi boyutta bir sahiplikten ziyade gönülden sahipleniyordu peri düşünü. Gün ışıdı gün aştı zaman geçti. Sahib’ül çayın himmetiyle ehl-i dil huzur sükûn deminde nuş etti çayı. Sohbet çayın buğusunda daha tat verdi musahabe ehline. Demlikten muhabbet doldu bardaklara, bardaklardan da gönüllere nüzul etti katre katre.
Payitaht, sinesinde böyle bir huzur sükun mekanı taşımaktan bahtiyar seyretti haz ve naz ikliminde. Uzak Doğu’da nazil olan güzellik. İstanbul’da ihya edildi, kademli demlerde demlendi. Zarafetin, inceliğin simgesi oldu. İstanbul’un albenisi ile peri düşünün gizemi harmanlandı semaverde, demlikte. Zaman zaman, bu harmandan esinlenenler de oldu. Sahibü’l Çay Asaf Osman Efendi’nin peri düşünü ihya eden gayreti ses oldu dizelerde. Bu ses cümle ihvan ile paylaşıldı:
Sahibü’l Çay
Asaf Osman demlerse çay içmek ayrı bir haz.
Billur bakışlarıyla gülümser bardakta naz.
İstanbul haziruna gıpta eder o demde.
Buselik makamında dudaklarda hep niyaz.
Sahibü’l çay denince sebil olur naz gülü.
Renk ahenk armonisi nazarların has tülü.
Güzellik eda ile damıtılır demlikte.
Bardağa albenidir efsanenin kakülü.
Her makam ayrı niyaz sahibül çay mevsimi.
Buğunun sinesinde haz eritirken simi.
Uşşak girizgâh olur nihayeti suzinak.
Yine çayın özünde gizlidir çayın imi.
İsmiyle müsemma o her demde vakıf çaya.
Yazılan bu şiiri adına atıf saya.
Asaf Osman Efendi vazgeçilmez bir marka.
Çay tadını işler hep mehtap deminde aya.
Suyu çay eylerken har semaver hazla yanar.
Bir kez çayını içen daim hayırla anar.
Çayın her makamına onda vakıf oluruz.
Müjdeler İstanbul’a artık Asaf Osman var…
İ.K
YORUMLAR
Henüz yorum yapılmamış.