- 1405 Okunma
- 3 Yorum
- 0 Beğeni
SUMRU YAĞMURDERELİ
2002’nin ilk günleri.
Telefondaki sevecen sesle benim bed sesim uzun süre karşılıklı gidip gelirken arada bir atılan kahkahalar Ankara’nın Kızılay’ındaki kasvetli havaya inat beni neşelendirmişti. Telefonu kapatmadan önce, "gel be Ömer, oturup iki lafın belini kırarız; kaç saatlik yol ki!"
Uzaktan da olsa akrabalığımızın verdiği samimiyetle, "peki kız, yarın ordayım, gelir gelmez seni ararım, tamam mı Sumru!"
Ertesi akşam, Eşber ağabeyi, Sumru ve Emin abi ile Kadıköy’de ne dünya ne de ülke hallerine girmeden, kendi halimizin havasında esip savurmuştuk. Emin abi (Emin KARACA), o gün baskıdan çıkan "Sevdalınız Komünisttir," kitabını benim için imzalarken konu şiire yöneldi. Sonlanmasını istemediğim muhteşem bir sohbetin sonuyla geceyi de bitirmiştik!
O gece Sumru’nun insanı kırmaktan çekinen yapısına, insana verdiği değerin açısına bir kez daha şahit olmuştum.
On iki ayın yarısını son on yıldır memleketim olan Erzurum’da geçirmekteyim. Her yıl da Eşber ağabeyi ile Sumru Erzurum’a gelirlerdi. Sumru’ya, "ne zaman geleceksiniz," diye sorduğumda her seferinde aynı cevabı alırdım. "Mısır zamanı, bilirsin abim mısıra bayılır!.."
Eşber YAĞMURDERELİ’nin, Sumru olmadan gittiği yer çok azdır. Sumru, ağabeyisinin beyaz bastonuydu.
1978’de gözaltına alındığında örgüt üyesi olduğunu hayretle öğrenen Eşber YAĞMURDERELİ, 14 yılda memleketin çeşitli cezaevlerinde yatarken, kardeşi Sumru da 14 yıl özgür bir mahkum gibi abisinin gönderildiği her şehrin otellerinde cezasını çekti.
Bundan birkaç ay önce Erzurum Havaalanı’dan yolcularken kansere falan aldırdığı yoktu!
Vız gelir, diyordu, bu kanserli hücreler Eşber abimin yattığı hücrelerden de kötü değil ya!
Ve gitti Sumru!
O’nu tanıyanların yüreğinde bir insan portresi bırakarak çekip gitti birden!
Bağışla beni Sumru!
Gelemedim, yetişemedim; seni omuzlarımda taşıyamadım; ama dualarımın seninle olduğunu biliyorsun!.. Ve yine sen anlarsın beni!
Keşke gitmeseydin; ama gittin işte!
İyi de,şimdi kim dinleyecek benim hayata olan sitemimi!
Kim yüreklendirecek yaşamak için, kim güldürecek bir kelimeyle, kiminle dinleyeceğim şarkıları!
Işıklar içinde uyu can dostum; huzurlu bir uyku senin hakkındır hayatın yorgunu!
Aydınlık yakışan aydın kalbini iyi dinlendir; anılarda geçerken adın belki kulakların çınlamayacak, ama yine kahkaha atacaktır senin güzel ruhun!
YORUMLAR
kaybedilenler bazen sadece dost; arkadas iyi bir insan olmuyor ayni zamanda hayatinizin bir parcasi yasadiginiz anlarin, konustugunuz cümlelerin anlamininda gidisi oluyor...ölüm bilinmezliginde ebedi yerini yürekte birakarak gidiyor dostlar...
yazida ki hüzüne ortak olmak ve bir dostu kaybetmenin acisini paylasmak istedim
hayat böyle bir sey iste var olmak ile yok olmak arasi bir yer...
.......YILDIZ
can dost güzel bir o kadarda içten gelen yürek sesiydi.aynı duygularla okudum.ne deyim gidenlerin arkasından ne denir,hep dediklerimizi tekrar söyleyip duyarlı yüreğinize selamlar