- 768 Okunma
- 1 Yorum
- 0 Beğeni
Ayaza mahkum bedenim…
Soğuk kış gecelerinden birindeyim, ne saatten haberim var ne de takvimlerden. Bildiğim tek şey dermanımın tükendiği an akbabalar gibi tepeme çöreklenmek için, ıssız bir o kadar merhamet yoksunu sokakların hazırlık yaptığı. Evsizim, yurtsuzum sokak köpekleri gibi aç bil aç ve susuz, ayyaşlar gibi çulsuzum.
Alışkınım aslında zira bu sensiz ilk günüm değil, dün de böyleydim yarın da böyle olacak. Demiştim ya sana, “sen sığınacak tek limanım, vatanım hatta ikametgâhımsın” diye, şaka yapmıyordum. Ciddiye almamıştın beni değil mi? Şimdi sahibi olduğum ve senin hasar vererek terk ettiğin mülk bana fayda sağlamıyor. Bıraktığın izleri görenler o senin yoluna adadığım sarayıma virane gözüyle bakıyorlar. Haklılar bilmiyorlar ki evvelini. Kime kızayım sarayımı viraneye çeviren sana mı, seni o saraya layık gören bana mı?
Olana oldu geçen geçti; şimdi ben, kimin olduğu belli olmayan hataların cezasını çektiğim bu sokakların bir köşesinde, kendimden geçip hayat küsmüşken bulup kurtaracak bir elin hayaliyle adımlıyorum keşmekeş kaldırımları. Ağır aksak voltalarda soluduğum hüzünler acıtsa da yüreğimi hayatta kalabilmem için güç veriyor aslında. Bir umut belki atacağım bir tur, döneceğim bir köşenin sonunda bir dayanak bulabilirim.
Biliyorsun beni; başkaları için ne kadar çalışsam, didinsem, yardımına koşsam da kendim için kimseden yardım isteyemem, dilenemem, yalvaramam kimseye elimi tut kaldır, kurtar beni diyemem. Kimseden bir şey isteyemediğim gibi kendimi acındıramam, gücümün yettiği her şeye “Evvel Allah”, yetmediğine “EyvAllah” der geçerim. İnatçıyımdır da, ne katır ne de keçi inat konusunda elime su dökemezler ya aklıma geldim şimdi inadım tuttu işte, bilsem ki son dakikalarımı yaşıyorum son kez olacaksa bile adını anmayacağım, artık senin için bir damla dahi gözyaşımı heba etmeyeceğim.
Sana inat, seni sevdiğim gibi bir daha sevmeyeceğim. Sen de yaptığım hatayı bir daha tekrarlamayacağım, ben mutluluğu sende aramıştım, bir daha seversem bende kaybolan mutluluğu bulup sevdiklerimi ben mutlu edeceğim. Seni sevdiğimden daha çok seveceğim ki, terk edileceksem son olsun, terk edecekse senin gibi yarım bırakmasın. Ya terk etmesin ya da nefesimi kesip öyle gitsin. Seni severken yüreğimin yarısını terk edilme korkusuyla doldurmayacağım, tümüyle sevip bir defa öleceğim. Son anımda seni değil onu sayıklayacağım. Senin kadar sevip sevmeyeceği, sevgimi hak edip etmeyeceği de önemli olmayacak. Çünkü ben onu çok sevip güveneceğim, düşmana arkamı dönmek gibi olsa da, düşmanımı mert bileceğim.
Farkında mısın? Hala sana sevgili diye hitap etmedim.
Öyle hitap edebilmem için, adını duyduğumda, hayalini kurduğumda ya da bir anını hatırladığımda az da olsa bu keskin ayazlı kış gecesinde içimin ısınması lazım. Ama yok sana dair bende ne kaldıysa içimi ısıtmıyor, tersine seni bana yabancılaştırıyor. Belki ayaza mahkûm bedenim ama öyle mutluyum ki yüreğimin hür olması yetiyor bana. Artık her şey için bir umut daha var her ne kadar bedenim o umutlara kavuşamayacak kadar bitap düşmüş olsa da virane yüreğim onu taşıyacak kadar dinç artık.
Soğuğun ve gecenin koynunda biçare köşe başlarından sokakların ıssız derinliklerine sessizce yol alırken tek dikkat ettiğim şeyin ne olduğunu biliyor musun? Senli anılardan birinin olur olmaz bir yerde ayağıma takılmaması. Olur ya düşer kalırım hüzün birikimlerinin içinde, ayağa kalkamam bir daha. Olur ya yine üzerime yalnızlık bulaşır, bir kere daha silkinip atamam üzerimden.
Zaten yalnız geldiğim dünyayı yine yalnız terk etmek üzereyim. Malum bir yola çıkacağım meçhul bir günü bekliyorum bu sıralar. Bütün mal varlığım heybemdeki bir avuç anı kırıntısı, biraz hüzün ve bir tutam yalnızlık. Onları da alacağım yanıma
Hayaller mi? Onları tüketeli çok oldu, umut dersen hala var, hep olacak ta ki meçhul gün gelip çatana kadar.
Pişmanlık; o da var yakamı bırakmayacak keşkeler, ama diğer taraftan yaşayarak edindim tecrübelerimi, pişmanlıklar olamasa yerini uhdeler mekan tutacaktı. Pişmanlıkları tercih ettim, bu benim seçimim…
31 / 01 / 2012
Adem Yıldırım
YORUMLAR
Soğuğun ve gecenin koynunda biçare köşe başlarından sokakların ıssız derinliklerine sessizce yol alırken tek dikkat ettiğim şeyin ne olduğunu biliyor musun? Senli anılardan birinin olur olmaz bir yerde ayağıma takılmaması. Olur ya düşer kalırım hüzün birikimlerinin içinde, ayağa kalkamam bir daha. Olur ya yine üzerime yalnızlık bulaşır, bir kere daha silkinip atamam üzerimden. ...
Yüreğinizden dökülen kelimelerin birleşimi harika bir yazı oluşturmuş.Tebrikler. Ve KEŞKE siz geçmesi dileğiyle kalan ömrümüzün!!!
gizemli__mavi
Saygılarımla efendim...